Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2021/497 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/13 Esas
KARAR NO: 2021/497
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2018
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket yetkilisi —-davacıya davalı şirkete —- teklifinde bulunduğu, davacının da bu teklifi kabul ettiği, davalı şirket yetkilisinin, davacıya önce ödemeyi yapması gerektiğini sonrasında resmi devir işlemlerinin yapılacağını söylediği, bunun üzerine davacının —- tarihinde —- numaralı hesabından davalı şirket yetkilisinin belirtmiş olduğu —- hesabına davalı şirket adına —–para havalesi yaptığı, ödemenin ardından davalı şirket yetkilisi davacının davalı şirket ortağı olduğu konusunda —– davacının şirket ortağı olarak gösterdiği, ancak davacının yakın zamanda hisse devir işlemlerinin yapılacağını söylemesine rağmen hisse devrine dair resmi işlemleri yapmadığı, en son olarak davacı eşi ile birlikte şirkete gittiğinde —— diyerek şirketten kovduğu, akabinde şirketin bulunduğu ofisin anahtarını ve kilidini değiştirdiği, şirkete girmesine engel olduğu ve resmi ortaklık işlemini yapmayacağını beyan ettiği, bunun üzerine davacı davalı şirket yetkilisi hakkında şikayette bulunduğu,—– dosyasından yapılan soruşturmada davalı şirket yetkilisinin söz konusu parayı aldığını kabul ettiği, davacının davalı şirkete ortak yapılmadığı gibi ödenen paranın da geri iade edilmediği, İş bu nedenle, davalının davacıya —- borcu bulunduğu, belirtilen borcun ödenmemesi nedeniyle—— sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı ve davalıya ödeme emri gönderildiği, ancak borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak icra takibini uzatmak amacıyla borca itirazda bulunduğu, belirtilen nedenlerle, davalının tebellüğ ettikleri ödeme emrine kötü niyetle haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu, bu nedenle işbu davayı açarak borçlunun takibe karşı yaptığı tüm itirazların iptali nedeniyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin borçlu davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirken usule aykırı olarak görevsiz olan Ticaret Mahkemesinde açıldığı, Şöyle ki; davanın ticaret Mahkemesinde açılabilmesi için TTK Md.4 kapsamında dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, davacı tarafın —— dosyasında haksız ve yasaya aykırı olarak şirket hakkında başlatmış oldukları sözde alacağa yönelik icra takibinde alacaklının tacir olmadığı, dava konusu miktarın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı, bu nedenle davaya görev yönünden itiraz edildiği, şirket hakkında —- dosyasında haksız ve yasaya aykırı olarak takip başlatıldığı davacı —– eskiden çalışmış çalıştıkları şirkette tanıştıkları, bu tanışıklığı üzerinden yaklaşık—- geçtikten sonra davacının kendisi ile iletişime geçtiği, davacının davalının tecrübesi ve iş çevresi ile kendisinin —–bağlantılarını birleştirerek davalı ile ticari anlamda iş yapmak istediğini, bunun üzerine detaylı olarak konuşulduğu, bu konuşma neticesinde alınan ortak karar davalı şirket ile davacı— ait olan —–sarf malzemeleri satışı yapan şahıs firması aynı ofisi kullanıp, —– karşılayacak ancak ayrı şirket ana sözleşmeleri üzerinden faaliyetine devam edeceği, davalı şirketin kendi ticari faaliyetleri ile ilgili herhangi bir para paylaşımı veyahut ortaklık söz konusu olmayacağı, ofis ve işletme giderlerinde %50 ortak olunacağı, davalının iş gücüne karşılık, yapılan cihaz satışlarından elde edilecek olan net kâr üzerinden de yine %50 paylaşım yapılacağı, yukarıda bahsedilen teklif hususunda davacı ile sözlü olarak anlaşıldığı ve bu anlaşma sırasında—-bizzat şahit olduğu, davacının —– ayrı ayrı emekli olmak istediğini dolaysıyla herhangi bir ticari faaliyet içerisinde resmi olarak bulunmak istemediğini zaten şahıs firmasını kapatmasının en büyük nedeninin bu olduğunu, aramızda —– olmayacağını bu nedenle de anlaşmayı yazılı hale getirmeye gerek olmadığını, bu konuşmalar yapılırken eski eşi—– da yanlarında olduğu, davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediğini, davacının davalı hakkında dolandırıcılık iddiası ile savcılığı başvurduğu, ——Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar” verdiği, bu kararın davacının kötü niyetli hareket ettiğinin somut bir ispatı olduğunu savunmuştur.