Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/354 E. 2021/403 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1348 Esas
KARAR NO: 2021/279
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2016
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında —- tarihinde imzalanan — gereği davalının —— faaliyette bulunacağını ve davacıya ait —- markası adı altında, sözleşme gereği ürünleri yine —–alarak satış hizmeti vereceğini,Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin—– maddesi gereği: —–bayisi olarak kalmayı peşinen taahhüt ettiğini,taahhüt karşılığında —— toplamda ——- gönderileceğini, bedelsiz —– sözleşme imza tarihi itibariyle her siparişte sipariş miktarının yarısı şeklinde gönderileceğini. —— süresi içerisinde başka bir marka ya da ev yapımı, markasız —– satışı yapamayacağını, —- tabelasını kaldıramayacağını,satışa ara veremeyeceğini, taahhüdün ihlali ve şubenin kapanması, satışa ara verilmesi,tabelanın kaldırılması halinde — her türlü zarar,zivan,tazminat hakkı saklı kalmak şartıyla —-cezai şart ödemeyi kabul ettiğini ve sözleşmesinin iptal edileceğini,Ayrıca —– kampanya kapsamında ve teşvik amacıyla bedelsiz olarak verilen ürünlerin tamamını nakit olarak —— ödemeyi kabul edeceği şekline olduğunu,davalının sözleşmeye aylan davranması ve mevcut cari hesap borcunu da ödememesi sebebiyle borcuna karşılık ——- dosyası ile ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını,sözleşme ve bedelsiz ——– olarak takibe konulan miktar olduğunu,sözleşme gereği sözleşmeden kaynaklı bütün anlaşmazlıklar için———-yetkili olduğunu, davalının İcra Müdürlüğü’ne verdiği itiraz dilekçesinde İcra Müdürlüğünün yetkisine ve —– borcuna itiraz ettiğini, ayrıca tacir olmadığı gerekçesiyle taraflar arasında yapılan—-sözleşmenin de geçersiz olduğu iddiasında olduğunu,taraflar arasında sözleşme olduğunu ve ticari sözleşme akdedildiğini, takibe konu borca yapılan itiraz ile ödemelerin geciktirilmesi için zaman kazanmak kastıyla hareket edildiğini,bu açıdan yapılan bütün itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, yapılan itirazların da kabul etmenin mümkün olmadığım,açıklanan nedenlerle; davanın kabulüyle davalının yetki itirazı ile borca itirazının iptaline,——- üzerinden takibin devamın a, itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr, tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesi talep etmiş bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, yetkili Mahkemenin davalının ikametgahı olan ———mahkemesi olduğunu, görevli mahkeme ise taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmaması ve davalının tacir olmamasını dikkate alınarak hukuk mahkemesi olduğunu bu nedenle mahkemenin yetkisine ve görevine itiraz ettiklerini,da vali ile davacı arasında sözleşme imzalama dışında hiçbir alışveriş, teslimat ve ilişkinin söz konusu olmadığını,davalının rahatsızlığı sebebi ile hiçbir faaliyette bulunmadığını, ve maliye kaydı yaptırmadığını,belirtilen adreste hiçbir zaman bulunmadığını, hiçbir teslimat almadığını,olaylardan hiçbir şekilde haberdar olmadığını, davalının bu sözleşme nedeni ile bugüne kadar yapılan herhangi bir teslim at.ihtar ve talep söz konusu olmadığını,aksinin düşünülmesi halinde dahi davalının yapılan bedelsiz çiğköfte teslimi olmadığı gibi,cezai şart nedenleri de oluşmadığını,istenen cezai şart geçersiz ve fahiş olduğunu,davalının, davacı ile hiçbir ticaret faaliyeti içine girmediğini, davacının,davalı dışında bir kimse ile faaliyetine davalının haberi ve onayı olmadan devam ettiğini ve bu kimse ile sözleşme yapma ihtiyacı duymadığını,basiretii bir—————-davranmadığını, davalının dışındaki bu şahıs ile yaşadığı sıkıntıları davalı üzerinden çözmeye çalıştığını, davacının sunduğu ticari defterlerinde davalı açısından bağlayıcı olmadığını,tek taraflı oluşturulmuş ve bir teslime dayalı olmayan belgeler olduğunu,İcra takibinde de ——– yetkisine itiraz ettiklerinin.buna rağmen davacı yetki sorununu çözmeden dava açma yoluna gittiğini,İcra takibine itirazda çok açıklayıcı olarak açıklamalar yapılmasına karşılık davacının bu davayı açtığını,bu nedenle öncelikle yetki ve görev itirazlarının değerlendirilmesini, esasa girilmesi ile de sunulan tüm savunmaların dikkate alınarak davanın reddini, davacının alacağın %20 si oranında tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1——– takip dosyası,
