Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/371 E. 2021/484 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/371 Esas
KARAR NO : 2021/484

DAVA : Alacak(kayıt kabul)
DAVA TARİHİ : 18/04/2008
KARAR TARİHİ : 08.12.2021

Mahkememizde görülmekte olan kayıt kabule dönüşen Alacak – İtirazın İptali davalarının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketle davalı arasında—- sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalıya ——— davalının üretimini yaptığı ——- müvekkili tarafından satışının kararlaştırıldığını, lisans bedelinin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, sözleşme gereği davalının uygun gördüğü şekilde—– —— yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini ve davalının—– “————– satışını yaptığını, ancak bir süre sonra davalı tarafından sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve müvekkilinin siparişlerini reddettiğini, oysa müvekkili şirketin sözleşmenin 10 yıl olması nedeniyle —- yüksek —- yaptığını, davalının haksız feshi nedeniyle müvekkilinin zararlarının olduğunu ileri sürerek, —- tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların sözlü anlaşmaları üzerine sözleşmenin feshedildiğini, tek taraflı feshin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ——- ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA:
3-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında —- sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz edilmesi sebebiyle açılan işbu davada itirazın iptaline, takibin devamına, —- tutarındaki alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2.2 maddesine göre avans faizi üzerinden faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, alacağın, likit alacak olduğundan bahisle % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
4-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla; davanın reddine, % 40 ‘dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
5-İlk Karar: ——- esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda —— kararı ile, “davacının——- ispat edilemediği, dolayısı ile sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, bu nedenle davacının menfi —– isteme ——— bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, ——- temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
6—— tarih ——- Karar sayılı ilamındaki “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilememiş bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, ——- sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı şirket ile davalı arasında davalının ——– yaptığı ——tarafından —–tarihinde —–sözleşmesinin yapıldığı, davalı tarafından bu sözleşmenin —– tarihinde feshedildiği ve daha sonra davacı şirket tarafından işletmenin dava dışı 3. bir kişiye devredildiği hususlarında uyuşmazlık sözkonu değildir. Uyuşmazlık, sözleşmenin süresinden önce davalı tarafından feshedilmesinden dolayı davacı şirketin uğradığını iddia ettiği zararın miktarı noktasında toplanmaktadır. Davacı şirket, sözleşmenin 10 yıl süreceği —– —– geçirilmesi —– miktarda masraflar yapıldığını ileri sürerek,————- bedellerin tazminini talep etmiş, —- işletmede yapılan tesbit sonucu alınan bilirkişi raporuna dayandırmıştır. Mahkemece, davacı —–işletmede yaptığı masraflar belirlendikten sonra işletmenin dava dışı 3. kişiye devredilmesi nedeniyle devir bedeli olan 150.000,00 TL’yi belirlenen bu masraflardan düşerek çıkan miktar davacı şirketin zararı olarak kabul edilmiştir. Ancak, işletmenin devir bedeline ilişkin davacı şirket tarafından—- fatura dışında bir belge mevcut değildir.—- fatura, davacı şirket tarafından tek taraflı düzenlenmiş olup, davalı aleyhine sonuç doğuracak şekilde değerlendirilmesi doğru değildir.
Bu itibarla, Mahkemece, davacı şirkete ait işletmenin —- durumu gözönüne alınarak piyasa rayiç bedeli belirlenerek, bulunacak bu bedelin yapılan masraflardan düşülmek suretiyle davacı şirketin zararının —- incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere dava, ——- sözleşmesine dayalı açılmış olup, davacı ——, bu sözleşmeyi davacı şirket adına imzalamış olması nedeniyle, sözleşmenin tarafı olmamasından dolayı haksız fesih iddiasına dayalı olarak davalıdan tazminat isteme hakkına sahip değildir.
Bu itibarla mahkemece, adı geçen davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davacı —-açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu davacı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış..” şeklindeki gerekçe ile Mahkememiz hükmü bozularak Mahkemesine gönderilmiş, dosya kapatılan —- kaydolunmuş, —– devrolunmuş,——-devrolunmuş ve birleşen ———- esas sayılı dosyası ile birlikte yargılamaya devam olunarak karar verilmiştir.
7-İkinci karar: Mahkememizin——-ilamındaki “bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacı şirketle davalı arasındaki —– sözleşmesinin davalı tarafça —– haksız olarak fesh edildiği, davacı —– sözleşmenin tarafı olmadığından dava açmada aktif dava ehliyeti olmadığı, daha sonra davacı şirketin işletmeyi dava dışı kişiye devrettiği, davacının ——-zararı ile —- işlerdeki zararı olduğu, bu zarardan —- rayiç bedel indirildiğinde, davacının zararının — olduğu, birleşen dava yönünden davacının ayrıca toplam — ek zararı bulunduğu halde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği, davacının bu diğer zararı bozmadan önceki dosya kapsamına göre hesaplanabilir likit alacak olduğu” — “davanın asıl davada davacı —–tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine, davacı şirket tarafından açılan davanın kısmen kabulüne,—dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağı likit olduğundan alacağın %40 tutarı inkar tazminatının davalıdan tahsiline” karar verilmiş, karar davalı-birleşen dava davalısı vekili ile katılma yoluyla davacı-birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
8—- Karar sayılı ilamındaki “Asıl davada —- verilen ilk kararda 3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesine göre hesaplanacak —– hükmedilmişken bozma ilamından sonra temerrüt faizi hakkında kurulan hüküm fıkrasında, faizin türü ve oranına ilişkin olarak bir belirleme yapılmadan, “— denilmek suretiyle, denetime elverişiz ve infazda tereddüde neden olacak — hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle asıl davaya ilişkin kararın davacı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Asıl davada verilen —–davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, bu yönden mahkeme kararı davacı tarafça temyiz edilmediği gibi, —- bu husus bozma nedeni yapılmamakla davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Bu durumda, Mahkemece usuli kazanılmış hak gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozma ilamına uyulduktan sonra — alacağın davalıdan tahsiline hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Birleşen dava, —-sözleşmesinin haksız feshinden doğan zararın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece, davacının kira bedeli, işçi ücretleri,— olmak— zararı bulunduğu halde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği, davacının bu diğer zararı bozmadan önceki dosya kapsamına göre hesaplanabilir likit alacak olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki —-sözleşmesi davalı tarafından —- tarihinde feshedildiği, davacının da çalışanların —- feshettiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalının sözleşmenin feshine—- ihtarnamesinden sonra davalı mal vermediğinden işletmenin çalıştırılamadığını ileri sürerek, davalının sözleşmenin feshine ilişkin ilk ihtarmane —feshedildiği —– tarihi arasında ödediği —- sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ödediği kira bedellerini talep etmiştir. Bu itibarla mahkemece, davacıya ait işletmenin ilk ihtarnamenin gönderildiği tarihden sonra çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespiti ile, çalıştırılmadığının tespiti halinde bu dönemde davacının ödediği işçi ücretlerinin belirlenmek suretiyle zararının tespiti gerekmektedir. Davacının ödenen kira bedeline ilişkin talebi yönünden ise, ilk ihtarnameden sonra işletmenin fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti ile, işletmenin çalıştırılamadığının tespiti halinde ilk ihtarname tarihinden kira sözleşmesinin feshediliği tarihe kadar, işletmenin çalıştırıldığının tespiti halinde ise sözleşmenin fesih tarihi—- sözleşmesinin fesih tarihine kadar davacının zararın belirlenmesi ve ayrıca hesaplama yapılırken davacı tarafından ödenmesi gereken kira bedeli üzerinden değil, fiilen ödendiği ispat edilen bedel üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Davacının—-ilişkin olarak, taraflar ——alan davacının davalıya bir defaya mahsus —- ödeyeceği düzenlenmiştir. Davacı tarafından davalıya protokol gereği 05.10.2010 tarihli fatura tanzim edilerek bu bedelin ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan alınan 30.06.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı tarafından protokol gereğince ödenen —- bedelinin tamamı davacı zararı olarak belirtilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu dönem için hesaplanan miktarın davacının davalıya katılım bedeli olarak yaptığı ödemeden mahsup edilmesi sonrası kalan meblağın davacı alacağı olduğu nazara alınmamıştır. Mahkemece, bu doğrultuda inceleme yapılmak suretiyle, davacı tarafından sözleşmenin geçerli olduğu tarihler arasında sözleşme hükümleri gereğince davalıya ödenen veya ödenmesi gereken katılım bedeli tespit edilerek, bu miktarın protokol gereği verilen —- edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının malzeme bedeli talebi yönünden ise, — tarihli raporda, müteferrik malzeme için davalı tarafından düzenlenen faturalar başlığı altında bir kısım —- davacı şirketin gideri olduğu belirtilmişse de; bu faturalarda belirtilen malzemeler ve hizmetlere ilişkin ayrıntılı inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davacı —- ———-incelenerek dava konusu faturaların sarf malzemesi veya hizmete ilişkin olup olmadığı ayrı ayrı değerlendirilerek, davacının —— malzemelerin belirlenip davacının zararının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca birleşen davada mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, özü itibariyle tazminat istemine yönelik olan bu davada alacağın saptanması yapılacak yargılama sonucu belirleneceğinden gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde alacak henüz likit halde bulunmadığından, mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan birleşen davada, davacı ——– sözleşmesini davacı şirket adına imzalamış olması nedeniyle, sözleşmenin tarafı olmamasından dolayı haksız fesih iddiasına dayalı olarak davalıdan tazminat isteme hakkına sahip değildir.
Bu itibarla mahkemece, adı geçen davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davacı ——–olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu davacı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile karar bozularak işbu esas dosyasına kaydolunarak bozma ilâmına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
9-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Asıl dava, —- feshedildiği iddiasına dayalı tazminat ve davacı ——-davalıya borçlu olmadığının tespiti istemlerine, birleşen dava, ——- sözleşmesinin haksız feshinden doğan zararın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olarak açılmış olup, davalı şirket hakkında——— kararı verildiğinden ve —- kararı kesinleştiğinden gerek asıl davada gerekse birleşen davada dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
Son bozma ilâmında belirlendiği üzere; asıl davada, davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında —— sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalıya —— davalının —— yaptığı ———– müvekkili tarafından ———– kararlaştırıldığını,—– bedelinin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, sözleşme gereği davalının uygun gördüğü şekilde kiralanan ——– doğan —– yerine getirdiğini ve davalının —————- yaptığını, ancak bir süre sonra davalı tarafından sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve müvekkilinin siparişlerini reddettiğini, oysa —–sözleşmenin 10 yıl olması nedeniyle işletmeye yüksek miktarda yatırım yaptığını, davalının haksız feshi nedeniyle müvekkilinin zararlarının olduğunu ileri sürerek, 365.668,81 TL tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise, taraflar arasında imzalanan —- sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeniyle uğradığı zararların tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Yani asıl davada, davacılar, taraflar arasında —– ——- —– davalının haksız feshi nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tazmini, —- tarihli —- takas ve mahsubunun yapılması ile davalıya davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmişlerdir.
Birleşen davada ise, davacı tarafından asılda davaya konu haksız fesih nedeniyle uğranılan diğer zarar kalemlerin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talep etmişlerdir.
Davalı vekili, —- sözlü anlaşmaları üzerine sözleşmenin feshedildiğini, tek taraflı feshin sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce ——- ilamına uyularak, asıl davada davacı şirketle davalı arasındaki —-sözleşmesinin davalı tarafça—– tarihinde haksız olarak fesh edildiği, davacı —— sözleşmenin tarafı olmadığından dava açmada aktif dava ehliyeti olmadığı, daha sonra davacı şirketin işletmeyi dava dışı kişiye devrettiği, davacının ——zararı ile ——– olduğu, bu zarardan 150.000.-TL rayiç bedel indirildiğinde, davacının zararının 215.536,24.-TL olduğu, birleşen dava yönünden davacının ayrıca toplam 84.927,57.-TL ek zararı bulunduğu halde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği, davacının bu diğer zararı bozmadan önceki dosya kapsamına göre hesaplanabilir likit alacak olduğu gerekçesiyle, davanın asıl davada davacı —– açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine, davacı şirket tarafından açılan davanın kısmen kabulüne,—-dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağı likit olduğundan alacağın %40 tutarı inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bozma üzerine verilen ikinci kararı davalı vekili ile katılma yoluyla davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
Asıl davada, mahkememizce verilen ilk kararda 3095 Sayılı Kanunun 2/2.maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizine hükmedilmişken bozma ilamından sonra temerrüt faizi hakkında kurulan hüküm fıkrasında, faizin türü ve oranına ilişkin olarak bir belirleme yapılmadan, “ değişen ve değişecek olan temerrüt faiz oranları” denilmek suretiyle, denetime elverişiz ve infazda tereddüde neden olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, asıl davaya ilişkin karar, davacı şirket yararına ikinci kez bozulmuştur.
