Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/551 E. 2022/422 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/551
KARAR NO: 2022/422
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28.08.2019
KARAR TARİHİ: 18.05.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı —– maliki ve sürücüsü olduğu — plakalı araçla ——– yakınlarında seyir halindeyken davalı—– sevk ve idaresindeki —-plakalı aracın çarpması sonucu, —- aracında bulunan davacıların annesi—- hayatını kaybettiğini, soruşturmanın —–sayılı dosyasında devam ettiğini, kusurlu aracın malikinin—– olduğunu, davalı sigorta şirketinin —- plakalı aracın——–olduğunu, ölen annenin ev hanımı olduğunu, ancak ineğinin sütünü satarak, yazları fındık toplayarak, bahçeyle ilgilenerek aileye katkı sağladığını, davacıların ——- yaşlarında olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası olarak bedeli belirlendiği anda arttırmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için şimdilik —— olmak üzere toplam —– destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan — itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, her davacı için de —-olmak üzere —- manevi tazminatın kaza tarihi olan — itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-/– müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı —- vekili cevap dilekçesinde, kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının ispatlanması gerektiğini, kusur oranının tespiti için dosyanın —– gönderilmesini, ölenin araçta emniyet kemeri bulunmadan yolculuk etmesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, tazminat hesaplamasında—- kullanılması gerektiğini ve teknik faizin —olması gerektiğini, ölenin gelirinin belgelendirilmemesi halinde asgari ücret kullanılarak aktüerya hesabı yapılması gerektiğini, —–kazanın iş kazası olup olmadığı davacılara peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davalının poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, faizin başlangıcının dava tarihi olması gerektiğini, bu talep kabul görmezse başvurunun davalı şirkete ibraz edildiği tarihten —- günü sonrasından itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak davanın usulden, olmazsa esastan reddini talep etmiştir.
Davalı — dava dilekçesinin TK 21/2. Maddesi uyarınca —- tarihinde tebliğ olunduğu, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin davalı —– tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
3-Bedel artırım dilekçesi: Davacılar vekili — tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı —- yönünden — olan maddi tazminat talebini —, davacı— yönünden—–olan maddi tazminat talebini—- davacı —- yönünden —- olan maddi tazminat talebini ——ükseltmiş ve aynı tarihte eksik peşin nispi harcı tamamlamıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
4-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat ve ölenin yakınlarına manevi tazminat verilmesi istemlerine ilişkindir.
Maddi tazminata ilişkin davanın dayanağı TBK’nin 53/3. Maddesi, manevi tazminata ilişkin olarak TBK’nin 56/2. Maddesidir.
İşbu dava, davacıların murisi —- ölümü nedeniyle açılmış olup,
Ön inceleme duruşmasında, “tarafların uyuştukları husus bulunmadığı”,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsü —— kusur oranının ne kadar olduğu,
b-Davalı sürücü kusurluysa davacıların destekten yoksun kalma tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği,
c-6098 sayılı TBK m. 56/2. Maddesine göre davacıların manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
5-Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, —-sıralarında davalı sürücü — sevk ve idaresindeki ——-plaka sayılı — istikametinden ——– sol şerit üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli kavşağa geldiğinde aracının ön kısımlarıyla; bölünmüş yolun karşı yön istikametinden gelip orta adalı kavşaktan kendi seyir yönünün soluna dönüşe geçen sürücü —– sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı —— ön sağ çamurluk kısımlarına çarparak sürüklemesi —- plaka sayılı aracın ise savrularak kendi seyir yönünün sağındaki su kanalına düşmesi neticesi dava konusu trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan ve olayın oluş şeklini ve olay yeri özelliklerini anlatır trafik kazası tespit tutanağındaki bilgilere göre, olay mahalli meskun mahal dışı, —-şerit ve —- metre platform genişlikli, —şeritli bölünmüş yol ve orta adalı dört yönlü kavşak olup devlet karayolu sınıfında olduğu, hava açık, zemin asfalt kaplama ve yüzeyi kuru, vakit gündüz, ——- eğimli olan mahalde hız limitinin —- olduğu, çarpma noktasına — metre mesafede refüj başı levhası bulunduğu, —–plakalı araca ait sağa yönelimli — fren izi bulunduğunun belirtilmiştir.
