Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/5 E. 2021/106 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/5 Esas
KARAR NO : 2021/106
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/02/2013
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
—— sayılı ilamı ile bozularak mahkememize gelmekle, dosyada yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, — —- tarihli —- yönetime seçildiğini, ancak kooperatif ortaklığına ve yönetim kurulu üyeliğine, denetim kurulunun—- raporuyla son verildiğini, davalı—- görev yaptığı dönemlere ilişkin, evrakta sahtekarlık ve zimmetine para geçirme durumunun sabit olduğu ve bu bağlamda—- zimmetinde olduğu tespit edilerek durumunun genel kurulda onaylandığını ve yasal yollara gidilmesine — tarihli kararla karar verildiğini ileri sürerek, — çeklerinden tahsilat — tahsilat makbuzlarıyla elden — bankadan nakit çekilen toplam—- avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendisinin kooperatif ortağı olduğunu, ortaklıktan çıkarılmadığını, zimmet iddiasının da doğru olmadığını, denetim kurulunun hesapları çıkarmada yetersiz kaldığını, paraların çekildiği ve kooperatif hesaplarına sokulmadığı iddiasında, eğer para çekilmiş ve hesaplara geçmemiş ise burada muhasip üye ile müşterek imza yetkilisinin de hataları bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde; olayda müvekkil idarenin direk olarak kasıt veya kusurunun bulunmadığını, zira zararın oluşmasında, iddia edilen eylem arasında nedensellik bağının olmadığını, kaldı ki kooperatifin, bu tür para tahsil etmesine üç yıl boyunca, ibra prosedürüyle icazet verdiğini, bu nedenle sorumluluğun kooperatifte olması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı —- davalı—- zimmetine geçirdiği paranın tek imzalı ödemesi nedeniyle kusurlu olan diğer davalıyla birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar—–ilamı ile sorumluluk davası açılması yönünde —-alınmış bir karar bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; —-aleyhine açılan davanın kanıtlanamadığından reddine, diğer davalı —- açılan davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş, verilen karar davacı vekilinin davalılardan — aleyhine olan kısmı temyiz etmesi üzerine——– bozulmuştur.
Bu kez, davalılardan —- karar düzeltme istemi üzerine, Davanın, davacı —– davalı— tarafından kooperatifin zarara uğratıldığı iddiasına dayalı sorumluluk ve — tazminat—- başkanı tarafından tek imza ile çekildiğini, —- ibra edilmek suretiyle yapılan bu işlemlere rıza gösterildiğini ve icazet verildiğini savunarak müvekkili idare açısından davanın reddini talep ettiği, Borçlar Kanunu 52.maddesi (eski BK m.44) zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir, hükmünü amir olduğu, Bu nedenle mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan ayrı bir rapor ya da ek rapor alınmak suretiyle davacı kooperatifin 3 yıl boyunca tek imza ile paraların çekilmesi karşısında sessiz kalması ile yönetim ve denetim kurullarının ibrasına ilişkin işlemleri nedeniyle müterafık kusurunun olup olmadığının tespiti ile müterafık kusurunun olduğu kanaati hasıl olduğu takdirde kusur oranlarının belirlenmesi ve bu oranlar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bozulması yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılardan — vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile—— bozma ilamının kaldırılarak mahkememiz kararının açıklanan nedenlerle bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı üzerine mahkememize iade edilen dosya yukarıdaki esası almış ve mahkememizce bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamından davacı kooperatifin, posta çeki hesabının bulunduğa, ortakların bu hesaba ödemeler yaptıkları, davalı—- bu ödemeleri, diğer davalı—-hususlarının sabit olduğu,
Davacı kooperatif——— herhangi birinin imzası ile kooperatifi her hususta temsil ve ilzama yetkili kılmaya karar verildiği,
— yevmiye numaralı imza sirkülerinde,—— herhangi birinin imzası ile —hususta temsil ve ilzama Yetkili kılındığı,
—-yevmiye sayılı imza sirkülerinde —-davalı— ve muhasip üye —kooperatifi temsil ve ilzam etmesinde —- yanında, başkan yardımcısı veya muhasip üyenin herhangi birinin imzası ile Temsil edilebileceği şeklinde sirkülerin düzenlendiği tespit edilmektedir.
Dosya kapsamına sunulan hesap bildirim cetveli dökümünde — yılları arasında — tutarın davalı — diğer davalı—- tarafından tek imza ile çekildiği anlaşılmakla söz konusu paraların çekildiği, — arasındaki dönemlerde davalı —— tek imza ile kooperatifi temsil ve ilzama yetkisi bulunmadığı da davacı —- kararları ile alınan yukarıda detaylarına yer verilen imza sirküleri ile sabittir.
Davalılardan—- Havale işlemleri rehberinin 53. maddesinde “tüzel kişiler adına gelen havalelerin ticaret sicilinde ismi gösterilen şahıslara veya temsilci durumundaki kimselere, yahut tüzel kişilik adına yetki verilmiş vekil veya mutemetlere ödeneceği, tüzel kişilik temsilcilerine ait isim ve imza sirkülerinin ilgili —- işyerine verilmiş olması gerektiği” , düzenlemesi uyarınca davalı —- üyeler tarafından aidat ödemelerinin , yönetmeliklerdeki ilgili madde uyarınca da—- ödemeleri çift imza ile yapması gerektiği halde tek imza ile söz konusu —- davalı — ödenmesinde kusurlu bulunduğu tespit edilmektedir.
Bu noktada Davacı—- yer aldığı üzere çift imza ile temsil ve ilzama yetki vermiş ve bu hususta banka hesaplarından paraların çekilmesine yönelik gerekli tedbiri almış olup davacıya kusur atfetmek mümkün değildir.
Bu kapsamda mahkememizce —- tarihli bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmış ve doğan zararın—-kısmından sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE,
—–
— müştereken ve müteselsilen her iki davalıdan dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 4.334,69 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.003,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.361,49 TL’nin 1.250,82 TL’sinin davalı —- 2.110,67 TL’sinin ise her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.003,20 TL peşin harç ve 17,15 TL başvuru harcı toplamı olan 1.020,35 TL’nin 379,67 TL’sinin davalı—–640,68 TL’sinin ise her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.355,70 TL yargılma giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.976,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı —-vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde ——–Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021