Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/30 E. 2019/1140 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/30 Esas
KARAR NO : 2019/1140

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklı, davalı şirketin borçlu olduğu Beykoz İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, başlattıkları icra takibinin ödeme emrinin tebliğinin akabinde borçlu yanca —– tarihinde borca, imzaya, yetkiye ve ferilerine itiraz etmekle kanun gereği icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlunun itirazı haksız olup borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, davalının itirazında yetkiye itiraz ettiğini ve İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu beyan etmiş ise de davalı yanın işyeri adresinin —– olması göz önüne alındığında yetkili yerin de —- İcra Müdürlükleri olduğunu, takibin —- İcra Müdürlüğünde açılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, yersiz ve hukuka aykırı yetki itirazının reddini talep ettiklerini, müvekkilinin, adına kayıtlı olan —-plakalı ——- model aracı önce satın aldığını ancak sonrasında maddi zorluklar sebebiyle satmak istediğini, Müvekkilinin bu aracı satacağı sırada davalı ——– aracı servis olarak kullanmak üzere şirketine kiralanmasını teklif ettiğini, müvekkilinin de bu şekilde gelecek para ile aracın taksitlerini daha rahat ödeyebilmek adına —- tarihinde —- günlüğüne servis olarak çalıştırmak üzere davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili davalı şirkete aracı teslim ederken ödenecek paranın aracın giderlerini karşılamaması halinde aracı davalı şirketten alıp satacağını davalı şirkete söylediğini ve davalı şirketinde bu durumu kabul ederek aralarında mutabık kaldıklarını, Müvekkilinin —- günlük çalışma karşılığında davalı şirkete makbuzlar kesmiş ise de şuana kadar yalnızca ———çalıştırma bedeli müvekkilin —— tarihlerinde “hakediş ödeme” açıklaması ile yatırıldığını, taraflar arasında resmi taşımacılık sözleşmesi imzalanmadıklarını, yapılan ödeme ve makbuzlar taraflar arasında ki ticari ilişkiyi ortaya koyduğunu.—– ayından geriye kalan ——-aylarına ilişkin kesilen makbuz bedelleri ise hiç ödenmemiştir. Buna göre —– tarihli makbuzların —– bedellerinde olup makbuzların toplamı olan —–den yalnızca —– ödenip kalan —- ödenmediğini, müvekkilinin çalıştırma bedellerinin ödenmemesi üzerine zor durumda kalmış taksitlerini ödeyemez hala gelmiş ve neticesinde alıcı çıktığından aracı davalı şirketten alarak —— tarihinde satmak durumunda kaldığını, davalı şirkete kesilen makbuz bedellerinin bir kısmını ödemiş ise de bakiye kısım olan takip miktarı hali hazırda ödenmediğini, ödenmeyen kısım için ise yasal takip yoluna gidildiğini, davalının hiçbir somut gerekçeye dayanmadan borcun tamamına itiraz ederek kötü niyetli bir şekilde müvekkilimizin alacağına kavuşmasının önüne geçmiştir. Davalı fatura bedellerinin tam ve eksiksiz ödendiğine dair bir makbuz da sunmadığını, kanun gereği söz konusu uyuşmazlık için arabuluculuğa başvuru yapılmış ise de görüşmelerde sonuç alınamamış ve müvekkil alacağını alamadığını, Beykoz İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı dosya üzerinden istenen işlemiş ve işleyecek faiz oranıyla birlikte takibin devamına, haksız itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında araç kiralama sözleşmesi bulunmadığını, davacının oğlu —-ile tedarikçi sıfatıyla iş yapıldığını, aracın babası olan davacı tarafından satılmasını gerekçe göstererek işi bıraktığını, taraflar arasında servis taşımacılığı ile ilgili sözleşme bulunmadığını, davacı şirketin kendisine düzenlenen yakıt faturalarını cari hesabından düşmediğini, yakıt bedelin———–₺ olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine ve % 20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, İİK 67. Maddesi uyarınca açılar itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, uyuşmazlığın müvekkiline ait servislerin davalıya kiralanması ve söz konusu kira alacağının alınmamış olması nedeniyle açıldığını beyan etmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların,—- sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Somut olayda da davacının kira sözleşmesi devamında tanzim eylediği faturalardan ötürü davalıların sorumlu bulunduğunu ve bu kapsamdaki cari hesap alacağına dayalı girişilen icra takibinde itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmakla tarafların sorumluluk durumunun taraflar arasında akdeylendiği çekişmesiz bulunan kira mukavelesi kapsamında belirlenmesi gerektiği anlaşılmış ve mahkememizin kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddiyle Mahkemizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin İSTANBUL ANADOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi SULH HUKUK Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi SULH HUKUK Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı