Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/404 E. 2019/1185 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/404 Esas
KARAR NO: 2019/1185
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludan alacağının tahsili için — tarihinde İstanbul anadolu —. İcra dairesinde—- esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiğini ve davalının süresinde icra takibine haksız olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, itirazın taraflarına tebliğ edilmediğini, davalının taraflar arasında — tarihinde imzalanan alım satım anlaşmasında belirtilen —-TL hizmet bedelini davacıya ödemediğini, sözleşmede, satış esnasında nakden ödeneceği belirtilmişsede davacıya akabinde ödeme yapılacağı söylenerek ödemenin yapılmadığını, davalının ödeme yapıldığını beyan etmişsede ödemeye yönelik herhangi bir dekont veya sözleşmenin icra dosyasına sunulmadığını, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını %20’den aşaı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemeleri olduğunu, her ne kadar davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvuru yapılmışsa da bu hususun yanlış olduğunu, arabulucunun dosyayı, kanunun arabuluculuğa uygun olmaması nedeni ile reddi gerektiğini, bunun yerine anlaşmama tutanağının tutmasının hatalı olduğunu, davaya konu gayrimenkul mesken olduğunu müvekkilinin de tacir olmadığını, bu sebeplerle öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemeleri’ne gönderilmesini talep ettiklerini, Simsarlık sözleşmelerinde 5 yıllık zamanaşımı olduğunu, davaya konu sözleşmenin — tarihli olduğunu, dava konusu alacağın, davanın açıldığı tarihte zamanaşımına uğradığını bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davaya Konu – Tarihli Sözleşme Şekil Şartlarını Haiz olmadığını, yok Hükmünde olduğunu, davaya konu alacak simsarlık hizmet bedeline ilişkin olduğunu simsarlık sözleşmelerinin şekil şartına bağlı sözleşmeler olduğunu, yazılı olarak yapılmasının zorunlu olduğunu, davaya konu — tarihli sözleşme ise incelendiğinde sözleşmeni bir simsarlık sözleşmesi olmadığını. Mezkur sözleşme alıcı, satıcı ve davacı tarafından imzalandığını ve adına “Alım Satım Anlaşması” denmiş bir “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” olduğunu sözleşmenin içeriğinin incelendiğinde alıcının ve satıcının gayrimenkulü —-TL bedelle almayı ve satmayı kabul ettiğinin, satış ve teslim işlemlerinin ise sözleşmenin imzalanmasından sonra 20 gün içinde yapılmasının taahhüt edildiğinin görüldüğünü, davacının 6 sene evvel alıcı—– tahsil etmiş olduğu hizmet bedelini bu kez de haksız ve hukuka aykırı bir biçimde müvekkilimden talep ettiğini, sözleşmede kendisi tarafından kasten yapılan bir eksikliğe dayandığını, hizmet bedelinden hem alıcının hem satıcının sorumlu olduğu savına dayandığını, durumda alıcı ve satıcı müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağını, davanın sadece satıcının taraf olarak gösterilerek açılması yanlış olacağını, davanın davaya konu sözleşmede alıcı olarak görünen —— ihbar edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, gayrimenkul simsarlığı işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin emlakçılık yaptığını, bu kapsamda müvekkili ile davalı arasında — tarihinde imzalanan alım satım sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmede belirtilen —-TL’lik miktarı ödemediğini iddia etmektedir. Davalı ise müvekkilinin tacir olmadığını, tüketici olduğunu bu nedenle de görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu idda etmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin;
“ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda da anlatıldığı üzere, uyuşmazlık simsarlık işleminden kaynaklanmaktadır.
—- tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra oluşan banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkemenin, anılan kanunun 3/1-k-l, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde Tüketici Mahkemeleri olacağı öngörülmüştür.
Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu nedenle davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi TÜKETİCİ Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019