Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/84 E. 2019/629 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/84 Esas
KARAR NO : 2019/629
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ: 18/03/2019
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Kısıtlı davacı vasisi dava dilekçesinde özetle, davacının hissedarı bulunduğu——– hamiline yazılı pay senetlerinin tamamının sahibi bulunduğunu, şirketin esas sözleşmesine göre hissedar olmanın yönetim kurulu üyesi seçilebilmenin ön şartı olduğunu, ancak davacının kısıtlı olduğunu ve bu nedenle yönetim kurulu üyesi seçilme yeterliliğine sahip tek bir aday bulabilmenin hukuken imkansız olduğunu, bu nedenle şirket esas sözleşmesinin 9. Maddesinin yürürlükte bulunan TTK hükümlerine uygun hale getirilmek üzere değiştirilme taleplerinin 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında müzakere edilerek oya sunulmasını talep ettiklerini, bu itibarla bu şirket esas sözleşmesinin 9. Maddesinin değiştirilmesinin müzakere edilerek oya sunulması hususunu gündeme dahil etmek suretiyle 2018 yılı olağan genel kurul çağrısı yapmak üzere Şirket’e kayyım atanmasını ve ayrıca Şirket yönetim kurulu tarafından 29/03/2019 tarihinde yapılacak olağan genel kurul çağrısı ile ilgili olarak tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, DAVA ŞARTINA İLİŞKİN İNCELEME, DEĞERLENDİRİLME, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, anonim şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı TTK’nin 412. maddesidir.
Davacı vekili, dava dışı ————– şirket esas sözleşmesinin 9. Maddesinin değiştirilmesinin müzakere edilerek oya sunulması hususunu gündeme dahil etmek suretiyle 2018 yılı olağan genel kurul çağrısı yapmak üzere Şirket’e kayyım atanmasını talep etmektedir.
Davacı vekili, her ne kadar ayrıca Şirket yönetim kurulu tarafından 29/03/2019 tarihinde yapılacak olağan genel kurul çağrısı ile ilgili olarak tedbir konulmasını talep etmiş ise de, kısıtlı davacı vasisine işbu davayı açma izni 22.04.2019 tarihinde verildiğinden, ihtiyati tedbir talebinin konusu kalmamıştır.
Dava, hasımsız açıldığından, uyuşmazlığın,
-Davalının pasif husumet ehliyetinin olup olmadığı,
-Davacının, dava dışı şirketin yönetim kuruluna gündeme madde konulmasına ilişkin müracaatta bulunup bulunmadığı,
-Yönetim kurulunun talebi reddedip reddetmediği,
-Davacı vasisinin talebinin yerinde olup olmadığı,
-Mahkememizce gündeme madde konulmasına karar verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
Davalının pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlıkla ilgili inceleme ve gerekçe: Eldeki dava, hasımsız olarak açılmıştır.
Davacı, işbu davayı gündemine madde eklenmesini talep ettiği———————yöneltmemiştir.
Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Aynı şekilde bir hakkın kendisinden istenebilecek o hakka uymak yükümlülüğü olan kişi olup bu da davalı olma pasif husumet ehliyetidir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Davada taraf ehliyeti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesi gereğince, sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren başlar. Medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Dava ehliyeti bir kişinin kendisi veya yetkili temsilcisi aracılığıyla bir davayı, davacı veya davalı olarak takip etme ve usul işlemleri yapabilme ehliyetidir. Sonuç olarak davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler taraf ehliyetine sahip olsalar bile bu kişilerin o davada maddi hakka ilişkin olarak davacı ve davalı olmak sıfatlarının bulunması gerekmektedir.
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece re’sen göz önünde tutulması gereken hususlardandır.
Buna göre, işbu davada, husumetin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekir. Diğer bir deyişle böyle bir istek nizalı kazaya dahil bir eda davası olup, bu tür davaların hasımsız olarak sonuçlandırılması mümkün değildir. Bu nedenle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekili 30.04.2019 tarihli dilekçesi ekinde “davanın hasımsız açılabileceğine” ilişkin yüksek Yargıtay -Hukuk Dairesi’nin —— esas, ————- karar sayılı ilâmını sunmuş ise de, oy çokluğuyla verilen bu karara karşı karar düzeltme talebiyle yapılan başvuru üzerine aynı yüksek Daire —- tarih, —- esas, —- karar sayılı ilâmı ile davacı vekilinin sunduğu kararın kaldırılarak hükmün bozulmasına ve davanın hasımsız olarak görülmesinin mümkün olmadığına karar vermiştir.
Bir an için davanın dava dışı şirkete yöneltilmesi için davacıya süre verilmesi düşünülebilir ise de, 6100 Sayılı HMK’nun 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, 6100 sayılı HMK.md.61 ve devamı maddeleri uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği açıktır.
Tüm bu nedenlerle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Kısıtlı tarafından harcanan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilleri Av. … ve Av. —– ile vasi —— yüzlerine karşı, TTK’nin 412. Maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı. 29/05/2019