Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/342 E. 2022/379 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2019/342
KARAR NO : 2022/379

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17.06.2019
KARAR TARİHİ : 27.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu çekteki imzanın davacı şirket temsilcilerine ait olmadığını, müvekkili şirketin —– 24.06.2018 tarihinde gece yarısı giren hırsızlar tarafından işyerinde bulunan davaya konu çekin tümüyle boş olarak koçanıyla birlikte diğer müşteri çekleri ve bonolarla birlikte çalındığını, davaya konu çekin üzerinde imzaları bulunan davalı şirketlerin hiçbiriyle ticari ilişkileri olmadığını, işbu vakıa neticesinde —-Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, dosyada şikayete konu olay neticesinde çalınan çeklerin ödenmemesine yönelik bir tutanak düzenlendiğini, ilgili bankalarla ve —- şirketleri ile paylaşıldığını, soruşturma neticesinde şüpheliler hakkında —- Ceza Mahkemesi —Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, bahsi geçen olay neticesinde kıymetli evrakların iptaline yönelik — dosyası ile kıymetli evrak iptali davası açıldığını, davanın kabul edildiğini, tüm bu gelişmelere rağmen çeklerin hızlıca piyasaya sürüldüğünü ve hemen her gün çalınan çeklerin sorgularının müvekkili şirkete ulaştığını, —. adına düzenlenerek piyasaya sürüldüğünü, bahsi geçen firmanın ise çekin arkasını cirolayarak diğer davalı ——- ise diğer davalı — sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve işbu kararı —sayılı dosyası ile infaz ettiğini, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunu ve müvekkilinin ticari hayatını sürdürmek noktasında ciddi sıkıntılar yaşadığını, konuyla ilgili icra müdürlüğü dosyasına derhal itirazda bulunulduğunu ve takibin durdurulduğunu, ancak davalı şirketin ihtiyati haciz kararına yapmış oldukları itiraz reddolunduğu için ihtiyati hacizlerin devam ettiğini ve müvekkilinin itibarına zarar geldiğini, davalı tarafın ise —dosyası ile itirazın kaldırılması davası açtığını iddia ederek; öncelikle İİK 72 madddesi hükmü gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kötüniyetli açılan takibin durdurulmasını ve akabinde iptalini, konulan her türlü ——— kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —-. vekili cevap dilekçesinde, gerekçesiz olarak hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esasıyla ilgili olarak, dava konusu çekin diğer davalı —-şirketinden alacağa karşılık alındığını, bankaya süresinde ibraz edildiğini, çekin arkasına sadece “imzaların uyumsuz olduğu”nun yazıldığını, çekin “şikayete konu olduğu veya ödenmemesine” ilişkin bir bilginin davalı ile paylaşılmadığını, davalının kötüniyetli olmadığını, müvekkili tarafından üç borçlu hakkında da icra takibi başlatıldığını, haciz işlemleri talep edildiğini ve uygulandığını, çekin “——–olduğuna” dair mahkeme kararı bulunmadığını, davacı keşideci ile diğer ciranta borçluların davalıya borçlu olduklarını, davacının itirazının kötü niyetli olduğunu, çekin çalıntı olduğunun belli olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacının para cezası ödemesine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı …ne dava dilekçesi — tarihinde TK 35. Maddesi uyarınca tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava dilekçesi davalı —usulünce tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, İcra İflas Kanununun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında uyuşmazlığın,
“a-Dava zamanaşımı süresinin geçip geçmediği,
b-Davada hak düşürücü süre olup olmadığı, varsa bu sürenin geçip geçmediği,
c-Davaya konu çekin davacının elinden çalınmak suretiyle çıkıp çıkmadığı,
ç-Çekteki keşideci imzasının davacı şirketin temsilcisine ait olup olmadığı, yani çekin keşidecisi dışında başka biri tarafından sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği,
d-Davacı ile çekin lehdarı olduğunu iddia ettiği davalı —..şirketi arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı,
e-Davalı —…şirketinin çeki alacağına karşılık —şirketinden alıp almadığı,
f-Davacının, çek nedeniyle davalılara borçlu olup olmadığı, borçluysa borç miktarının ne kadar olduğu,
g-Davalı —— şirketinin icra takibi yapmakta kötü niyetli olup olmadığı,
ğ-Davacının çekin çalındığını iddia ederek icra takibine itiraz ederken kötü niyetli olup olmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazları ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı —–. vekili cevap dilekçesinde, gerekçesiz olarak hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, menfi tespit davasına ilişkin olarak süresinde hak düşürücü süre itirazında bulunulsa dahi davalının davaya konu çekle ilgili başlattığı icra takibi ayakta olduğu sürece hak düşürücü süre başlamayacağından menfi tespit davasında hak düşürücü süre itirazı yerinde olmayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı — şirketinin zamanaşımı defiiyle ilgili olarak da; 6102 sayılı TTK’nin 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresinin üç yıldır. Davaya konu çekin ibraz tarihi bakımından 6 aylık zaman aşımı süresine tabidir.
