Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/512 E. 2021/772 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/512 Esas
KARAR NO: 2021/772
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/08/2019
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin —- alacaklı olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine—- numarası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek herhangi bir borcu olmadığından bahisle itiraz ederek takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğu ve borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu ifade ederek, kötü niyetli davalı aleyhine %20 ‘den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, açılan takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle, müvekkil şirketin — sağlamak amaçlı kullanıldığını, —- dosyasında müvekkil şirket hakkında müsadere kararı verildiğini bundan dolayı müvekkil şirketin gerçekte kime, ne kadar borçlu olduğunun bilinmediğinden alacağın likit olmadığını, müvekkil şirket hakkında—- kararı bulunduğunu, davacı tarafın esasen hizmetini vermediği ve kullanmadıkları bir hizmet bedelinden kaynaklı alacağa istinaden iyi niyet kuralları dışında hareket ettiğini ifade ederek, davanın reddini, alacağın %20’de aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, icra takibinin iptalini, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirip getirmediği, davalının ödeme emrine itirazında kısmen veya tamamen haklı olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı olması halinde alacak miktarının ne kadar olduğu, davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, hususlarının araştırılması gerektiği anlaşılmıştır.
Dava yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dosyada taraf teşkili sağlanmış, icra dosyası celp edilmiştir.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde;
Davacı, alacağın sebebi olarak cari hesap alacağından kaynaklanan —asıl alacak için — tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış, takip tarihi itibariyle asıl alacağa —- oranında ticari faiz talep etmiştir.
Davalı– tarihli dilekçesinde, takip alacaklısına borçlarının bulunmadığını, bu nedenle borca, işlemiş faize, faiz oranına ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiğini beyan ederek takibin durdurulmasını talep etmiştir. Davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu tespit edilmiştir.
Öncelikle Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenerek rapor düzenlemesi için —- Nöbetçi Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Talimat mahkemesince aldırılan mali bilirkişi raporunda neticeten;
Davalı taraf ticari —- defter olarak usulüne uygun tutulduğu,
Taraflar arasındaki ticari uyuşmazlığa ilişkin cari işlem hareketlerinin —– tarihler arasında olduğu ve ilgili tarihten sonra herhangi bir cari hesap hareketinin olmadığı, ticari defter ve kayıtlarına göre, davalının davacı tarafa —- borcu olduğunun tespit edildiği kanaati belirtilmiştir.
Dosya bu defa davacı ticari kayıtlarının incelenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
— tarihli Bilirkişi Raporunda neticeten;
Davacı şirketin —- yılına ilişkin defterlerinin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil teşkil ettiği,
Davacı ticari defterlerin kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —-alacağı bulunduğunun tespit edildiği,
Alacağın likit bir alacak olması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı ilgili taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu, hususlarındaki tespit ve kanaat belirtir rapor sunulduğu görülmüştür.
Yargılama aşamasında davalı şirketle alakalı — müzekkere yazılmış—-devredildiği, davalı şirketin ——–taraf ehliyeti ve tüzel kişiliğinin olduğu, şirketin hiçbir şekilde hak, borç, dava veya takiplerinin devralınmadığı, gibi şirket tüzel kişiliğinin hak ve alacaklara sahip, borç ve yükümlülüklerinden sorumlu bulunduğuna ilişkin beyanda bulunulmuştur.
6102 sayılı TTK 83. Maddesine göre “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
6100 sayılı HMK 222. maddesinin birinci fıkrasında “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” düzenlemeleri ile hem TTK hem de HMK düzenlemelere göre ticari davalarda uyuşmazlığın çözümü için tarafların talebi ile yada mahkemenin kendiliğinden ticari defterlerin incelenmesi amacı ile mahkemeye ibrazına karar verebileceği düzenlenmiştir.
Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunun —– 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Şeklindedir.
Tarafların tacir olması nedeni ile ticari defter ve kayıtlar kesin delil teşkil ettiğinden taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmış ve tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan alacaklı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile likit ve muayyen olan alacak için davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
—- sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin —- üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda avans faiz UYGULANMASINA,
3-Asıl alacak olan — %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 286,18 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 47,58 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 238,6 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5- Davacı tarafından yatırılan 47,58 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.706,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.189,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulün anlatıldı. 23/11/2021