Asıl davada verilen ilk hükümde —– davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, bu yönden mahkememiz kararı davacı tarafça temyiz edilmemiş,— bu husus bozma nedeni yapılmamakla davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle mahkememizce birinci bozma sonrasında yapılan bu yargılamada, usuli kazanılmış hak gözetilerek karar verilmesi gerekirken, bozma—- tahsiline hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Birleşen dava,—— sözleşmesinin haksız feshinden doğan zararın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkememizce, davacının kira bedeli, işçi ücretleri,—- malzeme bedeli olmak üzere dört kalemden —zararı bulunduğu halde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği, davacının bu diğer zararı bozmadan önceki dosya kapsamına göre hesaplanabilir likit alacak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki —- davalı tarafından 07/02/2008 tarihinde feshedildiği, davacının da çalışanların— feshettiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalının sözleşmenin feshine ilişkin ilk ihtarnamesinden sonra davalı mal vermediğinden işletmenin çalıştırılamadığını ileri sürerek, davalının sözleşmenin— işçilerin—- arasında ödediği —- ücretlerini ve kira sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ödediği kira bedellerini talep etmiştir. Bu itibarla mahkememizce işbu davada yapılması gereken iş, davacıya ait —- ihtarnamenin gönderildiği tarihden sonra çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespiti ile, çalıştırılmadığının tespiti halinde bu dönemde davacının ödediği işçi ücretlerinin belirlenmek suretiyle zararının tespitidir.
Davacının ödenen kira bedeline ilişkin talebi yönünden ise, ilk ihtarnameden sonra işletmenin fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti ile, —— çalıştırılamadığının tespiti halinde ilk ihtarname tarihinden kira sözleşmesinin feshediliği tarihe kadar; işletmenin çalıştırıldığının tespiti halinde ise sözleşmenin fesih tarihi olan ——-tarihinden kira sözleşmesinin fesih tarihine kadar davacının zararın belirlenmesi ve ayrıca hesaplama yapılırken davacı tarafından ödenmesi gereken kira bedeli üzerinden değil, fiilen ödendiği ispat edilen bedel üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi şeklinde olmalıdır.
Davacının ——– olarak, taraflar——- protokolde —— -alan davacının davalıya bir defaya mahsus —– ödeyeceği düzenlenmiştir. Davacı tarafından davalıya protokol gereği 05.10.2010 tarihli fatura tanzim edilerek bu bedelin ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce hükme esas alınan alınan 30.06.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı tarafından protokol gereğince ödenen 30.000 TL katılım bedelinin tamamı davacı zararı olarak belirtilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu dönem için hesaplanan miktarın davacının davalıya katılım bedeli olarak yaptığı ödemeden mahsup edilmesi sonrası kalan meblağın davacı alacağı olduğu nazara alınmamıştır. Mahkememizce, bu doğrultuda inceleme yapılmak suretiyle, davacı tarafından sözleşmenin geçerli olduğu tarihler arasında — hükümleri gereğince davalıya ödenen veya ödenmesi——— bedeli tespit edilerek, bu miktarın protokol gereği verilen —- mahsup edilmesi gerekmektedir.
Davacının malzeme bedeli talebi yönünden ise, asıl davada alınan —- malzeme için davalı tarafından düzenlenen faturalar başlığı altında bir kısım faturalar—- davacı ——-olduğu belirtilmişse de; bu faturalarda belirtilen malzemeler ve hizmetlere ilişkin ayrıntılı inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davacı —- defterleri incelenerek dava konusu faturaların — ilişkin olup olmadığı ayrı ayrı değerlendirilerek, davacının—- belirlenip davacının zararının tespiti gerekmektedir.
Ayrıca birleşen davada mahkememizce davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, özü itibariyle tazminat istemine yönelik olan bu davada alacağın saptanması yapılacak yargılama sonucu belirleneceğinden gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde alacak henüz — bulunmadığından, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan —- davada, davacı — —- ——– şirket adına imzalamış olması nedeniyle, sözleşmenin tarafı olmamasından dolayı haksız fesih iddiasına dayalı olarak davalıdan tazminat isteme hakkına sahip değildir. Bu itibarla davacı —- aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davacı —- açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Buna göre, mahkememizce bozma sonrasında çözümlenmesi gereken konular;
a-Her iki davada da davacı——– aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı,
b-Davacının işçilerini —- arasında çalıştırıp çalıştırmadığı, çalıştırmışsa işçilere bu dönemde ne kadar ücret ödediği,
c-Davacının işletmesinin 26.12.2007 tarihinden sonra fiilen çalışmaya devam edip etmediği,
ç-Davacının işletmesinin 7.2.2008 tarihinden kira sözleşmesinin feshedildiği tarihine kadar ne kadar zarar ettiği,
d-Davacının, ne kadar kira bedeli ödediği,
e——hangi —— için ödendiği, sözleşmenin feshine kadar ödenmesi gereken miktarın ne kadar olduğu,
f-Malzeme bedeli ile ilgili olarak davacı —- faturaların ne kadarının sarf malzemesi, ne kadarının hizmete ilişkin olduğu noktalarında toplanmaktadır.
10-İcra Dosyası: Birleşen davaya konu —— dosyası incelendiğinde, davacılar / alacaklılar tarafından davalı / borçlu aleyhine——– üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip açıklamasının; “—-sayılı kararı ve işbu dosya bilirkişi raporu ile saptanan—- tutarından, taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınan —tutarı tenzilinden sonra kalan bakiye zarar tutarı…” olarak açıklandığı, icra ödeme emrinin borçluya 24.09.2010 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekilinin 30.09.2010 tarihli dilekçesi ile borca, faize ve takibe itiraz etmesi sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
11-Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi: Davacı vekilinin —— ilişkin ticari defterlerinin saklama süreleri üzerinden çok zaman geçmiş olduğundan bulamadıklarını belirtmiş ve dosyada mevcut bilirkişi raporları ve dosya kapsamı üzerinden rapor alınmasını talep ettiği, davacı ….—– defterlerinin—– incelenmesi sonucunda düzenlenen ——- yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiki yapılmış olmakla, Kanuna uygun surette tutulan bu ticari defterlerin kendi lehine— etmesi mümkündür…” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce bozma sonrasında atanan mali müşavir bilirkişi ——- davalı şirketin gerekli belgelerinin saklama sürelerinin geçmiş olması ve bu nedenle temin edilememesi nedeniyle davalı defterleri üzerinde fiziki inceleme yapılamamıştır. Ancak davalı —- dosya kapsamında dosya kapsamında——- bilirkişi kurulu ———– yevmiye ve —- tasdiki yapılmış olmakla, Kanuna uygun surette tutulan bu ticari defterlerin kendi lehine (karşı tarafın aleyhinde) delil teşkil etmesi mümkündür…”—- görülmüştür.
