Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/446 E. 2022/794 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/446 Esas
KARAR NO:2022/794

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/07/2019
KARAR TARİHİ:03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı firma ile— kurulması planlanan 2 adet—) ile ilgili sözleşmede detayları mevcut işler ile ilgili— montaj ve Kurulum hizmetleri konusunda anlaştığını, iş bu sözleşme konusu yapılacak iş karşılığı, Ödeme Planı;
1. Ödeme %25 Sözleşmeye istinaden avans ödemesi 78.750,00 TL
2. Ödeme %15— İşlemleri Tamamlandığında 47.250,00 TL
3. Ödeme %15— İşleri Tamamlandığında 47.250,00 TL
4. Ödeme %15 — Tamamlandığında 47.250,00 TL
5. Ödeme %20 —-( Ön Kabul Başvuru Yapıldıktan Sonra ) 63.000,00 TL
6. Ödeme %10 Geçici Kabul sonrası KDV Dahil olarak yapılacaktır. 88.200,00 TL ödeme yapılacağı konusunda anlaşıldığını, 13.11.2018 tarihinde müvekkili şirket tarafından — Ön Kabul Başvurusu yapıldığını,— projesi müvekkil firma tarafından tamamlanmış ve davalı yana teslim edildiğini—- Tesisi Geçiçi Kabul Tutanağı usulüne uygun olarak 20.12.2018 tarihinde imzalandığını, davalının talebi ile Müvekkili firma tarafından 20.01.2019 Tarihli 95.000,00 TL + 17.100,00 ( %18 KDV ) toplam 112.100,00 TL fatura kesildiğini, faturanın davalıya 24.01.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde herhangi bir itiraz gelmediğini, fatura borcunun 15.000,00 TL’si 25.01.2019 tarihinde ödendiğini, bakiye kalan 97.100,00 TL alacak için öncelikle,—Sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ve yasal süresi içerisinde borca ve tüm ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını,bakiye kalan 100.039,60 TL alacak için, — Sayılı dosyasından başlatılan dosyada 500,20 TL peşin harç alındığını, bu davanın açılışında bu miktar mahsup edilmiş olup, alınan peşin harca ilişkin — Gönderildiğini iddia ederek; davanın kabulü ile davalı hakkında — Sayılı dosyasında başlatılan takipten dolayı, müvekkilinin davalıdan takibe konu edilen miktar kadar alacağının olduğunun tespitini, borçlunun takip konusu borca, faize, avukatlık ücretine ve diğer tüm ferilerine ilişkin itirazlarının iptalini, takip konusu alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından aldırılan— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “İş akdi sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere; yüklenici sadece işçilik ve montajdan sorumludur. Malzeme tamamen işveren tarafından karşılanmıştır. Ancak işverenin bahsettiği tüm kusur ve noksanlıklar yaklaşık kabulden iki ay sonra ortaya çıkmıştır. Dosyadaki bilgiler doğrultusunda çıkan bu kusur ve noksanlıkların bir kısmı yüklenici bir kısmı işveren tarafından yapıldığı için malzemeden mi yoksa montajdan mı kaynaklandığı bilinmemektedir. Yukarda belirtildiği gibi arızalar kusur ve noksanlıklar kabulden iki ay sonra ortaya çıkmıştır. Hâlbuki her malzemenin bir- iki yıl garantisi vardır. Burada önemli olan yüklenicinin sorumluluk süresidir. Aralarındaki sözleşmenin 8. Maddesinde bu süre 2 yıl olarak belirtilmektedir.” hususlarının tespit edildiği görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan 27/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
“1-Dosya içeriğinde bulunan kabul tutanakları incelendiğinde Tesiste görülen kusur ve noksanlıklar bölümünde “”tesiste herhangi bir kusur ve noksanlığa rastlanılmamıştır” notuyla tesiste kusur ve noksanlığın olmadığı tescillenmiş ve Saha kontrolü işverenin gözetiminde yapılmıştır.
2-İş sözleşmesi süresi içinde tamamlanamamıştır.
3- Yatırımcı süre dışında montajdan kaynaklı üretim kayıpları yaşadığını yükleniciye attığı e-maillerle ifade etmektedir. Yüklenici bu hatalarının bazılarını kabul etmektedir. Müdahale ettiğini ancak bazı sorunları çözemediğini veya çözmediği anlaşılmaktadır.
4- Yatırımcı sıkıntılarının devam ettiğini belirterek dışarıdan farklı bir firmadan —-hizmet almıştır.
5- Yüklenici tarafından montaj kaynaklı hatalara karşı iki yıl garanti verilmiştir. Ancak garanti kapsamında bu problemlerin neden çözülemediği dosya kapsamında bulunan belge ve bilgilerden anlaşılamamaktadır.
