Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/311 E. 2020/449 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/433 Esas
KARAR NO: 2020/416
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/07/2019
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arası ticari satımdan kaynaklı ———– tarihli —– tarihli —– tarihli —– bedelli faturaların tahsiline ilişkin olarak ————- sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlanılmıştır. Davalı/borçlu işbu icra dosyasına itiraz ettiğini, ne var ki mesnetsiz itirazları yerinde olmadığını, taraflar arası yapılan ticari satımdan kaynaklı olarak alacaklı davacı firma tarafından davalı borçlu adına düzenlenmiş fatura bedelleri davalı tarafından ödenmediğini, davalı borçlu tarafından faturalar ile ticari satıma konu medikal cihazların teslimine ilişkin düzenlenen irsaliyeli faturalarını ekte sunduklarını, davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptalini talep etiklerini, davalı borçlunun arabuluculuk görüşmesine katılmadığını, buna ilişkin olarak da ilgili kanun hükmü gereği dava masraflarının ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılması gerektiğini, davalı borçlunun 7036 sayılı kanunun 3. Maddesi gereği yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava haksız ve hukuka aykırı olup, sıraladıkları nedenlerle reddi gerektiğini, salt fatura düzenlenmesi taraflar arasında akdi ilişkinin (alım-satım ve alım satıma konu malın teslimi olgusu, imalatın yapılıp malul malın teslim edildiğini, bir iş görüldüğünü veya bir menfaat sağlandığını) varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, faturanın borç kaynağı olmadığını ve taraflar yarasında borç doğuran hukuki ilişkinin iddia eden tarafından ispatlanmasının zorunlu olduğu belirtildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. Maddesinde ise; “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri üçbinaltıyüzatmış Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerektiğini, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle üçbinaltıyüzatmış Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamayacağını, bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir” denildiğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı taraf, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin varlığından bahsetmediğinden ve fatura da başlı başına borç kaynağı olmayacağından ispatlanamayan davanın reddinin gerektiğini, gerek Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nda gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nda borç kaynaklarının sınırlı sayıda olduğu belirtildiğini ,buna göre yasanın tanımladığı borç kaynakları sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve kanunun düzenlemesi olduğunu, fatura, başlı başına sözleşme olmadığı gibi, yasanın tadat ettiği borç kaynakları arasında da tanımlanmadığından borç kaynağıymış gibi değerlendirilmesi mümkün olmadığını, fatura akdi ilişki olmayıp, akdin ifasını gösteren bir belge olduğundan verilmesi ya da düzenlenmesi; ticari işletmesi bağlamında bir mal satılması, üretilmesi, bir iş görülmesi veya bir menfaat sağlanması gibi bir sözleşmenin yani muteber bir temel borç ilişkisinin varlığı şartına bağlı olduğunu, fatura tanzim eden ve faturayı alan kimse arasında böyle bir temel borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki bir sonuç doğurması da söz konusu olmadığını, geçersiz bir sözleşmeye —– gün içinde itiraz etmeme, muteber olmayan sözleşmeye geçerlilik de sağlamadığını, buna dayalı bir faturaya itiraz edilip edilmemesinin de bir kıymetinin oolmadığını, maddi vakıada davacı taraf, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi usulüne uygun delillerle ispat edemediğinden ve buna ilişkin bir delil de ibraz etmediğinden açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
—- sayılı icra dosyası üzerinde incelemede; davacı vekilinin ——-tarihli, —- tutarlı, —- tarihli ——- tutarlı ve —- tarihli, —– tutarlı olmak üzere toplam ——— işlemiş faiz alacağının tahsili için ———- tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlattığı ancak davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
İtiraz üzerine davacı vekilinin ———yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin takibe konu edilen fatura muhteviyatının davalı tarafa teslim edildiğini ancak davalı yanın fatura bedelini ödemediğini iddia etmekte, davalı vekili ise salt fatura düzenlenmesi taraflar arasında akdi ilişkinin (alım-satım ve alım satıma konu malın teslimi olgusu, imalatın yapılıp malul malın teslim edildiğini, bir iş görüldüğünü veya bir menfaat sağlandığını) varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura muhteviyatının davalı tarafa teslim edilip edilmediği, davalı yanın fatura bedellerine dair ödeme yapıp yapmadığı ve bu kapsamda davacı tarafın davalıdan herhangi bir alacağının olup olmadığı konusunda rapor tanzimi için dosyanın resen seçilen bir Mali müşavir Bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş ve bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
İcra dosyası, takibe konu faturalar bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında yapılan incelemede;
Davacı ile davalı arasında imzalanmış sözleşmeye dayalı olmayan medika cihazların alım satım ile ilgili olarak bir ticari ilişkinin olduğu, davalının fatura muhteviyatı malları teslim almış olduğu, davacının fatura muhteviyatı malların bedelini talep etme hakkının olduğu, davalıdan cari hesap bakiyesi olan —–alacaklı olduğu yönünde mutabık oldukları, davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan ———– alacaklı olduğu, dosya kapsamında davacının davalı tarafı temerrüte düşürdüğüne dair bir delile rastlanmadığı ve bu nedenle işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun ——– sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —— tutarındaki asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Asıl alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 3.178,13 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine
3- Fazlaya ilişkin taleplerin reddine
4- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 217,09 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 60,28 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 156,81 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5- Davacı tarafından yatırılan 60,28 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından tebligat, posta, müzekkere ve bilirkişi ücreti gideri olarak sarf edilen 985,20 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 671,91 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 3.178,13 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 1.481,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Arabulucu ücreti olan 1.320,00 TL’nin davanın kabul oranına göre 900,25 TL lik kısmının davalıdan, 419,75‬ TL’lik kısmının ise davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2020