Davaya konu çeklerde davacı ile zamanaşımı defiinde bulunan davalı —arasında temel ilişki bulunmadığından genel zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün değildir.
Davaya konu çek davalı — şirketine ciro edildiğinden çeki elinde bulunduran davalının keşideci-borçluya karşı Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabileceği, belirtilen bu durumda hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı, çekin zaman aşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde talep ve dava hakkı bulunmaktadır.
Dosyaya gelen evrakların incelenmesinde, davacı şirket yetkilisi —- tarihinde — yer aldığı —– 24/06/2018 tarihinde çalındığına ilişkin şikayette bulunduğu, dava konusu çekin keşide tarihinin 10/01/2019 olduğu, işbu davanın da 17/06/2019 tarihinde açılmıştır.
Buna göre işbu menfi tespit davasının zamanaşımı süresi içinde açıldığı açık olduğundan davalı vekilinin bu talepleriyle ilgili olarak 22/01/2020 tarihli tahkikat duruşmasında “davanın niteliğine, zamanaşımı süresinin başlangıcına esas tarihe ve dava tarihine nazaran davalı tarafın yerinde görülmeyen zamanaşımı defiinin ve hak düşürücü süre itirazının reddine” karar verilmiştir.
3-Davaya konu çek: Davaya konu çek —- sayılı icra takibine konu —-tarafından 27.10.2020 tarihinde Mahkememize ibraz edilmiştir.
4-Davaya konu çekteki imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olup olmadığı hususunda inceleme: Davacı vekili, davaya konu çekin boş olarak çalındığını, çekteki hiçbir yazı ve imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olmadığını iddia etmektedir.
Davacı şirketin — Bilgileri şöyledir:
SICIL NO —–
FIRMA ÜNVANI —
İŞ ADRESI —-
Odaya Kayıt Tarihi —–
SERMAYE —-
— KODU —– Belirli bir mala Tahsis edilmiş mağazalarda ——– ticareti (——
FİRMANIN
İŞ KONUSU Her nevi —— toptan ve—- alım satımını ithalatını ihracatını ve —-yapmak .… ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler.
Davacı —— ortaklık yapısı ve İmza yetkilileri aşağıdakilerdir:
MÜDÜRÜN HİSSE GÖREVİ – GÖREV
ADI – SOYADI BEDELİ TEMSİL ŞEKLİ SÜRESİ
—-
—–
——–

Mahkememizce, davacı şirketin yukarıda isimleri yazılı yetkililerin imza ve yazı örnekleri alınmış, örnek imza ve yazı örnekleri ilgili yerlerde toplanmış ve davaya konu çekteki imza ve yazıların davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığının tespiti için dosya —gönderilmiş olup –tarihli raporunda; davaya konu;—– ön yüzde keşideciye aften atılı imza ile —- —- imzaları arasında: ——— biçimi , ————— derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla — ürünü olmadığı, söz konusu imza atan şahsın tanı unsurlarını — açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından —- olup olmadığının tespit edilemediği” yönünde kanaat bildirilmiştir.
5-Davalı ——– sicili bilgileri:
SICIL NO — bulunmamaktadır.
FIRMA ÜNVANI —-
İŞ ADRESI —
Odaya Kayıt Tarihi —
SERMAYE —
—- KODU —diğer —– dahil)
FIRMANIN İŞ
KONUSU ——– ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler.
Davalı —ortaklık yapısı ve İmza yetkilileri Aşağıda gösterilmiştir.
