Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2021/338 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/147 Esas
KARAR NO: 2021/338
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2015
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——yönetiminde, bölünmüş yol olan—- istikametine gidiş yönündeki —– şeridini takiben seyretmekte olan, —adına kayıtlı ve diğer davalı ———- oluşturduğu ——-,davacıların murisi yaya —- sonuçlandığını, dava sonucunda verilecek hükmün infazının teminatı olarak ve davalıların mal kaçırmalarını önlemek için —- plaka sayılı aracın ve üzerlerine kayıtla başka araçların bulunması halinde bu araçlar üzerine tedbir konulmasını talep etmişlerdir, davanın kabulü ile — manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——– müştereken ve müteselsilen tahsiline, maddi zararlar hakkında yeniden dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla ——–destekten yoksun kalınan maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalılar ——— cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen — seyri sırasında olay —– geldiğinde seyir istikametine göre solundaki refüjde yolun sağına geçmek üzere koşarak kaplamaya giren müteveffa yaya — aracının ön kısmıyla çarpması neticesinde meydana geldiğini, müteveffa yaya — kendi asli ve tam kusuru ile sebep olduğunu, müvekkili——olan ve uzun yıllardan beri şoförlük yapan ehli bir şahıs olduğunu, gösterebileceği hangi dikkat ve özenle bu kazanın meydana gelmesine engel olabileceği hususunu mahkemenin taktirine bıraktığını, olayda müvekkillere atfı kabil kusur bulunmadığını, asgari ücretle çalışan müvekkilden ve iflas ertelemesi kararı —– sürdürmeye çalışan diğer müvekkil şirketten kusuru olmadığı halde bu kadar yüklü bir tazminat talep etmek bunların ömür boyu ekonomik ve sosyal hayatının bitmesi anlamına gelmediğini ve bu durum hakkaniyet ve iyi niyet kurallarıyla da örtüşmediğini, olayda kusuru bulunmayan müvekkillerden talep edilen tazminat miktarları, birisi asgari ücretle çalışan diğeri iflas ertelemesi altındaki küçük bir işletme sahibi olan müvekkillerin ekonomik hayatının —— yol açacak nitelikte olduğunu, davacılarınmanevi tazminat istekleri hakkında ise davacılar abartılı ve yüksek rakamlarla çok yüksek miktarlarda —— istenmiş olup, kusur oranı ne olursa olsun taksirle ölüme sebebiyet sorumluların ekonomik gücünü yok edecek yüksek bir tazminat isteğini haklı kılmayacağı, müvekkillerin kusuru bulunmadığından, davacıların varsa desteği, ölümlü kazanın meydana gelmesinde kendi kusuruyla birinci derecede etken olduğunu, konuya dair —– karşısında bu kadar yüksek bir tazminat İsteği asla kabul olunamayacağını, davalı ——– kaza tarihinden bu yana geçen zamana rağmen davacılara herhangi bir tazminat ödemediğini, davalı ——- hükmüne aykın hareket ettiğini belirterek, davanın reddine, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — — dilekçesinde; Öncelikle yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin —Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca zaman aşımı itirazında bulunarak iki yıllık zaman aşımının geçtiğini belirttiği, kazaya karışan — müvekkili nezdinde — bulunduğunu, teminatın sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına azami —-olduğunu, gerçek kusur ve hasar miktarına göre tazminat miktarının belirleneceğini, azami teminat limitinin dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, ölenin mirasçısı davacıya —tarafından herhangi bir ödeme yapılmış ise bunun ve bağlanan gelirin de tazminat tutarından mahsup edilmesi gerektiğini, ———- manevi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi kapsamı dışında bulunduğunu, mirasçıların ölenin desteğinden mahkum kaldıklarının gerçekten ispatlanması gerektiğini, davanın reddi ile yargılama gideri, faiz ve avukatlık ücretini hükmolunmamasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasında yakınının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat, ölenin yakını olan davacı için haksız fiile dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
——–“Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen ——– ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” Hükmüne amirdir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. maddesi 1.fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar…” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin son fıkrasına göre de; “İşleten, aracın sürücüsünün veya aracın kullandırılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Dava dosyası kapsamında bulunan trafik kayıtlarına göre; dava konusu trafik kazasına karışan — sayılı ——davalı — tarafından sevk ve idare edildiği ve aracın ————anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma öncesi yapılan yargılamada davacılar tarafından ikame edilen davanın toplanan delillere göre meydana gelen kazada desteğin tam kusurlu olduğu, davalıların kusuru bulunmadığı gerekçesi ile açılan reddine karar verilmiş, mahkememizce verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilmiş ve ———— yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
“Haksız fiile dayalı olarak açılan davalarda kusurun tespiti önemli yer tutmaktadır.