6- Eldeki en somut veri —-Firmasının düzenlediği rapordur. Ancak o raporda da Yapılan işlemlere yönelik herhangi bir fatura bulunmamaktadır. Bu da yapılan işlemlerin ne kadarının doğru olduğu ve hangi işlerin yapılıp yapılmadığı hususunda kuşku doğurmaktadır.
7-İşverenin yüklenici adına yaptığı ödemelerle ilgili faturalar dosyada bulunmamaktadır. Davalı firmaya faturaların dosyada bulunmadığı kendisine bildirildi. Maille göndereceklerini söylemelerine rağmen faturalar tarafımıza gönderilmedi.
8—davacı firmaya tesisi yerinde inceleme imkânımızın olup olmadığı sorulduğunda; 20.12.2018 tarihinde geçici kabulü yapılan bu tesisin davalı firma tarafından iki yıl işletildikten sonra başka bir firmaya satıldığı ifade edildi. Dolayısı ile tesisi yerinde inceleme imkânımız olmadı.İş akdi sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere; yüklenici sadece işçilik ve montajdan sorumludur. Malzeme tamamen işveren tarafından karşılanmıştır. 20.12.2020 tarihinde düzenlenen Geçici kabul tutanaklarında “kusur ve noksanlıklara rastlanılmamıştır ” denmektedir. Ancak işverenin bahsettiği tüm kusur ve noksanlıklar yaklaşık kabulden iki ay sonra ortaya çıkmıştır. Kök Raporumuzda da belirttiğimiz gibi davalı taraf özetle; “sözleşme gereğince 09.11.2018 tarihinde bitmesi gereken işlerin 30.12.2018 tarihinde bitmesine rağmen aksaklıkların hala devam ettiği, sözleşme gereğince günlük ödeme cezasının olduğu, sizin(davacı) verdiğiniz hasarlar için ödenen faturalar ve yapılması gereken işlerin dökümü yapılmıştır ” denmesine rağmen dosya kapsamında ödeme yapıldığına dair faturalar bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgiler doğrultusunda çıkan bu kusur ve noksanlıkların bir kısmı yüklenici bir kısmı işveren tarafından yapıldığı kanaatiyle yerinde inceleme imkânı da olmadığı için 20.12.2018 tarihinde geçici kabul heyeti tarafından tutulan tutanakta ( —) bahsedilen ve ortaya çıkan arızaların ve kusurların kullanılan malzemeden mi yoksa montaj işçiliğinden mi kaynaklandığı bilinmemektedir. Kök raporda da belirtildiği gibi arızalar kusur ve noksanlıklar kabulden iki ay sonra ortaya çıkmıştır. Hâlbuki her malzemenin bir/iki yıl garanti süresi vardır. Burada önemli olan yüklenicinin sorumluluk süresidir. Aralarındaki sözleşmenin 8. Maddesinde bu süre 2 yıl olarak belirtilmektedir. Yüklenici 95.000 TL. + KDV =112.000 – 15.000 = 97.000 TL. Alacak bakiyesi olduğunu, işverenin de eksiklikleri tamamlamak için ekli( —) faturada görüleceği üzere 113.853 TL. Harcadığı iddia edilmektedir. İşveren tarafından yapılmayan işler için harcanan bedelin toplam sözleşme bedelinin yaklaşık ( 1/3 ) üçte biri kadardır.” hususları tespit edilmiştir.
—Asliye Ticaret Mahkemesi marifetiyle aldırılan 16/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle,
“1- Davacı Şirketin 2019 yılları Ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının T.T.K’nun 64/III ile 213 sayılı V.U.K.’nun — fişlerinde öngörülen esaslara uygun olarak yaptırıldığı Ticari Defter kayıtlarının birbirini takip ve doğruladığı, Kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulduğu,
2- Davalı ile davacı arasında ticari ilişkinin 2018 yılnda başladığı, 2019 yılında da sürdüğü ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin tarihleri de kapsar tüm yılların ait ticari defterler ve belgeleri üzerinde davacı kayıtlarında;
 Takip konusu olmayan davacı şirket tarafından davalı şirket adına kesilen 18.12.2018 tarihli düzenleme tarihi —sıra numaralı “—-” açıklamalı KDV dahil (%18 KDV) genel toplam 247.800,00 TL faturanın davacı ticari defterlerinde yer aldığı, fatura bedelinin tamamının tahsil edildiği ve Form —- bildiriminin yapıldığı,
Davacı ticari defter kayıtlarında alacak için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince kanuni takip yapıldığından şüpheli ticari alacak karşılığı hesabında 97.100,00 TL cari hesap alacağı oluşmaktadır. Sözkonusu tutar 21.01.2019 düzenleme tarihli —-” açıklamalı 97.100,00 TL faturanın ödenmeyen bakiyesi olduğu,—- bildiriminin yapıldığı,
3- Davacı ticari defterinde yer alan, davalı adına düzenlen uyuşmazlık konusu 21.01.2019 düzenleme tarihi —-” açıklamalı KDV dahil (%18 KDV) genel toplam 112.100,00 TL faturanın tahsil edilmeyen tutarı olan 97.100,00 TL davacının cari hesapta alacağının olduğu,
4- Davalı tarafından bağlı bulunduğu –dairesi üzerinden elektronik olarak gönderilen 28.02.2019 tarihinde onaylanan, 2019 yılı ocak ayı Form — bildiriminde Mal ve Hizmet Satın Alınan Kişilere İlişkin Bilgiler — 1 adet belge ve KDV hariç 95.000,00.-TL olarak Form — bildirimi yaptığı ve davalı kayıtları ile örtüşmekte olup aralarında ticari iş ve işlemin bulunduğu,
5- Davacının asıl alacağına faiz işletilmesi, ancak bu durum tespitinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu,
