Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/138 E. 2021/324 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/138 Esas
KARAR NO: 2021/324
DAVA: Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan malın iadesi ve şerhin terkini
DAVA TARİHİ: 24/03/2020
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan———— kaynaklanan malın iadesi ve şerhin terkini davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ——- tarihli ——— akdedildiğini, davalı ve kefillerin kira borcu ve işlemiş faiz borcunu ödememeleri nedeniyle — tarihinde ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin — tarihinde davalıya tebliğ edildiğini ancak verilen süre içinde borcun ödenmediğini, bu nedenle—- uyarınca sözleşmenin feshedildiğini, taşınmazların davacıya teslim edilmemesi nedeniyle——– dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenlerle davaya ve sözleşmeye konu ———— niteliğindeki taşınmazların boş olarak aynen iadesi ile teslimine, iade konusu taşınmazların tapu kaydına konulmuş olan —– belirtmesinin terkinine, ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğunu, esasa ilişkin olarak da, davacının———- sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibine başladığını, bu alacakları tahsil ettiği taktirde haksız kazanç sağlamış olacağını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, —–kiralama konusu malın iadesi, —–kiralama şerhinin fekki istemlerine ilişkin olup, davanın dayanağı ———-
Davacı, işbu kanun hükmü uyarınca davalının taraflar arasındaki —-kiralama sözleşmesindeki borcunu ödemediğinden sözleşmeye konu taşınmazların iadesini ve tapu kaydına konulan şerhin kaldırılmasını talep etmektedir.
Her ne kadar davalı vekili, davanın zorunlu arabulucuğa tabi olduğunu, davanın bu nedenle usulden reddini talep etmiş ise de, ——- kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu —–, dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır.
Alacak davalarında davacı, bir para alacağının tahsilini amaçladığından, dava açılmadan önce, yukarıdaki yasal düzenlemeye göre arabulucuya başvurulmuş ve arabulucu tarafından onaylanmış anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklenmiş olması dava şartıdır.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; dava, doğrudan para alacağına ilişkin olmadığından davalı vekilinin zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve ara karar ———–tarihli ön inceleme duruşmasında açıklanmıştır.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Taraflar arasında dava dilekçesinde yazılı —–kiralama sözleşmesi ve ——-kiralama tadil sözleşmelerinin düzenlenip düzenlenmediği,
B- Davalının, sözleşmelere konu borcu süresinde ödeyip ödemediği,
C-Davalı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediyse taşınmazların boş olarak aynen iadesi ile teslimine, iade konusu taşınmazların tapu kaydına konulmuş olan —– terkinine karar verilmesi gerekip gerekmediği,
Ç-Davaya konu taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Mahkememizce, yukarıda belirtilen uyuşmazlık konuları doğrultusunda taraf delilleri toplanmış, mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre taraflar arasında —-kapsamında gayrimenkullerinin kullanımını ve sürenin sonunda mülkiyetinin devir konusunda —- akdedilmiştir.
Bu amaca yönelik olarak taraflar arasında ————– akdedilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin, hukuken geçerli oldukları ve tâbi oldukları yasal mevzuata uygun olarak düzenlendikleri görülmüştür.
Bu sözleşmelerden ilk yapılan———aylık süreyi içeren bir sözleşmedir. Daha sonra sözleşme maddeleri içinde de yer alan ve bazı tadilleri içeren —– adet tadil sözleşmesi daha akdedilmiştir.
Tadil sözleşmelerinden ilki, —-tutarından — tutarına dönmektir. Dolayısıyla söz konusu sözleşme yeniden revize edilerek, sözleşmenin bakiye rakamları yeniden düzenlenen — no.lu sözleşmeye aktarılmıştır.
Tadil sözleşmelerinden ikincisi,—— olup bunun da düzenlenme amacı; Kiracının bozulan nakit akışını rahatlatmak ve firmaya ödeme kolaylığı sağlamak şeklinde olmuştur. Dolayısıyla Ana sözleşmedeki ödeme planı yeniden değiştirilmiş ve mevcutlara ek olarak —- tutarlı ek teminat (ipotek) sözleşmeye ilave edilerek ödeme planı ikinci kez revize edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan —-kiralama sözleşmesi kapsamında işleme konu olan gayrimenkullerin piyasa değerlerinin tespiti amacıyla —- Tarafından değer tespiti raporu düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce getirtilen tapu kayıtlarına göre, dava konusu taşınmazların ——- olduğu tespit edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından, davacı şirketin —- kapsamında, davalının aylık ödeme tutarının —olduğu tespit edilmiştir. Ödemelerin başlangıç tarihi —— olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin toplam —– aylık bir süreyi kapsayacak şekilde düzenlendiği ve bu süre sonunda toplam ödenmesi gereken tutarın — olduğu anlaşılmıştır.