Somut olayda kaza; davacıların desteğinin orta refüjden karşıya geçmek isterken sağ şeritten gelen davalı sürücünün aracı ile çarpması şeklinde gerçekleşmiştir.
Davaya konu olay nedeni ile görülen ceza yargılamasında alınan —- tarihli raporda; davalı sürücünün—— mahalde seyir halinde bulunduğu sırada kontrolsüz kavşağa yaklaşırken trafik güvenliği ile ilgili tedbirleri almadığı, trafik kanunu ve yönetmelikte belirlenen uyulması zorunlu kurallara ve yükümlülüklere uymadığı, aracın hızını kavşağa yaklaşırken azaltmadığı, hava, yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, taşıt yolunu karşıdan karşıya geçmekte olan yayayı gördüğünde aracının farları ile selektör yaparak veya——— yayanın kendi güvenlik emniyetini alması için uyarmadığı, kontrolsüz kavşağa gelirken ışıklı trafik ışıkları izin verse bile trafik akımı kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır kuralını ihlal ettiği, kavşak kenarında taşıt yolunu karşıdan karşıya geçen yayaya yaklaştığında ani fren tedbirine başvurduğu sırada ıslak yolda kayarak yayaya çarptığı ve ölümüne neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu, davacıların murisinin ise kendi can güvenliği ile ilgili tedbirleri almadan ve aracın uzaklık ve hızını düşünmeden araca ilk geçiş hakkını vermediği taşıt yoluna inerek ve koşarak taşıt yolunu geçmek istediği sırada gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğu tespit edilmiş, anılan rapora itiraz edilmesi üzerine ceza mahkemesince— heyet raporunda, davalı/sanık sürücü —kusursuz olduğu, müteveffa yaya –asli ve tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş, ceza mahkemesince; —- önceki iki rapor aksine sanığa hiç kusur yüklenmemiş ise de, sanığın olay yerinde—- izinin bulunduğu, ancak ——– yanında bulunan yaya kaldırıma çaparak ve kısmen yaya kaldırıma çıkmak suretiyle durduğu gözetildiğinde sanığın yaya kaldırıma çapmaması halinde aracın daha fazla giderek durabileceği hususu açıktır denildiği, bu durumun sanığın olayda az da olsa kusurlu olduğunu gösterdiği, bu bakımdan daha önceki sanığa tali kusur yükleyen bilirkişi raporlarına itibar edilerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, anılan kararın temyizi üzerine —— minibüs ile gece vakti yerleşim yeri içerisinde yağmurlu havada bölünmüş tek yönlü aydınlatması, yol şerit çizgisi bulunan asfalt ——genişliğindeki zemini ıslak düz, eğimsiz caddenin sağ şeridinde seyir halindeyken, dört yönlü ışıksız kavşağa geldiğinde kavşakta gidiş yönüne göre yolun solundan sağına geçmeye çalışan —–yaşındaki yayaya sağ şeridin ortasında aracının orta kısmı ile çarpması sonucu yayanın öldüğü olayda; sanığın aracının çarpma noktasından önce ve sonra olmak üzere sağa yönelimli toplam —- fren izinin bulunduğu ve çarpma noktası nazara alınarak, sanığın kavşaklarda hızını azaltmama kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığından hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Eldeki bu davada ise mahkemece, yargılama sırasında kusur konusunda rapor alınmaksızın ceza yargılamasında alınan ————– raporu esas alınarak davalının kusuru olmadığının, desteğin tam kusurlu olduğunun kabulü yönünde karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Mahkemenin gerekçesinde, ceza yargılamasında alınan ——— raporunu neden hükme esas alındığı, hangi yönleri ile olayın oluşuna uygun olduğu, olayın ne şekilde gerçekleştiği, desteğin ve davalının trafik akışı içinde hangi kuralları ihlal ettiği, hangi kurallara uyduğu konularına yer verilmemiştir.
