Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/528 E. 2023/762 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/528 Esas
KARAR NO:2023/762
DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/08/2019
KARAR TARİHİ:13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin aydınlatma teknolojileri sektöründe faaliyet gösterdiği, davalının TTK’ nun 54. vd. hükümleri uyarınca haksız rekabet teşkil eden fiilleri sebebiyle davacı şirketi telafisi son derece güç maddi zarara uğrattığı, ticari itibarını zedelediği, —— uyruklu davalın —– davacı şirketin —– ortağı olduğu, davacı şirkette üretim, ————- ve ürün geliştirme sorumlusu olarak ve yönetim kurulu üyesi sıfatıyla görev yaparken———–yev. nolu ihtarnamesi ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, davalının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı sırada —– tarihinde davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren ——unvanlı rakip bir şirket kurduğu, davalının aslında davacı şirketin portföyündeki Müşterileri ve çalışanları yeni kurulan şirkete yönlendirerek ederek davacı şirketi zarara uğratmayı hedeflediği, davacı aleyhine haksız rekabet teşkile den fiilleri işlediğinin anlaşıldığı, davalının davacı şirket yönetiminden habersiz bir biçimde hatalı ——— aydınlatma ürünün üretimini gerçekleştirdiği, bu ürünün hatalı üretiminden doğabilecek tehlikeleri müşterilerden gizlemek ve ürünün belgesi olmadığı ve belge başvurusu dahi yapılmadığı halde davacı şirket müşterilerine ürün sattığı, ürünlerin hatalı olması nedeni ile 232 adet armatürün geri çağrıldığı, bedelsiz bir ürünle değiştirilmesi neticesinde çok ciddi bir biçimde mağduriyet yaşandığı, ticari itibarının zedelendiği, maddi ve manevi zarara uğradığı, davacı şirketin işbu ürün sebebiyle uğradığı maddi zararın şimdilik 775.387,00 TL olduğu, davalının mesleki tecrübesi ve eğitim durumunun dikkate alındığında ——— ürünü şirket yönetiminin haberi olmadan ve şirket yönetimince kendisine ürünün hatalı olduğunun iletilmesine rağmen şirketi zarara uğratmak kattı ile üretmesinin, davacı şirket müşterilerine hatalı ürünü bilerek yanıltıcı bilgi vermesi satış pazarlamasını yapması, dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde davacı şirketin ticari itibarına zarara vermek amacının taşıdığı, TTK 55. Vd. uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, davalının davacı şirketin bazı müşterilerini arayarak, müşterileri ziyaret ettiği, davacı şirketin bu işi yapamayacağının, sermaye eksikliği olduğunu ve batacağını söyleyerek karaladığı, müşterilere davacı şirkete ait —- ürününü kendi kurduğu —- üzerinden ve daha düşük fiyatla satmayı teklif ettiği, müşterilerin davacı şirket ile ilişkisini keserek kendisi tarafından kurulan —— ilişkide bulunmalarını istediği, müşterilerin şikayeti üzerine davacı şirketin durumdan haberdar olduğu, davalının ayartması neticesinde pazarlamacı olarak çalışan —— davacı şirketten ayrılarak davalı —–birlikte çalışmaya başladığı, davacı şirkete ait bir———– üretimi olan askeri amaçla kullanılmak üzere geliştirerek üretim aşamasına getirilen gece görüşü kamerasını yeni kurduğu ——— vasıtası ile üretmeyi ve satmayı amaçladığı bu amaçla davacı şirketin bazı çalışanlarının ayrılarak yeni kurduğu şirkette çalışması ve şirkete ait sırlarını ifşa etmesi yönünde teşvik ettiği, davalının proje kapsamında davacı şirkete aldırdığı 10.000,00 USD tutarındaki kameranın işlevsiz olduğunu bildiği halde şirket yönetimini oyaladığı, şirket yönetimi tarafından vasıflara uygun hale getirilen bir diğer kamerayı iade etmek istediği, davalının davacı şirketi oyalayarak kamerayı kendi uhdesinde tuttuğu, davacı şirket yönetiminin kamera şirketi yetkilileri ile yaptığı görüşme neticesinde vasıfsız