Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/53 E. 2019/352 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/53 Esas
KARAR NO : 2019/352

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili olan———— inşaat faaliyetleri kapsamında davalı olan ——- inşaatlarda elektronik malzeme temini konusunda çalıştıklarını, dava dilekçesi ekinde taraflara ait 2018-2019 yılları cari hesap dökümünü sunduğunu, bu cari dökümden tarafların yoğun bir ticari faaliyeti ve buna bağlı olarak taraflar arasında güven ilişkisinin söz konusu olduğunun anlaşılacağını, müvekkili şirketin davalı yana olan borcuna istinaden 31.08.2018 tarihinde 29.01.2019 vade tarihli 150.000,00-TL bedelli çek verdiğini, 28.09.2018 tarihinde davalı şirkete 08.01.2019 vade tarihli 70.000,00-TL bedelli ve — vade tarihli 90.000,00-TL bedelli iki ayrı çek daha verildiğini, bu çeklerin dava konusu olmadığını, üç çekin de vade tarihlerinin birbirine çok yakın olduğunu, müvekkili şirketin davalı yana ulaşarak 29.01.2019 vadeli çekin ertelenmesini,gereğinde vade farkı ödeyebileceğini beyan ettiğini, davalı yanın bu teklifi kabul etmesi üzerine taraflarca ticari kredilere de uygulanan (piyasada spot kredi faizi olarak bilinen türden faiz hesabı ile) 45 günlük vade farkı hesabı yapıldığını ve toplam ———- vade fark bedeli ödenmesine karar verildiğini, anlaşma sonunda davalı yana 15.03.2019 vade tarihli ve ———— bedelli,———- Şubesine ait —- no.lu çekin verilmesi buna karşın 29.01.2019 vade tarihli çekin geri iade edilmesinin kararlaştırıldığını, davalı yan ile mevcut olan güven ilişkisi çerçevesinde işbu çeki teslim ettiğini ancak davalı yanın çekin bankada takasta olduğu,şubeye gidemediği v.s. Gibi çeşitli bahaneler ile 29.01.2019 vade tarihli çeki iade etmediğini, çekin vade tarihi gelmesine karşın çekin geri iade edilmemesi üzerine , müvekkili şirketin ticari itibarına ve siciline zarar gelmemesi adına çek bedelini ödemek zorunda kaldığını haricen aldıkları bilgiye göre davalı yanın bu çek bedeli ile,temerrüde düştüğü ancak müvekkilinden gizlediği bir kredinin kapatma işlemini yaptığını, bu hususta tanık delili dışında yazılı bir delilin mevcut olmadığını, davalı tarafın çeki ikince kez tahsil edebileceğini bu sebeplerle öncelikle gerektiğinde teminata hükmedilerek 15.03.2019 vade tarihli ve 157.200,00-TL bedelli———– Şubesine ait —— no.lu çekin üzerine ihtiyati tedbir konularak işbu çek bedelinin ödenmesinin engellenmesi için tedbiren çek üzerine ödeme yasağı konulmasını ve çekin 15.03.2019 sonrası icraya konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması hususunda karar verilmesini ve davalıya 15.03.2019 vade tarihli —————- Şubesine ait ————no.lu çek sebebi ile 157.200,00-TL borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HUKUKİ İNCELEME VE GEREKÇE
Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı itibarıyla yapılan incelme sonucunda davanın İİK 72/2 maddesine istinaden açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
19/12/2018 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 Sayıl TTK’nın 5. Maddesine eklenen 5/A maddesi uyarınca ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A (2) Maddesi gereğince; Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiş, dosya üzerinden yapılan inceleme ile, dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gidildiğine dair , arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslına veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğine rastlanmamış olmak ile, davacı vekiline , arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunması için bir haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde , arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmaması halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceğinin ihtarına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından davacı vekiline yapılan ihtar sonucunda davacı vekili 20/03/2019 tarihli dilekçesi ile özetle, davanın menfi tespit davası olduğunu, bir para alacağının veya tazminatın söz konusu olmadığını, TTK 5/A maddesinin menfi tespit davalarını kapsamadığını, dolayısıyla herhangi bir arabuluculuk girişiminde bulunmadıklarını beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, TTK 5/A maddesinde her ne kadar hangi davaların arabuluculuk şartına tabi olduğu tek tek sayılmamış olsa da
menfi tespit davasına konu olan uyuşmazlığın bütün alacak davalarında olduğu gibi nihai olarak taraflar arasında nizalı olan bir miktar paranın ödenip ödenmeyeceği hususunun uyuşmazlık konusu olduğu, bu nedenle menfi tespit davasının da TTK 5/A maddesi kapsamında değerlendirmenin, kanun koyucunun iradesine daha uygun olacağı kanaatine varılmış olmak ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın HMK 114/2 delaletiyle 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde alınması gerekli 44.40 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 35.90 TL harçtan mahsubu ile kalan 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.