Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/278 E. 2020/562 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/278 Esas
KARAR NO : 2020/562

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– ektresi, —— yazışmalar vs delillerde davacı şirket ile davalı arasında taşıma şözleşmesinin olduğu ve borcun bu ticari ilişkiden kaynaklandığı anlaşıldığını, bu nedenle taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine göre para borcunda alacaklı olan davacı şirketin yerleşim yeri icra daireleri yetkili olduğunu, davalı tarafın yetki itirazı hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirket — faaliyetleri yürütmekte, organize ettiğini, davacı şirket bu faaliyet çerçevesinde, davalı şirkete, icra takibine dayanak teşkil eden faturalar konusu hizmetleri verdiğini, belirtilen faturaların tanzim edildikleri tarih itibarı ile davalı firmaya gönderildiğini, faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi iade de edilmediğini, davacı tarafından davalı taraf aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası tahtında icra takibi başlatıldığını, dosyadan gönderilen ödeme emrine borçlunun itirazı sebebiyle takibin durduğunu, davalı/borçlunun mezkur icra takibine İtirazının iptali İle duran takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1- İstanbul Anadolu —–.İcra Dairesinin —-Esas sayılı takip dosyası
2-Taraf ————- Müdürlüğü Kayıtları,
3- Sözleşme
4-Ticari defter ve kayıtlar,
5-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesi gereğince tertip edilen faturaya dayalı ve açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturalardan girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen İstanbul Anadolu ——- esas sayılı icra dosyası irdelendiğinde muhtelif tarifli faturaların ve ayrıca taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi konusu teşkil eden bakiye alacağın ödenmediğine dayanıldığı ve fatura ve açık hesap ilişkisinden doğan borcun tahsili amacı ile 25/12/2018 tarihinde icra takibine girişildiği, davalı borçluya ödeme emrinin 28/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 04/01/2019 tarihinde borca ve yetkiye karşı itirazlarını sürdüğü bu nedenle takibin icra dairesince durdurulduğu, davacı tarafından da mezkur davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye —- hüküm ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
————–; ———- ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere —- yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5).
Yine fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu ———- şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının iddiaları ve davalının savunmaları bu esaslarda incelendiğinde takibe konu faturadaki hizmetleri borçluya bütünü ile teslim ettiğini,davacının davalıdan ————— somut yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtları gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. Maddesi dava tarihi itibari ile;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda da taraflar sermaye şirketi niteliğinde tacir bulunması nedeni ile davalı tarafından açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturalardan doğduğu bildirilen davacı iddiası davalı tarafından inkar edildiğinden, taraf ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının SMM bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiştir.
Gerek davalının gerek davacının incelenen defter ve kayıtları ile ——- ve ———- dönemi açık hesap ilişkisi konusunu teşkil eden faturalardan ötürü yabancı para faturalarından——- cinsi faturalardan —- alacaklı bulunduğu rapor edilmiş ve davalının aleyhine kayıtlarının davacının lehine delil teşkil eden kayıtları ile doğrulandığı anlaşılarak davacının davasını kesin delil ile ispat etmesine göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile,
A1- Davalı borçlunun İstanbul Anadolu —-.İcra Dairesinin ———-Esasında kayıtlı takip dosyasında asıl alacak yönünden borca itirazının İPTALİ ile takibin ———- asıl alacak kalemleri üzerinden DEVAMINA,
A2-Takip tarihinden tahsil tarihine değin; döviz cinsinden talep edilen ——– asıl alacağa 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl süre ile USD ve Euro mevduatına açtığı en yüksek orandan faiz YÜRÜTÜLMESİNE,
A3-Takip tarihinden tahsil tarihine değin 1.953,00 TL asıl alacak yönünden tarafların tacir işin ticari iş bulunmasına göre 3095 sayılı yasa 2/2.Maddesi gereğince avans faizi YÜRÜTÜLMESİNE,
A4-Kabule Konu asıl alacağın (döviz cinsinden asıl alacaklar için takip tarihi itibari ile dövizlere karşılık gelen ————— üzerinden olmak üzere)%20 si( 3.179,90 TL) nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.236,16 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından ödenen peşin nispi harç tutarı 309,04 TL nin mahsubu ile bakiye 927,12 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yargılama devamında sarf edilen 1.923,56 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden——– vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-Ara buluculuk için sarf edilen 1.320.00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak KAYDEDİLMESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.