kameranın iadesi ve vasıflı kameranın faturalanması sürecinin kamerayı da uhdesinde bulunduran davalı tarafından sabote edildiğini ortaya çıkardığı, davalının bu eylemlerinin TTK’ nun 55 vd. hükümleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, ——– günlü ilamda “ Kendisine ait bir şirketin sahibi olan şahsın yine aynı alanda çalışan başka bir şirkette çalışırken bu firmanın alması muhtemel ihaleleri kaybettirmesi, akreditifleri kendi şirketine yönlendirmesi haksız rekabeti oluşturur” şeklinde hüküm kurarak başkası aleyhine ve zararına ticari faaliyet yürütmesinin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi gerektiğini açıkça ifade ettiği, davalının bu fiillerini sona erdirmesi için davalıya —— yev. nolu ihtarnamesi keşide ettiği, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı, neticede davalının iş akdinin haksız rekabet teşkil eden fiileri sebebi ile haklı nedenlerle feshedildiği, davalının haksız rekabet fiilleri aynı zamanda suç teşkil ettiğinden davalı hakkında———– soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, soruşturmanın halen derdest olduğu, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile davacı şirketin haksız rekabet sebebi ile uğradığı maddi zararların tazmini için şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiği görüldü.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ile ilgili olarak arabuluculuk başvurusu ve görüşmeleri yapılmadığından dolayı davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiği, Davacının davalının şirketin ortağı olup yönetim kurulu üyesi sıfatı ile görev yaptığı sıralarda davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren —— ünvanlı rakip bir şirket kurduğuna ilişkin iddialarının hiçbiri doğru olmayıp gerçeği yansıtmadığı, davalının davacı şirketten fili olarak —– ayında ayrıldığı, bu konuda davacı şirket tarafından davalının şirkete dönmesi yönünde ihtarname olduğu, —- ayından sonra davalının 08.02.2019 tarihine kadar davacı şirketin —– ortağı olup işbu tarihte ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ederek şirketten resmi olarak da ayrıldığı, akabinde——- unvanı ile yeni bir şirket kurduğu, şirketten ayrılmasının en büyük sebebi de davacı şirketin tek yetkili kişisi —- ticari teamüle aykırı davranışları olduğu, Davalının, davacı şirketin tüm üretim işlerini neredeyse tek başına üstlendiği (satış kısmından diğer ortaklar sorumlu olmasına rağmen onu dahi müşterileri bizzat kendisi bularak bağlantı sağlamış) ve şirketin kurucusu olup devamını sağlayan kişi olmasına rağmen şirket ile ilgili hiçbir kararda söz sahibi olamadığı, tüm bu olanlara daha fazla dayanamayan davalının haklı nedenle şirketten ayrıldığı, davalının kurucusu olduğu —– olup müvekkil davacı şirketten—- yılı aralık ayında ayrıldığı, yeni kurulan şirketin faaliyetine başlama tarihi —- yılı Haziran ayı olup davalının yönetim kurulundan çıktığını resmi olarak ihtar ettiği tarih 08.02.2019 olduğu, davalının yabancı uyruklu olup —– geçiş için başvurusu bulunduğu, —– için başvurucunun —– sınırları içerisinde kesintisiz olarak sigortalılık kaydının varlığı arandığından, fiili olarak—— ayında ayrıldığı——–sigortalılık kaydının sona ermemesi için davalının istife edemediği, Kendisine ait şirketi kurup sigorta kaydı başlar başlamaz derhal davacı şirketteki yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, İşbu durum davacının haksız rekabet tutumu içerisinde olmadığının açıkça göstergesi olduğu, ayrıca davacı şirketin çekmiş olduğu ihtarname ile müvekkilimizin aralık ayından itibaren müteaddit defalar çağrılmasına rağmen şirkete aralık ayından itibaren gelmediği açıkça noter kanalı ile davacının ikrarında olduğu, ———- şirketi kuruluşunun zorunlu olarak yapıldığı,—– incelendiğinde