Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/227 E. 2020/356 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2019/227 Esas
KARAR NO : 2020/356
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/03/2018
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili ——–Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönelik düzenlediği dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile ——— imzalandığını, ——— sigorta poliçesi ile müvekkili şirketin tahsil edemediği ihracat bedellerini tazmin etme yükümlülüğü altına girdiğini, davalı tarafından düzenlenen ———– belgesi ile ————— firması adına —————– tarihleri arasında yapılan sevkiyatlarda geçerli olmak üzere ——– tahsis edildiğini, müvekkilinin —- firmaya gerçekleştirdiği ve primini davalı sigorta firmasına ödediği———- tutatarındaki sevkiyat bedelini tahsil edemediğini ve söz konusu sevkiyatın ödenmesi talebi ile davalı şirkete ———-tarihinde müracaat ettiğini, ancak vadesi geçmiş alacak bildiriminin süresinde yapılmadığı —- gerekçesiyle tazminat taleplerinin reddedildiğini, davalının gerekçelerinin TTK’nin 1446. maddesine açıkça aykırı olduğunu, poliçenin ——— başlıklı 16. maddesi hükmü gereğince zarar tazminlerinin, ——— olarak yapıldığını, poliçenin 13. maddesi uyarınca sigortacının, zararın %90’ını tazmin edeceğini, bu itibarla ödenmesi gereken tazminat tutarının —— ödeme günündeki TL karşılığı olduğunu belirterek bu miktarın —– tarihinden itibaren ———-açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksük faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yan ile akdedilen ——- tarihli sigorta poliçesinin 36. maddesinde, poliçe kaynaklı uyuşmazlıklarda yargılama yetkisinin————-ait olduğunun ifade edildiğini, HMK’nın 17. maddesi kapsamında yetki sözleşmesi yapıldığını, kesin yetkili bir mahkeme olmadığı için tarafların usulüne uygun şekilde yaptıkları iş bu sözleşmenin geçerli olduğunu, kısa vadeli ihracat kredi sigortasındaki sigortalının en önemli yükümlülüğünün alacağını vadesinde tahsis edememesi üzerine bu durumu Poliçe’de yer alan süre içinde sigortacıya bildirmesi olduğunu, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının ———– tarihinde davalıya tazminat başvurusunda bulunduğunu, yani bildirimin vade tarihinden itibaren 307 gün sonra yapıldığını, halbuki 60 gün içinde bildirmesi gerektiğini, bu nedenle davalının tazmin yükümlülüğünün ortadan kalktığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Davanın tevzi edildiği ———- tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememizin işbu 2019/227 esasına kaydedilmiş ve Mahkememizce yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava——– poliçesi nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, Kısa ——— uyarınca, davalı tarafından tahsis edilen alıcı limiti onayı nedeniyle sigorta bedelinin tahsilini talep etmektedir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında ———— poliçesi imzalandığı, zararın gerçekleştiği, davacının, ———- tarihinde davalıya tazminat başvurusunda bulunduğu, alıcının sevkiyat bedelini ödemediği” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davacının sigorta poliçe hükümlerine riayet edip etmediği,
b-Rizikonun poliçe kapsamında kalıp kalmadığı,
c-Davacının, rizikonun gerçekleştiğini geç bildirmesi halinde davacının haklarının tümüylü zayi olup olmayacağı,
ç-Davacı sigorta poliçe hükümlerine riayet etmiş ise, davacının alması gereken tazminat miktarının ne kadar olduğu,
d-Taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen sürenin TTK uyarınca geçerli olup olmayacağı, bu hususta davacının tacir olmasının sonuca etkili olup olmadığı,
e-Davacının kusurlu olması halinde, kusur oranına göre tazminat miktarından indirim yapılarak davacıya ödeme yapılması gerekip gerekmediği, gerekiyorsa davacının kusur oranın ve ödenmesi gereken tazminat miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda birinci bentte belirtilen uyuşmazlık konuları ile ilgili olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında —————- imzalandığı, poliçenin,—- olarak nitelenen davacının (sigortalının) yurtdışındaki bir “alıcı”ya ihraç edeceği mallarla ilgili olarak, poliçede belirtilen ve sevk sonrası risklerden kaynaklanacak zararlarının belirli bir oranda davalı sigortacı tarafından sigortalanması maksadıyla düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Poliçe, ——— maddeden ibaret olup tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlenmiş olduğu görülmektedir.
