Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/547 E. 2020/331 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/547 Esas
KARAR NO : 2020/331

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı iddiaları :Davalı borçlunun—–İcra Dairesinin —-Esas sayılı takip dosyasında itazının iptali ile takibin asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz yönünden devamına karar verilmesini ve alacağın likit bulunması nedeni ile İİK 68 gereğince asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından davaya cevap verilmediği gibi yargılama devamında herhangi bir beyan dilekçesi ibraz edilmemiş ticari defter ve kayıtlarda ibraz edilmediği gibi duruşmalara da iştirak edilmemiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1- İAA——– Esas sayılı takip dosyası
2-Davacı Şirket ticari defter ve kayıtları,
3-Davalı Şirket ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Bilanço alım formları.
4-Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi raporu .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,açık hesap ilişkisine konu edilen faturalardan doğan bakiye alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu Adliyesi—–.icra Dairesinin —- Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine girişildiği, takip dosyasının tetkiki ile davalıya ödeme emrinin 26/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 01/02/2019 tarihinde itirazlarını sunmuş olduğu bu şekilde dava da HMK 114 maddesindeki genel dava şartlarının ve itirazın iptali davasında özel dava şartlarının mevcut olduğu anlaşılmış mahkememizce HMK 320/2 maddesi uyarınca da taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise açık hesap ilişisinin olup olmadığı,açık hesap ilişkisi bulunuyor ise davacının davalıdan açık hesap ilişki kapsamında tanzim eylediği faturadan dolayı davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı yönlerinde çekişmenin toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların sermaye şirketi nitelikleri nedeni ile tacir bulunduğu anlaşıldığından, davalı tarafından açık hesap ilişkisinin varlığı ve her hangi bir ticari alış veriş bulunduğu yönündeki davacı iddiası davalı tarafından inkar edildiğinden taraf ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının SMM bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiş, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının kesin delil teşkil edeceğinden ve mahkememizce resen HMK 222 gereğince celbi mümkün olduğundan davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki Ba formlarının celbi cihetine gidilmiştir.
Bilirkişi tarafından davacının ticari defterlerinde açık hesap ilişkinin dayanağı teşkil eden ve kayıtlı bulunan faturalar davalı tarafından bilanço alımı olarak vergi dairesine bildirildiği ve davalı tarafın bildirme konu ettiği bilanço alımları ile davacı tanzim eylediği faturalarda yapılan eşleştirme ile fatura konusu malların davacı tarafından davalıya teslim edildiği ispat eylediğinden davacının davasının sabit hal aldığı anlaşılarak davacının takibe konu ettiği asıl alacağa isabet eden davası davasının kabulüne karar verilmiştir.
Diğer taraftan davacı tarafından girişilen takipte fatura tanzim tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş temerrüt faizi de uyuşmazlık konusu yapılmış ise de davacı tarafından dosya kapsamına ibraz edilen belgelerin tetkiki ile davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğü noktasında her hangi bir delil bulunmadığından davalının direniminin takip ile oluştuğu anlaşılarak davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin TBK 117 gereğince reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının lehe davalının aleyhe delil teşkil eden ticari defter ve kayıtlarının uzantısı ile davacının davalıdan olan alacağının davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜ ile;
1a-Davalı borçlunun İAA ——-.İcra Dairesinin —— Esas sayılı takip dosyasında itazının KISMEN İPTALİ ile takibin 38.815,68 TL asıl alacak Üzerinden DEVAMINA,
1b-Takip öncesi işlemiş temerrüt faizine yönelen İstemin TBK 117 .Maddesi gereğince yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
1c-Asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile İİK 68 gereğince asıl alacağın %20 si nispetinde 7.763,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
1d-Takipte takip konusu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihinde değin değişen oranlarda 3095 sayılı yasa 2/2.Maddesi gereğince Avans Faizi UYGULANMASINA,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 2.651,49 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından ödenen peşin nispi harç tutarı 554,67 TL’nin mahsubu ile bakiye 2096,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı taraf davada vekil ile temsil olunduğundan ——– gereğince belirlenen 5.822,35 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama devamında sarf edilen 884,20 TL yargılama gideri ile peşin olarak ödenen 554,67 TL peşin nispi harç tutarı olmak üzere toplam 1.438,87 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kararın kesinleşme tarihi itibari ile sarf edilmediği anlaşılan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı şirketin yokluğunda HMK 341 ve 345 .Maddeleri gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde 2 haftalık yasal süre içersinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okunup anahatları ile anlatıldı.