Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 E. 2020/21 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/527 Esas
KARAR NO : 2020/21

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket —— ile borçlu—- arasında davacı tarafından temin edilen kumaşların nakliye ve depolaması nedeniyle bir ticari iş ilişkisi kurulduğunu,Davalı tarafın, kendisinden beklenen nakliye ve depolama işlemlerini yerinde, zamanında ve eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmemesi sebebiyle davacı şirket işlemlerini dava dışı üçüncü şahıs aracılığıyla takip ettiğini ve bunun sonucunda —- Tarih ve—– Bedelli, açıklaması —-Numaralı ———-Faturası kesildiğini, davalı şirket iş bu faturayı kabul ettiğini ve ilgili tarihte defterlerine de işlediğini, bu tarihten haksız ve hukuka aykırı bir şekilde iade faturası kesildiği tarihe kadar davacı tarafından borçlunun faturadan kaynaklı borcunu ödeyeceği hesap edilerek beklenildiğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, iş bu ardiye yansıtma bedeline ilişkin fatura ödemelerini yapmaması, geciktirmesi ve eksik yapması neticesinde davalı aleyhine davacı tarafından İAA —-. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı başlatılan icra takibi neticesinde kendisine tebliğ edilen ödeme emrine haksız bir şekilde itiraz ettiğini, davalının, İAA—. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı dosyasındaki haksız ve hukuka aykırı olarak yapılmış borca itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz ile takibin gecikmesine sebebiyet veren borçlunun takip tarihindeki alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı ———-vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu uyuşmazlığın, davacının deniz yoluyla taşıması emtiasının varma limanında alıcıya geç teslim edildiği ve bu yüzden işleyen ardiye ücreti iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğunu, bu nedenle, davaya uygulanacak olan hukuk, deniz taşımalarına özel olarak uygulanan hükümler ile birlikte, hüküm bulunmadığı takdirde taşımalara ilişkin genel kurallar olacağını, Türk Ticaret Kanunu’nun 931 ve sonrası maddeleri uygulanması gerektiğini, iş bölümü nedeniyle görev alanına girmeyen işbu dava hakkında, görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın—- bünyesinde açılması gerektiğinden, işbu davada mahkemenin görevsizliğine, hak düşürücü süreye ilişkin belirtilen hükümlere istinaden, hukuki yollara yasal süre içinde başvurmamış olan davacı şirketin davasının reddine, dilekçede belirtilen diğer hususlar nedeniyle esastan davanın reddine, davalı şirket aleyhine karar çıkması ihtimali sebebiyle, her türlü yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava; İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca faturaya dayalı girişilen icra takibinde açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur.
Bir başka anlatımla bir itirazın iptali davasında davacı tarafından faturanın dayandığı ticari ilişkinin açık bir şekilde ortaya konması gerekmektedir.
Mahkememizce de bu kapsamda davalının görev itirazında bulunarak ve itirazına dayanak olarak da uyuşmazlık konusu faturanın davacının deniz yoluyla taşıma emtiasının varma limanında alıcıya geç teslim edilmesi ve bu yüzden işleyen ardiye ücreti iddiasına dayalı tazminat hakkı nedeni ile uyuşmazlık konusu faturanın tertip edildiğini savunulduğu anlaşılmakla görev belirlemesinin HMK 114/1 gereğince davanın şartı teşkil etmesi yönü gözetilerek davacı vekilinden —–tarihli celse de faturanın tertip nedenine ilişkin beyanları sorulmuş :davacı vekili tarafından davalı ile——- ilişkin anlaşma bulunduğunu davalının bu anlaşmaya uygun davranmadığını,3.bir şirket ile anlaşma yapılmak zorunda kalındığını ona ödeme yapıldığını ve bu ödemeden doğan zararın tahsili amacı ile uyuşmazlık konusu yansıtma faturanın tertip edilerek davalıdan tahsilinin istenildiği beyan edilmiştir.
Davacı vekili tarafından uyuşmazlığın uyuşmazlık konusu yansıtma faturasının tertip edilmesi nedeni ile artık davanın konusunun faturadan kaynaklandığı ileri sürülerek görev itirazının reddinin gerektiği ileri sürülmüş ise de;
Fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Bu nedenle usule ve yasaya uygun olarak tutulmuş olsa dahi davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı iade, iskonto ve borç faturalarına ilişkin ispat yükünün yerine getirilmesi gerekmektedir.
——-göre de —–eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (——- Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Bu nedenle de davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı olmadığından uyuşmazlığın iddia edilen deniz taşımacılığına dair anlaşmaya aykırılıktan doğan zarar nedeni ile tertip edilen yansıtma faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.(Deniz ticareti hukuk kuralları mutlaka geminin üzerindeki emtiaya uygulanmamaktadır. TTK nun 1142 vd. maddelerinde düzenlenen emtianın gemiye yüklenmesi ve boşaltılması süreci de deniz taşıma sürecinin bir parçasıdır.)
6103 Sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince HSK’ca İstanbul İlinde 6102 Sayılı TTK’nun—– kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli özel yetkili İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi belirlenmiştir. Bu durumda, —- tarihinden sonra 6102 Sayılı Kanunun Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılacak, ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi gereğince ihtisas mahkemesi olan Denizcilik İhtisas Mahkemesince görülecektir.
Dava konusu olayda denizcilik alacağı talebinde bulunulduğuna göre, 6102 Sayılı TTK’nın “—-başlıklı 1119 vd. maddelerinde bu tür sözleşmeler düzenlenmiş olup uyuşmazlığın çözümünde anılan madde hükümlerinin de uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının denizcilik ihtisas mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmekte olup mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla ——- görevli olduğundan mahkememiz görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şatları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115 maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir düzenlemeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri ile 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8. maddesi gereğince görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olması sebebi ile mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesinde belirtilen iki (2) haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde, dava dosyasının dava bakmaya görevli İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin DENİZ İHTİSAS(İstanbul ——-.Ticaret) MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul DENİZCİLİK İHTİSAS(İstanbul —-.Ticaret) MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Deniz İhtisas(İstanbul ——–Ticaret)Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı