Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2020/404 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2020/404

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı ———-vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—–davalı kredi borçlusu ——- müteselsil kefiller …, … ile kredi ve teminat sözleşmesini 13/07/2017 tarihinde imalandığını ancak kredilerin geri ödemesinin davalı kredi borçlusu şirket tarafından yapılmadığını, davalı kredi borçlusunun krediye karşılık hiçbir ödeme yapmamasını takiben davalı adına açılan kredi hesaplarının 22/03/2019 tarihi itibariyle kat edilmek zorunda kalındığını ve Gebze —-. Noterliğince—tarihli ve — yevmiye numaralı hesap kat ihtarı ve ihbarname davalılara gönderildiğini, söz konusu ihtarname ile kredi borçlusunun esnek ticari hesabının, diğer ticari kredi hesaplanın, ——-hesabının 22/03/2019 tarihinde kat edilmiş olduğunu, — bankaya iadesinin gerektiği ve söz konusu hesaplardan doğan topla 171.933,69 TL tutarındaki borcun 24 saat içerisinde müvekkili olan bankaya ödenmesinin gerektiği yönünde ihbar yapıldığını, İstanbul Anadolu —İcra Dairesi — Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, davalıların 02/04/2019 tarihli dilekçelerinde ödeme emrinde belirtilen borcun borçlulara olmadıklarını ileri sürerek takibe itiraz etmiş ve icra müdürlüğünce 03/04/2019 tarihinde takibin durduğunu, müvekkili olan bankanın 16/04/2019 tarihinde—– başvurduğunu ancak davalılarla anlaşmaya varılamaması sebebiyle 24/04/2019 tarihinde sürecin sonlandığını, bu nedenle işbu davayı açtıklarını borçluların icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin takip talebinde yer alan şartlarla devamına ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı ———— vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizde görülmekte olan davada davacı taraf ile krediyi kullanan müvekkili —— tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı müvekkiller … ve …, müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeye kefil olduklarını, davacı tarafından Gebze —-. Noterliğinden gönderilen —- tarihli hesap kat ihtarı gönderildiğini, ihtarname ekinde gönderilen hesap özetlerinde belirtilen tutarların ödenmesinin talep edildiğini, söz konusu ihtarnameye Beyoğlu — Noterliğinden gönderilen —– tarihli cevabi ihtarnamenin, e tebligatın aynı gün davacıya tebliğ edildiğini, borca ve faizin hesaplanmasına, tutarına itiraz ettiklerini, itiraz edilen tutarlar üzerinden icra takibi başlatıldığını ve bu nedenle ödeme emrine itiraz ettiklerini, borç ve ferilerine ilişkin tutarlar davacı tarafça sübjektif şekilde tek taraflı olarak hesaplandığını bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-Taraflar arsında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi,
2-Noter İhtarnameleri ve tebliğ mazbataları,
3-Bilirkişi Raporu,
4-İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı icra dosyası,
5-Davalı Şirket ———-Müdürlüğü Kayıtları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi gereğince girişilen icra takibinde davalıların itirazın iptali talebidir.
Davada öncelikli olarak genel ve dava şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacı ile davacı tarafından davalılar aleyhine girişilen icra takip dosyasının mahkememiz dosyası arasına alınmasına karar verilmiş, İAA — .İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyasın incelenmesi ile davalılara ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük süre içersinde itirazlarını sunduğu, bu nedenle takibin durduğu ve durma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği davacı vekili tarafından davalıların itirazının haricen öğrenilmesi üzerine davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmış ve taraflar arasında uyuşmazlığın davalıların genel kredi ve kefalet sözleşmeleri gereğince davacıya karşı ayrı ayrı sorumlu bulunup bulunmadığı, sorumluluğu bulunmakta ise sorumlu bulunduğu tutarın belirlenmesine yöneldiği anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalı ——limitli —– imza altına alındığı, diğer davalılar ….—– kadar kullandırımı yapılan kredilere 13/07/2017 tarihinde taraf olarak—— imzalamak sureti ile müteselsilen kefil oldukları anlaşılmıştır.
