Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/548 E. 2021/95 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/548 Esas
KARAR NO: 2021/95
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2019
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı borçlu —- hakkında fatura alacağı nedeniyle —— tarihînde davalı aleyhine ilâmsız icra takibi başlattığı ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu,——-dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline, takibin icra dosyasındaki takip talebi doğrultusunda devamına karar verilmesini, alacaklı müvekkilinin borçludan —— alacaklı olduğunun tespiti ile alacağın takip tarihinden itibaren faizi île tahsiline, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçludan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin—- yetki sınırları dahilinde olduğunu, Bu sebeple yetki itirazında bulunup yetkili mahkemenin ——- Mahkemeleri olduğunu beyan ettiklerini, itirazın iptali davası için öncelikle mevcut ve geçerli bîr icra takibinin olması gerekmektiğini, İtirazın iptali davası için, davanın usul ve doğası gereği öncelikle maddi anlamda bir dava şartı olan icra dosyası bulunma koşulu gerçekleşmediğini, davalı şirket —- — aldığını ve bu çerçevede müşterilerine ——– uygulamaları sunan bir bilişim şirketi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- tarihinde başlamış olup, taraflar arasındaki anlaşmaya göre, davacı tarafından, davalı şirketin müşterilerinin kullanımına sunabileceği şekilde— —– kapasitede bilgisayar yazılımı hazırlanıp —- edileceğini, teslim tarihinden sonra ilk ay için —- tarihine kadar da —- yılbaşından sonra da —- performanslı ve hatasız çalışacak şekilde teslim süreci sonlanacağını, davacının, hazırlayacağı yazılımların, çalışır kullanılabilir biçimde teslimini ——– tarihinde gerçekleştirmemiş olduğunu, en temel anlamda ilk e-fatura gönderimi denemesinin yapılabildiğini ancak —– sistemi müvekkile sunulduğunu,—- sisteminde de eksikliklerin hala mevcut olduğunu, —-yazılımları ise sunulmamıştır.——- kadar ancak sunulabildiğini, —- uygulamaları ise hiçbir şekilde sunulmadığını bu yüzden davacı tarafından —– dahi yazılmadığı için ayrıntılı testler yapılamadığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulü İle yetkili mahkemenin —— olduğuna, yargılama sonunda davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyetli takip tazminatı ödemesine, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline, karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, faturaya dayalı girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı şirket aleyhine — tarihinde—- dosyası ile; —- —– Faiz olmak üzere — tutarındaki alacağın icra gideri, vek.ücr. ve takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek —— faizi ile ödemesi (TBK. 100.mad. gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilerek)talebiyle takip başlatıldığı,davalıya genel haciz yolu ile başlatılan takipte —tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı vekilince —— tarihinde yapılan itiraz ile; yetkiye ve borca itirazlarda bulunulduğu, icra dairesince de takibin durdurulmasına karar verilmesi nedeni ile Mahkememize takibin devamının sağlanması amacı ile eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel hüküm ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Doktrinde fatura; satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5).
Yine fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. ———
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Davacının iddiaları ve davalının savunmaları bu esaslarda incelendiğinde takibe konu faturadaki isteminin haklılığını davacının davalıdan sadır irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtları gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. Maddesi dava ve inceleme tarihi itibari ile;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda da tarafların tacir bulunması nedeni ile ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi karar verilmiş yine tarafların ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki bilanço alım formları mahkememiz dava dosyası içersine alınmış ve davacı tarafından uyuşmazlık konusu edilen faturadaki hizmetin davalı tarafından bağlı bulunduğu ——– döneminde bilanço alımı olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın uyuşmazlığa konu ettiği fatura davacı tarafından —— tarihinde tanzim edilmiştir. Faturanın konusunu da danışmanlık hizmeti oluşturmaktadır. Davalı da bu faturayı ticari defter ve kayıtlarına aynı dönem de dahil ederek vergi dairesine faturayı bildirmiş bulunmaktadır.
6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından —- tarihinde icra takibine ve —- tarihinde davalı aleyhine faturadan ötürü dava ikame edilmesine rağmen davalı tarafından ilk olarak ayıp yönünde ihbarın —- tarihli cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü ve bu ihbarda da bir delil ortaya konulamadığı anlaşıldığından davalının ayıp ihbar sürelerine uymayan ve her hangi bir delille desteklenmeyen ayıp savunmasının dinlenilebilir olmaması nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının —– Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-)Takipte, taraflar arasında uyuşmazlığın ticari hizmet sözleşmesinden doğması nedeni ile 3095 sayılı yasa 2/2.maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
3-)Kabule Konu asıl alacağın mevcutiyeti ve miktarı evvelde davalı tarafından bilinip, belirlenebilir nitelikte olmakla İİK 68/2 gereğince asıl alacak likit bulunduğundan asıl alacağın %20’si (5.978,59 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4a-)Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 2.042,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 510,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.531,50 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4b-) Davacı tarafından yatırılan 510,50 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-)Davacı tarafça sarf edilmiş toplam 921,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.483,94 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
8-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/02/2021