Davalı sürücü —- tarihli ifadesinde özetle; “— tarihinde memleketim —— ikamet etmekte olduğum——gitmek üzere kendi kullandığım ağabeyim— ait araç ile yanımda annem babam ve kız kardeşim olduğu halde yola çıktım —- geldiğimde kavşakta bir tane araç zaten bekliyordu, bu araç kaza yapmış olduğum araç değildi, hızım — da hız sabitleyici ile sabitlenmişti kavşakta aracı görünce biraz frene bastım, kavşaktaki araç zaten geçmem için beni bekliyordu——-ulaşmama en fazla —– kala kaza yapmış olduğum araç karşıdan karşıya geçmek için yola girdi yani doğrudan yolun karşı tarafına geçmeye çalıştı, araç yolun içini kapattığı için manevra şansım çok azdı, bende sağa kırdım frene de bastım ancak aradaki mesafenin azaldığı ve yolun sıcak olması nedeni ile kaza meydana geldi. Kazada ilk çarpışmanın etkisi ile hepimiz sürüklendik. Benim aracım aşağıda yol kenarında bulunan su refüjüne çarptı…” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Sürücü ——— tarihli ifadesinde özetle; “…ben olay esnasında kavşağa kontrollü bir şekilde girdim ben kavşağa geldiğimde hiçbir araç görmedim. Yola kontrollü girdim tam geçişimi tamalarken ismini sonradan öğrendiğim —- isimli şahıs arabasıyla hızlı bir şekilde gelerek benim arabama çarptı çarpmasına istinaden eşim vefat etti. Çocuklarımla ben yaralandım. Bu kaza nedeniyle — ay yoğun bakımda kaldım. Hala tedavi sürecim devam etmektedir. Bu olaydan sonra çalışmış olduğum iş yerindeki iş akdim fesh olmuştur. Bu olaydan dolayı —- isimli şahıstan şikayetçi ve davacıyım…” şeklinde belirtmiştir.
Davaya konu trafik kazasının oluşumunda tarafların kusur oranının tespit için kaza mahallinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için —– Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, yazılan talimata istinaden talimat Mahkemesince mahallinde yapılan keşif sonrasında —- tarafından düzenlenen — tarihli bilirkişi raporunda; “sürücü —- %50 oranında kusurlu olduğu, sürücü —– %50 oranında kusurlu olduğu” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların itirazları üzerine kusuru oranının tespiti için dosyamız bu defa—– gönderilmiş,—- tarafından düzenlenen —–Sayılı raporda; “Sürücü —– sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahal dışı devlet karayolunda seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalli kavşağa gelip seyir yönünün solundaki tali yola katılmak için doğrultu değiştirme manevrasına başlamadan önce orta adalı kavşak mahallinde seyir yönü hitaplı mevcut “DUR” işaret levhasını da dikkate alarak kavşağa yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve ilk geçiş hakkını sağ tarafından düz devam edecek şekilde kavşağa gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki ——– vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, tedbirsizce kavşak müşterek alanına girdiği sırada davalı sürücü idaresindeki otomobilin seyir şeridini kapatarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, meydana gelen olayda asli derecede (%70 oranında) kusurlu olduğu,
Davalı sürücü——, sevk ve idaresindeki ——- gündüz vakti meskun mahal dışı devlet karayolunda seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, görüş alanını kontrol altında bulundurması, olay mahalli orta adalı dört yönlü kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürmesi ve diğer kavşak kollarındaki taşıt trafiğini kontrol altında tutacak şekilde seyrine daha dikkatli devam etmesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyri sırasında solundaki adadan kavşak müşterek alanına giren sürücü —– idaresindeki ——– karşı aldığı tedbirin hızından dolayı yetersiz kaldığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda tali derecede (%30 oranında) kusurlu olduğu,” yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Kusur oranına ilişkin —– tarihli emekli başkomiser trafik teknik bilirkişi araştırma görevlisi bilirkişinin raporunda, her iki sürücünün — oranında kusurlu olduğuna ilişkin rapor düzenlendiği, —-tarihli