MÜDÜRÜN HİSSE GÖREVİ – GÖREV
ADI – SOYADI BEDELİ TEMSİL ŞEKLİ SÜRESİ
——
6-Davalı — Mahkememizin —-tarihli müzekkere yazısına cevaben — tarafından verilen 17/11/2021 tarihli cevabi yazıda “Davalı — arasında ve aynı zamanda diğer davalı — çek miktarı kadar veya 5.000,00 TL üzerinde herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı tespit edilmiştir.
Ayrıca ilgili yazıda Davalı —– Ticareti Resen terk ettiği bu tarihten itibaren ilgili Vergi Dairesine hiçbir Beyanname vermediği tespit edilmiştir.
7—- soruşturma dosyası ve— esas sayılı dosyası: Müşteki —- tarihli şikayet dilekçe üzerine 24/06/2018 tarihinde— yerde bulunan iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili soruşturma başlatılmış olup bu soruşturma dosyası üzerinden müşteki vekilinin istemi üzerine ilgili Banka şubeleri ve kurumlara “iş yerinden çalınan — içerisinde şirketin çeklerin ödeme aracı olup kötü niyetle şahıslarca tahsil edilmeye çalışılması karşısında çalıntı olup keşideci olan müştekinin imzasına benzemeyen imzalarla sahte olarak düzenlenmiş çeklerin 08/03/2019 tarihinden sonra tahsil için ibraz edilmeleri halinde herhangi bir ödeme yapılmaksızın arkasına gerekli şerh düşülerek el konulması…” için yazı yazılmıştır.
Bu dosya içinde — dosyası üzerinden müşteki — karşı şüpheli — Sayılı dosyasında haklarında soruşturma yapılan yaşı küçük şüphelilerle birlikte — hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçundan — Asliye Ceza Mahkemesine hitaben düzenlenen iddianamenin bulunduğu görülmüştür. Bu soruşturma numarası üzerinden sanık—hakkında düzenlenen iddianame ile — sayılı dosyasına tevdi olunan kamu davasının açıldığı, bu dosyada da işyerine ait kamera görüntülerine ilişkin bilirkişi raporu alındığı, davanın 15.11.2021 tarihi itibariyle derdest olduğu anlaşılmıştır.
8—esas sayılı dosyası: Mahkemenin 10/10/2018 tarihli — karar sayılı ilâmında “Davanın kısmen kabulüne, davaya konu çeklerle ilgili davanın kabulü ile çeklerin zayi nedeniyle ayrı ayrı iptallerine,— numaraları belirtilen boş çek yapraklarıyla ilgili de zayi nedeniyle iptal davası açılmış ise de; söz konusu çeklerin çek vasfı taşımadığından iptal kararının ancak unsurları tamam olan çeklerle ilgili verileceğinden iş bu çekler yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.” şeklinde karar verildiği, kararın 24/01/2019 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
9—- esas sayılı dosyası: Dosyada müşteki—- Sayılı dosyası üzerinden ve — dosyası üzerinden yapılan soruşturmalar sonucunda ayrı ayrı düzenlenen iddianamelerle şikayetçinin —işyerinden senet ve çeklerle diğer taşınır malları çaldıkları iddiasıyla kamu davası açıldığı, davanın halen devam ettiği, dosya içinde hırsızlıkla ilgili kamera görüntüleri ve bu görüntülerin çözümüne ilişkin bilirkişi raporu bulunduğu, davanın 2.12.2021 tarihi itibariyle derdest olduğu görülmüştür.
10—– esas sayılı dosyası: Dosyada, davacı— davalılar — 24.6.2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık suçundan dolayı — keşide tarihli, — esas sayılı dosyasındaki davalarla taraflarının ve talebe konu çekin aynı olması nedeniyle derdestlik dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
11-Bilirkişi raporu: Her biri kendi alanında uzman bilirkişiler —tarafından düzenlenen — tarihinde sunulan bilirkişi raporunun mali bölümlerinde;
“Davacı —-. tarafından Heyetimize sunulan Ticari Defterlerin —- olduğu,
— sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, Elektronik ortamda defter tutulmasına imkan sağlayan Elektronik Defter Genel Tebliğindeki, Elektronik Defter tutanlar için Hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınmasının ise kapanış onayı yerine geçtiği kuralı Heyetimizce dikkate alınarak Ticari Defterler incelenmeye başlanmıştır.
V.1-) DAVACI —– İNCELEMESİ;
V.1.a-) Davacı —- tarafından Heyetimize ibraz edilen Ticari Defter Beratları ile ilgili Tasdik Bilgileri aşağıdaki Tablo da gösterilmiştir.
Heyetimizce, Davacı —- —–Defterlerinin Beratlarını zamanında oluşturdukları, Ticari Defterlerinin 6102 sayılı TTK. Hükümleri yönünden usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu görüş ve kanaatine varılmış olup, Takdiri Sayın Mahkeme’nize aittir.
V.1.b-) DAVACI —- DAVALI ŞİRKETLER ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ;
Davacı —- yıllarına ait Ticari Defterler üzerinde yapılan titiz incelemelerde, Dava konusu çeki ilk ciro eden davalı — ilgili Ticari faaliyet ilişkisine ait herhangi bir kayıt tespit edilememiştir.
V.1.c-) DAVACI — DAVA KONUSU ÇEKLE İLGİLİ KAYITLARIN İNCELENMESİ;
Davacı — yıllarına ait Ticari Defterler üzerinde yapılan incelemelerde, Dava konusu çekle ilgili herhangi bir kayıt tespit edilememiştir.
V.2- DAVALI —- İNCELEMESİ;
V.2.a-) Davalı –. tarafından Heyetimize ibraz edilen Ticari Defter Beratları ile ilgili Tasdik Bilgileri aşağıdaki Tablo da gösterilmiştir.
Heyetimizce, Davalı — Yevmiye ve Kebir Defterlerinin Beratlarını zamanında oluşturdukları, Ticari Defterlerinin 6102 sayılı TTK. Hükümleri yönünden usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu görüş ve kanaatine varılmış olup, Takdiri Sayın Mahkeme’nize aittir.
V.2.b-) DAVALI — DAVALI ŞİRKETLER ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ;
Davalı — yıllarına ait Ticari Defterler üzerinde yapılan incelemelerde, Davacı —-faaliyet ilişkisine ait herhangi bir kayıt tespit edilememiş olup,
Davalılardan — arasında Ticari ilişkilerin var olduğu tespit edilmiştir. Heyetimizce yapılan titiz incelemelerde,
2018 yılında muhtelif tarihlerde Davalı — çeşitli ürünler satmış olduğu, iş bu satılan ürünler karşılığında ise Cari hesaba mahsuben Banka hesaplarına Havale yapıldığı ve vadeli çeklerin alınarak hesabın kapatılmaya çalışıldığı, dava konusu 690.000,00 TL tutarındaki çekin de bu hesabın kapatılmasında kullanıldığı tespit edilmiştir.
V.2.c-) DAVALI —– DAVA KONUSU ÇEKLE İLGİLİ KAYITLARIN İNCELENMESİ;
Davalı —yıllarına ait Ticari Defterler üzerinde yapılan incelemelerde, dava konusu çekle ilgili kayıtların olduğu tespit edilmiştir.
2018 yılında Davalı — karşılığında, Davalı— tarihinde cari hesaba mahsuben dava konusu — keşide tarihli vadeli çekin alındığı, Ticari defterine —- yevmiye maddesi ile kaydının yapıldığı,
Dava konusu çekin karşılıksız çıkması sebebiyle, 30/01/2019 tarihinde, Davalı — bu işleminde Ticari defterinde — yevmiye maddesi ile kaydının yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu işlemin karşılığı olarak diğer davalı — herhangi bir kaydın yapılmadığı,—yılından devreden —- tutarındaki bedelin aynen ———devredildiği tespit edilmiştir.
V.3- DAVALI ——-İNCELEMESİ;
V.3.a-) Davalı — günü saat — tarihindeki İnceleme gününe iştirak etmediği ve Ticari defterlerini ibraz etmediği kayıt altına alınmıştır. Bilirkişi Heyetimiz tarafından tüm araştırmalarımıza rağmen Şirket yetkilileri ile irtibat kurulamadığından dolayı Ticari Defterlerinde inceleme yapılmamıştır.
