Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/556 E. 2020/585 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/88 Esas
KARAR NO: 2020/637
DAVA : Doğrudan İflas
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında — tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak —- tarihinde davacı şirketin iflasına karar verildiğini, kararın —- tarihinde kesinleştiğini, işlemlerin —- dosyası üzerinden yürütüldüğünü, ikinci alacaklılar toplantısının —– tarihinde yapıldığını, tasfiyenin devam ettiğini, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine—-sayılı dosyasında açılan davada —- tarihli kat karşlığı inşaat sözleşmesinin feshine, —– davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın temyiz edilmeksizin —- tarihinde kesinleştiğini, alacağın tahsili için —– sayılı takip dosyası ile ilamlı icra yoluyla takibe geçildiğini, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, ancak alacağın—– tahsil edilemediğini, bu nedenle İİK’nin 177/4. Maddesi uyarınca davalı kooperatifin iflasına karar verilmesini, davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nin 159. Maddesi uyarınca iflas muhafaza tedbiri konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı kooperatif vekilinin süresinde kabul edilen cevap dilekçesinde, özetle; zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, ancak bu defi ve itiraza ilişkin gerekçe gösterilmediği, esasa ilişkin olarak da, davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı kusurlu olarak işi yarım bıraktığını, taahhütlerini yerine getirmediğini, kendi kusuruyla iflas ettiğini, bu nedenle davalının ve davalının ortaklarının zarara uğradıklarını, davacı iflas idaresinin, davalı kooperatifi borçlandırarak malvarlığını çok cüzi fiyatlar ile icra yoluyla sattırdığını, buna rağmen davalı borçlu kalmış gözüktüğünden haksız şekilde iflasını istediğini, davacı şirketin işi yarım bırakması nedeniyle davalı kooperatifin dava dışı başka bir şirketle sözleşme imzaladığını, mahkemenin davalının malvarlığını artırması için gerekli tedbirleri alarak 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63. Maddesinin son fıkrası uyarınca tedbirleri almasını, ayrıca imar affı kapsamında gerekli işlemlerin başlatılarak davalı kooperatifin aktifinin arttırıcı işlemlerin yapılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, İİK’nın 177/4. maddesi uyarınca doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasına kadar, taraflar arasında—- sayılı dosyasında açılan davada —- tarihli kat karşlığı inşaat sözleşmesinin feshine, — davalıdan tahsiline’ karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin —- tarihinde kesinleştiği, alacağın tahsili için davacı-alacaklı tarafından —- takip dosyası ile ilamlı icra yoluyla takibe geçildiği, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, ancak alacağın —— tahsil edilemediği”hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı,
b-Davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı,
c-Davalı şirketin borca batık olup olmadığı, işbu dava açısından borca batık olmasının önemi olup olupmadığı,
ç-Davalının ödemelerini tatil edip etmediği,
d-Davalının iflasına karar verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: İcra ve İflas Kanununda üç çeşit iflâs yolu öngörülmüştür:
1) İflâs yolu ile âdi takip
2) Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolu
3) Doğrudan doğruya iflâs yolu
Bu iflas yollarından ilk ikisi, takipli iflas yollarıdır. Bu tür takiplerde önce iflas takibi başlatılmaktadır, sonra da asliye ticaret mahkemesinde iflas davası açılmaktadır. Üçüncü yani doğrudan doğruya iflas yolunda ise, icra dairesinde önceden iflâs takibi yapılmadığından bu iflâs yoluna da takipsiz iflâs adı verilmektedir.
Mahkememizin iflas davasında yapacağı inceleme, söz konusu davanın temelinin takibe dayalı iflas talebine mi, yoksa doğrudan doğruya iflas davasına mı dayandığı sonucuna göre değişecektir.
Takibe dayalı iflas yolunda özellikle, borçluya gönderilen iflas ödeme emrine itiraz edilmesi mahkemenin yapacağı incelemede belirleyici rol olmaktadır. Takipli iflasta, alacaklı iflas takibini icra dairesinden başlatır. Eğer alacaklı bu takip sonunda da alacağını elde edemezse artık ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflasını talep edebilir. Yani geçerli bir takip sonucu alacağın elde edilememiş olması takipli iflas yolunun hukuki sebebidir. Genel iflas yoluyla takipte alacaklı, ticaret mahkemesine iki farklı taleple başvurabilir. Alacaklı, borçlunun (davalının) ödeme emrine itiraz etmemesi halinde yalnızca borçlunun iflasını talep ederken; borçlu davalının ödeme emrine itiraz etmesi halinde ise, alacaklı, borçlunun itirazının kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini talep eder.
