Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2021/71 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2019/301 Esas
KARAR NO: 2021/88
DAVA: Kayıt – Kabul (Alacak Davasından Dönüşen)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt-kabul(Alacak davasından dönüşen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı ——- tarihi itibariyle —-para mevcut olduğunu, —- tarihinde müvekkilinin, bahse konu —- söz konusu tarihe kadar tahakkuk eden kâr tutarı olan —- birlikte ——– başka bir —– nezdindeki hesabına gönderilmesini talep ettiğini, söz konusu talebin yerine getirilmediğini, kismi olarak —- hesabına para transfer ettiğini, —— tarihli ödemede, davalı —– —– müvekkiline kullanıma hazır ettiğini, -tarihinde davalı ——, mezkur —- günlük kur farkı olan —- ödeyerek neticede ———karşılığındaki kısmi ödemeyi ifa ettiğini, ———– alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve—- sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamayacağını, mevduat ve ———— sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamayacağını, katılım hesaplarında bulunan paraların dilediği zaman çekilebileceğini, davalı —— davacının talimatını ————- tarihinde derhal işleme koyması ve müşterisinin talebi doğrultusunda ödemeyi gerçekleştirmesi gerektiğini, davalı —— davacı tarafından talep edilen rakamı gecikmeli olarak farklı tarihlerde ödediğini, oysa davalı —— talep edilen rakamı derhal ödemekle yükümlü olduğunu, davalının haksız olarak borcu geç ifa etmesinin sebebiyle müvekkilinin zararını karşılaması gerektiğini, müvekkilinin davalı şirketten temerrüt faiz alacağı net —- olduğunu, bu hususta müvekkilinin uzman ünitesi olan finansman başkanlığı tarafından yapılan hesaplamanın sunulduğunu, bahse konu hesaplar uyarınca müvekkilinin — tarihine kadar tahakkuk eden kâr payı hakkının —— olduğunu, dava konusu taleplerinin —— rakamına ulaştığını, dava açılmadan önce davalıya ihtarname gönderildiğini, bugüne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ———- tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca ——— yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin————- katılma hesabı ile ilgili yapılan tanım ve işleyiş göz önünde bulundurulduğunda, müvekkilinin mevduat hesaplarında olduğu gibi, katılma hesabı ile ilgili olarak hesap sahibi lehine önceden belirli bir oranda getiri elde etme vaadi verilmesinin mümkün olmadığını, katılma hesaplarının fonun işletilmesinden doğan kâr veya zarara iştirak ettiğini, davacının fark talimatı üzerine müvekkili tarafından davacı şirkete ——- mevduat hesabı açamayacağı, katılım hesabı açabileceği, katılım hesabında ise belirlenmiş bir oranda faiz veya getiri ödenmesi taahhüdünün verilmesinin mümkün olmadığını, ancak katılım fonlarının geçmişte gerçekleşmiş kâr dağıtım oranlarına göre tahmini olarak talep ettikleri getiriye karşılık gelecek şekilde, standart kâra ve zarara katılma oranlarının üzerinde kendileri lehine daha farklı katılma oranı ile katılım hesabı açabileceğinin bildirildiğini, —— müşterilerinin vadeden önce parasının talep etme hakkı bulunmakla beraber ilgili mevzuat hükmü gereğince bu talebin ancak bankaların kabulü ile işleme alınabileceğini, sözleşmenin kuruluşu süreci gözetildiğinde davacı yanın vadeden önce parasını talep etme hakkı bulunmadığını, mevzuat vadeli hesaptaki paranın vadesinden önce çekilmesi halinde kâr payı ödemesi yapılmasına mani iken, vadesinde önce çekilmesi talep edilen katılım hesabındaki tutarla ilgili olarak temerrüt hükümleri işletilemeyeceğini, vadeden önce para çekilmesi halinde kâr payı ödenmeyeceğini düzenleme altına alarak kişileri tasarrufa yöneltmeyi bankaların onayı ile vadeden önce para çekilebileceği düzenleme altına alarak ise ekonomide önemli bir aktör olan bankaların likidite durumlarının bozulmamasını amaçladığını, internet sitesindeki yayınlanan bilgilendirmenin ifadeler göz önünde bulundurulduğunda bunların tanıtım amaçlı ifadeler olduğunu, internet sitesindeki ilanların tanıtım yazılarından ibaret olduğunu, davacıya müvekkili —— vadeye kadar beklemesi halinde kâr payı alabileceğini hatırlatmışken davacının müvekkili ——- ile kendisi arasında çerçeve sözleşmesi imzalandığı gerekçesi ile sözleşmenin kurulmasında esaslı unsur olmayan müvekkili —— ilanındaki açıklamalara istinaden alacak iddiasında bulunmasının davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, somut olaya konu katılım hesapları yönünden vadeden önce para çekimlerinde kâr payı ödemesinin yapılmasının Bakanlar Kurulu Kararı’nın 7. maddesi gereği seçimlik hak bile verilmeksizin yasaklandığını, hangi ödemenin hangi hesaba ilişkin yapıldığı konusunda müvekkili ——- kayıtlarının esas olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
1-İlk karar: Mahkememizin —- sayılı dosyası üzerinden yaptığı yargılama sonucunda—————Taraflar arasında taahhütlü vadeli katılma hesabına ilişkin sözleşme kurulduğu, bankaların mevduat ve katılım hesapları sahiplerinin paralarını çekme haklarının engellenemeyeceğine ve davalının hesabın vadeden önce istenildiğinde para çekilebileceğine dair taahhüdüne rağmen, davalı —— hesaptaki parayı talep eden davacının talebini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğü ve böylece hesap açılış tarihlerinden —- tarihleri arasında işlemiş getiri tutarlarını ödemeyerek kendi taahhüdünü de ihlal ettiğinden dolayı ——ile temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4/a mad. üzerinden hesaplanan —–gecikme faiz tutarını davacıya ödemesi gerektiği, davasını kanıtlayan davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne,———– işlemiş faiz alacağından asıl alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4A maddesinde belirtilen faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
2-Bozma ilâmı: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiş olup, ————-
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, vadeli katılım hesabına yatırılan paranın vadeden önce talep edildiği halde ödemede temerrüde düşülmesinden doğan temerrüt faiz alacağı ve kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ——– tarihinde davalı —— nezdinde bulunan hesabındaki paranın bir başka bankada ki hesabına aktarılması yönünde talimat vermiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin bu tarih itibariyle sonlandırıldığı ve davacının bu tarihten itibaren kâr payı (getiri) talep etmesinin mümkün olmadığının kabulü gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin hesap açılış tarihleri ile —— tarihleri arasında taraflarca belirlenen getiri oranları üzerinden işlemiş getiri tutarları—— getiri tutarı olduğu, bu tutar üzerinden ———— tutarının ortaya çıktığı belirtilmiş ise de, hesabın hangi tarih aralıkları esas alınmak suretiyle ve ne şekilde yapıldığı anlaşılamamakta olup, bilirkişi heyetinden denetime elverişli ek rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca —-her türlü harçtan muaftır. Yönetim ve denetimi —devredilen davalı ——–harçtan muaf olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde harçtan sorumlu tutulması yerinde görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, —-nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA” şeklindeki ——– ilâmıyla mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3-Karar düzeltme ilâmı: ——ilâmına karşı, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuşlar, bunun üzerine,—- uyarınca karar düzeltme süresi 15 gündür. Somut olayda Dairemizin bozma ilamı davalı vekiline —– günü tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince karar düzeltme süresi geçirildikten sonra, ——- günü karar düzeltme isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, HUMK’un 440. maddesi uyarınca davalı vekilinin karar düzeltme istemli dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince, —– ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
3- Davacı vekili tarafından davalıya hitaben gönderilen—- tarihine kadar tahakkuk eden kar payı tutarı olan— hesaplanan —– temerrüt faizi tutarı toplamı —— ihtarın tebliğini müteakip 2 iş günü içinde davacının verilen hesabına transfer edilmesi, aksi taktirde yasal yollara başvurmak zorunda kalınacağı…” ihtar edilmiş, bu ihtar davalı vekiline —– tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece, davacının davalıya gönderiği ihtarın tebliğ tarihi ile ihtarda verdiği atıfet mehli nazara alınmadan kâr payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle tahsiline hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu suretle, mahkeme ilamının belirtilen sebeple de bozulması gerektiğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile —- sayılı bozma ilamının 3. bendinden sonra gelmek üzere 4. bent olarak eklenmek suretiyle kararın bu gerekçe ile de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, —numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair karar düzeltme isteklerinin HUMK’un 442. maddesi gereğince REDDİNE, —– numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile——— sayılı bozma ilamının —bendinden sonra gelmek üzere —– bent olarak eklenmek suretiyle kararın bu gerekçe ile de BOZULMASINA,” şeklindeki ———– sayılı ilâmıyla mahkememiz kararının bozma ilâmına bir bozma fıkrası daha eklenmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın tespiti: Dava, vadeli katılım hesabına yatırılan paranın vadeden önce talep edildiği halde ödemede temerrüde düşülmesinden doğan temerrüt faiz alacağı ve kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkin açılmış olup, davalı ——-‘nın yargılama sırasında iflas etmesi nedeniyle kayıt-kabul davasına dönüşmüştür.
