Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/490 E. 2020/311 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/490 Esas
KARAR NO: 2020/311
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2019
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı birçok kez ticari iş ilişkisinde bulunduğunu, alacak ve borç tahsilatının pratikleşmesi adına cari hesap ile ticaretlerine devam ettiklerini, söz konusu cari hesaba göre davalı şirketin davacıya ——- borcu bulunmadığını, bu miktarı davalı tarafın davacıya ödemesi gerekmesine rağmen henüz buna ilişkin bir ödeme gerçekleşmediğini, bu sebepten ötürü işbu alacağa ilişkin — îcra Müdürlüğü ——— Esas sayılı icra takip dosyası takibe konulduğunu, davacı tarafın uzun bir zaman davalı/borçlunun borcunu ödemesini beklemesine rağmen borcun ödenmemesinden dolayı davacıya zarara uğradığını,—- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı/borçlu icra takibindeki asıl alacağa ve ferilerine———– tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu itirazında davalı taraf yetkiye de itiraz ettiğini, davalı tarafın yetki itirazlarını kabul etmediklerini, — İcra Müdürlüğünün—- Esas sayılı dosyasında bulunan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak edilen itiraz nedeniyle ve alacağın likit- belirlenebilir olması nedeniyle davalı/borçlunun %20*den az olmamak üzere icra inkar tazminatı Ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile davalı şirket arasında ticari ilişki olup taraflar cari hesap ile ticaretlerini sürdürdüğünü, davacı taraf davalının kendilerine ——- borcunun olduğunu ve davalının bu borcu ödemediğini bu sebepten ötürü icra takip başlattıklarını, fakat davacının iddia ettiği hususlar gerçeği yansıtmamakta olduğunu, davalının herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın huzurdaki davayı kötü niyetli olarak açtığını, davalı şirketin davacı şirkette herhangi bir borcunun bulunmamasından dolayıı davacı tarafça — İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile başlatıldığını, davacı tarafça başlatılan bu haksız ve kötü niyetli takibe davalı tarafça yasal süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı taraf huzurdaki davayı açtığını, davalı şirketin belirtildiği şekilde borcu olmadığını, davalının böyle bir borcu olmaması sebebi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi de mümkün olmadığını, davanın reddi ile davalı lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1—- İcra Müdürlüğünün—— Esas sayılı takip dosyası,
2-Cari Hesap Mutabakati
3-Davacı ticari defter ve kayıtları,
4-Mali Müşavir Bilirkişi Raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, —–İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu davalıya dava dilekçesinin, davacı vekiline ve davalıya ön inceleme duruşma gününün içerir tensip zabtının tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunumu ile TTK 4/2 gereğince basit yargılamaya tabi davada dilekçeler aşamasının tamamlandığı anlaşılmış—–İcra Müdürlüğüne takip dosyasının irdelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap mutabakati kapsamında icra takibine girişildiği, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi üzerine mezkur davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu yönünde çekişme bulunmadğı, davalı borçlunun icra dosyası kapsamına sunduğu itiraz dilekçesinin tetkiki ile anlaşıldığından davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelen itirazının TBK 89 ve HMK 10.Maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
HMK 114/1 deki genel dava şartlarının ayrıca icra dairesince tebliğ mazbataları marifeti ile yapılan incelemede davanın dinlenilmesine ilişkin özel dava şartlarının bulunuğu görülmüş ve HMK 320 maddesi uyarınca davada uyuşmazlık noktalarının: taraflar arasında akdi ilişkinin bulunup bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında akdedilmiş cari hesap sözleşmesinin olup olmadığı, cari hesap sözleşmesi bulunmuyor ise taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı tarafından tertip edilen fatura konusu mal veya hizmet bedellerinin davacıya ödenip ödenmediği bu şekilde girişilen icra takibinde itirazın iptali şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraflar arasında TTK anlamında cari hesap mutabakati bulunduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğu hususu davacı tarafından ispat edemediğinin dilekçeler aşamasının bitimi sonrasında anlaşılmış ve taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı, açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişkisinin kapsamında davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi üzerine bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor ile davacının ticari defter ve kayıtlarının yasal ve usulüne uygun olarak tutulduğundan dolayı delil niteliğine haiz olacağı ve ticari defterler nezdinde yapılan inceleme de icra takibine konu alacağın bulunduğu rapor edilmiş diğer taraftan davacı vekili tarafından dava dosyası kapsamına ibraz edilen cari hesap mutabakatindeki imzaya göre davacının davalıdan takip konusu asıl alacak nispetinde alacaklı olduğu bildirilmiş ve bilirkişi tarafından ibraz olunan rapor davalı vekiline ——- tarihinde tebliğ edilmiş bulunmasına rağmen davalı vekili tarafından rapora karşı herhangi bir itiraz ileri sürülmemiş bu şekilde rapor içeriğinde özel ve teknik vakıalara dair hususların kesinleşmiş bulunduğu yine rapor içeriğinin ve mutabakatin mahkememizce denetimi ile davacının davasının TTK 89 kapsamında ibraz edilen cari hesap mutabakati ile ispatlamış bulunduğu anlaşılarak davacı tarafından ikame edilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının ticari defter ve kayıtları ile davalıdan sadır belge ile alacağın varlığı davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A1-Davanın KABULÜ’NE;
A2—– İcra Dairesinin —- Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının İPTALİ ile takibin 1.092,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
A3-Asıl alacak tutarı likit nitelikte bulunduğundan İİK 67/2 gereğince 1.092,00 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatı olan 218,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
A4-Asıl alacağa, takip tarihinden tahsil tarihine değin 3095 sayılı 2/2.maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
B1-Alınması gerekli 74,59 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,19 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 44,40. TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
B2-Davacı tarafça sarf edilen 755,60 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
B3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.092,00 TL
vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
B4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
B5-Arabulucuk için sarf edilen 1320,00 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDEDİLMESİNE,
Dair HMK 341.Maddesi gereğince miktar itibari ile kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar okunup ana hatları ile anlatıldı.14/07/2020