Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/344 E. 2021/590 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/344 Esas
KARAR NO: 2021/590
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında meyve alım, satıma ilişkin bir ticari ilişkinin bulunduğu, —–yılları arasında gerçekleşen ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafından gönderilen mallar davacı tarafından konsinye satılmak üzere ticari ilişkinin devam ettiği, davalı tarafın hal içi tüccar ver üretici olması ve davalı tarafla davacı arasındaki ticari ilişkiye olan güven sebebiyle davacı şirket komisyoncu olarak faaliyette bulunmasına rağmen talebi üzerine davalı tarafa karşılığında meyve gönderilmesi amacıyla avans olarak ———bedelli çeklerin verildiği, yukarıda seri numaraları verilen çeklerin vadesinde davacı şirket tarafından ödenmiş olmasına rağmen davalı tarafın avans olarak verilen bu çeklerin karşılığında ticari ilişkiye konu malları davacı şirkete teslim etmediği, bunun üzerine davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket aleyhine —-sayılı dosyasında cari hesaptan kaynaklı ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edilmiş ancak davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, davacı şirketin tüm iyi niyetli yaklaşımına rağmen davalı tarafça yukarıda belirtilen çeklerin avans olarak alınıp tahsil edilmesine rağmen çek bedellerini iade etmemesi ve malların teslim edilmemesinden dolayı davalı tarafa —-yevmiye no.lu ihtarname gönderilmiş ancak davalı tarafça herhangi bir dönüş, ödeme veya teslimat olmadığı, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulüne, —– sayılı dosyası nezdinde davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine takip miktarının %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Davacı vekilinin —– tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin yetki itirazlarının amacı süreci uzatarak davacının alacağına kavuşmasını geciktirmek için yapıldığı, söz konusu yetki itirazının hiçbir karşılığının bulunmadığı, davacı alacağının söz konusu genel zamanaşımı süresi geçmeden icra takibine konu edildiğinden söz konusu alacağın hak düşürücü süreye ve zaman aşımına uğramasının mümkün olmadığı, davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin önce mal sonra ödeme şeklinde olduğunu iddia etmiş ise de taraflar arasındaki ilişki davalı vekilinin iddia ettiği şekilde olmadığı, davacı ile davalı arasında süre gelen ticari ilişki neticesinde karşılıklı güven ortamının oluşması nedeniyle davacı sonradan karşılığında meyve gönderilmesi kastıyla davalı tarafa avans olarak davaya konu çekleri verdiği, burada ispat edilmesi gereken durumun söz konuş çeklerin karşılığında bir mal gönderiminin sağlanıp sağlanmadığı veya söz konusu çeklerin ne için alındığı, tüm bu hususların ispat külfeti davalı tarafta olduğu, davalı tarafça bu hususun hiçbirinin ispat edilemediği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle davanın kabulü ve itirazın iptaline, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında herhangi bir konuda herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre yetki konusunda genel kuralların geçerli olduğu, davada —- olduğu, bu sebeple söz konusu takibin yetkisine de itiraz edilmesine rağmen davacı yanca yetkili yere gönderilmeden huzurdaki davanın açıldığı, öncelikle takibin yetkisiz yerde açıldığı, davanın reddine, davacının iddiası kabul etmemekle birlikte avans çeklerinin mal alınmamasına rağmen ödenmesi olduğu dikkate alındığında istirdat veya sebepsiz zenginleşme hukuki temeline dayandığı, iddia edilen çeklerin vade/ödeme tarihlerinin —– olduğu, bu hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin dolduğu, Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere —— kayıtsız şartsız bir ödeme aracı olduğu, kambiyo evrakının ne gerekçeyle verildiği hususu iddia edenin ispat külfetinde olduğu davacı her ne kadar çeklerin —- olarak verildiğini iddia etmişse de buna ilişkin bir delil sunulmadığı, ispat yükünü üzerimize almamak üzere dava konusu çeklerden bağımsız olan tarafların ticari ilişkisine yönelik davalı ile davacının ticari ilişkisinde önce ödeme sonra mal şeklinde değil önce mal sonra ödeme şeklinde başladığı ve ilerlediği, bu noktada davalı bağlayıcı nitelikte olmayan ve davacı yanca tek taraflı tutulan ticari defter kayıtlarını da kabul etmediklerini, zira taraflar arası ticari ilişkiye dair taraflarca mutabakat yapılmadığı, davacı yanın ticari kayıtları hakkında davalının bilgisi olmadığı, bir diğer husus ise davacının bu tarihte böyle bir iddia ile söz konusu çeklerin–yılına ait olduğu ve vadesinde ödendiği, gerçekten vadesinde —–çeki ödeyen bir tüzel/gerçek kişinin karşılığı malı alamamasından kaynaklı girişimlerini —- yılına kadar bekletmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğu, yukarıda izah edilen nedenlerle; davanın reddine, her halde davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve esastan reddine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, mal satışı nedeniyle doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, davalı tarafa karşılığında meyve gönderilmesi amacıyla avans olarak ——- bedelli çeklerin verildiği, yukarıda seri numaraları verilen çeklerin vadesinde davacı şirket tarafından ödenmiş olmasına rağmen davalı tarafın avans olarak verilen bu çeklerin karşılığında ticari ilişkiye konu malları davacı şirkete teslim etmediğini, bunun üzerine icra takibine girişildiğini iddia etmekte, davalı vekili ise davacının iddiası kabul etmemekle birlikte avans çeklerinin mal alınmamasına rağmen ödenmesi olduğu dikkate alındığında istirdat veya sebepsiz zenginleşme hukuki temeline dayandığı, iddia edilen çeklerin vade/ödeme tarihlerinin — olduğu, bu hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin dolduğu, Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere —-kayıtsız şartsız bir ödeme aracı olduğu, kambiyo evrakının ne gerekçeyle verildiği hususu iddia edenin ispat külfetinde olduğu davacı her ne kadar çeklerin —- olarak verildiğini iddia etmişse de buna ilişkin bir delil sunulmadığı, ispat yükünü üzerimize almamak üzere dava konusu çeklerden bağımsız olan tarafların ticari ilişkisine yönelik davalı ile davacının ticari ilişkisinde önce ödeme sonra mal şeklinde değil önce mal sonra ödeme şeklinde başladığı ve ilerlediğini savunarak davanın reddini savunmaktadır.
— incelenmesinde, davacı vekilinin , —- tahsili için davalı hakkında icra takibine giriştiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacının —yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
—Yazısının İncelenmesi; —– tarafından ibraz edilmiş ve tahsil işlemi görmüştür. —şeklinde belirtildiği, Bahse konu — tutarlı çek fotokopisi incelendiğinde; keşidecisinin —-çeki bankaya ibraz eden—— olduğu görülmüştür.
—Yazısının İncelenmesi; — seri numaralı—— tarafından — ile tahsil edildiği tespit edilmiştir. Bilgiler yazımız ekinde gönderilmiştir.—şeklinde belirtildiği, Bahse konu —- tutarlı çek fotokopisi incelendiğinde; keşidecisinin —-çeki bankaya ibraz eden ——olduğu görülmüştür.
—Yazısının İncelenmesi;—- tarihinde hesabına ödenmiştir. Çekin ibraz anındaki görüntüsü yazımız ekinde tarafınıza sunulmuştur…” şeklinde belirtildiği, Bahse konu —– çeki bankaya ibraz eden —-olduğu görülmüştür.
—Yazısının İncelenmesi; —–firmasınca bankamıza teminat çeki olarak verilmiş ve tahsil edilmiş çektir. Çeke ilişkin ön ve arka yüzünün görüntüsü yazımız ekinde —- ortamında tarafınıza sunulmuştur…” şeklinde belirtildiği, Bahse konu—-tutarlı çek fotokopisi incelendiğinde; keşidecisinin ——-olduğu görülmüştür.
Mahkememizce talimat mahkemesi marifetiyle davalının defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Yapılan incelemede davalının —— yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu , davacının avans olarak verildiğini iddia ettiği avans çeklerin davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı defterlerinin incelenmesinden sonra mahkememizce görevlendirilen — marifetiyle davacını ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Yapılan inceleme ile davacının — yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu , davacının— yıllarına ilişkin defter kayıtları incelenmiş, —- yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde alındığı, — hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde —Borç bakiyesinin bulunduğu, Eş deyişle davacının kendi defterlerinde davalı taraftan —- alacaklı olduğu, davalının defterlerinde kayıtlı olmayan çeklerin davacını defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
İncelenen dava konusu çeklerin dava dışı —— tarafından keşide edilen çeklerde davacının lehtar olduğu, bu çeklere ilişkin muhatap bankalar tarafından gönderilen müzekkere cevapları ekinde yer alan arkalı önlü çek fotokopileri incelendiğinde davacı lehtardan sonra ilk cirantanın davalının olduğunun tespit edilmektedir.
Bu durumda davacını söz konusu çekleri davalıya verdiği anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu çeklerin avans çeki olduğunun yazılı delil ile ispat edilmesi gerekir. Davacı vekili çeklerin avans çeki olduğuna dair yazılı bir delil sunamamıştır.
HMK MADDE 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre
eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter
kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —–Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davacı ve davalı taraf ticari defterlerini incelemeye sunmuştur.
Davacının incelenen defterlerinde davalı taraftan —– alacaklı olduğu tespit edilirken, usulüne uygun tutulan davalının incelenen defterlerinde davacının takibe konu alacağına dair herhangi bir kayda rastlanmamıştır.
HMK 222/3. Fıkrasında da belirtildiği üzere diğer tarafın ikinci fıkrada
yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Dolayısıyla bu durumda davacının defterlerinin lehine delil olarak kullanılması mümkün olmayıp, davacının davalıdan alacaklı olduğu ispatlanamamış, verilen çeklerin avans çeki olduğuna dair yazalı bir delil sunulmamış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 489,74 TL peşin harcın , alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 430,44 TL’nin talep halinde ve dosya kesinleştiğinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2,705,45 TL yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 6.071,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021