Mahkememiz dava dosyası kapsamına alınan icra takip dosyasının incelenmesi ile davanın dinlenilmesine ilişkin şartların bulunduğu anlaşılmakla dava dosyası bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından ibraz edilen raporun denetimi ile ;
Davacı bankanın 28/03/2019 tarihli icra takibinde ticari eşit taksitli kredilerin temerrüt faizlerini aynı olması nedeniyle bu alacakları tek kalemde yine ticari kredi kartı ve esnek hesabın temerrüt faizlerinin aynı olması nedeniyle de bu alacakları tek kalemde talep ettikleri talep edilen alacaklar ile yapılan karşılaştırılmanın bilirkişi tarafından raporda gerek yazı ile gerekse tablolar halinde gösterildiği, davalı kefillerin borcun müşteri için her ne nedenle olursa olsun muaccel olması halinde, ihbarda bulunulması suretiyle kefalet borcunun da muaccel olacağını kabul ettiği, kredi geri ödemesinin vadeye bağlandığı durumlarda, vade tarihinde banka alacaklan muaccel hale geleceği, Müşteri sözleşme ve ekleri kapsamındaki borçlarını kararlaştırılan vade tarihinde eksiksiz olarak ödemediği takdirde banka tarafından protesto keşidesine, ihtarname gönderilmesine, mehil tayinine velhasıl hiçbir kanuni takip ve teşebbüs icrasına mahal kalmaksızın temerrüde düşeceğini, muaccel hale gelen tüm borçlarını faiz ve diğer masrafları, bilcümle ferileri ile birlikte derhal ödeyeceğini kabul ve beyan edileceğinin —— düzenlendiği , Sözleşmeye veya eklerinde kararlaştırılan taahhüt ve yükümlülüklerden herhangi birisinin uygun bir şekilde yerine getirilememesi, talebe rağmen istenilen teminatların zamanında ve istenilen koşullarda temin edilememesi, Gerek bankaya gerekse herhangi üçüncü şahıslara olan borçlarını ödemede temerrüde düşmesi veya taahhütlerini yerine getirmemesi hallerinde herhangi bir yazılı ihtarda bulunulmasına veya başkaca bir bildirimde bulunulmasına gerek kalmaksızın, kredinin muaccel hale geleceğini, buna göre sözleşmenin feshi ile kredinin kat edilmesine bankanın yetkili olduğunu kabul ettiği, davalıların imzaladığı—-yer alan adresini, kanuni ikametgah edindiğini beyan ve sözü geçen bu yere yapılacak tebliğlerin işbu sözleşme çerçevesinde geçerli bir tebligatın tüm hüküm ve sonuçlarını doğuracağını, bu adrese tebligat yapılamaması halinde adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine yapılacak tebliğlerin şahsına yapılmış sayılacağını, o yerde bulunmasa bile, tebligatın iade edilmeyip Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin uygulanmasını kabul edeceğinin kararlaştırıldığı ve bu ikametgahı değiştirse bile derhal yeni ikametgah göstermeyi kabul ve taahhüt ettiğii; ancak yeni ikametgahını ticaret siciline tescil ettirip ayrıca bankaya noterlik eliyle tebliğ ettirmediği takdirde, yukarıda sözü geçen ilk ikametgaha yapılacak itiraz hakkı olmayacağı anlaşılmıştır.
Tüm bu akdi kararlaştırma nedeni ile davacının davalılar aleyhine sözleşmede kararlaştırılan adreste davalılar aleyhine keşide eylediği kat ihtarname tarihinden itibaren davacının temerrüt faizi istenebileceği zira borçlunun kat ihtarının sözleşmede kararlaştırılan adrese tebliği ile borçlunun ve/veya davalı kefilin temerrüdünün 22/03/2019 tarihinde oluştuğu yönünde kanaate varılmıştır.
Yine Kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.”hükmü gereğince kefaletin gerekli şekil şartlarını taşıdığı görülmüştür. Aynı zamanda kefalette eşin rızası konusu da Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Madde 584 uyarınca “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.Ancak Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklanna kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.şeklindedir.
Davalı —– ticaret sicil kayıtları uyarınca Kredi Sözleşmesinin imzalandığı ve —— kefalet sözleşmesini imzaladığı tarihinde şirketin hem ortağı hem de şirketi temsile yetkili olduğu diğer davalı kefilin —– eşi bulunduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalar ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları doğrultusunda, müteselsil kefillerin de borçtan davalı şirket borçu derecesinde sorumlu olduğu ve alacaklının doğrudan müteselsil kefil hakkında takip koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun faiz yönünden yapılan değerlendirmesinde ise;
Temerrüt faizinde ise faizin ne zaman işlemeye başlayacağı ve oranının TTK m. 10 uyarınca taraflarca kararlaştırılabilmesi mümkündür. Böyle bir kararlaştırma yapılmamışsa temerrüt faizi, borçlu temerrüdünün gerçekleştiği andan itibaren işlemeye başlamaktadır. Borçlunun temerrüdünü düzenleyen TBK Madde 117 “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” hükümlerini içermektedir.
