Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2020/81 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/248 Esas
KARAR NO: 2020/81
DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Açık Hesap ilişkisinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlunun icra takibine karşı yaptığı itirazında adresinin Dilovası olması sebebiyle yetki itirazında bulunduğunu ancak müvekkilin alacağı faturadan kaynaklı para alacağının olduğunu, borçlar kanununun madde 89/1 e göre para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir olduğunu buna göre müvekkilinin tescili adresine istinaden ———- Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili yargı merileri olup davalı borçlunun yetki itirazı haksız ve yersiz olduğunu, Davalı borçlu itiraz dilekçesinde somut bir iddia ve itirazda bulunmaksızın, müvekkil firma ile ticari ilişkisini inkar etmeksizin genel bir ifade ile takibe konu edilen faturalardan dolayı her hangi bir borcu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının yetkiye, borca ve ferilerine ilişkin itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davalı şahıs aleyhine ——– TL bedel talepli olarak müvekkil firmanın ticari faaliyet adresine göre yetkili olan —— İcra Müdürğlünde — E. Sayılı takip dosyası ile iara takip işlemlerine başlandığını, davalı bulunmaksızın borca itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, söz konusu itiraz üzerine arabuluculuk süreci başlatılmış ve ilgili süreçte anlaşma sağlanamadığını borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere davalı-borçlu aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davacı tarafından ikame edilen dava da dava dilekçesi davalıya —- tarihinde tebliğ edilmiş davalı tarafından davaya karş her hangi bir cevap dilekçesi ibraz edilmemiş bu şekilde dilekçeler aşamasının tamamlandığı anlaşılmış ve mahkememizce —— tarihli celse de ön inceleme duruşması gerçekleştirilmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER;
1—-İcra Müdürlüğünün—— Esas sayılı takip dosyası,
2———— Kayıtları,
3-Arabuluculuk Son toplantı tutanağı Aslı,
4-Davacı ticari defter ve kayıtları,
5-Davalı imzasına havi belge aslı .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;Dava, açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturadan ötürü itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen—–icra müdürlüğünün takip dosyasının celp ve incelenmesi ile ;davacının davalı aleyhine —-tarihinde icra takibine giriştiği,davalıya ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği,——– tarihinde davalı borçlunun takibe karşı itirazlarını ileri sürdüğü ve davacıya itirazın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunulduğu ancak taraflar arasında akdi ilişkinin bulunup bulunmadığının öncelikle belirlenmesi gerektiği anlaşılarak taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına mahkememizce karar verilmiştir. Diğer taraftan davanın devamında davalı tarafından ibraz edilen ——– tarihli beyan dilekçesinde akdi ilişkinin varlığı kabul edildiğinden davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının TBK 89 ve HMK 10 gereğince dinlenilemez olduğu anlaşılmış ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı taraflar arasında TTK anlamında cari hesap mutabakati bulunduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğu hususu davacı tarafından ispat edemediğinin dilekçeler aşamasının bitimi sonrasında anlaşılmış ve taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı, açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişkisinin kapsamında davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir———–
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların ————–ve oda kayıtları ile tacir bulunuşu nedeni ile davacı tarafından akdi ilişkinin varlığı noktasında yazılı delil ibraz edilmemesi nedeni ile ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının SMM bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiştir.
İbraz edilen bilirkişi raporu, davalı tarafından ibraz edilen ——– tarihli beyan dilekçesi kapsamında da davacının dava dışı ———– lojistik hizmeti vermeyi üstlendiği,davacının nakliye işini alt nakliyeci davalı ile anlaşmak sureti ile gerçekleştirdiği,yine davalının dosya kapsamına ibraz etmiş olduğu —— tarihli beyan dilekçesi ile taraflar arasında her hangi bir çekişmenin kalmadığı ve davalının mezkur faaliyeti yerine getirir iken muhtelif —– kolinin dava dışı — yetkilisine eksik teslim edildiği söz konusu belgenin de davalı tarafından imzalandığı, davacının bu ekisik koliler için dava dışı şirket tarafından kesilen ve kendilerine tebliğ edilen fatura bedelini ödediği, davacının yapmış olduğu ödemeyi davalıya yansıtarak bu tutarı davalının açık hesabına konu ettiği ve bu tutarın tahsilini dava da talep ettiği anlaşılmakla artık davacının davalıdan sadır belge ile faturanın dayanmakta olduğu temel ilişkiyi ve zarar olgusunu ispat eylediğinden davacı tarafından ikame edilen davanın subuta erdiği anlaşılarak davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının ticari defter ve kayıtları ile davalıdan sadır belge ile alacağın varlığı davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı borçlunun —— İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı takip dosyasının yapmış oludğu itirazın iptali ile takibin 1.119,30 TL ana para üzerinden DEVAMINA,
2-İİK 67 gereğince asıl alacağa isabet eden 223,86 TL’nin icra inkar tazminatının (%20) davalı borçludan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Takipte, 3095 sayılı yasa 4.Maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin işleyecek AVANS FAİZİ İŞLETİLMESİNE,
4-Alınması gerekli 76,45 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,05 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilmiş, masraf toplamı 880,40 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.119,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Davacı veklinin huzurunda HMK 345.Maddesi gereğince miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi. 04/02/2020