6- Kısmen kabul, kısmen ret durumuna göre, davacının icra inkâr ve davalının kötü niyet tazminatları istemlerinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki — Köyünde kurulması planlanan 2 adet —ile ilgili — montaj ve Kurulum hizmetleri konusundaki sözleşmeye dayalı fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Davacı alacaklının —Esas sayılı takibinde, davalı borçludan 21/01/2019 tarihli 112.100,00 TL bedelli faturaya dayalı olarak 97.100,00 TL asıl alacak ve 2.939,60 TL faiz olmak üzere toplam 100.039,60 TL talep ettiği, borçlunun takibe herhangi bir sebep belirtmeksizin borcu bulunmadığından bahisle itiraz ettiği görülmüştür.
Dava dosyası incelendiğinde, dava dilekçesinin davalıya 15/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, dosyada herhangi bir süresinde yapılmış süre uzatım talebi de görülmediği, davalı vekilinin davaya ilişkin 21/01/2020 tarihli beyan dilekçesi sunduğu, beyan dilekçesinde belirttiği ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olan hususlara ilişkin olarak davacının açıkça savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediği anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple sona ermiş olması ya da hiç bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, tarafların dava konusu yapılan faturaya ilişkin hizmeti —- bildirdiği, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, 16/09/2022 tarihli —– bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde 97.100,00 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, kaldı ki taraflar arasında sözleşme bulunduğu ve davacının sözleşme konusu edimi teslim ettiği hususunun da çekişmeli olmadığı, her ne kadar davalı tarafından hizmetin ayıplı yapıldığı ve bu sebeple borçlu olunmadığı yönünde bir beyan ileri sürülmüş ise de, yukarıda belirtildiği gibi beyanın savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, davacının buna açıkça muvafakat etmemesi nedeniyle bu savunmanın dikkate alınamayacağı, kaldı ki dosya kapsamında davacıya ayıp ihbarının yapıldığına ve seçimlik hakların kullanıldığına ve sözleşmeden dönüldüğüne ilişkin herhangi bir delil de bulunmadığı, yine davalının sözleşmeden dönmemekle birlikte genel hükümlere göre tazminat istediğine ilişkin herhangi bir davası ya da karşı davası da bulunmadığı, takas mahsup talebinin de bulunmadığı, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile bağlı olduğu ve iş bedelini ödeme borcunu yerine getirmesi gerektiği, yine taraflar arasındaki sözleşmenin iş bedelinin ödenmesine ilişkin maddesindeki vadenin belirsiz vade olduğu, zira işin tamamlanma tarihlerine bağlandığı, bunun da belirlenebilir olmadığı, bu sebeple borçlunun iş bedelini ödeme hususunda temerrüte düşmesi için alacaklının ihtarının gerektiği, dosya kapsamında TTK md 18/3’de öngörülen şekilde yapılmış bu yönde bir temerrüt ihtarı bulunmadığı, bu sebeple davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürülmediğinin kabulünün gerektiği ve takipte temerrüt faizi talep edilemeyeceği, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, reddedilen kısım yönünden davalının kötüniyet tazminat talebinin ise cevap süresinden sonra yapılmış olması ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olması ve davacının buna muvafakatinin bulunmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatının değerlendirilmesine yer olmadığı kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun — Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 97.100,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip takip tarihi itibariyle 97.100,00 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Kabul edilen alacağın (97.100,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 19.420,00 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (97.100,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 6.632,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.208,23 TL peşin harcın harcının mahsubu ile bakiye 5.424,67 TL harcın davalıldan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.259,03 TL dava açma masrafı ve 4.641,10 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 5.900,13 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına (97.100,00/100.039,60) göre 5.726,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri —-) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri — – üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— 13/2 uyarınca hesaplanan —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen — arabuluculuk ücretinin kabul/ret oranına — göre —-davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye —- davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile — Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.