2-Bozma ilâmı uyarınca Mahkememizce yapılması gereken işlemler: Mahkememizce, —– uyulmuş olup, buna göre davacının ——- tarihinde davalı ——- nezdinde bulunan hesabındaki paranın bir başka bankadaki hesabına aktarılması yönünde talimat verdiği, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin bu tarih itibariyle sonlandırıldığı ve davacının bu tarihten itibaren kâr payı (getiri) talep etmesinin mümkün olmadığının kabulü gerektiği hususu kesinlik kazanmıştır.
Buna göre, Mahkememizce yapılması gereken işler;
“a-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin hesap açılış tarihleri ile —– tarihleri arasında taraflarca belirlenen getiri oranları üzerinden işlemiş getiri tutarları—— getiri tutarı olduğu, bu tutar üzerinden de ——— net getiri tutarının ortaya çıktığı belirtilmiş ise de, hesabın hangi tarih aralıkları esas alınmak suretiyle ve ne şekilde yapıldığı anlaşılamamakta olduğundan, bilirkişi heyetinden denetime elverişli ek rapor alınması,
b-Davacı vekili tarafından davalıya hitaben gönderilen —- tarihine kadar tahakkuk eden kâr payı tutarı olan — hesaplanan —– temerrüt faizi tutarı toplamı —– ihtarın tebliğini müteakip 2 iş günü içinde davacının verilen hesabına transfer edilmesi, aksi taktirde yasal yollara başvurmak zorunda kalınacağı…” ihtar edilmiş, bu ihtar davalı vekiline ——- tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna göre, davacının davalıya gönderiği ihtarın tebliğ tarihi ile ihtarda verdiği atıfet mehli nazara alınadat kâr payı alacağının hesaplanması,
c-5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca —her türlü harçtan muaf olduğundan, yönetim ve denetimi — devredilen davalı——— harçtan muaf olduğu dikkate alınarak harçtan sorumlu tutulmaması” şeklinde olmalıdır.
3-Bozma ilâmı sonrasında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Her ne kadar uyulan bozma ilâmında aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasının uygun olacağı belirtilmiş ise de, bilirkişilerden ———- bilirkişi listesinde kayıtlı olmadığı anlaşılmakla, dosyanın önceki heyetteki ——- listede kayıtlı olmayan bilirkişi yerine işlemiş faiz hesabını yapacak nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş ve bilirkişiler ——- tarafından düzenlenen ——- tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
Davacının davalı bankada nezdinde açtığı vadeli katılım hesapları ve getiri oranları aşağıda listelenmiştir.
Hesap açılış tarihi Tutarı —— Vadesi Katkı payı % Getiri tutarı ——
———-
———-
——
——-
——–
Davacı —- davalı ———- nezdinde açmış olduğu yukarıda listesi verilen hesapların vadeleri gelmeden —- tarihinde bankaya verdiği yazılı talimatla; ——— tutarındaki hesapların bozdurularak —- olarak başka bankadaki hesabına havale edilmesini istemiştir. Bu taleple birlikte taraflar arasındaki sözleşme sonlanmış olup davacının hesap açılış tarihinden —-tarihine kadar isteyebileceği kâr payı miktarı aşağıda hesaplanacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki sözleşme sonlandığından ——tarihinden sonra kâr payı talep edilemez. Ancak şartlar gerçekleştiği takdirde —— tarihinden sonra temerrüt faizi istenebilir. Buna göre;
İŞLEMİŞ KÂR PAYI HESABI:
HESAP
AÇILIŞ TARİHİ TALEP TARİHİ YATIRILAN MİKTAR BRÜT KÂR GÜN İŞLEMİŞ BRÜT PAYI ORANI
KÂR PAYI

—————
————–
TOPLAM —————–
Hesap tablosundan görüleceği üzere; hesap açılış tarihlerinden sözleşmenin sonlandığı —-tarihine kadar davalı tarafından uygulanan brüt kâr payı oranları üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, işlemiş brüt — kâr payı alacağı tespit edilmiş olup, bu miktardan kesilecek———— sözleşmenin sonlandığı tarih itibariyle———kâr payı alacağı tespit edilmiştir.
