Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2021/284 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/540 Esas
KARAR NO: 2021/284
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/08/2019
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında satım akdine dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı şirketin siparişi talebi ve onayı doğrultusunda davalı şirkete muhtelif tarihlerde fazlaya ve faize ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak üzere toplam —-bedelli mal satılarak teslim edildiğini, müvekkilin davalıdan alacağı bulunduğunu, — mükellefi olup, cari hesap özetine görüleceği gibi sürekli artan bir alacak söz konusu olduğunu, teslim belgelerinden de anlaşılacağı gibi satılan mallar davalı şirkete teslim edildiğini, TTK 21 .maddenin 2.fıkrasında”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünün yer aldığını, Davalı tarafça faturalara yönelik bir itiraz bulunmadığını, bu nedenle fatura bedellerini kabul ettikleri karinesi kabul edilmesi gerektiğini, —– bulunduğunu, Müvekkil şirketin bedelin ödenmesine yönelik tüm çabaları göstermiş olduğunu, ancak defalarca ödeme sözü verilmesine karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, . Dava konusu satışa dayanak fatura bedelleri ödenmediğinden öncelikle—– sayılı icra dosyasından icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı/borçlu takibe itiraz ettiğini, aynı zamanda yetki itirazında da bulunduğunu, davalı borçlunun yetki İtirazı yersiz olduğunu ve reddi gerektiğini, Takibin yapıldığı —– yetkili icra dairesi olduğunu, —kararında da belirtildiği gibi davalı/borçlu şirket taraflar arasındaki alım satım ilişkisini inkâr etmemiş olup, ticari ilişkiden doğan alacağımız para alacağına dönüştüğünü,—– sayılı kararına göre —– alan İmzaları bulunan irsaliye belgesine dayanarak icra takibinin yapılmış olduğunu ve teslim alan imzasının davalıya ait olması halinde taraflar arasındaki satış ilişkisinin kabul edileceğini, para alacağı söz konusu ise bu halde davacının ikametgahındaki mahkeme ve icra dairelerinin de yetkili olacağı belirtilmiş olduğunu, Dava dilekçesine eklediğimiz ——- incelendiğinde dava konusu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, faturaya itiraz edilmediğini, davalının yetki İtirazının reddi gerektiğini, Davalının İcra takibine yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu ve iptali gerektiğini, alacağın tahsilini uzatmaya yönelik olduğunu ve kötü niyet taşıdığını , Alacak, faturaya dayalı olduğundan likit olup davalı borçlu ne bedelde borcu olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, davalının kötünıyetli itirazı sebebi ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini iddia ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı— faiz alacağı olmak üzere toplam —– alacağı bulunduğunu; bu alacak için ——– Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve borçlunun bu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu; itiraz edilen takip ile İlgili olarak itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf müvekkil Şirketten ——– alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, Bu husus müvekkil şirketim ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınacak bilirkişi raporu ile de ortaya çıkacağını, Müvekkil şirket temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyeceğini, —– işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmekte olduğunu, Temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesi gerektiğini, Temerrüt ihtarı bulunmadığı için alacaklı olduğunu iddia edenin müvekkil şirketten faiz talep edememesi gerektiğini, Bu durumda fazlaya ilişkin faiz hakkını saklı tutması da kabul edilemeyeceğini ve haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı tarafı faturaya konu malın teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, Davacı taraf, müvekkil şirkete malzeme satışı yaptığını ve sattığı malzemenin de müvekkil şirkete teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, Satış ve teslimin, yazılı belgelerle ispatının gerekli olduğunu, Müvekkil şirketin temel savunmasının dava dilekçesine konu faturalardaki malların kendisine teslim edilmediği olduğunu, Davacı tarafın dava dilekçesi ile faturaları sunmuş olması, tek başına malların teslim edildiğini göstermediğini,—— Kanunu’nun 207 vd. maddelerinde düzenlenen satış sözleşmesinde davacı satıcının satış konusu malların teslimini kanıtlaması gerekir, Teslim belgelerinde bir kısım isimler yazılı olup imzalar bulunmaktadır, Mahkemece fatura ve teslim tarihi itibariye teslim alan imzalan bulunan şahısların davalı çalışanı olup olmadığının sorulup bu imzaların davalı çalışanlarına ait olup olmadığı da araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir, ” hükmünün olduğunu, Dava konusuna İlişkin — Kararı da bulunduğunun, —- fatura tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde———- edilmemiş olması hali, sadece o faturanın miktar ve fiyat yönünden münderecatını kabul anlamını taşıdığını, aksi takdirde o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmeyeceğini, satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunlu olduğunu, ticari İşletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil taraflar arasında yapılmış bir satım,hizmet, istisna ve benzer sözleşmenin ifası ile ilgili bir belge olduğunu, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilecek bir belge olacağını, bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nın 23/2. Maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemeyeceğini,——- benimsenmiş olduğunu, Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispatlamak zorunda olduğunu, iş bu davada, davalı sözleşmesel ilişkiyi, malın kendisine teslim edildiğini ve borcu inkar etmekte olduğunu, sözleşmesel ilişkiyi, malların alıcı olan davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiâini ispat yükü davacı tarafa ait olduğunu, Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre, 6100 HMK’ntn 200, Maddesi (HUMK 288) uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, somut olay değerlendirildiğinde, davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturada teslim eden ve teslim alan bölümlerinde isim ve imza bulunmadığını, — teslim belgesinde ve —— şirketince gönderilen kayıtlarda bir teslimatın yapıldığı belirtilmiş ise de teslimatın içeriğine ilişkin bir açıklama yapılmadığını, teslim belgelerinde, teslimatın dava konusu mallara ilişkin olduğu hususu da tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadığını, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerekmekte olduğunu, Davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğu ispatlanması gerektiğini, Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, fatura düzenlemesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamayacağını, Bu durumda mahkemece açıklanan yönler gözetilmeksizin, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığını, Bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiğini, ——–kararından da anlaşılacağı üzere, iddialarımız doğrultusunda davacının haksız olduğunu, Davanın reddi gerektiğini, Cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki de alacak likit olmadığını, Davacı taraf, faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiğini, Taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşme de dosyaya sunulamadığını, Faturaya dahil alacaklar, cari hesap ilişkisini göstermekte olduğunu, cari hesap ilişkisinde taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumu kesin olarak belirlenemeyeceğini, alacak likit olmayıp; davacı tarafın icra inkar talebi yerinde olmadığını, İcra inkar tazminatına ve vekalet ücreti alacağına iptal edilen miktar üzerinden hükmedilebileceğini, müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olmasa da yargılama süreci sonunda mahkeme aksi kanaate ulaşırsa hükmedilecek icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti, borçlu olduğu tespit edilen miktar üzerinden olabileceğini, ——– itirazın iptali davaları için emsal bir kararla ; “icra inkar tazminatı, niteliği gereği, ancak itirazın İptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak, hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır. Bu nedenle, takibe konu borcun tamamen ödenmiş olması halinde alacaklının itirazın İptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, açtığı dava bu gerekçeyle reddedileceği; böylesi bir davanın kısmen de olsa kabulü söz konusu olamayacağı için, icra inkar tazminatına ———- hükmedilemeyeceğini, itirazdan sonra ve itirazın iptali davası açılmadan Önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yorarı olmayacağından ödenen miktar göz önüne alınmaksızın, borca İtirazın tümüyle iptali istemiyle açılan dava, ödenen kısım yönünden reddedileceği için, bu kısım için de yine İcra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, Alacaklının icra inkar tazminatı isteme hakkının, borçlu tarafından borca tamamen veya kısmen itiraz edildiği , itiraza konu borç miktarı yönünden kendiliğinden doğan bir hak olduğu söylenemeyeceğini, alacaklı yararına bu tazminata hükmedilebilmesi için, açılıp kısmen de olsa kabul ile sonuçlanmış bir itirazın iptali davası bulunması gerektiğini, bu tazminat kendiliğinden doğmaz, bir mahkeme hükmüne ihtiyaç göstereceğini, itirazdan sonra ve davadan önce yapılan ödemeler düşülmek suretiyle itirazın iptali davası açılması durumunda, alacaklının ödenen kısım yönünden İcra inkar tazminatı isteme hakkının ortadan kalkacağı gibi bir gerekçeye dayanılarak, davadan önceki ödemelerin müdeabihten düşülmemesi gerektiği ileri sürülemez”——– Bu durumun Vekalet ücreti için de geçerli olduğunu, Vekalet ücreti ve yargılama masraftan açısından da iptal edilen kısım üzerinden hesaplanması gerektiğini, TTK md. 21 bir ispat kuralıdır. Faturaya itiraz edilmemesi herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını, TTK md. 21 taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin ispati ile ilgili olduğunu, Faturanın yapılan sözleşmeye uygun olduğunu göstereceğini ve ispat kuralı olduğunu, Bu ispat kuralına itiraz etmemek herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını, Davacı tarafı davasında haksız çıktığı miktar üzerinden müvekkil şirkete kötüniyet tazminatı (icra inkar tazminatı) ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, Davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet (icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin siparişi talebi ve onayı doğrultusunda davalı şirkete muhtelif tarihlerde toplam—– bedelli mal satılarak teslim edildiğini ancak davalının ödeme yapmadığını iddia etmekte, davalı vekili ise müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını savunmaktadır.
—sayılı icra dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacı vekilinin— cari hesap alacağı– işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —– tutarındaki alacağın tahsili için—- tarihinde davalı hakkında icra takibine giriştiği, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı vekilinin—- düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce öncelikle davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere rapor tanzim edilmesi için ——– talimat yazılmıştır.
Talimat mahkemesi marifetiyle görevlendirilen Mali Müşavir Bilirkişi tarafından davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak tanzim edilen rapor mahkememiz dosyası içerisine alınmasına müteakiben davacının defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosyanın mahkememizce resen seçilen Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen rapor mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.
Mahkememizce gerek talimat mahkemesi marifetiyle alınan bilirkişi raporu gerek ise de mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişinin tanzim etmiş olduğu rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
İcra dosyası, cari hesap ekstresi ve dosya kapsamındaki bilirkişi raporları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; her iki tarafın da ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tanzim edilmiş olduğu, takibe konu edilen tutarın her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının temerrüte düşürüldüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir delile rastlanmadığı ve bu kapsamda davacının davaya konu etmiş olduğu asıl alacağı talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalı borçlunun— Sayılı İcra dosyasına yapmış olduğu itirazın davaya konu edilen tutar olan —-yönünden iptali ile takibin işbu tutar üzerinden devamına, Asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına
2-Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine ——–asıl alacağın %20 ‘si oranında İcra İnkar Tazminatı hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 811,03 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 140,16 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 670,87 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan 140,16 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.197,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA
8- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021