Poliçe incelendiğinde; detayları sayılan ticari riskler ile politik risklere karşı sigorta yapılmış olduğu (m. 1), dava konusu ticari risklerden alıcının ödeyememe halinin de teminat altına alındığı, sayılan ticari riskler arasında “b. Alıcı’ya sevk edilen ve Alıcı tarafından kabul edilen malların brüt fatura tutarını vade tarihinden sonraki 4 ay içinde—– ödeyememesi veya ödememesi” halinin de sayıldığı gözlenmektedir. Poliçede ayrıca teminat dışı kalacak hallerin de sayıldığı görülmektedir (m.2).
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın poliçenin Sigortalı’nın Yükümlülükleri başlıklı kısmında yer alan 9. maddesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu 9. Madde;
“a.Sigortalı, Poliçe kapsamında her ay yapmış olduğu tüm sevkiyatları, takip eden ayın ————– bildirecektir. Sigortalı, ilgili ayda hiçbir yükleme yapmamış olsa dahi bu bildirimi yapacaktır. Söz konusu bildirimin belirlenen süre dışında Sigortalı tarafından gecikmeli olarak yapılması durumunda, Sigortalı ————- verilmiş olan sevkiyatların bedeli tahsil edilmiş olsa bile tahakkuk edecek primleri ödemekle yükümlüdür.
Aksi yazılı olarak belirtilmedikçe, Sigortalının hatalı sevkiyat bildirimlerine ilişkin yazılı düzeltme talepleri, Sigortalı’ya prim iadesi yapılmasını gerektirmesi halinde, vade tarihinden önce olmak kaydıyla, orijinal bildirim tarihini müteakip azami —— içinde yapıldığı takdirde dikkate alınır. Bununla birlikte, ——-vadesi geçmiş alacak bildirimini müteakip yapılan inceleme kapsamında, ilgili sevkiyatların —- herhangi bir kusuruna dayalı olmaksızın tazminat ödemesine konu olamayacağının tespit edildiği hallerde söz konusu sevkiyatlar için ödenmiş primler, ——– iade edilebilir.
Sigortalı, hatalı ve/veya eksik bildirimi neticesinde —— kapsamı dışında kalan sevkiyatlarını, vade tarihinden sonra düzeltme talebinde bulunarak sigorta kapsamına aldıramaz.
b.Aksi kararlaştırılmadıkça —— kapsamındaki sevkiyatlar ile ilgili vade tarihinde kısmen veya tamamen ödenmemiş olan meblağları vade tarihini takip eden azami — gün içinde —— belirlediği usuller çerçevesinde Vadesi Geçmiş Alacaklar ———– bildirecektir. Poliçe’nin geçerlilik süresi sona erse dahi ödenmemiş herhangi bir meblağ kalmayıncaya veya tazminat talepleri sonuçlanıncaya kadar bu bildirimlerin———— gönderilmesine devam edilecektir.
Ayrıca, Sigortalı, söz konusu vadesi geçmiş bildirimine konu sevkiyatlara ilişkin tahsilat olması halinde, bu tahsilatı, tahsilat tarihini takip eden –gün içinde yazılı olarak ———– bildirecektir.
İşbu Poliçe’de bahsi geçen —–ibaresi, sevkiyat bedellerinin ödenmesi için —— ile satıcı firma arasında kararlaştırılan ilk —tarihtir. —— belirtilen ———- ibaresi ise, ilgili Alıcı’ya gerçekleştirilen sevkiyatların sigorta kapsamına alınabilmesini teminen Sigortalı tarafından ilk vade olarak ——- tanınan azami ödeme vadesini ifade eder.
Sigortalı tarafından ilgili —–ya tanınan ilk ödeme vadesi, —- tarafından ilgili —-düzenlenen Alıcı Limiti Onayı’nda yer alan vadeyi aşıyor ise, ilgili sevkiyat sigorta kapsamı dışında kalır.
——– arasında kararlaştırılan ilk ödeme vadesi, —-talebi halinde ——- yazılı ön izni ile uzatılabilir ve uzatılmış vadeye ilişkin ilave prim tahakkuk ettirilir.
c.—— gönderilen —-bildirim tarihinden itibaren — gün içinde doldurularak —- geri gönderilecektir.
d. ——- tarafından tazminat ödemesi yapılmadan önce, —–yapılan yazılı ihbar çerçevesinde talep edilen işlemlerin tamamlanması ve belgelerin teslimi, söz konusu ihbar tarihini takip eden —- içinde gerçekleştirilecektir. Belgelerin bu süre içerisinde ibraz edilmemesi halinde —— —– tazminat ödememe hakkı saklıdır.