İŞLEMİŞ TEMERRÜT FAİZİ HESABI:
Davalı ——, davacı şirketin——- itirazda bulunmadan kısmen ödeme yapmaya başladığı anlaşılmakla, ödemediği kısımlar yönünden temerrüde düşmüş olduğu kanaatine varılmıştır. Bu çerçevede ——- tarihinden sonra peyder pey yapılan ödemeler üzerinden 3095 sayılı “Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun” 4/a maddesi uyarınca —— mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi olan brüt —— oranı üzerinden (geciken her ödeme tarihi baz alınarak) hesaplanan işlemiş temerrüt faizleri aşağıda tespit edilmiştir.
TALEP TARİHİ ÖDEME TARİHİ ÖDEME MİKTARI BRÜT FAİZ GÜN İŞLEMİŞ BRÜT
ORANI TEMERRÜT FAİZİ
——
—-
———
——
TOPLAM ——–

Hesap tablosundan görüleceği üzere; sözleşmenin sonlandığı —-tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden ——- ödeme tarihleri arasında uygulanan—- temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama neticesinde; —- işlemiş brüt temerrüt faizi alacağı tespit edilmiş olup, bu miktardan kesilecek —- temerrüt faizi alacağı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, hesap açılış tarihlerinden sözleşmenin sonlandığı—-hine kadar işleyen kâr payı miktarının —-olduğu, sözleşmenin sonlandığı —- tarihinden sonra peyder pey yapılan ödemeler için ödeme tarihlerine kadar işleyen temerrüt faizi miktarının———- olduğu kanaatine varıldığından, uyulan bozma ilâmı doğrultusunda —kâr payı alacağının, —tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre —— cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki —- ——- eklenmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, —- işlemiş temerrüt faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin —- tutarındaki kâr payına uygulanacak faizin başlangıç tarihine ve —– tutarındaki temerrüt faizine faiz uygulanması istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Harçla ilgili olarak Bankacılık Kanunu’nun 140/9.fıkrasında, —-faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyesi—–eliyle yürütülen bankaların İflas ve tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsilini teminen yapacakları, her türlü işlemin dava ve İcra takipleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, bu düzenleme kapsamında, davalı —— Bankacılık Kanunu’nun 140.maddesi gereğince harçtan muaf olduğundan ———- günlü ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. md. gereğince davalıdan harç alınmamasına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davalı yargılama sırasında iflas etmiş ve dava kayıt-kabul davasına dönüşmüş ise de, iflas kararının 5411 Sayılı Kanunun 106. maddesinde ——- iflası için gerekli olan, —— faaliyet izninin kaldırılması ve sigorta kapsamında katılım ——— ve mevduat sahiplerine ödeme yapılmasına ilişkin koşulların gerçekleşmesi, ——— faaliyet izninin kaldırılmasına neden olan durumun da haklı nedene bağlı olduğu yüksek ——— saptanmış, ikinci alacaklılar toplantısının beklenip beklenmeyeceği hususunda araştırma yapılmış ve iflas kararının ———- ikinci alacaklılar toplantısı yerine kaim olmak üzere iflas idaresine yetkiler verilmiş olması nedeniyle yargılamaya devam edilerek kurulan hükümdeki faizin iflas tarihine kadar yapılacak faiz hesabının iflas idare memurlarınca yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yine, her ne kadar dava kayıt-kabul davasına dönüşmüş ve bu nedenle davacı vekiline, iflas masasına başvurarak alacağının kabulünü talep etmesi gerekir ise de, —-tarafından atanan davalı vekilinin, davayı kabul etmediklerine dair açık ve net beyanı, ve ———–kararı karşısında davacı tarafın alacağını kaydettirmek üzere iflas masasına başvurusunun bir anlamı olmayacağı anlaşıldığından hedef süre uygulaması da gözetilerek davacı vekiline alacağını kaydettirmesi için süre verilmemiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a)—- tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre—– cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki ——– eklenmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)—– işlemiş temerrüt faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Fazlaya ilişkin —– tutarındaki kâr payına uygulanacak faizin başlangıç tarihine ve——tutarındaki temerrüt faizine faiz uygulanması istemlerinin reddine,
2- 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca—-her türlü harçtan muaf olduğundan, yönetim ve denetimi –devredilen davalı —-harçtan muaf olduğu dikkate alınarak harçtan sorumlu tutulmamasına, davacı tarafından dava açılırken yatırıla—- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen toplam 3.460,20 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 3.460,19 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 0,01 TL’nin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından sarf edilen 1.657 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.656,99 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, 0,01 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihin yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihin yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca——– adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede ———- gönderilmek üzere temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2021