Yani Borçlar Kanunu’nun ve Yargıtay İçtihatlarının bu hükümleri gereğince borçlunun ve müşterek borçlu müteselsil kefillerin temerrüde düşebilmesi için muaccel bir borcun ve ihtarın varlığı gerekmektedir. Alacaklı ihtarında, alacağı talep yönündeki iradesini kesin olarak ortaya koymalı, edimi yerine getirmediği takdirde sonuçlarından sorumlu olacağı yönünde borçluyu açıkça uyarmalıdır. İhtar, borçluya ulaşması gereken, tek taraflı, hukukî işlem benzeri, alacaklı tarafından yapılan bir irade açıklaması olarak tanımlanmaktadır. İhtar çekilmesi gereken hâllerde, temerrüt ihtarın borçluya ulaşması ile gerçekleşmektedir. Bununla birlikte ihtarda ödeme için bir zaman dilimi öngörülmüşse, temerrüt faizi bu zaman diliminin sonundan itibaren işlemeye başlamaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 68/b maddesi gereğince; “sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur. Yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese (bila tebliğ olsa bile) ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır..
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temerrüt faizi ile ilgili hükümlerinde ise temerrüt faizi madde 120 uyarınca “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz”
Ancak Türk Ticaret Kanunu uyarınca Ticari işlerde faiz maddesine göre oran serbestisi bulunmaktadır. TTK madde 8 uyarınca”(1)Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” Madde 9’a göre ise “(1) Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” hükmü mevcuttur. Söz konusu Kanunda Ticari işler madde 3’de şöyle açıklanmıştır. “(1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” şeklinde yasal düzenlemeler kapsamında davacı bankanın davalı —–diğer davalılardan alacağının tamamının tahsiline kadar geçecek sürede ticari eşit taksitli kredilere ilişkin alacaklarının asıl alacak tutarlarına %46,80 (bankanın mevzuat gereğince TCMB ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte bulunan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi) ve değişen faiz oranları üzerinden temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi talep edebileceği,
Yine davacı bankanın davalı ——- diğer davalılardan alacağının tamamının tahsiline kadar geçevek sürede—-kredi kartı ve ticari esnek hesaba ilişkin alacaklarının asıl alacak tutarlarına %33 (TCMB azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkili bulunduğu ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklacağı) ve değişen faiz oranları üzerinden tememrrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi talep edebilmesinin mümkün olduğu anlaşılmıştır.
Bu yasal düzenleme gereği de tarafların sözleşmede kararlaştırılan nispette temerrüt faizinden sorumlu bulunduğu anlaşılmış ve davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelen itirazlarının TBK,TTK,HMK ve akdedilen sözleşme kapsamında sonuca etkili bulunmadığı anlaşılarak davalılar itirazlarının reddine karar verilerek 15/09/2020 tarihli celsede aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalı-borçluların İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyasına itirazının KISMEN İPTALİ ile;İcra takibinin
1A-Ticari krediler için;
122.993,49 TL asıl alacak, 959,35 TL takip öncesi işlemiş temerrüt faizi ve 47,96 TL işlemiş faiz BSMV’si ve 776,80 TL masraf alacağı üzerinden DEVAMINA,
1B-Ticari Kredi Kartı ve Ticari Esnek hesap yönünden;
48.677,07 TL asıl alacak,232,84 TL takip öncesi işlemiş temerrüt faizi,11,63 TL işlemiş faiz BSMV si yönünden DEVAMINA,
2a-)Ticari kredilerden doğan asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek%46,80 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si UYGULANMASINA,
2b-)Ticari Kredi Kartı ve Ticari Esnek hesap yönünden asıl alacağa %33 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ile faizin %5 I nispetinde BSMV UYGULANMASINA,
3-Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen 171.670,56 TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan 34.334,12 TL TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli 11.864,70 TL karar ve ilam harçından peşin alınan 2.101,06 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9763,64 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 2.101,06 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilmiş, 31,40 TL, 4,60 TL vekalet pulu, 1.049,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1,085,50 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 1.063,79 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —– uyarınca 20.450,47 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Redde konu tutar gözetilerek 2020 yılı ——- uyarınca 275,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsil olunan DAVALILARA VERİLMESİNE,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.