Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2020/287 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/88 Esas
KARAR NO : 2020/287
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davaca ———- ticaret yaptığını tacir olduğunu, davalı borçlu şirketin talebi üzerine müvekkil şirket ile davalı şirket arasında davalı tarafın —— bulunan lojistik depolarına ——– sırasında tırların depo duvarlarına zarar vermemesi için takoz montajları yapılması, ayrıca tamirat ve tadilat gibi diğer işlemlerin yapılması için —– bedelle sözleşme yapıldığını, müvekkil davacı şirketin üzerine düşen görevi tam ve zamanında yerine getirdiğini, davalı şirket müvekkili olan davacı şirkete ——- avans ödemesi yaptığını, işin yapılması ile birlikte müvekkili olan davacı şirketin davalı ile mutabık alınan————- bedelli fatura düzenleyip davalı tarafa teslim ettiğini, davalı borçlu şirketin bakiye —- borç ödendiğini —- tarihinde müvekkil şirketin ——– ilgili davalı borçlu tarafından dönüş yapılmasını —-talep ettiğini ancak bir cevap alamadığını, bunun üzerine icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun müvekkil şirkete borcun ödememesi neticesinde davalı borçlu şirketin aleyhine —— tarihinde —-İcra Müdürlüğü —– nolu dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı borca itiraz etmiş ise de bu itirazının mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu, davalı borçlu tarafından her ne kadar ödeme emrine — tutarında borcu olmadığını beyan ederek itirazda bulunmuş ise de tarafların anlaşması gereği —– borcuna karşılık sadece —— ödenmiş ve başkaca bir ödeme yapılmadığını bu nedenlerle işbu davayı açtıklarını, ihtiyati haciz – ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı borçlunun——— tespit edilecek taşınır ve taşınmaz mal varlığı üzerine kararın kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere her türlü tasarrufu önler şekilde teminatsız olarak ihtiyati haciz- ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, —- İcra Müdürlüğünün —- numaralı takibin devamına, davalı borçlu kötü niyetli olması nedeniyle müvekkil lehine toplam takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-Davalı BA formları
2-Davacı ticari defter ve kayıtları,
3—–İcra Dairesinin —– Esas sayılı takip dosyası,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava,—İcra Dairesinin ———– Esasında kayıtlı faturaya dayalı girişilen icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, davanın mahiyeti gereği girişilen takibine sıkı sıkıya bağlı bulunmasından ötürü, icra takip dosyası mahkememiz dava dosyası içersine alınmış, dava da genel ve özel dava şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ciheti gidilmiş, icra takip dosyasının incelenmesi ile davacının davalı aleyhine — tarihinde icra takibine giriştiği,davalıya ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği, ——– tarihinde davalı borçlunun takibe karşı itirazlarını ileri sürdüğü ve davacıya itirazın tebliğ edilmediği davacı tarafından davalının itirazın iptali ile takibin devamı istemi ile —– tarihinde eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesi tetkik edildiğinde davalının icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği anlaşılmış ancak taraflar arasında toparlanan delillere göre akdi ilişkinin bulunması halinde anadolu icra dairelerinin yetkili olacağı ön inceleme duruşmasında anlaşılmış bu nedenle davalının icra dairesinin yetkisine dair itirazları ön inceleme duruşmasına değerlendirilmemiştir.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca da; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.
İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK’nin 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir.
Nitekim fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir.
Doktrinde, “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.————–Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının bu esaslarda takibe konu faturadaki malları borçluya teslim ettiğini davalıdan sadır irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtlarına gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu eksende uyuşmazlık konusu faturalardaki malların davalıya verildiğini davacı iddia eylediğinden bu iddiaya karşı davalı tarafından fatura ve akdi ilişki inkar edildiğinden tarafların ticari defter ve kayıtları ile uzantılarının kesin delil teşkil edeceği gözetilerek taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi cihetine gidilmiş ancak davalı şirkete inceleme günü tebliğ edilmiş ise de davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının kesin delil teşkil edeceğinden ve mahkememizce resen HMK 222 gereğince celbi mümkün olduğundan davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının celbi cihetine gidilmiştir.
İbraz edilen bilirkişi raporu ile; davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan faturanın davalı tarafından ——- yılında bağlı bulunduğu ——— dairesine bilanço alımı olarak bildirildiği anlaşılmış bu şekilde davacının uyuşmazlık konusu faturadaki malları davalıya teslim eylediği davacı tarafından ispat eylendiğinden davacının fatura bedeline yönelen bakiye alacak isteminin yerinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Diğer taraftan taraf delillerinin toparlanması ile taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu sabit hal aldığından davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının TBK 89 ve HMK 10 gereğince dinlenilebilir olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan davacı tarafından girişilen icra takibinde ayrıca takip öncesi işlemiş faiz alacağı da dava konusu yapılmış ise de davalının takip öncesi davalının direniminin (TBK 117 kapsamında)davacı tarafından ispat edilemediğinden davacının takip öncesi faize yönelen davasının dinlenilemez olduğu anlaşılarak itirazın bu yöne yönelen iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak; faturadan kaynaklandığından, davacının lehe davalının aleyhe delil teşkil eden ticari defter ve kayıtlarının uzantısı ile davacının davalıdan olan alacağının davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ;
1a-Davalı borçlunun ———–icra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 15.700,00 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA,
1b-Takip öncesi İşlemiş temerrüt faizine yönelen istemin TBK 117 gereğince REDDİNE,
1c-Takipte 3095 sayılı yasa 2/2.maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin değişen oranlarda avans temerrrüt faizi UYGULANMASINA,
1d-Kabule konu asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile %20 icra inkar tazminatının(3.140,00 TL) davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 294,19 TL peşin nispi harcın mahsubu ile 778,27 TL bakiye karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli 2020 yılı A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020