raporunda ise, —– tarihli rapor da irdelenmek suretiyle sürücülerin kusurları açıklanmak suretiyle rapor düzenlendiği, her iki raporun da açıklayıcı olduğu ve her ne kadar kusurla ilgili değerlendirme yetkisi mahkememiz hakimler heyetine ait ise de, kusur oranına ilişkin her iki tarafça raporlara itiraz edildiği anlaşıldığından, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve tarafların itirazları değerlendirilerek rapor düzenlenmesi için dosyamız —- gönderilerek kusur oranlarıyla ilgili rapor düzenlenmesinin istenmiş,—- görevlendirilen—- uzmandan oluşan —– Sayılı raporda; “Davalı sürücü —–idaresindeki araç ile seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermemiş, kavşağa yaklaşırken hızını uygun seviyeye düşürmemiş, ön ilerisindeki görülebilir durumunda olan orta adalı kavşağa mevcut hızıyla yaklaşmış, bu haliyle karşı yönden gelip kavşak dönüşe geçmek üzere kavşak ortasında bulunan araç depolama alanına giren sürücü —– yönetimindeki——- rağmen hız azaltmamış, sol tarafta kalan ada bitişiğindeki araç depolama alanından harekete geçerek seyir şeridini kapayan bu vasıtaya karşı fren tatbik etmiş ise de hızına bağlı olarak aldığı tedbirde etkisiz kalmış, yine hızına bağlı olarak olayın vahametinin artmasına sebebiyet vermiştir. Olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile tali kusurludur.
Sürücü——, idaresindeki araç ile gündüz vakti görüşün açık olduğu yatay güzergahta düz yolda kavşakta, kavşak orasında bulunan ada bitişiğindeki araç depolama bölümünde durakladıktan sonra giriş yapacağı yol bölümünü takiben kavşağa güvenle duramayacak mesafe bulunan araç sürücülerine ilk geçiş hakkı bırakması, şartların uygun olduğu bir anda vasıtayı harekete geçirerek kavşağa giriş yapması gerekirken belirtilen bu kurallara riayet etmemiş, sağından hızla yaklaşmakta olan davalı yönetimindeki araca rağmen kontrolsüzce sola dönüşe geçerek kavşağa düz geçiş yapmak üzere giren ilk geçiş hakkı bırakmadığı davalı yönetiminde bu vasıtanın önünü kapayarak kazaya sebebiyet vermiştir. Olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile asli kusurludur.
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
1- Davalı sürücü——- %30(yüzde otuz) oranında kusurlu,
2- Sürücü ——– %70(yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, oy birliği ile karar verildiği kanaatini bildirir müşterek rapordur.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Ancak,—— incelemeye alınamaz. Bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkeme veya ——- gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır, eşitlik hâlinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış olur.” şeklindeki 2. Fıkrası uyarınca ——en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyeti tarafından düzenlenen rapor kesindir.—- uyarınca bu raporun üzerine başka bilirkişiden rapor alınamaz. Buna göre tüm dosya kapsamından, —–raporları dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunarak hükme esas alınmasına karar verilmiş ve kaza nedeniyle davalı—— %70 oranında, müteveffanın içerisinde yolcu olarak bulunduğu——- sürücüsünün dava dışı sürücü —– %30 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
6-Destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat hesaplama yöntemi ile ilgili açıklama: —–“Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Dairemizce —— itibari ile tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde —– esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde desteğin —- tarihli kazada vefat ettiği, vefat etmeden önce aylık gelirinin —– olduğu belirtilmiştir. Mahkemece ———- yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırmasında desteğin tıbbi aletler satış elemanı olduğu ve aylık gelirinin — olduğu belirtilmiştir. Dosyaya getirtilen ——-kazancı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, desteğin kaza tarihinde çalıştığı işyerinin ———- kayıtlı adresine müzekkere yazılmış ve taşındığı gerekçesiyle iade dönmüştür.
