Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/103 E. 2020/234 K. 21.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/103
KARAR NO : 2020/234

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesine özetle; müvekkili sigorta şirketine sigortalı—– plaka sayılı araç ile davalının sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı araç arasında meydana gelen kazada sigortalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı araçtaki hasarı poliçe limitleriyle karşıladığını, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunduğunu ileri sürerek sigortalıya ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibarı ile kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sigorta tazminatının, tazminatı ödeyen ve sigortalısının halefi durumuna gelen sigorta şirketinin davalıdan rücu talebine ilişkindir.
HMK.’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun ——sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davacıya sigortalı kişi tacir olmadığı gibi sigorta konusu edilen değer hususi araçtır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Dava, 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay —-. ——-. kararı da bu yöndedir (Aynı doğrultudaki içtihatlar: Yarg. —–Yarg.—– K.; Yarg. —– E. —.)
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere tarafları yokluğunda tensiben karar verildi.