Davacı—- tarafından dava dosyasına sunulan —- aralığındaki döviz muavin raporlarından elde edilen sonuçlara göre, davalı tarafın davacı tarafa yapmış olduğu —–ödemelerinden kalan borç bakiyesi;
——
— olarak hesaplanmış ise de, bilirkişi tarafından tarihinde davacı —- yapılan yerinde inceleme kapsamında, şirket muhasebe yetkilisinden alınan en son cari hesap muavin dökümlerine göre, söz konusu borcun;

— olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin bilirkişiye gönhderdiği kayıtlar bilirkişi tarafından düzenlenen — ayrıntılı olarak gösterilmiş olup, buna göre, davalı tarafın kira sözleşmesinden kaynaklanan ödemesi gereken tutar—olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla nakit akımını iyileştirici ilave bir sözleşme — dönüşen ödemeler dikkate alındığında, davacının sunduğu belgeler kapsamında borç olarak bildirilen miktarın —-olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre, her iki şirketin kayıtları aşağı yukarı birbirini doğrular nitelikte olup, davalının, davacıya dava tarihi itibariyle en az — borcu olduğu saptanmıştır.
Yeminli mali müşavir bilirkişi —– düzenlenen bilirkişi raporu, davalı şirketin, davacı şirkete olan borcu bakımından dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olduğundan hükme esas alınmıştır.
Dava dilekçesinin ekindeki belgelerden, davacı şirket tarafından, davalı şirkete keşide edilen —yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı borçluya — imzasına tebliğ edildiği, —- tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
——-
“(1) Kiralayan, —–kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi hâlinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir.
(2) Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hâllerde, bu aykırılık nedeniyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda sözleşme feshedilebilir.
(3) Kiracı ve kiralayan arasında —–kiralama sözleşmesi ile ilgili ihtilaflarda, mahkemece ——kiralama konusu malın ihtiyati tedbir kararı alınarak kiralayana veya üçüncü bir kişiye bırakılması durumunda kiralayan, mahkemeye malın rayiç değeri kadar teminat yatırmak suretiyle mal üzerinde tasarruf edebilir. Şu kadar ki; sözleşmenin feshinin haksız olduğuna karar verilmesi hâlinde kiralayan, kiracının zararını tazminle yükümlüdür.
—— İhraççıların borçlanma araçlarına ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, —–tarafından düzenlenip hak sahiplerine verilen belge —– maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılır.” hükmünü haizdir.
6361 sayılı kanunun ”Sözleşmenin feshinin sonuçları” başlıklı 33. maddesi ise ”(1) Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30 uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hâllerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür. İade edilen malın üçüncü kişilere satılması hâlinde sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin, vadesi gelmemiş —– varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça iade edilen malın satış bedelinin, vadesi gelmemiş ——kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından yüksek olması durumunda aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir. İade alınan malın üçüncü kişilere ——kiralanması hâlinde de aynı esaslar uygulanır.
(2) Sözleşme kiracı tarafından feshedilirse kiracı malı geri vermekle beraber uğradığı zararın tazminini, kiralayandan talep edebilir.
(3) Sözleşmeden kaynaklanan borçlara karşılık teminat olarak alınan ipoteklerin paraya çevrilmesinde 2004 sayılı Kanunun 150/ı maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Kiracının bu Kanunda belirtilen süreler içinde borcunu ödememesinden dolayı kiralayan tarafından noter aracılığıyla kiracıya gönderilen fesih ihtarnameleri hakkında 2004 sayılı Kanunun 68/b maddesi hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Buna göre, sonuç olarak taraflar arasında dava konusu taşınmazların davacı tarafından davalıya ——uygun sözleşmeyle kiralanarak devredildiği, sözleşmenin tapuya şerh edilmiş olduğu, davalının ödemesi gereken kira bedellerini ödememesi üzerine davalıya —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödenmeyen kira bedellerinin—- günlük sürede ödenmesi için ihtarname tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça ödemenin yapılmamış olduğu, ihtarnamede verilen süreye göre ödeme yapılmaması nedeniyle sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshedildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili, davacının alacaklarını tahsil etmek üzere iki ayrı icra takibi başlattığını, bu icra takibine konu borcun davacıdan tahsili halinde taşınmazların davacıya teslim edilmesinin davalının mülkiyet hakkını zedeleyeceğini savunmuş ise de, gerek kanun, gerekse sözleşme hükümlerine göre, davacı, davasını kanıtladığından davalının savunması yerinde görülmemiş ve davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların davacıya iadesine, taşınmazların tapu kaydında bulunan —–kiralama şerhinin kaldırılmasına——- dair aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE;
a) Dava konusu ——davalıdan alınarak davacıya İADESİNE,
b) Dava konusu——- ——- yevmiye numaralı—– ———KİRALAMA ŞERHİNİN KALDIRILMASINA (FEKKİNE),
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken— harcın dava açılırken davacı tarafından peşin yatırılan — harçtan mahsubu ile bakiye ——- harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 6.831,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.601,60 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 36.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———- Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.21/04/2021