Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2022/642 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/431 Esas
KARAR NO: 2022/642
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/07/2019
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının —-tarafından keşide edilen ——icra dosyasına konu ettiğini ve davacı şirkete bu dosyadan ödeme emri gönderdiğini,—— gelen tebligatın davacı şirkete bizzat ulaşmadığını fakat takibin yasal olarak davacı şirket bakımından kesinleştiğini, davalının —— Tarihinde bir anda davacı şirkete fiili hacze geldiğini ve davacı şirketin icra dosyasından ve icraya konu çekten bu şekilde haberdar olduğunu, davacı şirketin tek yetkilisi ve sahibi olan —- fiili haciz sırasında takibe konu çeki incelediğinde çekin şirketinin emrine düzenlendiği, çekin arkasına şirketinin kaşesi basılarak ve imza edilerek—– isimli kişiye cirolandığının görüldüğünü, Ancak davacı şirketin —–adlı kişi ile ticaret yapmadığını, bu kişiden söz konusu çeki almadığını, dolayısı ile davacı şirket yetkilisinin hiçbir surette icraya konu çeke kaşe basarak ve imza ederek çeki cirolamadığını, davalının takibe konu ettiği çekte yer alan kaşe ve imzanın davacı şirket yetkilisi——–ait olmayıp söz konusu çekin sahte bir çek olduğunu, davacı şirket yetkilisinin, bu durumu fiili haciz sırasında ısrarla belirtmesine rağmen davalı tarafın bu iddiayı hiçbir surette dikkate almadığını ve ödeme yapılmaz ise tüm eşyaları hacizleyeceğini belirttiğini, Haciz tehdidine maruz kalan davacı şirketin Mecburen icra dosyasına dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, davacı şirket yetkilisinin o anda parası bulunmadığı için arkadaşı —— rica ettiğini bu kişide haciz mahallinde alacaklı vekili olarak bulunan —- talebi ile bu kişiye ait ——- aktardığını, ——– tüm icra dosyası borcunun böylelikle ödendiğini, haciz tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan paranın davacı şirkete iadesinin gerektiğini, davacı şirketin tek sahibi ve yetkilisinin —— icraya konu çeki hiçbir surette —- isimli kişiden almadığı ve bu——– isimli kişiye vermediğini, Çek üzerinde hiçbir surette davacı şirket yetkilisine ait imza veya yazı bulunmadığını, yine Çek üzerine basılan kaşenin davacı şirkete ait eski kaşenin benzeri olduğunu, basılan kaşede yer alan adresin davacı şirketin eski adresi olduğunu, davacı şirketin son kaşesinin Çek üzerine basılan gibi olmadığını, dolayısı ile davalı şirketin, hukuken borçlu olmadığı halde davacı şirketten haksız surette para tahsil ederek sebepsiz zenginleştiğini, dolayısı ile ödenen paranın iadesi hususunda iş bu davayı açmak zorunluluğunun hâsıl olduğunu, Sonuç olarak; Açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ——-sayılı icra dosyasına konu çek nedeniyle davacı şirketten haksız surette ve haciz tehdidi altında tahsil edilen ——— ödeme tarihinden itibaren — işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının, dava konusu çekteki ciranta imzasının davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığını iddia ettiğini, “İcra İflas Kanununda kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla aleyhine icra takibine başlanılan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren — gün içerisinde imzaya itiraz edebileceğinin düzenlendiğini” İmzaya itiraz, borçlunun takip konusu yapılan kambiyo senedindeki imzayı inkâr etmesi hali olduğu, borçlu imza itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren ——- gün içerisinde, açıkça, dilekçe ile icra mahkemesine yapmalı, Aksi halde kambiyo senedindeki imza bu takip bakımından borçluya ait sayılacağını, Söz konusu ——Numaralı dosyasında ödeme emri ve eklerinin usulüne uygun olarak davacı yana tebliğ edildiğini, davacı taraf ödeme emri ile takibe konu bono suretini görmüş olmasına rağmen imza itirazı ya da borç itirazı yönünde herhangi bir başvuruda bulunmadığını, davacı borçlu şirketin, icra takibinden haberdar olmasına rağmen hiç bir hukuki yola başvurmadığı fakat flili haciz amacıyla adreslerine gidilmesinin hemen akabinde bu yersiz iddiaları ileri sürerek huzurdaki davayı ikame ettiğini, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde ısrarla çek üzerindeki imzanın şirketin tek yetkilisinin imzası olmadığını, çekte bulunan kaşe üzerindeki adresin şirketin eski adresi olduğunu beyan ettiğini, esasen Çekin görüldüğünde ödendiğini, ancak ülkemizin ticari hayatında güncel durumda çek bu şekilde değil bir kredi aracı olarak kullanılmakta olduğunu, yani esasen çek ilk keşide edildiği tarihte çek üzerine ileri bir tarih atılmakta ve çek bu şekilde piyasaya sürülmekte olduğunu, hatta bu çekin hukuki statüsü ile flili durumun aynı zemine oturtulabilmesi amacıyla kanun koyucu da bir takım düzenlemeler yaptığı ve çekin üzerinde yazılı olan tarihten önce muhatap bankaya ibraz edilmesi imkânı belli bir süre için kaldırıldığını, Davacı yanın ısrarlı iddiaları ve bu durum karşısında yapılan yüzeysel bir araştırma neticesinde, davacının hiç bir iddiasını kabul etmemekle beraber, çek üzerindeki keşide tarihinin —- olduğunu, —– tarihli ilanla davacı şirketteki bir diğer ortak olan dava dışı———- ortaklıktan ayrıldığı ve şirket adresinin de yine aynı tarihli ilanla değiştirildiğinin görüldüğünü, Yani esasen söz konusu çekin üzerinde yazıldığı tarihten evvel piyasaya sürüldüğü alışagelmiş bir durum olduğunu, Bu nedenle de davacı yanın sicilde yapmış olduğu ilan tarihleri de gözetilerek davacının çek üzerindeki imzanın sadece şu anki şirket yetkilisinin imzası olmadığına dair savunmalar yaparak şirketi sorumluluktan kurtarma çabalarının da kabul edilemez olduğunu, bu nedenle de önceki ortaklardan olan dava dışı ——— de imzalarının incelenmesinin gerektiğini, sonuç olarak; Açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle: Davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——- müzekkereler yazıldığı, ilgili kurumlardan davacı şirket yetkilisi——ait imza asıllarının mahkememiz dosyasına gönderildiği anlaşıldı.
