Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/526 E. 2022/250 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/526 Esas
KARAR NO : 2022/250

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ———- dâhil olmak üzere ———–gerçekleştirmekte olduğunu;, —— faaliyet göstermekte olduğunu, bünyesinde bulunan —,—- — sözleşmesi uyarınca tedarik edilmekte olduğunu, somut olayda, ürünlere ilişkin satım ilişkisi gereğî Davalı’ya tedarik edilmiş mallara karşılık belirlenen ve mutabık kalınan ürün bedellerini Davalı’dan tahsil edilmesi için icra takibine yapıldığını, davalının haksız yere ödeme emrine itiraz etmiş olduğunu, takip borçlusu .—- müvekkili arasında satım sözleşmesi akdedilmiş ve faturalarda detayları yer alan ürünlerin satışının gerçekleşmiş olduğunu, ancak davalının sayısız ihtar ve talebine rağmen ürünlere ilişkin ödemeyi gerçekleştirmemiş olduğunu, ödeme vadelerine uymadığını, davalının —- tutarında bakiye borcu olduğunu, fatura alacağına ilişkin belirlenen vade tarihlerinin geçmiş olduğunu, davalıya eksik ödemeleri tamamlaması hususunda defalarca sözlü ihtarlarda bulunulmuş olduğunu, son olarak—– ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi—– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmiş olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılmış olduğunu, davalının mesnetsiz iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilitarafından tedarik edilen ürünlerin Davalı yanca kabul edilmiş, —- edilmiş olduğunu, —–faturalara ilişkin hiçbir itirazın olmadığını belirterek davanın kabulünü, Davalı’nın itirazı alacağı geciktirmeye matuf olduğunu ve alacağın likit olması sebebiyle % 20’den aşağı olmamak üzere Davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davalı/Takip Borçlusu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibine konu ettiği ürünlerin zamanında tam eksiksiz ve ayıpsız şekilde müvekkil şirkete teslim edildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, yine davacının gerekli —desteğinin eksiksiz şekilde yerine getirdiğini ispat etmek zorunda olduğunu, davacının takibe konu faturaların ait olduğu ürünlere iİlişkin malların ayıplı olduğunu, bu durumun alacaklı olduğunu iddia eden şirketin de bilgisi ve kabulünde olduğunu, davacıdan kaynaklanan sebeplerle davalı ——- satışı gerçekleştirilmeyen ve alacaklı olduğunu iddia eden şirketin talebi üzerine iade edilen ayıplı ürünlere ilişkin doğmuş bir alacağının olmadığını, davacının iade edilen ürünlere karşılık tahsil etmek üzere davalı—— bedelli —— iade ettiğini, davalının faaliyet alanı kapsamında davacı şirketten ——– verdiğini, ürünlerin zamanında gönderilmediğini, gönderilenlerinde hatalı, ayıplı çıktığını,—– teslim edilmediğini, davacı şirketten satın alınan ürünlerin—– davacı tarafından karşılanmadığını, arıza ve ürünlerdeki—- giderilmediğini, ————– başlattığı uygulama gereği üretici ve————- kendi —— bulunan ve anılan tarihten sonra piyasaya arz edecekleri ürünlere ilişkin tekli bildirimlerini “——-” üzerinden yapmaları ve tekil ürün hareketlerini gerçekleştirmelerinin—- olduğunu, davacının takibe konu ettiği faturalara —— kısmının ——— tanımlanmadığını, kalan —— tanımlamış olduğunu, ———- —–davalı şirkete, davalı şirkete satışını yaptığı ———-tanımladığını, davalıya gönderilen ——— kaydedilen ——, böylelikle ürünlerin davalı şirket tarafından satışının mümkün olmadığını, hata kayıt işleminin davacı tarafından giderilmemesi nedeni ile davalı şirketin ürün verdiği —- satamayarak davalı —– ettiğini, davacı görüşmeler sonucunda davac tarafından ürünlerin iadesinin talep edildiğini, davacı şirket satışını yaptığı —- teslim ettiğini, sipariş—— gönderdiği ve—— vermediğini, davalı şirketten ürünlerin iadesini talep eden dava şirketin çekleri davalı şirkete iade etmesine rağmen kargo ile gönderilen ürünlerin —–olarak bir kısmını iade alarak geri çevirdiğini, davalı ——-tarafından——– —-ihtarname ile ürünler teslim alınması ihtar olunmuş olmasına rağmen davacı