Dava Dosyasındaki Sayın Mahkeme’nizin 12/11/2021 tarihli Müzekkere yazısına,—- tarihli cevap yazısı Bilirkişi Heyetimiz ce incelendiğinde,
Davalı ——ve aynı zamanda Diğer davalı —. arasında da Çek miktarı kadar veya —- üzerinde herhangi bir Ticari ilişkisi olmadığı,
Ayrıca ilgili yazıda Davalı—— terk ettiği bu tarihten itibaren ilgili —Dairesine hiçbir Beyanname vermediği tespit edilmiştir.
V.4-) DAVALI —— DEFTERLER İNCELEMESİ;
V.4.a-) Davalı —- ibraz edilen Ticari Defterler ile ilgili Tasdik Bilgileri aşağıdaki Tablo da gösterilmiştir.
Heyetimizce, Davalı— 6102 sayılı yeni TTK. 64-65 ve 66. Maddeleri hükümlerine göre Yevmiye ve Kebir Defterlerinin açılış Noter tasdiklerinin ve Yevmiye Defteri Noter Kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, Ticari Defterlerinin 6102 sayılı TTK. Hükümleri yönünden usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu görüş ve kanaatine varılmış olup, Takdiri Sayın Mahkeme’nize aittir.
V.4.b-) DAVALI— DİĞER DAVALI ŞİRKETLER ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ;
Davalı — yıllarına ait Ticari Defterler üzerinde yapılan incelemelerde, Davacı—-ilişkisine ait herhangi bir kayıt tespit edilememiş olup,
Davalılardan — arasında Ticari ilişkilerinin var olduğu tespit edilmiştir. Heyetimizce yapılan titiz incelemelerde,
Davalı ——– avansı olarak —– tarihinde aynı çek koçanından kesilen biri Dava konusu — keşide tarihli 201.000,00 TL bedelli çek ve —- tarihinde — bedelli çek olmak üzere toplam —— olan vadeli çek alındığı tespit edilmiştir.
İş bu — avansı olarak alınan —- tutarındaki vadeli çek karşılığında, 2018 ve 2019 yıllarında herhangi bir satış faturası düzenlenmediği, bu tutarın iade de edilmediği, bu bedelin 2019 yılına devrettiği, 2019 yılında da bu bedelle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir.
2018 yılında muhtelif tarihlerde Davalı– çeşitli ürünler aldığı, iş bu satın aldığı ürünler karşılığında Cari hesaba mahsuben Davalı şirketin Banka hesaplarına Havale yapıldığı ve vadeli çeklerin verilerek hesabın kapatılmaya çalışıldığı, dava konusu 690.000,00 TL tutarındaki çekin de bu hesabın kapatılmasında kullanıldığı, bu verilen çekle birlikte Davalı — alacaklı hale geldiği tespit edilmiştir.
V.4.c-) DAVALI– DAVA KONUSU ÇEKLE İLGİLİ KAYITLARIN İNCELENMESİ;
Davalı—-sunduğu 2018 yılına ait Yevmiye Defterinde Dava konusu çekle ilgili kayıtların dökümü aşağıya çıkarılmıştır.
Davalı —no.lu Davalı —tarihinde aynı çek koçanından kesilen biri Dava konusu —— bedelli çek ile diğeri 30/01/2019 keşide tarihli 201.000,00 TL bedelli çek ve 26/07/2018 tarihinde 30/09/2018 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çek olmak üzere toplam ——- tutarında 3 adet ilk cirosu davalı—alındığı tespit edilmiştir.
Davalı — tutarındaki vadeli çek karşılığında, 2018 ve 2019 yıllarında herhangi bir satış faturası düzenlenmediği gibi bu tutarın iade de edilmediği, bu bedelin 2019 yılına devrettiği, 2019 yılında da bu bedelle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir.