şirketin kuruluş zamanında mevcut bir ofisinin veya adresinin dahi olmadığının görüleceği, şirketin mevcut adresine —— içerisinde geçildiği, Davalının davacı şirketin tek başına kurucusu olduğu, sonradan diğer ortakların dahil olmasıyla —– oranında hissedarı olduğu, Davacı —— davalı —— tarafından —–senesinde kurulduğu, davalının tasarımcı kendi adına tasarımını ve tescilini yaptırdığı yaklaşık 30 civarında patentli ürünü olduğu, Davacı şirketin Yönetiminden sorumlu ve tek imza yetkilisi ——— %12 hisseye sahip olup şirkete ortak olduğu andan itibaren şirketin yöneticisi ve tek imza yetkilisi olduğu, davalının davacı şirket ile aynı faaliyet konusuna sahip yeni bir şirket kurarak haksız rekabet oluşturan eylemler gerçekleştirdiğine ilişkin iddiaların hepsi hakikate aykırı beyanlar olduğu, davacı şirketin ilk kurucusu davalı olup işbu şirketin faaliyet konusu belirleyen de yine kendisi olmuştur. Nitekim——- de davacı şirketten ayrıldıktan sonra kurmuş bulunduğu, Yine davacı şirket ile rekabet yasağının şirketten ayrıldığı dönemden sonra da devam edeceğine ilişkin herhangi bir anlaşmaları da bulunmadığı, Bu nedenle de huzurdaki haksız davanın tüm talepleri ile birlikte reddi gerektiği, Davacı davalının üretmiş olduğu——– tasarımının hatalı olduğunu, davalıca işbu hatanın bilinmesine rağmen şirketi zarara uğratmak kastı ile üretime devam edildiğini, işbu üretimin de şirket yönetiminden habersiz şekilde gerçekleştirildiğini iddia ettiği, Davacı şirketin tek yetkili kişisi %55 hisse oranı ile ——olduğu, aynı zamanda satış departmanından da sorumlu olan kişi olduğu, yönetimden habersiz bir şekilde ——- tasarımı da dahil olmak üzere hiçbir ürünün üretilme ihtimalinin olmadığı, işbu ürünler ile ilgili onay alınmaksızın malzeme tedarik edilebilmesinin de söz konusu olmadığı, davacının bu iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Davalı tarafından üretilmiş olan tasarımın güvenlik standartlarını taşımadığına ilişkin iddiaların da hepsi soyut iddialar olduğu, söz konusu ürünün güvenlik standartlarını taşımadığına ilişkin herhangi bir somut delil de dosyaya sunamadığı, davalının davacı şirketin bazı müşterilerini arayarak “şirketin batacağına, şirketin kendisi tarafından ele geçirileceğine” yönelik haksız söylemelerde bulunduğu, şirketin çalışanlarını ayarttığı, şirketin iş ürünlerinden haksız yararlandığı, müşteri portföyünü ele geçirmeye çalıştığına ilişkin iddiaların hepsi mesnetsiz iddialar olduğu, Davacının iddia etmiş olduğu davalı ile alakası dahi olmayan ve davalı sebebi ile uğramış olduğu maddi zararının şimdilik 775.378,00 TL olduğu iddiaları akıllara tek bir gayeyi getirdiği, o da ; davacının davalıyı zarara uğratarak piyasadan silmeye çalışması olduğu, Davacı şirket davalının emek ve çalışmaları ile ayakta duran bir şirkettir, müvekkilimizin şirketten ayrılmasına müteakip yüklü miktarda zarara uğrayacakları şüpheye mahal vermeksizin ortada olduğu, Davacı şirketin üretmiş olduğu ürünlerin hepsi de davalının emek ve çalışmasına ait projelerdir. konu ile ilgili yargı yoluna başvurulmuş olduğu, beyan edilen dosyaların celbi ile de beyanlarımızın haklılığı ortaya çıkacağı, Davacı her ne kadar müvekkilimizin şirkete ait ürünlerden haksız yararlanmak suretiyle haksız rekabet fiilini işlediğini beyan etse de aksine davacı şirket tarafından davalının fikir ve çalışmasına ait ürünlerden haksız kazanç elde edilmiş ve hali hazırda da edilmeye devam etmekte olduğu, Davacının davalının şirket tarafından geliştirilen gece görüş kamerasının yeni kurduğu şirket vasıtasıyla üretim, satış ve pazarlamasını yapmaya çalışarak şirkete ait ticari sırları ve iş ürünlerini haksız şekilde ele geçirmeye teşebbüs etmesine ilişkin iddialarının hiçbiri gerçeği