Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2021/750 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/101 Esas
KARAR NO: 2021/750
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —tarafından devralındığını, bu nedenle mahkememizde ikame edilen davaya —nezdinde devam edileceğini, —-dosyası ile borçlu aleyhine yürüttükleri icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından — tarihinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, işbu davanın ikame edilmeden önce — tarihinde dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu, — arabuluculuk numarası ile başlanan arabuluculuk sürecinin sonucunda karşı taraf ile anlaşma sağlanamaması nedeni ile işbu davanın açıldığını,—sayılı dosyası ile müvekkil hakkında icra takibine başlandığını, müvekkilin itirazları neticesinde takibin durduğunu, icra takibinin konusunun —- plakalı araçlara çarpması sonucu maddi ve yaralanmalı olarak meydana gelen kaza nedeniyle hasara uğrayan araçlar için sigorta şirketi tarafından ödenen toplam—— esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptali takibin devamına, davalı borçlunun işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu kazada müvekkilinin asli kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, zira kazanın gece vakti, karanlık ve yağmurlu bir zaman diliminde gerçekleştiğini, söz konusu şartlar nazara alındığında aracın sevk ve idaresinde problemler yaşanması muhtemel ve her sürücünün karşılaşabileceği bir durum olduğunu, bu şekilde gerçekleşen bir kaza sonrasında birçok şeyin gözden kaçmasının mümkün olduğunu, bu nedenle özellikle —–gibi işlek bir yolda gece vakti ve hava yağmurluyken meydana gelen bir kazada kazanın meydana geliş şartları değerlendirilerek, kusur araştırması buna göre yapılmalı ve kazaya karışmış diğer araçların park hali, —- trafiğin durumu gibi somut gerçekler göz önünde bulundurularak mevcut duruma göre bir kusur değerlendirilmesinin yapılması gerektiğini, söz konusu kazadan sonra müvekkil şirket araç sürücüsünün olay yerinde bulunmamasının nedeni kaza sonrasında yaralanması ve ambulansın gelmesinin uzun süreceği düşüncesi ile kendi imkanlarıyla hastaneye gitmesi olduğunu, her ne kadar kaza tespit tutanağında aksine ifadeler yer alsa da, olay yerine gelen ekipler sürücüyü olay yerinde göremeyince böyle bir tutanak hazırlandığını, burada müvekkili şirketin araç sürücüsünün olay yerini terk etmek ve resmi makamları yanıltmak gibi bir düşüncesinin olmadığını, müvekkili şirket sürücüsünün kaza sonrasında yaralandığı için olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava,——-sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı tarafından yapılan hasar tazminat ödemesinin rücuen tahsiline ilişkin—– esas sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminat talebine ilişkin olduğu,
Dava,—–kapsamında ödenen tazminatın, alkollü araç kullanma ve olay yerini terk nedeniyle rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davalının %100 asli ve ağır kusurlu oluşu, sigorta genel şartlarının —-davacının rücu hakkı doğduğuna karar verilmiş ise de—– maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Kusur ;
— tarihinde—- plakalı
araç arasında meydana gelen kazada;
— plakalı aracın sürücüsü’nün %100 oranında ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu,
— plaka sayılı araç sürücüsü —- KUSURSUZ olduğu,
—plaka sayılı araç sürücüsü —- KUSURSUZ olduğu,
Tazminat ;
Bilirkişi tarafından—-tarihinde mahkememize sunulan raporda özetle;
Davacı —–işleyecek faiz hariç olmak üzere talep edebileceği maddi zararının;
—plakalı araç için — plakalı araç için — olduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından —–tarihinde mahkememize sunulan raporda özetle;
Davacı —– plaka sayılı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle Davalıya karşı rücu hakkının bulunduğu ,
Rücu edilmesi gereken tutarın—– olduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir
Dava, —–ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır. Bu tür davalarda sigortacı —–gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Davacı—— davalı adına kayıtlı aracın —- olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin olay yerini terk ettiğini ve asli kusurlu olduğunu ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuen tazmini talebinde bulunmuştur.
—– sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak meydana gelen trafik kazasında davalının asli kusurlu olduğunu belirtmiş olup yapılan yargılamada davalının gerçekleşen kazada %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ancak davalının sadece %100 kusurlu oluşu davacı —- rücu hakkı vermez sürücünün bu ihlalinin kasıt veya ağır kusur ile meydana geldiğinin ispatı gerekir. Somut olayda davalının bu ihlalinin kasıt veya ağır kusur ile meydana geldiği ispat edilememiştir.
Davacı vekilince sürücünün firar ettiğini belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi tek başına sigortacıya rücu hakkı vermeyeceğinden . Sigorta şirketinin somut delillerle —- sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiği değerlendirilerek İspat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 639,96 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 580,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 400,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı vekili lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 7.688,36 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021