Dava Dosyasında mevcut olan— tarafından, Sayın Mahkeme’nize gönderilen ———Davalı Şirket ile gerek ise diğer davalı şirketlerle Çek miktarı kadar veya 5.000,00 TL üzerinde herhangi bir Ticari ilişkisi olmadığı, Davalı — terk ettiği, bu tarihten itibaren ilgili Vergi Dairesine hiçbir Beyanname vermediğini bildiren beyanının sunulduğu tespit edilmiş olup, Bilirkişi Heyetimiz tarafından Resen kapanmış bir şirketle Ticari ilişkinin sürdürülemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi Heyetimizce Davalı– Defterinde yapılan incelemelerde, Davalı — tarihlerde —çeşitli ürünler aldığı, iş bu satın aldığı ürünler karşılığında Cari hesaba mahsuben Davalı şirketin Banka hesaplarına Havaleler yapıldığı ve vadeli çeklerin verilerek hesabın kapatılmaya çalışıldığı, diğer davalı —- —alınan dava konusu 690.000,00 TL tutarındaki çekin de bu hesabın kapatılmasında kullanıldığı, bu verilen çekle birlikte Davalı — alacaklı hale geldiği,
Bilirkişi Heyetimizce Davalı ——– Yevmiye Defterinde yapılan incelemelerde, Bu işlemin karşılığı olarak 2019 yılında herhangi bir kaydın yapılmadığı, 2018 yılından devreden — alacak bedelinin — sonuna — avansları hesabı adı altında aynen devredildiği tespit edilmiştir.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
12-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: İşbu davadaki —, takibe konu edilen —- keşide tarihli ——bedelli çek nedeniyle keşideci/davacı firmanın, davalılara borcu bulunup bulunmadığı, borçlu ise miktarının ne kadar olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu çekin keşidecisinin davacı şirket, lehtarının—-olduğu, takibe konu çekin lehtar davalı tarafından ciro edilerek davalı —- hamilin cirosuyla son ciranta ve takip alacaklısı —— geçtiği, bu davalı şirket tarafından dava konusu çeke ihtiyati haciz kararı alınarak davacı şirket aleyhinde haciz işlemlerinin yapıldığı, çekin kambiyo vasfı taşımaması nedeniyle icra müdürlüğünde ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davacı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirket, davaya konu çekin boş olarak şirketin işyerindeki kasadan diğer boş çeklerle, senetlerle ve —— birlikte çalındığını, davalı — şirketine cirolanmadığını, üzerindeki tüm yazıların ve şirket yetkilisi imzasının sahte olduğunu, şirket yetkilisi tarafından yazılmadığını, davalı lehdar—— veya diğer davalılarla hiçbir ticari ilişkileri olmadığını iddia etmektedir.
Lehtarın ya da cirantanın, çekten kaynaklanan alacak nedeniyle ve çeke dayalı olarak keşideciye müracaat edebilmesi için çekteki imzanın keşideciye ait olması gereklidir. Çekteki keşideci imzası keşideciye ait değilse ve harici kişiler tarafından taklit edilmek suretiyle oluşturulmuşsa, keşidecinin imzanın sahteliği iddiası mutlak def’i niteliğinde olup iyiniyetli hamil dahil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilir. —-sayılı ilâmı, yine yüksek —- —-karar sayılı ilâmı,— ilâmı, yine aynı ——- karar sayılı ilâmı bu yöndedir.
Somut uyuşmazlıkta, ilâmsız takibe konu çekteki imzanın —tarafından yapılan incelemesi sonucunda; “imzanın,şirketi münferiden temsile yetkili kişilerden hiç birine ait olmadığının bildirildiği, çekteki keşideci imzasının şirket yetkililerinden birine ait olduğu tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişiler aracılığıyla taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemede; davacı ile davalılar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça, davaya konu çekle beraber çalınan diğer birçok çek hakkında gerek hukuk mahkemelerinde, gerekse davacının şikayeti üzerine ceza mahkemelerinde davalar açılmış olup devam etmektedir. Bu davalarda, davacı şirketin işyeri kameralarından işyerine hırsız girdiği açıkça görülmektedir.
Davalı —veya diğer davalılar ya da üçüncü kişiler tarafından, davaya konu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğuna dair bir delil de sunulmamıştır. Buna göre tüm dosya kapsamına göre dava konusu çekin üzerindeki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığı, davaya konu çekin davacı şirketin işyerindeki kasasından üzeri boş şekilde — birlikte çalındıktan sonra ele geçiren kişi veya kişilerce doldurularak piyasaya sürüldüğü kanaatine varılmıştır.
Davacı —-tarafından bilirkişi incelemesine sunulan —yıllarına ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemede, dava konusu çeki ilk ciro eden davalı — diğer davalılardan — ilgili ticari faaliyet ilişkisine ait herhangi bir kayıt tespit edilememiştir.
Davalı — ilgili olarak ayrıca belirtmek gerekir ki; imza defi, mutlak defilerden olup sonraki cirantalara karşı ileri sürülebilirse de davacının menfi tespit talebinde bulunmaması, “doğrudan çekin aslını ya da tutarını istemesi” halinde hamilin bu çeki kötüniyetle bir başka deyişle lehtar ciro imzasının davacıya ait olmadığını bile bile iktisap ettiğini ispatlanması gerekir ise de, davamızda davacının istemi menfi tespit olduğundan, davacının , davalı—kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini ispatlaması gerekmediğinden bu yönde bir değerlendirme yapılmamış, davalı —vekilinin yeni bilirkişi incelemesi talebinin reddine karar verilmiş ve ceza davaları ile diğer hukuk davalarının sonuçlanması beklenmemişti—- emsal ilâmı).
Ancak, yine de açıklamak gerekirse, dosyaya kazandırılan— tarihli cevabi yazıdan; davalı—- —-ile davac— arasında ve aynı zamanda diğer davalı —– arasında da çek miktarı kadar veya 5.000,00 TL üzerinde herhangi bir ticari ilişki olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca ilgili yazıda davalı— tarihinde ticareti resen terk ettiği, bu tarihten itibaren ilgili —-Dairesine hiçbir beyanname vermediği tespit edilmiştir. Davalı—-tebligata rağmen — tarihindeki tarafların defterlerinin incelenmesine iştirak etmemiş, ticari defterlerini de ibraz etmemiştir.
Bilirkişi incelemesi sonucunda; davalı —- avansı olarak 13/07/2018 tarihinde aynı çek koçanından kesilen biri dava konusu— keşide tarihli —bedelli çek ve 26/07/2018 tarihinde 30/09/2018 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çek olmak üzere toplam 1.011.000,00 TL tutarında 3 adet ilk cirosu davalı —. olan vadeli çek alındığı tespit edilmiş olup, dava konusu çekin dışında alınan yukarıda vadeleri yazılı çeklerin de ödendiğine dair herhangi bir kayıt tespit edilememiştir. İş bu sipariş avansı olarak alınan 1.011.000,00 TL tutarındaki vadeli çek karşılığında; 2018 ve 2019 yıllarında herhangi bir satış faturası düzenlenmediği, bu tutarın iade de edilmediği, bu bedelin 2019 yılına devrettiği, 2019 yılında da bu bedelle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir.
Yine bilirkişi heyetince davalı ——tarihlerde davalı ——-12 adet alış faturası ile çeşitli ürünler satın aldığı, işbu satın alınan ürünler karşılığında cari hesaba mahsuben davalı şirketin banka hesaplarına havaleler yaptığı, —– alınan dava konusu— tutarındaki vadeli çekin de bu cari hesabın kapatılmasında kullanıldığı, bu verilen çekle birlikte davalı — alacaklı hale geldiği, davalı —-tarafından, dava konusu çekin karşılıksız çıkması nedeniyle 30/01/2019 tarihinde davalı — iade edildiği ve ticari kaydının yapıldığı, bu işlemin karşılığı olarak diğer davalı —- ticari defterlerinde — herhangi bir kaydın yapılmadığı, — yılından devreden— — alacak bedelinin 2019 yıl sonuna —– —- aynen devredildiği tespit edilmiş ise de, yukarıda belirtildiği üzere davacının istemi menfi tespit olduğundan davalı —-niyetli olup olmadığı hususu sonuca etkili olmadığından bu hususta ayrıca inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Sonuç olarak; tüm dosya kapsamından, davaya konu çekin üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, davaya konu çekteki imzaların sahte olduğu, çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, yani sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği anlaşıldığından, davacının menfi tespit davasının kabulü ile davacının —- keşide tarihli, —seri numaralı çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, her ne kadar dava dilekçesi ile İİK’nin 72,/5. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı istemiş ise de, davacı vekili 23.03.2022 tarihli duruşmada kötü niyet tazminatı talebinden vazgeçtiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının—- sayılı icra takibine konu —–seri numaralı çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının İİK’nin 72/5. maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talebinden vazgeçtiğinden bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 47.133,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 11.783,48 TL harçtan mahsubu ile bakiye 35.350,42‬ TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 11.783,48 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 4.634,0‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından sarf edilen 81,70 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca takdir edilen 51.550,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı —-….vekilinin yüzlerine karşı, davalı —vekili ve davalı — şirketinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.