İşbu davaya konu edilen İcra ve İflas Kanunu m. 177’de düzenlenmiş olan takipsiz iflas-bir başka deyişle- doğrudan doğruya iflas yolunda, iflas talebinde bulunan kişi, herhangi bir takibe gerek olmadan açacağı iflas davası ile borçlunun iflasını isteyebilecektir. Doğrudan doğruya iflas, alacaklıların talebi ile olabileceği gibi (İİK m.177) borçlunun müracaatıyla de olabilir (İİK m.178). İflas talebi sadece ticaret mahkemelerine yapılabilir.
Aşağıda belirtilen durumlarda, alacaklı, borçlusu hakkında, önceden iflâs takibinde bulunup, borçlusuna iflâs ödeme emri göndertmeden, doğrudan doğruya ticaret mahkemesine başvurarak iflâs davası açabilir:
1) İİK’nun 177/II-l’de öngörülen iflâs halleri:
a- Borçlunun ikametgahının (yerleşim yerinin) belli olmaması (bilinmemesi),
b- Borçlunun, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması,
c- Borçlunun, alacaklılarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması veya bu işlemlere teşebbüs etmesi,
d- Borçlunun, haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklaması,
2) Borçlunun ödemelerini tatil etmiş (durdurmuş) olması,
3) İİK’nın 308. maddesindeki halin varlığı halinde-yani konkordatonun tasdik edilmemesi halinde,
4) İlama bağlı alacağın icra emri ile istenmiş olmasına rağmen ödenmemiş olması,
Somut olayda davacının borçlunun doğrudan doğruya iflası düzenleyen İİK m. 177’ye göre iflas kararı talep etmiştir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
a-Deliller:
a-1) —– dosyasının incelenmesi:—- sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacının Müflis —- dava konusunun alacak olduğu, Mahkemece—- tarihinde; “Davanın ıslah edilen haliyle KABULÜ ile; taraflar arasında akdedilen davaya konu —— Yevmiye Numaralı —–Sözleşmesinin FESHİNE, Teknik raporda da açıklandığı üzere —- dava tarihinden, — açısından —ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte toplam — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi” karar verildiği, verilen kararın —- tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
a-2) —- takip dosyasının incelenmesi: —-takip dosyasının incelenmesinde, Müflis —- tarafından —- aleyhine —- tarihinde;
—- asıl alacak,
—- işlemiş avans faiz,
—- asıl alacak,
—- işlemiş faiz,
—- ilam vekalet ücreti alacağı,
—- işlemiş faiz,
—yargılama gideri alacağı,
— işlemiş faiz olmak üzere toplam;
— üzerinden—— sayılı ilamı uyarınca ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ olunduğu, takibin itiraz olunmaksızın kesinleştiği görülmüştür.
a-3) —- sayılı dava dosyasının incelenmesi: —- dosyasının incelenmesinde, davacının —- davalıların Müflis —- dava konusunun Tapu İptali ve Tescili (Satın Almaya Dayalı) olduğu görülmüştür.
a-4) —- sayılı dosyasının incelenmesi: —- sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının—–dava konusunun Tapu İptali ve Tescili olduğu görülmüştür.
a-5) —- sayılı dosyasının incelenmesi: — sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının Müflis —— davalının —–dava konusunun Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) olduğu görülmüştür.
a-6) İflas İlanı: Mahkememiz —- tarihli üst yazısı ile gerekli ilanlar yaptırılmış, bu ilanlarda; davacı —- tarafından davalı —- davası açıldığı, iflası gerektiren bir durum bulunmadığı iddiasında ve davanın reddi isteminde olan alacaklıların ilan tarihinden başlayarak on beş gün içinde davaya müdahale ve itiraz etmeleri İcra İflas Yasasının 158 ve 166/2 maddeleri hükümlerinde ilan olunduğu, ayrıca bu ilanların —- tarihinde —– yayımlandığı anlaşılmıştır.
b-Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre İtirazları Yönünden Değerlendirme: Davalı vekili cevap dilekçesinde, gerekçesiz olarak zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuştur.
İşbu davada zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığından davalı vekilinin zamanaşımı süresi ve hak düşürücü süre geçmediğinden davalı tarafın zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
c-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler: Davacı, İİK’nin 177. Maddesinin 4 numaralı bendi uyarınca, ilama müstenit alacğın icra emriyle istenildiği halde ödenmemesi nedeniyle davalının doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini talep etmektedir.
Talebe konu alacak —- dosyasındaki davaya ilişkin olup, Mahkemenin —- sayılı ilâmı ile “Davanın ıslah edilen haliyle KABULÜ ile; taraflar arasında akdedilen davaya konu —- Yevmiye Numaralı —– FESHİNE, Teknik raporda da açıklandığı üzere — için dava tarihinden, —açısından —ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte toplam —- davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi”ne karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince bu karar —- sayılı takip dosyasında ilamlı icra yoluyla takibe konulmuş olup, ödeme emri davalı-borçlu vekiline —- tarihinde tebliğ olunmuş, takibin itiraz olunmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, bu kesinleşen ilamlı icra takibine konu alacağın ödenmemesi üzerine davalı kooperatifin iflasını talep etmiştir.
