Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2019/983 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2019/335 Esas
KARAR NO: 2019/983
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/09/2011
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bayii ile——– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere — yıllık bayilik sözleşmesi akdedilmesi üzerinde —–tarihli protokolle anlaşmaya vardıklarını ve yeni sözleşmesel ilişki için müvekkilinin toplam ———- tutarı dahi inkişaf bedelini davalıya fiilen ödediğini, söz konusu inkişaf bedelinin münhasıran ve doğrudan doğruya taraflar arasında —- tarihinden itibaren yeni kurularak en az 5 yıl ve giderek 10 yıla kadar sürmesi arzulanan bir sözleşmenin oluşması kayıt ve koşuluyla davalı yana ödendiğini, davalının rekabet kurulu kararları gerekçe göstererek ——— tarihli ihtarnameyle fesih bildiriminde bulunduğunu, bu nedenle müvekkilince ödenen bedelin karşılıksız ve sebepsiz kaldığını iddia ederek davalının ——–faizi ve KDV’si ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı üzerinden davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve zamanaşımı itirazı ile birlikte inkişaf bedelinin müvekkili tarafından, aradaki sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülükler kapsamında, akaryakıt satış ve servis istasyonunun inkişafı ve taraflar arasında sürdürülmekte olan ticaretin geliştirilmesi için harcandığını, inkişaf bedeli ödemesi ile müvekkilinin mamelekinde bir artış meydana gelmediğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davacı talebinin pek fahiş olup dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Mahkememizin direnme kararından sonra sunduğu dilekçe ile davadan kayıtsız şartsız feragat ettiğini bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı tarafın talebi nedeniyle, yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırkılmasına,
3-Davalı tarafın talebine göre, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine,
4-Harçlar kanununa göre alınması gereken 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 186.619,95 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 186.575,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/10/2019