Somut olayda, dosya kapsamından desteğin özel bir şirkette işçi olarak çalıştığı sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, desteğin aylık gelirine ilişkin —kayıtları dışında bilgi ve belge bulunmadığı, —— kayıtları incelendiğinde desteğin süreklilik arz eden gelirinin esas alınması gerektiği, bu durumda —-brüt ücreti olduğu dikkate alınarak yapılacak kesintiler sonucunda aylık net gelirinin —- olduğu, asgari ücretin —— gelir elde ettiği belirtilmiş ve buna göre hesaplama yapılmış, mahkemece bu hesaplama dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmişse de mahkemece desteğin elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli olmayıp, maddi tazminat (zararın) hesabı için gerçek gelirinin belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece desteğin, öncelikle çalıştığı işyerinin adresi tespit edilerek, işyerinden kaza tarihinden geriye doğru ——— başlıyarak kaza tarihine kadarki tüm ilave ödemeler ile ikramiyeleri de gösteren maaş bordrolarının okunaklı suretlerinin getirtilerek desteğin aylık gerçek kazancının belirlenip aktüer hesabının bu gerçek kazanç üzerinden yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
3—— yayınlanarak —– yürürlüğe girmiştir.
—— ekindeki, sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasına dair usullere ilişkin Ek 3 nolu cetvelin 3. maddesinde, “hesaplamalarda ölüm tablosu olarak —– tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır” düzenlemesine; —– maddesinde, “hesaplamalarda, iskonto oranı —– olarak dikkate alınır,——— gerekli görülen hallerde—– tarafından güncellenir” düzenlemesine;—- “tazminat,———hesaplanır. Tazminat hesaplanırken —- —- düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde ——-kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —– Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve—— dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme—– sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin ——– aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
——- iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
———— hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak —— bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin — aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların —– aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, —— üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. —- somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının ——- yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması ———- kabul edilmiştir.
—– sayılı kararı ile —— maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda—————ve 92. maddesinin (i) bendinin —— olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine, —- davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, —– alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek dosya yerel mahkemeye gönderilmiştir. Bu karardan sonra, mahkemece alınan — tarihli bilirkişi raporunda — esas alınmış ve iskonto oranı —– uygulanarak hesaplama yapılmış, devre başı ödemeli belirli rant yöntemine göre belirlenen tazminat miktarına göre mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacı vekilinin karara karşı istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmişse de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme —- iptal edilmiştir.
Bu durumda mahkemece,—-ekindeki cetvellere göre —- tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak—-yapılan değişikliğin —- iptal edildiği—- uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde —– esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda ———- kullanılması ile bilinmeyen ——- devredeki gelirlerin her yıl için ——- edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
4-Davacı lehine hesaplanan tazminattan, desteğin müterafik kusuru nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 43. ve 44. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda—- numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,—– nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile —- Mahkemesi Kararının BOZULMASINA,” şeklinde görüş bildirilmiştir. Mahkememizce de ——- yukarıda belirtilen ilâmındaki görüş benimsenmiş ve hesaplamanın —— göre belirlenecek muhtemel bakiye ömür süreleri üzerinden, işleyecek, bilinmeyen, aktif ve pasif dönemlerdeki net kazanç ya da kazanç kaybı peşin değerlerinin belirlenmesi bakımından ——— edilen——- göre hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
7-Destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili inceleme ve değerlendirme:
7-a)Müteveffanın Yaşı ve Bakiye Yaşam Süresi: —– doğumlu olan müteveffa——yaşında olduğu kabul edilerek,—— tablosuna göre bakiye yaşam süresi —- yıl ve muhtemel ölüm yaşı —— olarak tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinde müteveffa———–olduğu, ayrıca bireysel tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile aile geçimine katkı sağladığı ileri sürülmüştür.
——— bu konudaki emsal kararlarında; ev hanımlarının muhtemel ömürlerinin sonuna kadar aile bireylerine olan desteğinin süreceği, aktif-pasif dönem ayırımı yapılmaksızın —–asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. ——-
7-b)Hak Sahipleri ve Destek Süreleri: —— kararlarında; “…Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre erkek çocuklar için — yaşın, kız çocuklar için —- yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü…” gerektiği hüküm altına alınmıştır.