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, şirket ortaklığı için verilen paranın iadesi nedeniyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili, Davalı şirket yetkilisi—–davacıya davalı şirkete %50 ortaklık teklifinde bulunduğu, davacının da bu teklifi kabul ettiği, bunun üzerine davacının —tarihinde — bulunan —- numaralı hesabından davalı şirket yetkilisinin belirtmiş olduğu — hesabına davalı şirket adına —– para havalesi yaptığı ancak davacının yakın zamanda hisse devir işlemlerinin yapılacağını söylemesine rağmen hisse devrine dair resmi işlemleri yapmadığı, en son olarak davacı eşi ile birlikte şirkete gittiğinde “sen ortak falan değilsin bir daha gelme” diyerek şirketten kovduğunu belirterek, ödemiş olduğu —- iadesini talep etmekte, davalı ise davalı şirket ile davacı —— isimli kalite kontrol ekipmanları sarf malzemeleri satışı yapan şahıs firması aynı ofisi kullanıp, ofis masraflarını birlikte karşılayacak ancak ayrı şirket ana sözleşmeleri üzerinden faaliyetine devam edeceği, davalı şirketin kendi ticari faaliyetleri ile ilgili herhangi bir para paylaşımı veyahut ortaklık söz konusu olmayacağı, ofis ve işletme giderlerinde %50 ortak olunacağı, davalının iş gücüne karşılık, yapılan cihaz satışlarından elde edilecek olan net kâr üzerinden de yine %50 paylaşım yapılacağı, yukarıda bahsedilen teklif hususunda davacı ile sözlü olarak anlaşıldığı, davacının aramızda güven problemi olmayacağını bu nedenle de anlaşmayı yazılı hale getirmeye gerek olmadığını bildirdiğini, bu konuşmalar yapılırken eski eşi—- da yanlarında olduğu, davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediğini, davacının davalı hakkında dolandırıcılık iddiası ile savcılığı başvurduğu, —— Dosyasında “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar” verdiği, bu kararın davacının kötü niyetli hareket ettiğinin somut bir ispatı olduğunu savunmuştur.
Taraf iddia ve savunmalarının incelenmesi ile taraflar arasında davacının şirket ortaklığı kapsamında davalıya —- ödeme yaptığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının davacı tarafından şirket ortaklığı için yapmış olduğu —- ödemeyi iade edip etmediği , davalının yapılan ödemeyi iade ettiğinin tespiti halinde yapılan iade tutarının ne kadar olduğu, bu doğrultuda davacının takibe konu etmiş olduğu alacağı davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
—-Dosyası Üzerinde Yapılan İncelemede; davacının şirket ortaklığı için davalıya yapmış olduğu —– ödemenin iadesi için davalıya karşı icra takibine girişildiği ve davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacının —– yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
dosya Kapsamında Celp Edilen —- Ait Hesap Ekstrelerinin İncelenmesinde;
Davacı — —– hesabından, davalı—- tarihinde—-tutarında ödeme
gönderildiği görülmüştür.
—- nolu dosyanın incelenmesinde;
Davalı şirket yetkilisi, “birlikte iş yapmak üzere anlaşmaya varınca ve onun ilgi alanında bulunan —– cihazlarının satışı için yasal olarak sermaye artışı yapmak zorunluluğu nedeniyle firmaya — gönderdiği doğrudur. Ancak biz bu parayı —– şubesindeki firmaya ait hesaptan onun yatırdığı gün tekrar çekerek elden bir kısmını aynı gün bir kısmını da — gün sonra verdim. Bu paradan yaklaşık —– kadar miktarını ödemedim. Çünkü firmamızın hiçbir giderine , masrafına katılmadığı için ve birlikte yaptığımız işlerden para kazanması nedeniyledir” beyanında bulunmuştur.
Yukarıda da belirtildiği üzere şirket ortaklığı kapsamında davacının davalıya şirket ortaklığı kapsamında —– ödeme yaptığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, yapılan ödeminin davalı tarafından davacıya iade edilip edilmediğinin incelenmesi gerekir. Bu kapsamda yapılan ödenin iade edildiğine dair ispat külfeti davalı üzerindedir.
Davalı iadenin elden yapmış olduğunu savunup , ödemeye ilişkin yazılı herhangi bir delil ibraz etmemesi nedeniyle yapılan ödemenin iade edildiğini ispat edememesi nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı borçlunun—- Sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarının —- mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranının 3095 Sayılı Yasanın 4/A Maddesine göre faiz UYGULANMASINA,
2-Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 159.993,60 TL ‘nin %20’si oranında İcra İnkar Tazminatına HÜKMEDİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.932,33 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 1.873,03 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,, Davacı tarafından yatırılan 1.932,33 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 1.045,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 19.149,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021