Davacı ….—- hesap hareketlerinin, dosya kapsamında——- bilirkişi kurulu raporunda incelendiği “…Davacı tarafın—- düzenlenen —- —-
—- yıl sonu 31/1 143.998,69—– görülmektedir…” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Davalı —-. kayıtlarında davacı …——-, dosya kapsamında düzenlenen 13.05.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda incelendiği “…Davalı tarafın —istinaden düzenlenen —– ——-kaldığı görülmektedir…” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Ayrıca dosya kapsamında düzenlenen 13.05.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taraf defterleri incelemesi sonucunda “…Ancak— davacı tarafından — tarihinde verilen —————- çekin tahsili ile davalının alacağı kapatılmıştır. Bu itibarla davalının davacıdan herhangi bir alacağı kalmamıştır. Zira taraflar arasında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan bir ihtilafta mevcut değildir. Zaten taraflar arasındaki ihtilaf akdedilen ———- sözleşmesinin davalı——- tarafından tek taraflı haksız feshinden mütevellit davacının uğradığı zararın tazminine ilişkindir…—— bulunulduğu görülmüştür.
12-Franchise Sözleşmesi: Taraflar ———- yapılan incelemesinde özetle;
“2.9.Maddesinde,—- arasında geçerli olmak üzere 10 (On) yıl süreli olduğu,
4.6.Maddesinde,——————- ihbarda bulunmak kaydıyla sözleşmeden geri çekme hakkını saklı tutabileceği,
4.18.Maddesinde, ——– ——–gerektiğinde gelişme ve değişikliklerden doğabilecek—- giderlerinin ——
5.1.Maddesinde, — alan, işbu sözleşmenin imzalanmasını takip eden 3 gün içerisinde ——— sözleşmeden kaynaklanan taahhüt, yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya aykırı harekette bulunması halinde dahi ancak öncelikli yazılı ihtar ile 10 günlük süre verilmek suretiyle ihlallere son vermesi veya taahhütlerini yerine getirmesi —- fesih ihtarı ile sözleşmenin askıya alınacağı veya fesih edileceğinin kabul edildiği,
11.Maddesinde——– halinde, ——— sözleşmenin sona erdirilmesine karar verebilecek olduğu,
13.Maddesinde, taraflardan birinin bu sözleşme uyarınca vermesi gereken bütün ihbarların yazılı olacağının ve —–taahhütlü —- yukarıda belirtilen adreslere tebliğ edileceği…” şeklinde düzenlenerek imza altına alındığı görülmüştür.
13-Kira Sözleşmeleri ve İbraname İncelemesi:
a)Kira Sözleşmesi İncelemesi: —- davacı —- müteselsil kefil sıfatı ile dava dışı ——– akdedilen sözleşmenin yapılan incelemesinde, kira başlangıç tarihinin —– olarak belirlenerek imza———- davacı —- kiralayanlar adına——- düzenlendiği,——–dair ayrı bir kira sözleşmesi daha akdedildiği görülmüştür.
b)İbraname İncelemesi: “Taraflar —- gelerek … tarihli geçmiş kira kontrat sözleşmesini feshederek birbirlerini ibra etmişlerdir. Kiracı kiralayan—– —- kiralayandan teslim almıştır.— olan kira sözleşmesi asıl ve ferileriyle tüm hükmünü kaybetmiştir.” şeklinde belirtilerek kiracı olarak davacı …—- tanzim edilerek imza altına alındığı görülmüştür.
c)İbraname İncelemesi: Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan — ibranamenin yapılan incelemesinde;—- tarihinden beri çalışmakta olduğum, yukarıda adı ve adresi yazılı —– işten ayrıldığım —- olan— tazminatlarımı ve mevcut kanunlarla sağlanan diğer bütün haklarımı toplam —-tamamen aldım.
Tarafıma ödenmemiş, bir istihkak kalmadığını beyan ederim.” şeklinde belirtildiği ve— isim imzasının bulunduğu görülmüştür.
14-İhtarnamelerin İncelemesi:
a)Keşideci—- —yevmiye no.lu ——-davalı tarafından sözleşmenin 11. maddesi gereği sözleşmenin ortak mutabakat ile son bulmuş olduğu,— ödenmesi, müvekkili şirket tarafından —durdurulduğunun ihtar edildiği görülmüştür.
b)Keşideci—— tarih,—-davacı tarafından sözleşmenin feshi hususunda ortada bir ortak mutabakat olmadığından sözleşme halen geçerli olduğundan ihtarnamenin hukuken geçerli olmayacağı, vaki haksız ve geçersiz fesih ihbarı ile engellenen siparişlerin —, aksi halde uğranılan tüm zarar ve ziyanın muhataba ait olacağı davalı tarafa bildirilmiş olduğu görülmüştür.
c)Keşideci——- ile özetle, davalı tarafından sözleşmenin 4.6 maddesi gereği sistemde yenileme ile uygulama ve ——- gidildiğinin sözlü görüşmelerde belirtilmiş olduğu, muhatapların tek yanlı iradeleri ile mevcut sistemden ayrılmak istediklerini belirtmiş olmaları iyi niyetle karşılanarak sözleşmenin ortak mutabakat sonucu feshine— ödemeler yerine getirilinceye kadar siparişleri yerine getirmeyi durdurma hakkına sahip olduğu, cari hesap borçlarının —- altında kaldığı, zikredilen zarar ziyan talebinin kabul edilemez olduğunun davacı tarafa bildirilmiş olduğu görülmüştür.