Bu Poliçe’nin diğer hükümlerine bakılmaksızın 9. madde gereğince bildirilmesi gereken hususların süresinde beyan edilmemesi ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde —– kapsamındaki her türlü yükümlülüğü ortadan kalkar.” hükümlerini haizdir.
Poliçenin 18. maddesi ise;
“Bu Poliçe’nin diğer hükümlerine bakılmaksızın Madde 8, 9,10 ve 20 ‘de belirtilen yükümlülüklerin Sigortalı ve/ veya Satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde ———– kapsamındaki her türlü yükümlülüğü ortadan kalkar.” hükmünü içermektedir.
Diğer dünya ülkelerinde de olduğu gibi ülkemizde de ihracatı destekleme ve girişimcileri ihracat yapmaya yöneltmek maksadıyla ——- tarihli ———– almıştır. Ülkemiz ihracatını artırmak, geliştirmek ve çeşitlendirmek gibi amaçalara yönelik olarak çok sayıda destek programı oluşturan Banka, huzurdaki davaya konu edilen ———–da uygulamaktadır. Programın amacı, “bir taraftan ihracatçılarımızın kısa vadeli satışlarına ilişkin ihracat bedellerinin ticari ve politik risklere karşı belirli limitler dahilinde teminat altına alarak ihracatı teşvik etmek ve yönlendirmek, diğer taraftan da poliçenin teminat olarak gösterilmesi ile ticari bankalardan ihracat kredisi teminini kolaylaştırmak” olarak belirlenmiştir . Bu kapsamda, poliçede belirlenen koşullar ve limitler dahilinde davalı bankanın davacının müşterilerinden tahsil edemediği ihracat bedellerini tazmin etme yükümlüğü altına girdiği anlaşılabilmektedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, davalı bankanın uygulamakta olduğu bu program çerçevesinde davalının sigortalandığı ——–sayılı ————— kaynaklanmaktadır. Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler incelediğinde aşağıda belirtilen bulgulara ulaşılabilmektedir.
a-Davacının ——- mukim dava dışı————– şirkete ihracat yapmak üzere anlaşmış olduğu, poliçe kapsamında alacağının sigorta kapsamında değerlendirilebilmesi için davacının davalıya başvurarak ——–tarihleri arasında yapılacak sevkiyatlarda geçerli olacak şekilde ——- —- anlaşılmaktadır. Davacının ——–ünvanlı şirketten tahsil edemediğini beyan ettiği —— ve sigorta dahilinde ödenebilecek bu bedelin —- tekabül eden ——- tutarının alıcı limiti dahilinde kaldığı görülebilmektedir.
b-Davacının ——— tarihinde ———– unvanlı şirkete teslim edilmek üzere sevkettiği anlaşılabilmektedir.
c-Davacının ihraç ettiği bu mallar için aynı zamanda sevkiyat tarihi de olan ———— sayılı faturaları tanzim ettiği ve alıcı —— adına tanzim edilen bu faturada ————– ibaresi ile fatura bedeli için —– gün ödeme vadesi verdiği anlaşılmaktadır.
ç-Faturada verilen ———- tarihinde dolduğu ve vade sonu itibariyle ——— ünvanlı alıcı firmanın davacıya bir ödemede bulunmadığı anlaşılabilmektedir. Bu durumda, poliçede kararlaştırılan koşullar çerçevesinde, davacının yaptırdığı sigorta kapsamında zararının karşılanması için davalı bankaya başvurma hakkının bulunduğu tespit edilebilmektedir.
d-Davacının ——- tarihinde vadesi geçen alacağının tazmin edilmesi için ————- tarihinde davalıya müracaat etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, tazminat talebinin 307 gün sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
e-Davacı neden böyle bir gecikmeye mahal verdiği konusunda açıklama yapmamıştır. Davacı, gecikmenin talep hakkını ortadan kaldırmadığını savunmaktadır.