—- tarihli duruşmanın 4 numaralı “İİK’nın 177/1-4 bent 2. cümlesi,— yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece anılan madde uyarınca, davalı şirket temsilcisinin dinlenilmek üzere mahkemeye çağrılması için meşruhatlı davetiye çıkarılması, davetiyeye uyarak gelmesi halinde dinlenmesine,” şeklindeki ara kararı ile davalı kooperatifin temsilcisine meşruhatlı davetiye gönderilmiş, davalı kooperatif temsilcisi —- tarihli duruşmaya dinlenmiş, “Kooperatifimiz batak değildir, ödemelerini ertelememiştir, karşı tarafa baştan —daire vermiştik, —tane daireyi de iflas idaresi kendisi satılarak aldı, görüşmelerimiz sürüyor, vekilimin geçen celse dediği gibi borcu ödeme imkanımız vardır, sadece zaman gereklidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraf vekillerinin talebi üzerine, — tarihli duruşmada taraflara sulh görüşmeleri olmaları için süre verilmiş, davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile karşı tarafla sulh olma ihtimali kalmadığını beyan etmiştir.
Buna göre, yukarıda gösterilen deliller, açıklamalar ve tüm dosya kapsamından davacının ilâma müstenit bir alacağının bulunması ve bu ilâma konu borcun ödenmesine ilişkin icra emri gönderilmesine rağmen ilâma bağlanmış borcun ödenmemiş olması sebebiyle, somut olayda İİK m. 177/1V uyarınca iflas kararı verilebilmesi için bütün şartlarının gerçekleşmiş olduğu tespit olunmuştur.
—- tarihli duruşmanın “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, İİK’nin 161. Maddesi uyarınca borçlunun malvarlığının defterinin tutulmasına,
Defterin —– tutulmasına,
Defter masraflarının davacı tarafından 10 gün içinde İflas Dairesine yatırılmasına,
İİK’nin 159. Maddesi uyarınca takdiren davacının teminat göstermesine gerek olmadığına,
İhtiyati tedbir talebinin kısmen reddi ile;
İİK’nin 159/son maddesi göz önüne alınarak davacı vekilinin davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nin 159. Maddesi uyarınca iflas muhafaza tedbiri konulmasına karar verilmesi taleplerinin reddine,
Karara karşı istinaf kanun yolunun açık olduğunun ihtarına, ara kararın istinaf edilmesi halinde ara kararın karar formatında yazılarak dosyanın bir örneğinin —– ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine ve kararın bir suretinin taraflara tebliğine,” şeklindeki “2” numaralı ara kararı ile davalı aleyhine ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmiş, ara karar her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmiş, dosyanın bir sureti —- gönderilmiştir.
Davacı tarafça, Mahkememizin—tarihli ara kararına istinaden—–iflas avansı Mahkemeler veznesine yatırılmıştır.
d)Sonuç: Yukarıda gösterilen deliller ve tüm dosya kapsamından, davacının alacağı kesinleşmiş mahkeme ilamına dayandığından, “davacının, davalı kooperatiften alacaklı olup olmadığı” konusunda inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı, işbu davanın konusu, doğrudan doğruya iflas sebebine dayalı iflas davası olduğundan, bu davada depo emrine mesnet teşkil edecek tutarın hesaplanmasına ihtiyaç olmadığı; zira doğrudan doğruya iflas davalarında depo kararı verilemeyeceği, davacının,—-ilâmına dayalı olarak —–sayılı takip dosyasında ilamlı icra yoluyla takip başlattığı, takip talebi üzerine davalı kooperatife icra emri gönderildiği fakat gönderilen icra emrine rağmen ilâma konu borcun ödenmediği; bu durumda, ilâma müstenit bir alacağın bulunması ve bu ilâma konu borcun ödenmesine ilişkin icra emri gönderilmesine rağmen ilâma bağlanmış borcun ödenmemiş olması sebebiyle İİK’nin 177/4. maddesi uyarınca iflas kararı verilebilmesi için bütün şartların gerçekleştiği anlaşıldığından, İİK’nin 177/4. maddesi uyarınca davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 364176 sicil numarasına kayıtlı—– iflasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜ ile; İİK’nin 177/1. Fıkrasının 4. Bendi uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 364176 sicil numarasına kayıtlı —–İFLASINA,
2-İİK.nun 165/1. maddesi uyarınca iflasın —- itibariyle açılmasına,
3-İİK.nun 166/1. maddesi uyarınca iflasın açıldığının derhal —– İflas Dairesi ile ilgili diğer kurumlara bildirilmesine,
4-İİK.nun 166/2. maddesi uyarınca İflas Dairesince gerekli bildirim ve ilanların derhal yapılmasına, bu nedenle iflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
5-Kısa karardan sonra gerekçeli kararın bir örneğinin de —– İflas Dairesine gönderilmesine,
6-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen 830,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede ——ilgili Hukuk Dairesi’ne istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2020