Hukuk mahkemesi, ceza mahkemesince belirlenen kusur oranları ile bağlı değil ise de ceza yargılaması sonucunda belirlenen maddi olgu hukuk mahkemesi için de bağlayıcıdır.
Ceza yargılamasında davalı/sanığın meskun mahalde, ıslak zeminde gerektiğinden daha hızlı seyrettiği, çarpma noktası, yayayı gördüğünde ışıklı ve sesli uyarılar yapmadığı, fren izi ve fren mesafesi gibi hususlar maddi olgu olarak kesinleşmiştir. Akside kanıtlanamamıştır.
Davaya konu kaza nedeni ile ortaya çıkan bu maddi olgu doğrultusunda tarafların trafik akışı içinde hangi kuralı ihlal ettiği konusunda tespit ve değerlendirmelere yer vermeksizin ve gerekçeleri açıklanmaksızın yazılı şekilde karar vermesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile Mahkememiz kararı ortadan kaldırılmış ve —– bozma ilamının dosya kapsamına uygun bulunması nedeni ile bozmaya Mahkememizce uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzim edilmesi için dava dosyasının—– tarihli celse — numaralı ara karar ile ;
—tarihinde davacılar murisi ——- trafik kazasında davalı — kusur durumlarının; uyulmasına karar verilen —— ceza dava dosyasında saptanan maddi vakıalara göre KTK kapsamında yüzdesel olarak denetime imkan verir şekilde hüküm kurmaya elverişli ayrntılı rapor tanzimi için dava dosyasının — görev alan/almış ————-heyetine tevdine karar verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan — tarihli rapor ile ——— işaret veya yetkili kişinin bulunmadığı, kontrolsüz kavşak mahallinde, karşıdan karşıya geçerken, yolu çok iyi kontrol etmesi, yaklaşmakta olan —- uzaklığını ve hızını dikkate almadığı, karşıya geçişini güvenli bir şekilde tamamlayabileceğine kanaat getirince ancak orta refüjden sağa doğru geçmesi gerekir iken buna riayet etmediği beraber hareket ettiği yayalar beklediği halde kendisinin ——– doğru koştuğu, kendi can güvenliğini tehlikeye soktuğu, bu hatalı davranışı nedeni ile asli kusurlu bulunduğu, davalı sürücünün ise havanın yağmurlu olduğu, zeminin ıslak olduğu, yerleşim yeri içersinde seyrettiği, bir kavşağa yaklaştığını, kavşakların yaya geçişlerine izin verilen yol kesimleri olduğunu dikkate alarak, aracının hızını düşürmesi muhtemel yaya hareketlerine karşı hazırlıklı olması, özellikle bölünmüş yolun karşı yön trafiğine ait taşıt yolunu kat ederek orta refüje ulaşmış olan yayaların sağa doğru geçişlerine devam edebileceklerini öngörmesi kendilerini klakson ile uyarması gerekir iken bunu yapmadığı, aracının hızını mevcut koşullara uygunluğu sağlama zorunluluğuna aykırı davrandığı, bu hatalı sevk ve idaresi nedeni ile ikinci derece kusurlu bulunduğunun anlaşıldığı ve bu şekilde davalının kazanın oluşumunda %25 seviyesinde etken bulunduğu anlaşılmıştır.
Gerek ceza dava dosyasında saptanan maddi vakıalar gerek ceza dava dosyası kapsamına alınan bilir kişi raporu ile Mahkememiz nezdinde rapor ibraz eden bilirkişi heyetinin tertip ettiği kusur raporunun olayın oluşumuna ve dosya kapsamına uygun bulunması nedeni ile —— ulaştırma birimi kara yolları ve trafik öğretim üyeleri tarafından tanzim edilen raporun Mahkememizce hükme dayanak alınmasına karar verilmiş ve taraf vekillerinin rapora karşı yönelen itirazlarının bu nedenle dinlenilebilir bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasının da —- tarihli celse de taraf iddia ve savunmaları ile ibraz edilen kusura dair rapora göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı bulunuyor ise miktarının belirlenmesi amacı ile aktuer bilir kişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyasında mevcut —davalı— adına kayıtlı ve davalı— tarihleri arası davalı — sigortalı olduğu, zeyilnameye bakılmaksızın davaya konu —- olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasında mevcut —- tarihli cevap yazılarında, —– ölümü sebebiyle hak sahiplerine rücuya tabi gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Dava dosyasında davalı tarafından ve diğer ilgililer tarafından davacı hak sahiplerine ödeme yapıldığına; veya 6098 sayılı Kanunu 55. maddesinde belirtilen, davacı hak sahiplerine rücuya tabi —- geliri bağlandığına dair herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığından; davacı hak sahipleri bakımından hesaplanan maddi tazminat miktarından, her hangi bir indirim yapılmayacağı anlaşılmış ve bilirkişi tarafından davacılar alacağının kaza tarihinde geçerli bulunan —- yaşama tablosuna göre hesaplandığı anlaşılarak maddi tazminat davasında bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Yine davacılar meydana gelen trafik kazası nedeni ile davalı sürücü ve işletenden ayrı ayrı manevi tazminat talep etmişlerdir.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölene olan yakınlığı nedeniyle duyacağı elemin derinliği, müteveffanın kazadaki kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacı için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davacılar için hüküm fıkrasında belirlenen nispette manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Nihai olarak dava dosyasında dava ikame edilen —– tarihinde iflasına karar verildiği ve iflas işlemlerinin basit tasfiye usulüne göre halen —– yürütüldüğü sıra cetvelinin henüz tanzim edilmediği davacılar alacağı hakkında kabul yada redde dair kararın tesis edilmediği anlaşılmış ve bu davalı yönünden tahkikatın tamamlanarak karar tesis edilmesinin İİK 194 vd. Maddelerine göre mümkün olmadığından ve tahkikatın bu davalı yönünden durmuş olmasına göre bu davalı ile diğer davalıların sorumluluğunun müteselsil sorumluluğa dayandığından bu davalı yönünden dava dosyasında toparlanacak delilin kalmaması ve diğer davalılar için tahkikat yargılamasının tamamlanmış olmasına göre dava dosyasının geldiği aşama gözetilerek —-yönünden tefrikine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Maddi tazminat davası yönünden;
1— destekten yoksun kalma tazminatının davalı —– tarihinden davalı — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı — ÖDENMESİNE,
1– destekten yoksun kalma tazminatının davalı — tarihinden davalı— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı —- ÖDENMESİNE,
1– destekten yoksun kalma tazminatının davalı —- tarihinden davalı — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı — ÖDENMESİNE,
1—–cenaze giderinin davalı — tarihinden davalı —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı —ÖDENMESİNE,
2-Manevi tazminat davası yönünden;
2–manevi tazminatın davalı —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı —- ÖDENMESİNE,
2—-manevi tazminatın davalı —- tahsili — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı—ÖDENMESİNE,
2—-manevi tazminatın davalı —- tahsili ile —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı———- ÖDENMESİNE,
3-Maddi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 896,10 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 838,65 TL peşin harçtan mahsubu ile 57,45 TL harcın davalı —— alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan harçtan mahsup edilen 838,65 TL’nin davalılar —–alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 2390,85 TL harcın davalı —– alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6- Davacı tarafından sarf edilen — yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan —,davalı —– alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan tutarın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı –davalı——müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
8-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10.maddesi uyarınca davacılar lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı ——– alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
9-Reddedilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10.maddesi uyarınca davalı — —– lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı —–VERİLMESİNE,
10- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde —–nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021