Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/237 E. 2020/460 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/237 Esas
KARAR NO : 2020/460

DAVA :Sebepsiz Zenginleşme nedeni ile tazminat
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan sebepsiz zenginleşmeden doğan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Hasarlı —— tarihinde—– —- aracı satın aldığını, ödemenin oğlu ————— —– tarafından davalının banka hesabına yapıldığını, sözleşmeye göre 45 gün içerisinde aracın teslimi sağlanacak denildiğini ancak teslim edilmediğini, ödenen paranın iadesininde yapılmadığını, ödediği 10.900 TL’nin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-Banka Ödeme belgeleri,
3-Edirne —–.Ağır Ceza Mahkemesinin ———Karar sayılı kararı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,Sebepsiz zenginleşmeden doğan tazminat davasıdır.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı BK.) 53.maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı TBK 74.Madesi gereğince(818 sayılı BK’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53.maddesinde): “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, 6098 sayılı yasa 74.Maddesi engel oluşturmaz.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacağı bu esaslar dahilinde benimsenmektedir. Bu nedenle de Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Değinilen yasal düzenleme ve Yüksek Yargıtay Kararlarındaki benimseyiş gereğince; davalının internet üzerinden verdiği ilana istinaden davacının araç satın almak için davalı ile irtibata geçtiği,10.900,00 TL’yi oğlu ——— hesabından gönderdiği, paranın —– nezdindeki davalının talep ettiği hesaba yatırıldığı, ancak dava tarihine kadar aracın tesliminin anlaşma aksine davacıya yapılmadığı gibi davalı tarafından tahsil edilen tutarın davacıya ödenmediği, davalı hakkında yargılamaya konu alacak ile ilgili Edirne —-.Ağır Ceza Mahkemesinin—– Esasında kayıtlı davanın açıldığı ve davalının dolandırıcılık kasti ile hareket ettiğinin anlaşılarak davalının eylemine uyan nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edildiği, ceza mahkemesinde davalı savunmaları itibari ile davacının iddialarının tamamının davalı tarafından doğrulandığının anlaşılmasına ve mahkememizi 6098 sayılı TBK 74.Madesi gereğince ceza dava dosyasında tespit edilen hukuka aykırılıkların bağlayacağına göre davacı tarafından ikame edilen davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
10.900,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 744,57 TL harçtan peşin alınan 186,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 558,43 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 186,14 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama gideri olan toplam 227,40 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı tarafın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.