—- kapatılması sonrası bu tür davalara bakmakla görevli kılınan —–Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal—–destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar gerek öğretide gerekse——– uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir…” denilerek farazi destek kavramı açıklanmıştır.——-Kural olarak çocukların anne ve babalarına bakım ödevi bulunmamaktadır. Ancak yaşam deneyi kuralları ve olayların olağan akışı içinde çocukların anne ve babalarına destek olacaklarının kabulü gerekir. Anne-baba, ayrıca bir kanıtlama yükümlülüğü altında da bulunmamaktadır. Dosya kapsamında destek—– anne ve babasının sağ olup olmadığı anlaşılmamaktadır. Hükme esas alınan—- tarihli kök rapor ve —– tarihli ek raporda da bu hususta bir değerlendirme yapılmamış ve desteğin tüm geliri desteğin kendisi, eşi ve çocuklarına paylaştırılmıştır. Şu durumda; mahkemece davacıların ——anne ve babasının sağ olup olmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre pay durumunun tespit edilerek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir…” denilerek, talep olmasa dahi anne ve babaya pay ayrılması gerektiğini işaret etmiştir. Dosyada mevcut nüfus kaydına göre müteveffa—— anne ve babasının sağ oldukları anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılacak tazminat hesabında desteğin anne ve babasına da pay ayrılması gerekmektedir. Aynı şekilde dava dışı eş —– da pay ayrılmalıdır——-
—.Genel olarak bir kimse ancak ölümden önce bakmakta olduğu ve sağ kalsaydı, kuvvetli bir ihtimalle ileride bakacağı anlaşılan kişilerin desteğidir. Öyleyse bir başkasına “bakma” destek olmanın en önemli şartıdır. Bir babanın-annenin sağlıklı çocuğuna erginlik çağına kadar bakması ona destek olması tabiidir. Erginlik çağından sonra destek olması için eğitim, askerlik gibi durumların varlığı gereklidir. Bu nedenle yetişkin ve geçimini sağlaması gereken çocuklar yönünden destek tazminatının istenmesi olanaklı değildir.
Bununla birlikte günümüzde geçerli değer ölçülerinin bir sonucu olarak çocuğunun bakım ihtiyacının sonra erdiği tarih, genel olarak, eğitimin veya askerlik süresinin tamamlandığı, evlendiği yaştır. Destekten yoksun kalan çocukların—- yaşadığı, eğitim durumları da dikkate alındığında her iki çocuk içinde —-yaşa kadar destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiği halde yazılı şekilde —- yaşa kadar hesaplama yapan rapora itibar edilmesi de isabetli bulunmamıştır…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Aktarılan emsal —– ilamları doğrultusunda;
7-b-1) Müteveffanın kızı davacı —- doğumlu olup annesinin vefat ettiği—- tarihinde — yaşında olduğu kabul edilerek, —yaşına kadar annesinin desteğinden mahrum kaldığı süre ——- yıl olarak belirlenmiştir.
7-b-2) Müteveffanın kızı davacı —– doğumlu olup annesinin vefat ettiği tarihte — yaşında olduğu kabul edilerek,—- yaşına kadar annesinin desteğinden mahrum kaldığı süre ——–yıl olarak belirlenmiştir.
7-b-3) Müteveffanın oğlu davacı ——– doğumlu olup annesinin vefat ettiği tarihte — yaşındadır. Davacı ——– yaşına kadar annesinin desteğinden yararlanabileceği ihtimaline göre destekten yoksun kaldığı süre —–yıl olarak belirlenmiştir.
7-b-4) Müteveffanın eşi —— doğumlu olup eşinin vefat ettiği tarihte — yaşında olduğu kabul edilerek,—- erkek mortalite tablosuna göre bakiye yaşam süresi —- ve muhtemel ölüm yaşı– olarak tespit edilmiştir. Buna göre kendi bakiye yaşam süresiyle sınırlı olarak müteveffa eşinin desteğinden mahrum kaldığı süre —-olarak belirlenmiştir.