Bu bakımdan poliçe şartları incelendiğinde, taraflar arasında akdedilen kısa vadeli ihracat kredi sigorta sözleşmesini tevsik eden ve dosyaya sunulan———- numaralı kısa vadeli ihracat kredi sigorta sözleşmesi genel poliçesinin 9.b. maddesi uyarınca aksi kararlaştırılmadıkça sigortalı, sigorta kapsamındaki sevkiyatlar ile ilgili vade tarihinde kısmen veya tamamen ödenmemiş olan meblağları vade tarihini takip eden azami ——– belirlediği usuller çerçevesinde————-bildirecektir. Poliçe’nin geçerlilik süresi sona erse dahi ödenmemiş herhangi bir meblağ kalmayıncaya veya tazminat talepleri sonuçlanıncaya kadar bu bildirimlerin ———gönderilmesine devam edilecektir. Aynı maddede bu Poliçe’nin diğer hükümlerine bakılmaksızın 9. madde gereğince bildirilmesi gereken hususların süresinde beyan edilmemesi ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde —— Poliçe kapsamındaki her türlü yükümlülüğünün ortadan kalkacağı öngörülmüştür. 18. madde uyarınca ise bu Poliçe’nin diğer hükümlerine bakılmaksızın Madde 8, 9,10 ve 20’de belirtilen yükümlülüklerin Sigortalı ve/ veya Satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde ———Poliçe kapsamındaki her türlü yükümlülüğü ortadan kalkar.
Davacı sigortalı, anılan yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayan bir belge ya da bilgi sunmamış olduğundan, söz konusu yükümlülüğün ihlal edildiği sonucuna varılması gerekmektedir. Şu halde poliçenin ilgili maddelerinde bu yükümlülüğün ihlali için öngörülmüş olan yaptırımın uygulanıp uygulanamayacağı değerlendirilmelidir.
Poliçenin 9.b. maddesinde sigortacıya belirlenen süre içinde bildirilmesi öngörülen husus, vadesi geldiği halde ödemenin kısmen veya tamemen yapılamamasıdır. İhracat kredi sigortasının konusu, ihracatçının mal ve hizmet ihracından doğan alacaklarının, alıcının borcunu ödememe veya ödeyememe riskine karşı belirli sınırlar dahilinde güvence altına alınmasıdır————— Dolayısıyla bu sigortada kredili mal veya hizmet satışından doğan alacağın ödenmemesi/ödenememesi rizikoyu teşkil etmektedir. Şu halde poliçenin ilgili maddesinde bildirilmesi öngörülen husus rizikonun gerçekleşmesidir. Daha açık bir anlatımla poliçenin 9.b. maddesinde rizikonun gerçekleştiğini bildirim yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Sigorta sözleşmesinde ya da sigorta genel şartlarında istisna olarak öngörülen yahut sigortalıya davranış yükümlülüğü olarak yüklenen bir hal, amaç itibarıyla —— sigorta ettiren veya sigortalı tarafından yerine getirilmesi öngörülmüş olan görevlerden birinin kapsamına giriyorsa, emredici kanun hükümlerine aykırı düştüğü ölçüde geçersiz sayılacaktır————– büyük rizikolar bakımından özel bir düzenleme getirilmemiş; büyük rizikoları konu edinen yahut sigorta ettirenin tüketici niteliğinde olmadığı sigorta sözleşmeleri, kanunun emredici hükümlerinin uygulanmasından istisna edilmemiştir. İhracat kredi sigortasına yönelik özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Dolayısıyla ihracat kredi sigortası da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sigorta Hukuku”na ayrılan 6. Kitabı’nın emredici düzenlemelerine tâbidir.
Buna karşılık poliçede ya da sigorta genel şartlarında düzenlenmiş olan ve TTK’da düzenlenen yükümlülükler kapsamında değerlendirilemeyecek olan yükümlülükler, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde geçerlidir. Dava konusu olayda uyuşmazlık sebebi olan poliçenin 9.b. maddesinde rizikonun gerçekleştiğini bildirim yükümlülüğünün öngörüldüğü açıktır ————— halde bu düzenlemenin emredici bir kanun hükmüne aykırı olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Sigortalanan rizikonun gerçekleştiğini ihbar görevi TTK m. 1446 hükmünde düzenlenmiştir. TTK m. 1446 hükmü, TTK m. 1452/3 uyarınca sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez; değiştirilirse bu Kanun hükümleri uygulanır.
TTK m. 1446/1 uyarınca sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise, rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. Madde gerekçesinde şu açıklamaya yer verilmiştir: Bu madde ile, Tasarının genelinde olduğu gibi yükümlülüğünün ihlalinde illiyete yer verilmiştir. Buna göre, ihlal ödenecek tazminat miktarında etkili olmamışsa sigortacının sorumluluğunun tamamen ortadan kalmasından veya azalmasından bahsedilemez. Maddede kusur, kastı da kapsayacak şekilde geniş anlamda kullanılmıştır. Bu noktada, kasti olarak bildirim yükümlülüğü ihlal edilmişse, yine tazminattan indirim yapılacaktır. Ancak, indirim kusurun ağırlığına göre olacağından, somut olaya göre sigortacının tazminat ödeme borcu tamamen de ortadan kalkabilecektir.