ç)Keşideci —–. Noterliği—- ihtarnamesi ile özetle, davalı tarafından, sözleşmenin 4.6 maddesi gereği görüşmelerde bildirilen sistem değişikliğinde yer almak istemediğinden sözleşmenin feshine karar verilmiş olduğu cari hesabın kat ettiği muhataba noter ihtarı ile bildirilmiş, ortak mutabakat bulunmadığı ve mal sevkiyatının durdurulmasından doğan zarar ziyanın karşı tarafa ait olduğunun cevabi noter ihtarı ile muhatap tarafından bildirilmiş olduğu, cevabi —- ile sözleşmenin 4.6 maddesi gereği, yapılacak — yenileme görüşmelerinde sistemde yer almak istenmediğinden sözleşmenin feshine ve cari hesap katına gidildiği, sözleşmenin 4.20 maddesi gereği mal sevkiyatını durdurma hakkının kullanıldığının bildirilmiş olduğu, muhatabın görüşmelere ve sözlü ihtarlara rağmen sözleşmenin hak ve yükümlülüklerini içeren ve mali hususları içeren hükümlerini ihlal etmiş olduğu, cari hesap borçlarının ödenmesinde sürekli temerrüde düşüldüğü, verilen vadelerde de ödenmemiş olunmasına rağmen tek yanlı fesih hakkının (m.10.1) kullanılmamış olduğu, yapılan görüşmelerde yeni sistemde yer almamak istenmesi üzerine ihtarname ile fesih ve cari hesap katına gidildiği, muhatapların vadesi geçen borcu—- vadelerle üç adet çeke bağlanmış olduğu, çeklerin vadesinde ödenmemesi halinde tüm hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin fesih edilmiş olduğu ve fesih tarihi itibariyle cari hesabın kat ettiği, ayrıca sözleşmenin 2.5, 10.5 ve 10.4 maddelerine riayet edilmesinin davacı tarafa ihtar olarak bildirildiği görülmüştür.
15-Son bozma ilâmı öncesinde düzenlenen tespit ve bilirkişi raporlarının incelenmesi:
a)Tespit Raporu:——— tarihli bilirkişi tespit raporunun yapılan incelemesinde, tespit konusu ——— tutarındaki masrafların toplamının — olduğunun tespit edilmiş olduğu görülmüştür.
b)—-tarihli bilirkişi raporu: Raporda özetle “…sözleşmenin feshi konusunda ortak mutabakata varıldığına dair bir yazılı anlaşma bulunmadığına ve borca aykırılığın sözleşme ilişkisinin devamını çekilmez hale getirdiği sübut bulmadığına göre, sözleşmenin tek taraflı haksız feshinden ötürü davacıların — zararından davalının sorumlu olduğu…” şeklinde sonuç ve kanaate varıldığının bildirildiği görülmüştür.
c)—-davalı —- arasında akdedilen sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olması nedeni ile davacı lehine hesaplanan tazminata birer aylık olarak eklenen kira bedeli ve işçi ücretlerinin ikişer aylık olarak eklenmesi ve ayrıca davacı tarafça bir kereye mahsus olmak üzere—- sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmasına rağmen sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olması nedeni ile zarar hesabına dahil edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu durumda davalı tarafça ödenmesi gereken zarar miktarı son eklemelerle beraber — edilmiştir. Davacının uğramış olduğunu beyan ettiği kar mahrumiyetinin incelenip hesaplanabilmesi için ise davacı yanca oluşmuş olan kar mahrumiyetini ispata yarar somut veriler sunulması gerektiği…” şeklinde sonuç ve kanaate varıldığının bildirildiği görülmüştür.
ç)—– bila tarihli bilirkişi raporunun incelenmesi: Raporda özetle “…Davacı ..—— davalıdan talep edebileceği haksız fesihten doğan tazminat miktarı 206.668,81 TL olduğu, bu bedeli dava tarihinden itibaren 2095 sayılı Faiz Kanunu 2/II. maddesine göre hesaplanacak ticari temerrüt faiziyle davalıdan talep edebileceği…— sonuç ve kanaate varıldığının bildirildiği görülmüştür.
d)——– Raporda özetle “…Esas davada,—— —- davacının itirazı dikkate alınarak,
—- olarak iki zarar kaleminden doğan zararı olarak belirlenmiştir.
Kök raporumuzdaki yazım hatası düzeltilmiş bu zarardan
Heyetimizce — doğrultusunda tespit edilen rayiç devir bedeli olan 150.000 TL indirildiğinde,
Davacının esas davada tazmini gereken zararı —- belirlenmiştir.
Birleşen davada,…
a. Ödenmek zorunda kalınan kira bedeli:——- ———- davacının diğer tazmini gereken dört kalem —- belirlenmiştir…” şeklinde sonuç ve kanaate varıldığının bildirildiği görülmüştür.
16-Mali müşavir bilirkişi —-arafından düzenlenen bilirkişi raporlarının incelenmesi:
a)11.06.2020 tarihli bilirkişi raporu: Raporda özetle “asıl dava açısından, davacının 206.668,81 TL ve bu alacağına dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2.maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte talep edebileceği yönünden kesinleşmiş olduğundan asıl dava yönünden değerlendirme yapılmadığı, birleşen dava yönünden dava dosyasına sunulan 28.02.2008 tarihli İbranamenin aynı zamanda ödeme belgesi olarak kabul edilmesi halinde, davacı tarafından —-ödenmiş sayılacağı ve davacının talep edebileceği, kira alacağı ile birlikte diğer tüm alacağın kalemlerinin aşağıda hesaplandığı gibi, 71.769,88 TL olduğu, Mahkemenin bilirkişi kanaati aksine, davacı tarafın her ne kadar çalışılmayan ———- kapsayacak şekilde halinde dava dışı mal —- —- ibranameyi sunsa da, aynı dönem için sadece somut —- dekontunun kira ödemesi olarak kabul edilebileceği yönünde hüküm tesis etmesi halinde, diğer alacaklarla birlikte davacının talep edebileceği alacağın aşağıda hesaplandığı gibi 57.941,88 TL olduğu” yönünde görüş bildirdiği görülmüştür.