şirketin ayıplı ürünleri teslim almaktan imtina ederek temerrüde düştüğünü, davacının ürünleri ayıplı olmasını bilmesine ve davacıya borçlu olmamasına rağmen davalı aleyhine takip başlatmasının açıkça kötü niyetli olduğu belirterek davanın reddini ———– niyetle takip başlatarı davacı yanın takip tutarının % 10’u oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini; Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, —- satım sözleşmesi akdedilmiş ve faturalarda detayları yer alan ürünlerin satışının gerçekleşmiş olduğunu, ancak davalının sayısız ihtar ve talebine rağmen ürünlere ilişkin ödemeyi gerçekleştirmemiş olduğunu, ödeme vadelerine uymadığını, davalının güncel olarak işlemiş faiz hariç olmak üzere —- borcu olduğunu, fatura alacağına ilişkin belirlenen vade tarihlerinin geçmiş olduğunu ancak davalının borcunu ifa etmediğini iddia etmekte, davalı vekili ise, malların ayıplı olması nedeniyle iade edildiğini ve davacının müvekkilinden bir alacağı kalmadığını savunmaktadır.
Davacının, davalı aleyhine—— —– icra takibi başlattığı, davalının davaya cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle borcu olmadığını belirterek süresinde yaptığı itirazla takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davacının, davalı adına keşide ettiği —–ile davalıdan —— tarihinde davalının ———– ödenmemiş borcu olduğunu, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde banka hesabına ödenmesinin aksi takdirde temerrüt koşulları oluşacağından alacağa yasal temerrüt faizi eklenerek toplam tutar üzerinden icra takibi başlatılacağını ihtaren bildirdiği tespit edilmiştir.
Davalının, davacının 08.01.2019 tarihli ihtarına cevaben davacıya ———- ihtarnamesinde özetle ———– olduğu ve sorunun giderilmediği için ödeme belgelerinin davacı tarafından iade edildiği,—— siparişlerin ——— kapandıktan sonra teslim edildiği, sipariş dışı ürünlerin sevk edildiği, ——- ödediği —— müşterilerince tahsil edilemediği, diğer bir sorununda ——-davacıya bildirilen arızalar için ——- rağmen üç ayı aşkın süredir karşılanmadığı, bu durumun —–maddi manevi zarara uğradığı, tüm bu nedenlerle bu ihtarın tebliğinden itbbaren 15 gün içerisinde davacıya ait ürünlerin güncel rayiç bedelden firma adresinden teslim alınarak oluşacak cari hesap alacağının firma banka hesaplarına ödenmesini aksi halde yasal —- başvurulacağını” ihtaren bildirdiği tespit edilmiştir.
Davalının dava dosyasına sunduğu deliller arasında davacı ile yapmış olduğu ———— olduğu, —— iade ile sonuçlanan —-olduğu, —– bildirim ve siparişlerinin oldüğu, arıza ve ——süreli sorunlar yaşandığından bahsedildiği, davacının —– davalıya —– bakiyesi olduğunu ve—— bakiyede mutabık :olmadıklarını bildiklerini, —– kendi muhasebe kayıtlarındaki bakiyeyi bildirmelerini istediği görüldü(Bkz. bilirkişi kök raporu Tablo-16)
Mahkememizce davacı tarafından davalıya satılan emtianın ayıplı olup olmadığı ayıbın basit bir inceleme ile ortaya çıkabilecek açık bir ayıp mı yoksa kullanım ile meydana gelecek gizli bir ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı,——– olarak iade edilip edilmediği ve tüm dosya kapsamında davacının davalıdan talep edilebilir bir alacağının olup olmadığı, varsa talep edilecek alacak miktarının ne kadar olduğu konularında rapor tanzimi için dosyanın mahkememizce resen seçilecek ——- oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ve mahkememizce de denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülen rapora göre; Taraflar arasından TBK. m. 207 vd. düzenlenmiş taşınır satış sözleşmesi olduğu tartışmasızdır. Davacı satıcı bu sözleşme nedeniyle satış bedelinin davalı alıcı tarafından ödenmediğini iddia etmekteyken, davalı alıcı teslim edilen malların ayıplı olduğunu İddia etmektedir. TBK. m. 219 uyarınca “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette /bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Satıcının maldaki ayıplardan sorumlu olması bir takım maddi ve şekli şartların varlığına bağlıdır.