yansıtmadığı, bahsedilen gece kamerası davacı şirkete ait ———– ürünü olmayıp, fikir, tasarım ve tüm yasal haklarının sahibi, davacı şirketin tüm diğer ürünlerinde olduğu gibi davalıya ait olduğu, davalının davacı şirkette yeni ortaklarla birlikte aktif olarak bulunduğu dönemde led aydınlatma, projektör ve aydınlatma armatörü tasarlamış, işbu tasarlanan eser statüsündeki ürünler davalının ayrıldığı tarih olan 08.02.2019 tarihinden günümüze kadar davacı şirket tarafından üretilmesi ve satışına izin verdiği, 08.02.2019 tarihli ihtarname ile artık bu ürünlerle ilgili üretim ve satışının yapılamayacağını ihtar etmesine rağmen davacı şirket tarafından üretim ve satış işine devam edildiği, Konu ile ilgili —– soruşturma numaraları ile savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu,——–numarası ile dava açıldığı, İşbu davada endüstriyel tasarım tescili haklarına tecavi tespiti istenmiş ve bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da davalıya ait tasarımlar ile davacı şirketin adresinde tespit edilen ürünler arasında belirgin farklılıklar bulunmayıp, benzer odlukları kanaatine varıldığı, davacı her ne kadar davalıyı haksız rekabet ile suçlamaktaysa da aksine kendi eylemlerinin tümü haksız rekabet teşkil ettiği, Davacı bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere müvekkilin endüstriyel tasarıma haiz ürününü kopyalayıp çoğaltarak piyasaya sunarak maddi gelir elde ettiği, üstelik davacı bu ürüne sanki yeni tasarımmış gibi ——– patent başvurusu yaptığı, ve bu başvuruya karşı da yasal süresi içerisinde itiraz edildiği, Dava konusu tasarımların hepsi davalının fikir ve çalışmasının ürünü olup hukuka uygun olarak tescil edildiği, davacının tüm iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, Tüm bu açıklanan nedenlerden ötürü davacının haksız ve mesnetsiz iddialar ile açmış olduğu huzurdaki davanın tüm talepleri ile birlikte reddi gerekmektedir. Haksız davanın tüm talepleri ile birlikte reddine, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa ikmaline karar verilmesini” talep ettikleri görüldü.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle; davalının, davacı şirkete karşı haksız rekabet kapsamında kalan eyleminin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise haksız rekabet eyleminin halen devam edip etmediği,davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise tazminat tutarının ne olduğu hususunda açılan tazminat davasıdır.
Davacı vekilinin 10/07/2023 tarihli feragat dilekçesi ile, tarafların 09.06.2023 tarihinde sulh protokolü imzaladıklarını, sulh protokolü doğrultusunda davacı şirketin davasından feragat ettiğini ve tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak herhangi bir harç, masraf, yargılama gideri ve avukatlık ücreti talebinde bulunmayacaklarından bahisle davanın reddine ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07/09/2023 tarihli dilekçesi ile, taraflarca imzalanan sulh protokolüne ve davacı vekilinin feragat dilekçesine muvafakat etiklerini, karşı taraftan herhangi bir harç, masraf, yargılama gideri ve Avukatlık ücreti gibi bir taleplerinin bulunmadığını, bu hususta mahkemece gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nın 309. maddesinde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu itibarla, davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın peşin olarak davacı tarafça dava açılırken yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubuyla bakiye 99,07 TL harcın davacı taraftan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı anlaşmaları sebebiyle vekalet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6 -Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde————- Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/09/2023