Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/94 E. 2019/1166 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/94 Esas
KARAR NO : 2019/1166

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın sahibi olduğu —– nolu binek otomobili üzerinden —–. ile aralarında başlangıç tarihi —– , bitiş tarihi —– olan “——” imzalandığını, —- tarihinde otomobilin bariyere çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Yaşanan kaza sonucu müvekkilinin zararın tazmini için davalı … şirketine —– tarihinde başvuruda bulunduğunu —-tarihin de sigorta şirketinin —–aracın hasar bedelini tutnağa bağladığını ve hiç bir itirazda bulunmadığını, davalı şirketin sigortalı aracın riziko bilgilerinde belirtilen kullanım amacına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle aracın toplam hasarı tutan olan —– üzerinden —- muafiyet düşülerek yalnızca —- ödeme yaptığını, müvekkilleri adına davalı şirkete eksik ödeme tutarının tamamlanması yönünde gerekli yazışmaların yapıldığını, bahsi geçen aracın, davalı şirketin iddia ettiği gibi özel kullanım amacının kesinlikle bulunmadığını, sunulan kaza tutanakları ve nüfus kayıt örneğinden de görülebileceği üzere davacı müvveklin öz yeğeni —- —- aracı şahsi sebeplerle kullanımında vukuu bulduğunu, söz konusu kaza ile alakalı ——- müdürlüğü trafik büro amirliği tarafından tutanağa bağlandığını, birbirine yakın ikamet eden yakın akrabalarının müvekkilinin şahsi aracını zaman zaman kullanmasının davalı şirketin iddia ettiği şekilde değerlendirilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, buna binaen davalı şirketin gerçekleşen riziko sonucu eksik ödemesiyle alakalı ileri sürdüğü iddiası haksız ve mesnetsiz olduğunu, fazlaya ilişki her kaleme dair hakkımız saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile kaza sonucu ——– plakalı araçta meydana gelen —— hasar bedelinden ödenmeyen —– kalan borç tutarının yasal olarak doğduğu tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı … tarafından tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı sigortalı … arasında, —– plakalı araç için; ——- tarihlerini kapsayan ——- poliçe no’lu —– akdedildiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminatın poliçeye ilişkin özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, poliçe özel şartlarına göre; sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından—– veya karavanlardan, iş makinelerinden ve diğer —- makinelerinden doğan menfaatin yine poliçede belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucu doğrudan doğruya uğrayacağı maddi zararların teminat altına alınacağının belirtildiğini,Sigortalı aracın, riziko bilgilerinde otomobil olarak belirtilen kullanım tarzı dışında kiralık araç olarak kullanılmasının tespiti durumunda, poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak iptal edileceğinin, söz konusu durumun bir hasar vukuunda tespit edilmesi durumunda ödenmesi gereken tazminat tutarından hasar bedelinin —- oranında tenzili muafiyet düşülmek suretiyle kalan tutarın sigortalıya ödeneceği ve poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak iptal edileceğinin düzenlendiğini, müvekkil şirketçe de sigorta özel şartları gereğince toplam hasar bedelinden — oranında tenzili muafiyet uygulanarak—-ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu tam ve eksiksiz biçimde yerine getirdiğini, davalı taraf aracını kiralamış olup bu husus hasar dosyasındaki araştırma raporunda açıkça tespit edildiğini, Yukarıda belirttiğimiz hususların tümü birlikte incelendiğinde, dava konusu aracın kiralandığının çok açık ve net olduğunu, davacı taraf gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle, talebinin teminat kapsamında olduğuna ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, Haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine karar verilmesini, avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava tek taraflı trafik kazası sonucu meydana gelen zararın kasko sigortasından tazminine ilişkindir.
—– tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve — tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK’nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Somut olayda dava —- tarihinde açılmış olup, davacı sigortalı davalı kasko şirketinden aracında oluşan hasar bedelini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri Tüketici Mahkemesi olup mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin —– MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi —- Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi —–Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.