Bilirkişi tarafından alınan —- tarihli raporda ——-tarafların ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
Davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış tasdiki olmaması sebebi ile sahipleri lehine müstakil delil olarak kabul edilemeyeceği,
Davalının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, envanter defteri tasdikinin ibraz edilmemesi sebebi ile sahipleri lehine müstakil delil olarak kabul edilemeyeceği,
Davalı ticari defterlerinde dava konusu çekin ticari alım satım sonucu değil şirket hissedarı —– tarafından şirkete verildiğine dair kayıt olduğu,
Davacı ticari defterlerinde dava konusu çeke dair kayıt bulunmadığı , başka bir anlatımla çekin keşidecisi —- alındığına dair kayıt olmadığı, davacıdan sonraki ciranta —- ilişkin kayıt tespit edilemediği ,
Çekin üzerindeki basım tarihinin —- olduğu dikkate alındığında davacı şirket yetkilisi—– tarihinde müdür olarak seçildiği, Davacı şirketin eski yetkilisinin çekin basım tarihinde dahi şirket yetkilisi olmadığı , davalının şirket eski yetkilisi —-görevde iken cirantayı yaptığı iddiasının süre yönünden uyumsuz olduğu tespit edilmekle takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Mahkemenin dava konusu alacağa hükmetmesi halinde davacı alacağının —- kabul edilebileceği , ödemenin yapıldığı—- tarihinden dava tarihine kadar işlemiş davacının ——- tespit edildiği anlaşıldı.
Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ——– tarihli raporda——– verilen ———- —- kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde yapılan mukayeseli incelemede;
İnceleme konusu çekteki ——— atfen atılmış imza ile Şirket yetkililerinden ——- ait mevcut mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, ara gramalarında ve bitiş hareketlerinde farklılıklar genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu çekteki birinci ciranta imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla —- eli ürünü olmadığı,
İnceleme konusu çekteki —– atfen atılmış imza ile ———-ait mevcut mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, ara gramalarında ve bitiş hareketlerinde farklılıklar görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu çekteki birinci ciranta imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla ————eli ürünü olmadığı ” tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava kambiyo senedinden kaynaklı takip baskısı altında ödenen paranın geri alınması talepli istirdat davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211. Maddesi uyarınca “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, dava konusu senedin çek niteliğinde olduğu, davacının senedin lehtarı ve cirantası, davalının ise ciro silsilesinde en son sırada bulunan yetkili hamil olduğu, çekin basım tarihinin —– keşide tarihinin —— olduğu, her ne kadar davalı tarafından çekin davacı şirketin eski yöneticisi tarafından ileri tarihli olarak düzenlendiği ileri sürülmüş ise de eski yönetici —–çekin basım tarihinde dahi yöneticilik görevinin son bulmuş olduğu, bu sebeple çekin eski yönetici —-tarafından ileri tarihli düzenlenmiş olmasının mümkün olmadığı, kaldı ki mahkememizce imzanın geçerliliğine dair yukarıda atıf yapılan yasa hükmüne uygun olarak yaptırılan imza incelemesi sonucunda imzanın eski yönetici —-ait olmadığının da tespit edildiği, yine çekin ciranta hanesindeki davacı şirket adına atılan imzanın şirketin yetkilisi ——— de ait olmadığı, tüm bu sebeplerle davacı şirketin çek nedeniyle borçlu olmadığı, davalının imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamadığı, imzanın geçerliliğine ilişkin itirazın mutlak def’i olması nedeniyle davacı yetkili hamile karşı ileri sürülebileceği, bu sebeple davacının takip baskısı altında ödemek zorunda kaldığı paranın istirdadı gerektiği ve temerrüt ödeme tarihi olan ————tarihinde gerçekleştiği, dava konusunun ticari iş olması nedeniyle ödeme nedeniyle ticari faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davacının —–sayılı takibine konu ——çek nedeniyle davalıya ödemek zorunda kaldığı —— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri —— üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.058,80 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 264,71 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 794,09 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 315,51 TL dava açma masrafı ve 1.423,80 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.739,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (15.500,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/09/2022