Görüldüğü üzere yaptırımın uygulanmasında esas alınacak iki kriter bulunmaktadır. Öncelikli olarak ihlalin sigortacının ödeyeceği tutarda bir artış meydana getirip getirmediği dikkate alınacaktır. İhlal böyle bir artışa yol açmamışsa herhangi bir yaptırım da uygulanmayacaktır. Bu husus madde gerekçesinde ayrıca vurgulanmıştır.
İhlal artışa yol açmışsa bu takdirde, tek başına tutarda artış meydana gelmesi herhangi bir yaptırım uygulanması için yeterli görülmemiş, sigorta ettirenin ihlalde kusurlu olması da aranmıştır. Sigorta ettirenin ihlalde kusuru yoksa yaptırım söz konusu olmayacaktır. Kusur varsa, kusurun ağırlığına göre indirim yapılacaktır.
Poliçenin 9.b. maddesinde düzenlenen yükümlülüğün ihlaline bağlanan sonuç, diğer bir anlatımla ihlalin yaptırımı, sigortacının “her türlü yükümlülüğünün ortadan kalkması”dır. Bu düzenleme, sigorta ettiren lehine emredici olan TTK m. 1446/2’ye aykırı olduğundan geçersizdir. Bu durumda bildirim yükümlülüğünün ihlaline uygulanacak yaptırım TTK m. 1446/2 uyarınca belrilenir. O halde ancak davalı sigortacının geç bildirim nedeniyle ödeyeceği tazminat tutarında bir artış olduğunu ortaya koyması şartıyla bildirim yükümlülüğünün ihlalindeki kusur oranında bir indirim yapılması söz konusu olabilir. Dava konusu olayda tazminat tutarında bir artış meydana geldiği iddia ve ispat edilmiş değildir. Bu çerçevede tazminat tutarında indirim yapılması gerektiği yahut tazminat ödeme yükümlülüğünün tamamen ortadan kalktığı hususunun davalı sigortacı tarafından ispatlanamadığı sonucuna varılmış ve bu şartlar altında TTK m. 1446/II uyarınca tazminattan indirim şartlarının oluşmadığı ve davalının dava konusu sigorta tazminatından sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının talep edebileceği miktarın hesaplanmasında;
Davacının talep edebileceği miktarın hesaplanmasında; poliçenin 16. Maddesi uyarınca zarar tazminlerinin ——- olarak yapılacağı, poliçenin 13. maddesi uyarınca ise sigortacının, zararın—– tazmin edeceği, bu itibarla ödenmesi gereken tazminat tutarının ———efektif satış kurundan bulunacak TL karşılığı olduğu, davacının dava dışı satıcı firmadan tahsil edilemeyen sevkiyat alacağını, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte poliçe kapsamında talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Temerrüt tarihi ile ilgili yapılan incelemede, davacı, bilirkişi raporuna karşı sunduğu dilekçesinde sigortacı —— tarihinde tazminat ödemeyi reddettiğini, dolayısı ile temerrüt tarihinin —— olduğunu iddia etmektedir.
Taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesinin 25. Maddesi “Tazminatın Ödenmesi İşlemleri” başlığı altında davalı tarafın tazminat ödemesine ilişkin süreci düzenlemektedir. Madde incelendiğinde tazminatın ödenme tarihi bakımından net bir ifade içermediği görülmektedir. Maddede —— tarafından tazminat ödemesi yapılmadan önce Sigortalı tarafından kendisine teslim edilmesi gerek evrak sayılmaktadır. 25. Maddenin “e” bendinde sevkiyat belgelerinin bu kapsamda ——— teslim edileceği ifade edilmektedir. Bu hükümden, belirtilen evrakın davalıya teslim edilmesinden sonra tazminat ödemesinin yapılacağı anlamı çıkarılabilmektedir.
Davalı taraf ———– tarihli yazısında davacı tarafa tazminat ödemesinde bulunmayacağını ifade etmektedir. Davalı tarafından davacının sunduğu sevkiyat evrakının incelenip nihai kararının oluştuğu tarih olması sebebiyle, bu tarih itibariyle davasının tazminat alacağı bakımından temerrüt şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenlerle; davanın kabulü ile ————– tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre ———– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki ——- efektif satış kuru —- karşılığı eklenmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; ———-tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre ———— olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki —————- karşılığı eklenmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 39.530,98 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 9.882,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29.648,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 9.882,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından sarf edilen 4.039,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 45.984,98 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ————Adliye Mahkemesi’nin ilgili ——————–istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2020