Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E. 2020/286 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/347 Esas
KARAR NO: 2020/286
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ———– hizmetlerini önce ——–imzaladığı daha sonra 4673 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi gereğince — ———————- kapsamında yürüttüğünü müvekkil şirketin isim ve —— birçok ürünü — nezdinde marka olarak tescilli olduğunu, bu kapsamda müvekkil şirketin markası —- tanınmış bir marka olduğunu ———tescil numarası ile de koruma altında olduğunu, ancak müvekkilinin gençlere ve eğitime destek, son zamanlarda gündemde yer alan ———— ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz skandalı nedeniyle ciddi anlamda çarpıtılarak sosyal medya da adeta müvekkili —– adına karalama kampanyası başlatıldığını, davalı —– —- hesabından müvekkili ———————-gibi son derece haksız ve aşağılayıcı ve tahkir edici iddia ve ifadelerde bulunduğunu, bu nedenle müvekkili ———— kişilik haklarını ve ticari itibarını çok ağır bir biçimde zedelediğini, davalının yaptığı bu açıklamanın gerçekliğini ispatla yükümlü olduğunu, bu nedenlerle davalının müvekkili olan şirketin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağır bir şekilde ihlal eden ve aynı zamanda TTK m.55 uyarınca gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarda müvekkilin rakibini rekabette öne çıkararak haksız rekabete sebebiyet veren açıklamaları nedeniyle, ———— manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde :davanın haksız ve yersiz olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1——-
2———— kayıtları,
3-Nüfus Kayıt Suretleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Davacı, davalının kişisel — hesabı olan ————– şeklinde sözler sarf etmek suretiyle davacı şirketin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ve TTK’nun 55 maddesi uyarınca davacı şirketin rakibini öne çıkararak haksız rekabete sebebiyet verdiğini belirterek manevi zararın tazmini için iş bu davayı açmıştır.
Davacı vekili tarafından, dava konusu —————– paylaşımın bulunduğu sayfa sureti ve davacıya ait sayfaların suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
TTK.nun 55/1-a 1 maddesinde, başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek eylemi haksız rekabet hali olarak düzenlenmiştir. Kanun koyucu, bu hükümle, bir kimsenin şahsının veya mallarının, iş ürünlerinin, fiyatlarının, faaliyetlerinin veya ticari işlerinin kötülenmek suretiyle müşterileri önünde küçük düşürülmesini veya itibarının zedelenmesini haksız rekabet hali olarak kabul edilmiştir.
Kötüleme, genel anlamda, bir kişi hakkında olumsuz bir kanaat oluşmasına sebebiyet veren veya bir şeyin olduğundan daha değersiz olduğu hususunda kanaat oluşturan davranış biçimidir. Bir kişi hakkında olumsuz kanaat oluşmasına sebebiyet veren davranış, yani zamanda kişilik haklarının ihlali niteliğini de taşımaktadır. Bu davranış biçiminden, kişinin ticari kişiliğinin ve yaşamının etkilenmesi durumunda ise haksız rekabetten söz edilir.
Düzenleme ile yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla piyasaya katılanlar hakkında olumsuz intiba oluşturulmasının, bu şekilde piyasadaki rekabet ortamının bozulmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Kötüleme fiilin hedefi arasındaki dar anlamda rekabetin bozulmasından ziyade, piyasada hakim olan dürüst rekabet ortamının bozulması hedeflendiğinden, fail ile kötülenen kişi arasında bir rekabet ilişkisine gerek bulunmamaktadır.
Kötüleme içeren bu açıklamanın haksız rekabet olarak değerlendirilebilmesi için rekabet ortamını bundan dolayı da ticaret hayatını etkileme ve alıcıları yönlendirme kabiliyetine sahip olması gerekir. ————— başvuru nolu kararında —– demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan bilgi ya da düşünceler için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, demokratik toplumun onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,——– etmektedir.
Dosyadaki delillere göre, davalı davacının müşterisi iken, kamuoyunda tartışma konu olan bir olay ile ilgili olarak davacının sponsorluğuna vurgu yaparak sosyal medya hesabında yukarıda bahsedilen paylaşımda bulunmuştur.
Paylaşımların içeriği incelendiğinde, davacı aleyhine karalama kampanyasına (boykot) dönüştüğüne, ilişkin bir delil bulunmadığı, —— de yakın tarihteki kararlarında büyük ve halka açık şirketlerin kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş olduğu tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davalının, davacının milyonlarca abonesinin olduğu, davalının sarf etmiş olduğu ifadelerin içeriği ile davalının sıfatının birlikte değerlendirilmesinde rekabet ortamını, bundan dolayı da ticaret hayatını etkileme ve alıcıları yönlendirme niteliğine sahip olmadığı, davalının davacı hakkında sarf ettiği ifadelerin, yukarıda değinildiği gibi hoşa gitmeyen, sarsıcı hatta rahatsız edici olanları dahi————- Sözleşmesinin 10. maddesi ile Anayasanın 26. maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında korunması gerektiğinden ifadelerin eleştiri sınırı içerisinde kaldığı, bu nedenle TTK 55/1-a(1) maddesinde düzenlenen özel nitelikteki haksız rekabet halinin oluşmadığı, ayrıca davacının davranışının aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı nitelikte bir davranış olmadığından TBK m.57’de düzenlenen genel nitelikte haksız rekabet halinin oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 55,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 170,78 TL’si peşin nispi harçtan mahsubu ile 115,38 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020