2—–
3—–
4—–
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, taraflar arasında imzalanan —– gereğince davalıya teslim edilen mal bedeli ve ceza-i şartın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Bu noktada icra takip dosyası irdelendiğinde davacı tarafından davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine girişildiği,davalı borçluya — tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, —- günlük itiraz süresi içersinde —- tarihinde davalı borca itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmesi nedeni ile davacı tarafından eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından ibraz edilen borca itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi irdelendiğinde taraflar arasında akdi ilişkinin mevcutiyeti ve bu noktada yazılı sözleşme akdedildiği kabul edilmiş ancak malların teslim edildiği hususu inkar edilmiştir.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel hüküm ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Davacının ——-markası ile —– satışı ile iştigal ettiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında —– olduğu görülmüştür. Sözleşmenin 11.7. maddesine göre sözleşmenin 3 yıl için yapıldığı, 7.11. maddesine göre sözleşme süresince davalının bayii olarak kalması karşılığında —–verileceği, sözleşme süresince satışa ara verilemeyeceği, bayinin kapanmayacağı bu hallerde bedelsiz verilen ——- cezai şart ödeneceği düzenlenmiştir.
Davacının dava konusu ürünleri davacıya kargo ile gönderdiği tespit edilmiş olup taraflar arasındaki cari hesaba göre ürünler karşılığı düzenlenen fatura konusu malların davalıya teslim edildiği davacı tarafından ispat edilemediğinden ve yine taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğu Mahkememizce tespitte edilemediğinden davacının cari hesap alacağı talebi yönünden iddiasını ispat edemediği buna karşın sözleşme gereğince —— bedelinin sözleşmenin sürdürülmemesine rağmen davalı tarafından bedelin ödendiği hususu davalı tarafından ispat edilememiştir. taraflar arasında düzenlenen —– sözleşmesinin davalı tarafından süresinden evvel fesih edilmesi üzerine ,sözleşme gereğince tahakkuk eden cezai şartın ve bedelsiz verilen ürün bedellerinin davalı tarafından davacıya ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Sözleşmede franchise alanın — yıl süre ile bayii olmayı kabul ettiği ,bu taahhüdün ihlali ve şubenin kapanması halinde —- cezai şartı uygulanacağı, kendisine bedelsiz olarak verilen ürünlerin tamamını nakit olarak çiğköftemiss’e ödeyeceği kararlaştırıldığı halde yapılan bilirkişi incelemelerine göre davalının taahhüt süresinde bayilik faaliyetini devam ettirmediği,davalı bayiinin davacının kusuru nedeniyle kapandığını kanıtlayamamış olduğundan davacının bedelsiz sözleşme gereğince verilen çiğ köfte bedeli ve ceza-i şart yönünden davasının kabulüne karar verilmiştir.
Nihai olarak davacı tarafından her ne kadar cezai şart için de icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de mahkememizce, sözleşme koşullarına göre cezai şart miktarının sözleşmeye göre uygun olduğu yargılama hitamında tespit edildiğinden ——— hükmedilen cezai şart üzerinden itiraz haksızda olsa alacağın bu yönü itibari ile likit bulunmadığı kabul edilerek icra inkar tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE ;
1——- sayılı dosyasında davalı tarafça —-cezai şart olmak üzere toplamda —— yapılan itirazın iptaline , takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmek suretiyle takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin feragat nedeniyle ve yerinde görülmediğinden REDDİNE ,
2-Bedelsiz ürün tutarı ——- icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3a-Alınması gerekli 776,00 TL harçtan peşin alınan 145,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 630,44 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3b- Davacı tarafından yatırılan 145,56 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilmiş, toplam 2.221,70 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 2.094,13 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 692,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/04/2021