Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2019/853 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/794 Esas
KARAR NO : 2019/808

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı müvekkil şirket ile davalı arasında 2001 yılından bu yana ticari ilişki bulunduğu, davalı şirkete ait ———————- gemisinin onarım, için teklif verildiği ve 03.06.2016 tarihinde onanma alındığı, bakım bedeli olarak 645.000.00-USD ve komisyon bedeli olarak 56.000.00-USD tutannda fatura düzenlendiği, bakın, bedelinin ödendiği, ancak komisyon bedelinin —- ödenmediği görüşmeler sonucunda ——– vadelerinde —-ödeneceğine dair anlaşmaya varıldığı ancak davalı tarafmdan 8.000.00-USD nin ödendiği, bakiye tutar olan 48.000.00-USD’ın ödenmediği, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Yalova —-. Asliye Hukuk Mahkemesinin —Değişik iş dosyası üzerinde 24.03.2017 tarihinde tespit davası açıldığını, sözleşmede belirtilen süre dahilinde işlerin bitirilmediği 03.04.2017 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, Sözleşmenin 7. Maddesinde: sözleşme konusu işi 05.12.2016 tarihine kadar İşverenin iş programına uygun olarak bu taahhüdü dâhil bütün işleri sözleşme ve eklerine uygun şekilde, tam ve gereği tamamlayıp teslim etme yükümlülüğü” yerine getirmemesi sebebi ile Üsküdar — Noterliğinin 10.04.2017 tarihli ve ——yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasında imzalan sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığı ve davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiği. Davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere tazminat hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı gibi bir borcunun da bulunmadığını, bu nedenle itirazın kabulüne ve takibin durmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava; faturaya konu borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğü’nün 2018/11388 Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak icra dosyası celp edilerek incelenmiş, cra dosyasının tetkik ve incelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan örnek no 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık öninceleme celsesinde belirlenmiş, çekişmeli hususun —– isimli geminin bakımı kapsamında davacı tarafından davalıya acentecilik komisyon alacağına istinaden fatura edilen 56.000,00 USD bedelli fatura alacağından bakiye 48.000,00 USD nin tahsiline yönelik olduğu bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı noktasında toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Hâkimin kendisine ispat yükü düştüğünü bildirdiği taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir.
Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davacı icra takibine konu faturada yazılı bulunan hizmetin davalıya verildiğnii ileri sürmüş, davalı ise akdi ilişkiyi kabul etmeyerek borcunun bulunmadığından bahisle takibe itiraz etmiş ve bu savunmasını davanın devamında daimi olarak zikreylemiştir.
Somut olayda da davalı tarafından akdi ilişki inkar edilerek borcun bulunmadığı savunulduğundan ve davacı tarafından davalının ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanılmış bulunulduğundan mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtları ile defterlerinin uzantısı niteliğinde bulunan Bilanço alımlarının dosya arasına alınmasına karar verilmiştir.
Nitekim Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca da; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.
Somut olayda bu kapsamda tarafların tacir bulunuşu nedeni ile ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi cihetine gidilmiş ancak davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememizin 04/03/2019 tarihli ara kararın davalı vekiline 12/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı şirket tarafından ticari defter ve kayıtlar mahkememize ibraz edilmemiştir.
Bilir kişi tarafından ibraz edilen raporda ise davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazıla müzekkere sonucunda dosya arasına alınan Ba formlarının incelenmesinde 192.656,00 TL ye karşılık gelen mal aldığının kayıtlı olduğu bu tutarın davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 56.000,00 Usd lik fatura ile uyumlu olduğu davalının vergi usul kanununa dayalı düzenlenen tebliğe göre Merkez bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk lirasına tutarın çevrildiğinin ve buna göre ticari defterlerine işlediğinin anlaşıldığı bunun yanında davacının dosya kapsamına ibraz eylediği ———————– Otoritesi tarafından 04/06/2018 tarihli apoştil şerhi bulunan denetim raporuna göre uyuşmazlık konusu————– tamir işlerinden doğan acente komisyonu için davacının tertip ettiği faturadan bakiye 48.000,00 Usd alacaklı olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır.
Takibe konu alacağın varlığı ve miktarı fatura konusu hizmetin davalıya tesliminin HMK 199 gereğince belge teşkil eden e-mail kayıtları ve HMK 222 gereğince kesin delil teşkil eden davalı defter ve kayıtlar ile belirlenebilmesi nedeni ile davalı tarafından önceden belirlenebilir, likit nitelikteki alacak yönünden icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile
1-) İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğünün 2018/11388 Esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİ ile takibin 48.000,00 USD asıl alacak bakımından DEVAMINA,
2-)Asıl alacak 48.000,00 USD nin takip tarihindeki TL karşılığı(takip tarihi itibari ile) 194.558,40 TL’nin %20 si oranında 38.911,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-)Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4 A maddesi uyarınca dolar cinsinden kamu bankalarınca 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının UYGULANMASINA
4-)Karar tarihinde alınması gerekli 13.388,32 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.367,12 TL (icra müd yatırılan 979,97 TL) toplamı 3.347,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.041,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 902,85 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.367,12 TL harç toplamı 3.269,97 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– deki esaslara göre belirlenen 17.709,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.