b)——- özetle “Davacı İtirazları Yönünden; davacının işçi gideri alacağı itirazı yönünden; davacının dava dosyasına sunmuş olduğu ibranamenin yapılan incelemesinde, —-tarihinde davacı —— raporumuzda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere —- arasındaki işçilik ödemelerinin talep edilebileceği, işbu kapsamda hesaplanan 10.842,85 TL—- giderine, davacı çalışanı —–yapılan—– ödemenin de eklenmesi gerektiği hususları—— değerlendirildiğinde, davacının — işçi giderlerine ilişkin olarak 11.813,85 TL alacağının bulunduğu, davacının kira bedeli alacağı itirazı yönünden; dava dosyasına sunulan 28.02.2008 tarihli ibranamenin— ödemesinin yapıldığı anlamında olduğundan ve —– yapılan incelemede davalının da bu dönemde çalışılmadığı beyan edildiği, davacı ile dava dışı kiraya veren arasındaki sözleşmede kararlaştırılan ödeme günündeki — alınarak hesaplama yapılmış olduğundan davacının işbu itirazına iştirak edilmemiş olup, kök rapordaki kanaatimizin aynen geçerli olduğu, malzeme bedeli alacığı itirazı yönünden; davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ve bir kısım hizmet bedellerine ilişkin faturaların toplam tutarının davacı tarafından talep edilebilecek faturaların sözleşmenin bütünüyle ilgili olduğu, sözleşmenin yürürlükte kaldığı zamanı için—- gerektiği, kök raporumuzda ayrıntılı olarak açıklanıp hesaplandığı üzere davacının talep edebileceği malzeme bedelin —- olduğundan davacının itirazlarına iştirak edilmediği kök rapordaki kanaatimizin aynen geçerli olduğu, davalı itirazları yönünden; dava dosyası ve —- tarafımızda rapor tanzim edildiğinden davalının itirazlarına iştirak edilmediği” yönünde görüş bildirilmiştir.
c)—-tarihli ikinci ek rapor: Raporda, özetle “Davacının ——- davalı şirket — alacağı olduğu, birleşen dava yönünden, dava dosyasına sunulan —- İbranamenin aynı zamanda—- kabul edilmesi halinde, “—–Davacı —-” kısmında ayrıntılı olarak açıklanıp hesaplandığı üzere davacının—— davalı şirket ——— itibariyle —– olduğu, Mahkemenin bilirkişi — dekontunun kira ödemesi olarak kabul edilebileceği yönünde hüküm tesis etmesi halinde, —.Davacı Alacağının Hesaplanması” kısmında ayrıntılı olarak açıklanıp hesaplandığı—- davacının ———- davalı—alacağı olduğu kanaatine varıldığı” yönünde görüş bildirilmiştir.
17-Asıl ve birleşen davada davacı—– aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılan değerlendirme: Gerek asıl davada, gerekse birleşen davada davacı — tarafından davalı şirkete karşı dava açılmıştır.
Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Müsnet davalarda, davacı —— —– sözleşmesini diğer davacı şirket adına imzalamış olup, davacı —- tarafı olmamasından dolayı haksız fesih iddiasına dayalı olarak davalıdan tazminat isteme hakkına sahip değildir.
Bu itibarla —- açtığı asıl ve birleşen davanın, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
18-Davacı .—- asıl ve birleşen davadaki delillerin Tartışılması ve Değerlendirilmesi, Hukuki Nedenler ve Sonuç: —– tarihleri arasında çalıştırıp çalıştırmadığı, çalıştırmışsa işçilere bu dönemde ne kadar ücret ödediği, davacının işletmesinin —– tarihinden—— çalışmaya devam edip etmediği, davacının işletmesinin — sözleşmesinin feshedildiği tarihine kadar ne kadar zarar ettiği, davacının ne kadar kira bedeli —- bedelinin hangi tarihler arası için ödendiği, sözleşmenin feshine kadar ödenmesi gereken miktarın ne kadar olduğu, —- davacı —- faturaların ne kadarının —– ne kadarının hizmete ilişkin olduğu hususlarının incelenmesi için dosya mali müşavir bilirkişi —- tarafından düzenlenen —-tarafların itirazları —–tarihli ek ve davalı şirketin— etmesi nedeniyle davalar kayıt kabul davasına dönüştüğünden davalı şirketin — alacağının her dosya için ayrı ayrı hesaplanması için ikinci ek rapor düzenlenmek suretiyle davanın çözümü yoluna gidilmiştir.
a)Davacının işletmesinin —— fiilen çalışmaya devam edip etmediği hususunda inceleme ve değerlendirme: Taraflar arasında —– tarihli, 10 yıl süreli ———– doğrultusunda, davalı şirket tarafından, davacı şirket adına gönderilen, —- ihtarnamesi ile; davalı tarafından sözleşmenin 11. maddesi gereği sözleşmenin ortak mutabakat ile son bulmuş olduğu, kat eden cari hesap bakiyesinin de 2 gün içinde ödenmesi, davalı şirket tarafından mal sevkiyatının durdurulduğunun ihtar edildiği,——- ihtarnamesi ile de sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı — tarihinden sonra davacı şirkete mal sevkiyatının durdurulmuş olduğunun ihtar edilmesi, davalı vekilinin birleşen dava — sonuna kadar uygulandığı beyanı ve birleşen dava dosyasında mevcut —- — dönemine ait olduğu, sonraki dönemlere ilişkin olmadığı, başkaca bir belgede fesih bildirim tarihinden sonra çalışmanın olduğuna dair somut belgeye rastlanmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamına göre davacının — tarihinden sonra çalıştıramadığının anlaşıldığı, —– doğrultusunda bu tarihten sözleşmenin feshedildiği — ödemiş olduğu—- sözleşmesinin feshi tarihine kadar ödemiş olduğu kira ücretini talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
b)Davacının — çalıştırıp çalıştırmadığı, çalıştırmışsa işçilere bu dönemde ne kadar ücret ödediği hususunda inceleme ve değerlendirme: Dava dosyasına —- İncelenmesinde; davacı şirketin ———- bu dönemlerde davacı tarafından — gösterildiği şekilde toplam —- davacının bu alacağını talep edebileceği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davalının ——-için gereken malzemeyi vermediğinden 26.12.2007 tarihinden itibaren de çalıştıramadığından, işbu tarihten sonra iş akdi fesih edilen— ibraname ile ödenen —– ödemeler hesabına dahil edilmesi gerektiğini belirterek bilirkişi raporuna yaptığı itiraz sonucunda, dava dosyasına sunulan ibranamenin incelemesinde; —- davacı ——–, davacının —-arasındaki —– ödemelerinin talep edilebileceği, işbu kapsamda hesaplanan ve yukarıdaki—- işçilik giderine, davacı —— —–ödemenin de eklenmesi gerektiği, buna göre davacının —— alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
c)Davacının—– tarihinden kira sözleşmesinin feshedildiği tarihine kadar ne kadar zarar ettiği, bu sürede davacının ne kadar kira bedeli ödediği hususunda yapılan inceleme ve değerlendirme: Davacı vekili —–dava dosyasına sunulan ——ibranamede; —– bir araya —————–feshederek birbirlerini ibra etmişlerdir. Kiracı kiralayana verdiği 3 aylık peşin ——— teslim almıştır. ———sözleşmesi ——- tüm hükmünü kaybetmiştir.” denilerek——— imzalanmış olduğu görülmüştür.