Maddi şartlar: ” İş- Mal ayıplı olmalıdır (Satıcının söz verdiği niteliklerde eksiklik veya satılan malda bulunması gereken niteliklerde eksiklik),
– Ayıp yarar ve hasarın geçişinden önce var olmalıdır,
– Şatıcının ayıptan doğan sorumluluğu sorumsuzluk anlaşmasıyla kaldırılmamış olmalıdır,
-Ayıp önceden bilinmiyor olmalıdır.
——- sürelerine uymasıyla gerçekleşir. TBK. m. 223 uyarınca alıcı malı teslim aldıktan sonra işlerin—–göre imkan bulur bulmaz malı gözden geçirmeli ve bunu uygun süre içinde satıcıya bildirmelidir. Alıcı gözden geçirme ve ihbar sürelerine uymazsa satıcının sorumluluğu söz konusu olmaz. Bu süreler sadece açık ayıplar bakımından söz konusudur, olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkmayan ve zamanla sonradan ortaya çıkan ayıp gizli ayıp nedeniyle satıcının sorumlu tutulabilmesi için alıcının durumu ayıbın ortaya çıkması ile derhal satıcıya bildirmesi gerekmektedir.
TTK. m. 23/c uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise—– ihbar etmelidir (—–Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya —- bunun sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu süre içinde durumu satıcıya bildirmek zorundadır. Gözden geçirme ve bildirim sürelerine uyma borç değil, külfet niteliğindedir. Çünkü bu sürelere uyulmamasının sonucu alıcının ayıp nedeniyle sahip olduğu hakkı kaybetmesidir.
Somut uyuşmazlıkta teknik incelemede belirlenmiş olduğu üzere satış sözleşmesine—– olmayan —–olup bu niteliği ile —–hukuki ayıplıdır. Zira—– satışı ilgili mevzuât gereği yasaklanmıştır. Yine satış sözleşmesine konu bazı mallar bakımından maddi ayıplarında söz konusu olduğu, bu ayıpların davacı tarafından tam olarak veya zamanında giderilemediği taraflar arasındaki yazışmalardan anlaşılmaktadır. Nitekim bu yazışmalardan davalının çeşitli defalarda hukuki/maddi ayıbı davacı satıcıya bildirmiş olduğu görülmektedir.
Bu durumda ayıp halinde alıcının haklarının irdelenmesi gerekir.
TBK. m. 227 uyarınca:
— Alıcı dilerse malı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
-Dilerse ——- maldaki ayıp oranında —- uygun bir miktarda indirilmesini,
– Alıcı bu yollara başvurmadan, —- eşya olması koşuluyla ayıpsız misliyle değiştirilmesi,
– Aşırı masraf gerektirmediği takdirde tüm masraflar satıcıya ait olmak üzere ücretsiz onarılmasını isteyebilir.
Alıcı,———– birine başvurabilir yani dilediğini seçebilir. Satıcı, alıcının seçtiği hakkı yerine getirmek zorundadır. Alıcı bu haklardan birinin kullandıktan sonra artık bu hakkından —- haklarından birine yönelemez. Zira bu haklar yenilik doğuran hak niteliğini haiz olup hakkın kullanıldıktan sonra geri alınması veya değiştirilmesi mümkün değildir.
Davalı taraf, mallardaki ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olduğunu ve bu nedenle bedel ödeme borcunun olmadığını iddia etmektedir. Zira davalı tarafından iade faturası düzenlenmesi, malların iadesinin talep edilmesi TBK. m. 19′ anlamında davalının sözleşmeden dönme hakkını seçtiği sonucunu doğurmaktadır. Öte yandan Mali incelemede davacının kendi defterlerinde alacaklı olmadığı, aksine borçlu olduğu tespit edilmiş olup bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispatlanamamış olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.384,58 TL peşin harcın alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 2.303,88‬ TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.826,70 TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 200,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Ret olunan dava yönünden —– davalı lehine takdir olunan 22.565,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk ——Ücret Tarifesi uyarınca ———- ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.