Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/336 E. 2020/111 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/336 Esas
KARAR NO : 2020/111

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——- yaralanarak malul kaldığını, —– vekili tarafından, müvekkil Kuruma başvuru yapılarak sürekli maluliyet tazminatı talep edilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde,—- plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğu görülmüştür. Müvekkil — — tarafından, kusurlu sürücünün sevk ve idaresindeki— plaka sayılı aracın, kaza tarihi olan 28.11.2015 tarihinde geçerli bir Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle de müvekkilinin yasalardan doğan sorumluluğunu yerine getirmek adına gerekli incelemeleri yaptığını, başvuru sahibi —— oranında sürekli maluliyeti bulunduğuna dair sağlık kurulu raporu ve —— yaşam tablosu, %1,8 teknik faiz esas alınarak 56.678,00TL maluliyet tazminatını 15.08.2018 tarihinde başvuru sahibine ödendiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesi ile müvekkil —– sorumluluğunun kapsamı açıkça belirtildiğini, Kazaya sebep olan —– plaka sayılı aracın, kaza tarihi olan 28.11.2015 tarihinde geçerli bir —- bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin, ödenen tazminat miktarının tahsili amacı ile sigortası bulunmayan araç maliki ve kazaya karışan sürücüsüne, ——Yönetmeliği madde 17 fıkra 2 hükmü gereğince rücu etme hakkına sahip olduğunu, Söz konusu tazminatın ödenmesi ile hak sahibi yerine geçen müvekkilinin adına, ödenen tazminatın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü ——– Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı ve dava dışı diğer borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine davalı —– tarafından takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, diğer borçlu —- takibe itiraz etmediğini, davalı —buluculuk —-dosya numarası ve——- tarihinde yapılan toplantıda anlaşmaya varılamadığını, davalının itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın kabulü ile borca ve ferilerine ilişkin itirazın kaldırılmasını ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiş, davalının/borçlunun haksız itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr-kötü niyet tazminatına mahkûm edilerek, dava masraf ve ücreti vekâlete hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ———-vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili sürücü —- yönetim ve idaresindeki —- aracın —çarpışmasıyla meydana gelen trafik kazası sonucunda zarara neden olduğu iddiası ile 57.793,36 TL alacağına ilişkin rücuen tazmini talep ve dava ettiğini, davacı tarafın dilekçesinde müvekkili yönünden ileri sürdüğü konuların ve taleplerinin hiçbirinin kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin alacaklı —-, trafik kazası sonrasında yapılan ceza soruşturmasında; istanbul anadolu —- asliye ceza mahkemesinin —- esas sayılı dosyasında kazazede——-hale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı ve ceza dosyası taraflarının zarar konusunda 2.000,00 tl ‘ye uzlaştıkları ve 4 eşit taksitle bu bedelin ödeneceği hüküm altına alındığını, yine istanbul anadolu — asliye ceza mahkemesinin — esas sayılı dosyasına kazazedenin kaza sonucu hastane raporlarıda girmiş olup basit tıbbi müdahale ile giderilecek sekilde yaralandığını, kolunda hafif ekimoz (morluk) olduğu bu raporlarda belirtildiğini, alacaklı olduğunu beyan eden —— tarafından hangi belge ve bilgiye dayanarak ————— maluliyet oranına ilişkin hiç bir belge ve bilgi sunulmadığını, tarafların kusur oranlarının dahi belli olmadığı dikkate alındığında davacı —— davasının reddi gerekmektiğini, davacı tarafın istemleri tümüyle dayanaksız, bilimsel açıklamadan yoksun ve oldukça yüksektir. davacı tarafın müvekkilinden talep ettiği tazminat miktarı asla kabul edilemez olduğunu, kazayla ilgili kusuru bulunmayan, müvekkiline dava açılması kabul edilemeyeceğini ———- maliki olduğu araç ile —– plakalı araç arasında trafik kazası meydana geldiğini, davacı —- tarafından müvekkilinin maliki bulunduğu araca %100 kusurlu olduğu düşüncesiyle ödeme yapmışsa da müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, —— eksik inceleme, hatalı değerlendirme ile ödeme yapmış olup bu hatasının bedelini hiç bir kusuru bulunmayan müvekkiline yükleme çabası içerisinde olduğunu, bu nedenlerle davacı iddialarını kabul etmediklerini davacının iddia ettiği zarar miktarını da kabul etmediklerini, davacı —–plakalı aracın —- kaza sonrası malül olduğunu———— ödeme yapıldığını, davacının kaza nedeniyle herhangi bir maluliyeti bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığından %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, —— zarar görene ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla — oluşturulacağı,
Aynı kanunun geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan — 16/c maddesinde zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortaları, aynı Kanunun 4. maddesinde bu kanundan doğan davaların ticari dava sayıldığı,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/2. maddesinde de ticari davalara asliye ticaret mahkemelerince bakılacağı, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı — zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın neden olduğu kazada yaralanan dava dışı kişiye ödediği tazminatı, haksız fiilden sorumlu olan davalılardan rücuan talep etmektedir. Her ne kadar davacı ——- ise de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun — sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin — sayılı içtihadında da “TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.” şeklinde vurgulamıştır.
Yukarıda bahsi edilen içtihatlar aynı şekilde —– halef olduğu durumlarda da söz konusu olup ödeme yapmış olduğu kişi yerine geçip onun taraf sıfatı üzerinden dava açmaktadır. Bu doğrultuda —- açacağı davalarda öncelikle kendisine ödeme yapılan kişinin niteliğine bakılarak görevli mahkemenin tespit edilmesi gerekir.
Bu kapsamda ödeme yapılan kişi tacir olmayıp, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.