Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/58 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/38 Esas
KARAR NO: 2021/58
DAV : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında ——- tarihinde yapı denetim hizmet sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme gereği borcun ve aradaki geçen sürede oluşan fiyat farkın davalı yan tarafından ödenmediğini, davacı yan tarafından —– numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve —- tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini, Davalı yan tarafından sözleşme bedelinin fiyat farkı olmaksızın belli bir süre ödendiğini, davalı yan tarafından davaya konu —— fiyat farkının ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, bu nedenler ile davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı yanın, davalı yana hangi gerekçe ile bir tjalep yönelttiğinin belirsiz olduğunu, davalı yanın, davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine ——- fazla ödemeden kaynaklı alacağının bulunduğunu bu nedenlerle davanın reddine, davacı yanın % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına” karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının —–tarihli sözleşmenin 4.maddesi uyarınca davalıdan takibe konu edilen tutarı talep edip edemeyeceği konusundan ibarettir.
Davaya konu edilen —- icra dosyasının incelenmesinde, ,davacı vekilinin —— tutarlı takip başlattığı , davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin —- yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- tarihli yapı denetim sözleşmesi kapsamında başlamış olduğu ve —- tarihinde yapının %100 tamamlanması ile tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Tarafların cari hesap kayıtlarının incelenmesinde, davacı yapı denetim şirketi tarafından düzenlenen faturaların tamamının davalı kooperatif kayıtlarında bulunduğu, hesapların karşılaştırılmasında ise davalı —- tarihi itibarı ile davacı şirkete — borçlu olduğu, hesaplar arasındaki farkın —-olduğu ve söz konusun farkın yuvarlamadan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından keşide edilen—-yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinde, —tarihi itibarı ile %100 olarak tamamlandığı ve idarece bu durumun tespit edildiği, akdedilen sözleşme uyarınca , davacı yapı denetim şirketinin hak ediş bedelinin—–gün içerisinde ödenmesini aksi halde hukuki işlemlere başlanacağı ve güncel bedel üzerinden faiziyle tahsil edileceğinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada mübnez seviye tespit tutanağında özetle;—- yapının gerçekleşme oranının % 100 olduğu belirtilmiştir. Bu közleşmeye ilişkin —hak ediş raporu ve bu hakediş raporlarına istinaden — düzenlendiği anlaşılmıştır. —— nolu hak ediş raporuna istaneden — tutarlı fatura ve — raporuna istinaden —- tutarlı faturanın tanzim edildiği, bu faturaların toplam tutarının —— olduğu, davalı kooperatif tarafından cari hesaba istinaden——ödeme yapıldığı ve davalı şirketin uyuşmazlığa ilişkin sözleşmeye istinaden düzenlenmiş olan —– tarihinde ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili fiyat farkı alacağı olarak adlandırmış olduğu talebini taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesine dayandırmaktadır. Sözleşmenin bu hükmü uyarınca yapı denetim sözleşmesinde belirtilen hizmet süresi herhangi bir sebeple uzadığı takdirde, uzayan sürenin her yılı için yapı denetim uygulama yönetmeliğinin 26. Maddesinde yer alan hizmet oranlarına göre, işin kalan kısmını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir. Sözleşmede belirtilen hizmet süresi herhangi bir nedenle kısaldığı takdirde , işin tamamı üzerinden, kısalan sürenin her bir yılı için yukarıda belirtilen hizmet oranları %5 azaltılarak ödenir.
Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. (TBK 179/1)
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. (TBK 179/2)
Yukarıda verilen birinci fıkrada seçimlik ceza koşulu tanımlanmışken, ikince fıkrada ifaya eklenen cezai koşul tanımlanmıştır.
Sözleşmenin 4. maddesine göre ifanın gecikmesi halinde hizmet süresi herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan her yıl için ilave hizmet bedeli ödenir. Yani ifanın gecikmesi halinde , ifanın yanında cezai bedel de ödenir. Dolayısıyla sözleşmenin 4. Maddesinde ifaya eklenen bir cezai şart söz konusudur.
İfaya eklenen cezai şartın talep edilebilmesi için alacaklının alacağından feragat etmemiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmemiş olması gerekir. Ancak davacı taraf , yapının tamamlandığını da gösteren son hakediş sırasında bu hakkını saklı tutmadan ifayı kabul ettiğinden ifaya eklenen cezai şartı talep etmesi mümkün değildir.
Kaldı ki sözleşmenin 3.maddesi uyarınca hizmet süresi sözleşmenin imzalandığı —— tarihinden yapı kullanma izninin alındığı tarihe kadar geçen süredir. Aynı sözleşme hükmü uyarınca yapının bitirilmesi için öngörülen süre ——
Dolayısıyla taraflar , sözleşmenin süresini gelecekteki belirsiz bir olguya dayalı olarak belirlemişlerdir.
Yoksa süreyi düzenleyen hükümde yapının bitirilme süresinin —– olarak belirlenmiş olması , sözleşme süresinin —- olduğu anlamına gelmemektedir.
Diğer yandan yapının bitirilmesi yapı ruhsatı alması koşuluna bağlanmış olup , yapı denetimi yapan davacının da yapı ruhsatı alınması öncesi ve sonrası sözleşme borçlusu olduğu gerçeği karşısında sözleşmenin belirli bir süreye bağlanmadığı sonucu ortaya çıkacaktır.
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere sözleşme —- tarihinde başlamış olup —– tarihinde yapı tamamlanmıştır. Yine dosya kapsamında bulunan belgelerden yapı ruhsat tarihinin —- olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yapı denetimine ilişkin sözleşme imzalanmış olmasına rağmen bir sebeple yapı ruhsatı alınmamış , ancak yapı ruhsatının alınmış olmasını takiben —- içerisinde tamamlanmıştır. Nitekim davacı tarafından dosyaya sunulu hak ediş raporlarının tarihlerinin —- olması olgusu, yapı ruhsatının geç alınmış olduğunu ortaya konulmaktadır.
Yapı ruhsatının, sözleşmenin imza yılı olan—– yılında değil de —- yılında alınmış olduğu tespit edilememekle birlikte, bu gecikmede davacı taraf, davalı tarafın kusurlu olduğunu iddia da etmemektedir. Dolayısıyla yapı ruhsatının alınmaması nedeniyle , yapının öngörülen sürede tamamlanmamış olması sözleşme süresinin uzamasına neden olmuştur. Bu durumun varlığını bilen, hak edişlerini düzenleyen davacının, sonrasında yapının geç bitirilmesinden bahisle sözleşmenin 4. Maddesine dayalı olarak ek sözleşme bedeli talep etmesi mümkün değildir.
Yukarıda anılan gerekçelerle mahkememizce —– tarihli bilirkişi raporunu hükme esas almış olup yine yukarıda belirtilen gerekçelerle davanı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE;
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.202,95 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.143,65‬ TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davalı tarafından sarf edilen 73,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 13.412,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2021