7-b-5) Müteveffanın babası davacı —- doğumlu olup kızının vefat ettiği tarihte —- yaşında olduğu kabul edilerek, —- erkek mortalite tablosuna göre bakiye yaşam süresi—-yıl ve muhtemel ölüm yaşı —- olarak tespit edilmiştir. Bu itibarla kendi bakiye yaşam süresiyle sınırlı olarak müteveffa kızının desteğinden mahrum kaldığı süre —- yıl olarak belirlenmiştir.
7-b-6) Müteveffanın annesi davacı —- doğumlu olup kızının vefat ettiği tarihte — yaşında olduğu kabul edilerek—– göre bakiye yaşam süresi —— muhtemel ölüm yaşı —– olarak tespit edilmiştir. Bu itibarla kendi bakiye yaşam süresiyle sınırlı olarak müteveffa kızının desteğinden mahrum kaldığı süre—- yıl olarak belirlenmiştir.
7-c) Paylaştırma:—— konudaki emsal kararlarında; “Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin —–pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe – pay, eşe — pay, çocukların her birine — pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü ——– desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe — Pay eşe — pay esasına göre—– eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır…” şeklinde hüküm kurularak, destekten yoksun kalanlar arasında paylaştırmanın nasıl yapılması gerektiği açıklanmıştır.
Buna göre aktüerya bilirkişisi tarafından destek ve hak sahiplerinin pay oranları;
Hak Sahibi İlk —yıl Müteakip – yıl Son — yıl
Müteveffa—–
Eşi —-
Kızı —-
Kızı —-
Oğlu —–
Babası —-
Annesi—- şeklinde hesaplanmıştır.
7-ç) Kazanç Durumu: Davacılar vekili dava dilekçesinde müteveffa —–ev hanımı olduğu, ayrıca bireysel tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile aile geçimine katkı sağladığı ileri sürülmüştür.
Tarımsal faaliyetlerden elde ettiği geliri gösteren bir delil bulunmaması nedeniyle, —– bu konudaki emsal kararları doğrultusunda aktif-pasif dönem ayrımı yapılmaksızın —– asgari ücret üzerinden sonuca gidilmiştir.
7-d) Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması: Yukarıda belirtildiği üzere, destekten yoksun kalma tazminatı miktarının belirlenmesi için dosya aktüerya bilirkişisi—- tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor destekten yoksun kalma tazminatı yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Buna göre; bilirkişi tarafından müteveffanın —- tarihleri arasındaki – yıllık işlemiş bilinen dönem net kazancı —-
Müteveffanın devre başı pasif kazancı; ilk – yıllık işleyecek dönemde —-sonraki — yıllık işleyecek dönemde — yıllık işleyecek dönemde —- olmak üzere toplam —- olarak hesaplanmıştır.
Davacıların pay oranı ve davalı sürücünün kusur oranı da göz önüne alınarak yapılan hesaplama sonucunda;
Davacı — yıllık maddi zarar toplamı — olarak hesaplanmıştır.
Davacı — yıllık maddi zarar toplamı —- olarak hesaplanmıştır.
Davacı — yıllık maddi zarar toplamı —– olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi — tarafından yapılan bu hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
8-Davalıların sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme:
8-a) Davalılar —- sorumluluğu: Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. maddesi 1.fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar…” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin son fıkrasına göre de; “İşleten, aracın sürücüsünün veya aracın kullandırılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Dosyada mevcut trafik trafik kayıtlarına göre; dava konusu trafik kazasına karışan — plaka sayılı —- davalı— adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağında, davaya konu trafik kazasına karışan — plaka sayılı araç sürücüsünün —– olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre davalı — araç sürücüsü davalı —- kusuru oranında maddi ve manevi tazminat talebinden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
8-b) Davalı sigorta şirketinin———kapsamındaki sorumluluğu: İşbu davaya konu trafik kazasına karışan davalı—- maliki olduğu ve davalı — sevk ve idaresinde bulunan — plakalı — kaza tarihinde davalı — tarafından —- teminat altına alındığı tarafların kabulündedir.
—- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. —- ilişkin olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri ve —— uygulanır.
—– işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı ile vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. —- rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla m. 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
—- uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı,—— göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin —- sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
—– zarar giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
— ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir. Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden —— doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı sigorta şirketinin, olay tarihi itibariyle geçerli —- ölen her kişi başına teminat limiti —-Bilirkişi —- tarafından hesaplanan toplam tazminat tutarı %30 kusur oranına göre —-olup teminat limiti dâhilindedir. Bu itibarla tazminat miktarının tamamından, —-plaka sayılı aracın sigortacısı davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
9-) Faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacılar vekili gerek dava dilekçesinde, gerekse bedel arttırım dilekçesinde maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazaları esas itibariyle haksız fiildir. Bu halde haksız fiilin tarafları yönünden kaza tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olur. Ancak, —— teminatı sunan sigortacı açısından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira sigortacının tazmin yükümlülüğünü düzenleyen KTK.m.98/1 ve 99/1 hükümlerinde sigortacının bu yükümlülüğünün durumun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz işgününde ödenmesi gerektiği düzenlemesi yer almaktadır. Sigortacıya yapılan bu ihbar, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.117/2’de öngörülen ihbar niteliğinde olup, bu ihbarı müteakip öngörülen sekiz iş günlük sürenin sonundan itibaren sigortacı temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Sigorta şirketine hiçbir ihbarda bulunulmaksızın dava açılması halinde sigortacı davanın açıldığı tarih itibariyle temerrüde düşmüş sayılır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, davalı sigorta şirketine —- tarihinde başvurulduğu anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihini izleyen – iş günü sonrası olan —-tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
10-) Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davanın kabulü ile davacı — yönünden —, davacı— yönünden —, davacı —yönünden — maddi tazminatın, davalı—- yönünden — tarihinden, davalılar —-yönünden —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
11-) Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacılar, dava konusu trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nin 56/2.maddesi hükmüne göre, ölüm halinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.——— gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durumuna göre; ölenin çocukları olan davacılar lehine Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gerekli olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, davalı sürücünün kusur oranının düşük olması ve bu nedenle kazanın meydana gelmesinde tek başına kusurun etkisinin düşük olması, davacıların babaları olan müteveffanın kazadaki kusur oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölenin birinci dereceden yakınları olması nedeniyle duyacakları elemin derinliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davalılar —- aleyhine olmak üzere, müteveffanın çocukları olan davacılar için ayrı ayrı —– manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış ve maddi tazminat davalarının tam kabulüne, manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı — destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KABULÜ ile; —- maddi tazminatın, davalı — Yönünden — tarihinden, davalılar —-yönünden —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KABULÜ ile; —- maddi tazminatın, davalı —- tarihinden, davalılar—-yönünden —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı—- destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KABULÜ ile; — maddi tazminatın, davalı—- tarihinden, davalılar —- yönünden—- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı — manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A—manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı —- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —-manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı —-manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —— manevi tazminat talebinin reddine,
7-Maddi tazminat davası yönünden, Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 4.970,50.-TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 1.034,90 peşin harç, 228,38.-TL tamamlama harcı ve 10 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.273,28‬.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.697,22‬.-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Davacılar tarafından yatırılan 1.034,90 peşin harç, 228,38.-TL tamamlama harcı ve 10 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.273,28‬.-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davacı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden davacı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ————— verilmesine,
11-Maddi tazminat davası yönünden davacı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
12-Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 14.345,1‬0.-TL’nin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
13-Davacı —- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1. Maddesi uyarınca 9.900.-TL. vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —— verilmesine,
14-Davacı—- reddedilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davacı —— alınarak davalılar —– verilmesine,
15-Davacı —– kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1. Maddesi uyarınca 9.900.-TL. vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ——— verilmesine,
16-Davacı —-reddedilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davacı—- alınarak davalılar —- verilmesine,
17-Davacı —-kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1. Maddesi uyarınca 9.900.-TL. vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —— verilmesine,
18-Davacı —-reddedilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesi uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılar —- verilmesine,
19-Davacılar tarafından sarf edilen 4.621,9‬0.-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına ve tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan 902,20 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 2.603,79 TL’sinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geriye kalan 1.115,91‬ TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
20-HMK’nin 333. Maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı ——–, davalı —– — ve davalı———yokluklarında, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —-Adliye Mahkemesi’nin ilgili —– istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2022