Dava dosyasına sunulan —– incelenmesinde, —- tarihli—— görülmüştür.
Dava dosyasına —– ——–ayının ödemesinin yapıldığı anlamında olduğu, davalının bu dönemde çalışılmadığını kendisinin de ikrar etmiş olduğundan —- için geçerli olan ——— sayılacağı, davacının çalışmadığı —-aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde ——- kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, bilirkişi —- tarafından——tarihli rapora karşı sunduğu itiraz dilekçesinde; ——- ibraname———– aylık kira ödemelerinin yapıldığının——— anlaşıldığını, bilirkişi raporunda da —- bedelinin ödenmiş sayılacağını, birleşen davada ——- dahil edilmesi gerektiğini, nitekim asıl dava sırasında—– haksız olarak feshi nedeniyle uğramış oldukları zarar-ziyanın tespiti—- raporda da zarar—- ayrı —— olarak dahil edildiğini, —— “dava tarihindeki kur üzerinden hesaplama yaptığından”— olarak saptadıklarını, — ise raporda kira ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplama yaptığından farkın kur farkından kaynaklandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Bilirkişi —- düzenlenen —– ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava dosyasına sunulan 28.02.2008 tarihli ibranamenin —- yapıldığı anlamında olduğu, yüksek —— kapsamında yapılan incelemede,—-davalının da bu dönemde çalışılmadığını kendisinin de ikrar etmiş olduğu, davacı ile dava dışı kiraya veren arasındaki sözleşmede kararlaştırılan ödeme günündeki —– alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
ç)—–hangi tarihler arası için ödendiği, sözleşmenin feshine kadar ödenmesi gereken miktarın ne kadar olduğu hususundaki inceleme ve gerekçe: —- doğrultusunda, 5.1.Maddesinde, — imzalanmasını takip eden —- mahsus —- katılım ücreti ödeyeceği, davalı şirket tarafından davacı şirket adına gönderilen —yevmiye no.lu ihtarnamesi ile; davalı tarafından sözleşmenin 11. maddesi gereği sözleşmenin ortak mutabakat ile son bulmuş olduğu, kat eden cari hesap bakiyesinin de iki gün içinde ödenmesi, müvekkili şirket tarafından mal sevkiyatının durdurulmuş olması sebebiyle davacı tarafından davalıya ödenen 30.000 TL tutarlı katılım bedeline ilişkin, bu tarihe kadar davalı şirketin katılım bedelini haketmiş olduğu, bu tarihten sonraki tutarın hesaplanması sonucu davacının talep edebileceği katılım bedelinin aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde 25.900,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
d)Malzeme bedeli ile ilgili olarak davacı şirketin — faturaların ne kadarının sarf malzemesi, ne kadarının hizmete ilişkin olduğu hususunda inceleme ve değerlendirme: Davacı vekilinin, icra takibinde talep edilen alacağın içerisinde belirtilen, dava dosyasında —–dayandırılan —— şekildedir:
Faturaların—- tarafından incelenmesinde; davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen “—– açıklamalı ve bir kısım hizmet bedellerine ilişkin olduğu, faturaların toplam tutarının ——— olduğu tespit edilmiş olup, davacı tarafından talep edilebilecek faturaların sözleşmenin bütünüyle ilgili olduğu değerlendirilen hizmet bedeli ——. Buna göre davacının talep edebileceği alacağının aşağıdaki tabloda gösterildiği —- olduğu, diğer fatura tutarlarının sarf malzemelere ilişkin olduğundan davacı tarafından talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin, bilirkişi ——- tarafından düzenlenen— itiraz dilekçesinde;—- haksız olarak davalı tarafından feshi üzerine —- kalmak üzere şimdilik — bedelinin tahsiliyle ilgili dava sırasında bilirkişi heyetince malzeme bedeli olarak –tutarın bilirkişi— kısmının kabul edilerek bakiye—reddi ile ilgili kabul tarzının tam bir değerlendirme yapılmadan düzenlendiğinden doğru olmadığı itirazında bulunulmuş ise de, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ve bir kısım hizmet bedellerine ilişkin faturaların toplam tutarının davacı tarafından talep edilebilecek faturaların sözleşmenin bütünüyle ilgili olduğu, sözleşmenin yürürlükte kaldığı zamanı için —- hesabı yapılması gerektiği,—- ayrıntılı olarak açıklanıp hesaplandığı üzere davacının talep edebileceği malzeme bedelin — olduğu kanaatine varıldığından, davacı vekilinin itirazları kabul edilmemiştir.
e)Davalı vekilinin itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi: Davalı vekili——– tarafından —- tarihli rapor”a karşı sunduğu itiraz dilekçesinde; Mahkememizin — duruşmanın (1) numaralı ara kararında 6 madde halinde bilirkişiden istenen inceleme hususlarının belirtildiğini, bilirkişi raporunda mahkemenin talep ettiği konuların incelenmediğini, raporun bu hali ile mahkemenin denetimine elverişli olmadığını,—- sözleşmesinin haksız feshedilen kişinin hangi zararlarını talep edebileceğinin——- sayılı emsal kararında açıkça belirtildiğini, —-kabul edildiği üzere — süresince yapılan giderler ve zararlar nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini belirterek rapora itiraz etmiş ise de, bilirkişi —- tarihli raporlar uyulan ikinci bozma ilâmı kapsamında dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan davalı vekilinin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
f)Davacının asıl ve birleşen davadaki alacak miktarları bakımından sonuç: Asıl dava bakımından, uyulan ikinci bozma ilâmı uyarınca davacının 206.668,81 TL ve bu alacağına dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2.maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte talep edebileceği,
Birleşen dava bakımından ise, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; davacının işçi giderlerine ilişkin olarak toplam 11.813,85 TL alacağı bulunduğu, —– ödemesinin yapıldığı anlamında olduğu, davalının bu dönemde çalışılmadığını kendisinin de ikrar etmiş olduğundan kontrat gereği o aylar için geçerli olan Ocak ve Şubat 2008 dönemlerinde ayrı ayrı —- sayılacağı, davacının çalışmadığı bu aylar için bozma ilâmı gereği 20.708,40 TL kira bedeli talep edebileceği, davacının 25.900,00 TL katılım bedeli talep edebileceği, davacının 14.318,63 TL malzeme bedeli talep edebileceği, buna göre davacının birleşen davada talep edebileceği asıl alacak miktarının 72.740,88 TL olduğu ve bu alacağına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2.maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizi talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
g)Davalı — etmesi nedeniyle davaların kayıt-kabul davasına dönüşmesi nedeniyle davacının — kaydını isteyebileceği alacağının hesaplanması: Davalı vekilince davalı — dosyasının incelenmesinde, davalı —- karar verildiği, kararın istinaf edilmemesi üzerine—- tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
— sayılı dosyasından gelen cevabi yazıya göre şirketin—— olarak yapılmasına karar verildiği,——- resen yürütüldüğünün bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekiline, her iki davaya konu alacaklarını — kaydettirmek üzere süre verilmiş ancak — sayılı dosyasında alacak talebinin kabulüne karar verilmediği—tarihli cevabi yazı ile bildirilmiştir.
İİK’nin 195. maddesi uyarınca, müflisin borçları — hale gelir ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları asıl alacağa eklenir. Bununla birlikte anılan maddede takip masrafları arasında, tahsil harcı ile icra vekalet ücretine yer verilmiş değildir.— ilâmı).
Mahkememizce İİK’nin 195. Maddesi uyarınca davacının gerek asıl, gerekse birleşen davadaki alacağının iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının hesaplanması için dosya bilirkişi —– tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 30/07/2021 tarihli bilirkişi raporu işlemiş faiz ve İİK’nin 195. Maddesinde sayılan icra masrafları hesaplanmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan faiz hesaplaması dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olduğundan hükme esas alınmıştır.
g-1)Asıl davadaki davacının kayıt kabule dönüşen toplam alacağı: Bilirkişi tarafından yapılan hesaba göre; asıl davada, davacının — dava tarihinden — kadar 3095 Sayılı Kanun’un 2/2.maddesine göre hesaplanan işlemiş temerrüt faizi 385.481,21 TL olarak hesaplanmış olup raporda denetime elverişli olarak gösterilmiştir.
Buna göre, asıl davada; davacının, müflis— tarihi itibariyle —– 385.481,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 592.150,02 TL alacağının olduğunun tespiti ile ——- kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
g-2)Birleşen davadaki davacının kayıt kabule dönüşen toplam alacağı: —–Birleşen dava yönünden ise davacının 72.740,88 TL asıl alacağının 21.09.2010 olan icra takip tarihinden 15.10.2020 davalı şirketin— kadar 3095 Sayılı Kanun’un 2/2.maddesine göre hesaplanan işlemiş temerrüt faizi — hesaplanmış olup raporda denetime elverişli olarak gösterilmiştir.
Birleşen dosyaya konu icra takip dosyasında davacının yatırdığı başvuru ve peşin harç 24,15 TL olup, davacı bu alacağı da isteyebilecek, bunun dışında kalan icra vekalet ücreti, icra inkâr tazminatı ve icra tahsil harcını talep edemeyecektir.
Buna göre, birleşen davada, davacının, kapatılan — dosyasından dolayı müflis —- iflas tarihine kadar işlemiş faiz, 24,15 TL başvuru harcı ve peşin harç olmak üzere toplam 170.722,58 tl alacağının olduğunun tespiti ——– kabulüne, fazlaya ilişkin — vekalet ücreti ve icra inkâr tazminatına ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
ğ)Asıl davadaki menfi tespit istemi ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacı, asıl davada, alacak talebi dışında cari hesaba dayanan 145.323 YTL borç için verilen üç çekten henüz bedeli ———takas ve mahsubunun yapılması ile davalıya davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de, ara karara rağmen dava harcının ikmal edilmediği gibi 26.06.2008 tarihli davacı dilekçesinde menfi tespit talebinin konusuz kaldığı belirtildiği ve davaya ilk bakan kapatılan— bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu hususta gerek birinci bozma ilamında, gerekse ikinci bozma ilamında değinilmediği anlaşılmakla, davacının menfi tespit talebiyle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacı — açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı …—açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacının,—— — iflas tarihi itibariyle 206.668,81 TL asıl alacak ve 385.481,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 592.150,02 TL alacağının olduğunun tespiti ile —– KAYIT VE KABULÜNE,
b)Fazlaya ilişkin 159.000 TL’lik talebin reddine,
3-Davacı .——– tarihli 50.000 YTL bedelinin takas ve mahsubunun yapılması ile davalıya davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine” ilişkin menfi tespit davası ile ilgili olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30.-TL. harcın peşin olarak yatırılan 4.936,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.877,30.-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, (Mahkememizin bozma öncesi—- dosyasından — harç tahsil müzekkeresi ile yazılan Harç Tahsil Müzekkeresinin tahsil edilmiş olması halinde 9.786,68.-TL. Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, harç tahsil işlemi yapılmamış ise harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenmesine)
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL. harcın davalıdan alınarak davacı ..—-toplam —- yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 7.468,58 TL’sinin davalıdan alınarak davacı … — kalan 2.005,42 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı …– vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca 5.100.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … — verilmesine,
8-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN———YÖNÜNDEN;
1-Davacı —açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı ..—açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacının,—- — esas sayılı dosyasından dolayı ——— 72.740,88 TL asıl alacak, 97.957,55 TL iflas tarihine kadar işlemiş faiz, 24,15 TL başvuru harcı ve peşin harç olmak üzere toplam 170.722,58 TL alacağının olduğunun tespiti ile —— KAYIT VE KABULÜNE,
b)Fazlaya ilişkin 12.116,69 TL asıl alacak, 3.309,71 TL tahsil harcı ve 10.256,31 TL icra vekalet ücreti ve icra inkâr tazminatına ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30.-TL. harcın, davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.260,15 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.200,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,——- — müzekkeresi ile yazılan harç tahsil müzekkeresine istinaden davalı tarafından tahsiline karar verilen 4.536,47. TL bakiye karar harcının tahsil edilmiş olması halinde, davalı tarafından yatırılan 4.536,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, harç tahsil işlemi yapılmamış ise harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenmesine)
4-Davacı .—dava açılırken yatırılan 59,30.-TL harcın davalıdan alınarak davacı—- verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 101 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 87,78 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına, kalan 13,22 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı …—-vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-uyarınca 5.100.-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … — verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar-birleşen dava davacıları vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket —— yokluğunda, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.