Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/224 Esas
KARAR NO : 2020/635
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının muhtelif tarihlerde satın aldığı malzemeler karşılığı, 396.917,45 TL açık hesap (çek ve senetle temin edilmemiş) cari hesap borcu olduğunu, alacağın tahsili için İst. Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının alacağın tahsilini geciktirmek için kötü niyetle icra takibine, takibe konu borca, faize ve ferilerine itirazda bulunarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının fatura münderecatına kanuni süresi içerisinde itirazda bulunmadığını, —- mutabakatlarında davalı şirketin faturaları ticari defterlerine işlediğini, davalının —tarihli—— başvuru numaralı arabuluculuk başvurusunda borcunu inkar etmemesine rağmen borcunu ödememekte direndiğini, davalının haksız ve yersiz itirazının iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının davacıya borcu bulunmadığını, davacı tarafın “arabuluculuk aşamasında, davalının borcu inkar etmeyip ikrar ettiği” iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu nedenlerle davanın reddine, icra takibinin haksız ve kötü niyetli yapılması nedeniyle davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, dava ve cevap dilekçesine göre tarafların anlaştığı husus bulunmamakta olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a- Davalı şirketin davacı şirketten mal alıp almadığı,
b-Davalı şirketin davacı şirkete borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu,
c- Davacı tarafın ticari yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği,
ç-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likit olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
d-Davanın tam veya kısmen reddi halinde davalıların kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, yani davacının icra takibi yaparken ve itirazın iptali davası açarken kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Davaya konu İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi’nin —— esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 19.03.2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibi ile 396.917,45 TL asıl alacağın, işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, borçlu vekilinin takibe, borca ve tüm ferilere itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Hukuki açıklama: Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf, bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir.
İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK’nin 187, 190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir.
Fatura, satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır ve tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Bu nedenle usul ve kanuna uygun olarak tutulmuş olsa dahi davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı iade, iskonto ve borç faturalarına ilişkin ispat yükünün yerine getirilmesi gerekmektedir.
—-, sayın ———göre de “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:—Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur.
Satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
HMK m.222/4’de “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmü yer almaktadır. Bu madde uyarınca, kapanış tasdikleri yapılmayan defterlerin sahibi aleyhine delil kudretine haizdir.
4-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
4-a)Asıl alacakla ilgili inceleme ve değerlendirme: Yukarıda belirlenen uyuşmazlık konularının tespiti kapsamında mali müşavir bilirkişi tarafından, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmaması nedeniyle davacının defter, kayıt ve belgeleri, bilanço ve gelir gider cetvelleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle yine yukarıda belirtilen hukuki açıklamalar ışığında uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
4-a.1)Davacının ticari defter ve kayıtları: Mali müşavir bilirkişi tarafından davacının, dava dosyasına sunduğu defter delilleri, inceleme günde sunmuş olduğu e-defter bilgili ile — bellekte yer alan bilgiler ışığında yapılan inceleme sonucunda, davacının 2017-2018 yılları yevmiye defteri, defteri kebir e-defter beratlarının ve 2019 yılı Ocak-Mart dönemi yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının eksiksiz ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, 2017-2018-2019 yılları envanter defterlerinin noter onaylarının yasal süreleri içerisinde yapıldığı tespit edilmiş olup, davacının 2017-2018-2019 yılları ticari defter kayıtlarının davacının defterlerinin e-defter olarak tutulması ve kayıtların maliyeye bildirilerek şifre ile e-defter beratları oluşturulduğundan, HMK’nin 222. maddesine göre lehine delil niteliği taşıdığı kanaatine varılmıştır. Davacının 2017 yılı ticari defterlerine göre,
4-a.1.1) Davacı adına tanzim etmiş olduğu KDV dahil toplam 290.169,57 TL tutarındaki faturaları gününde ilgili yevmiye maddeleri ile davalının—— nolu cari hesabına borç vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.2) Davacı, davalının cari hesabına mahsuben 29.11.2017 tarihinde banka havalesi ile gönderdiği —- tutarındaki ödemeyi davalının——-yevmiye maddesi ile alacak vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.3) Davacının, davalının —– Hesabından “—–” açıklaması ile değişik tarihlerde toplam —– davalının—— nolu cari hesabına virman yaptığı tespit edilmiştir.
4-a.1.4) Davacının ticari defterlerinde 2017 yılı sonu itibarı ile davalının ——– nolu cari hesabının 240.988,28 TL borç bakliyesi verdiği, ——–Avansları Hesabının 36.248,71 TL alacak bakiyesi verdiği, 31.12.2017 tarihli —- nolu Dönem Sonu Kapanış yevmiye maddesi ile kapatılarak 2018 yılına devrettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.5) Davacının, davalı adına tanzim ettiği KDV dahil toplam 736.728,38 TL tutarındaki faturaları, gününde ilgili yevmiye maddeleri ile davalının —— nolu cari hesabına borç vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.6) Davacının, davalının cari hesabına mahsuben yapmış olduğu —- tutarındaki ödemeleri davalının—-nolu cari hesabına alacak vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.7) Davacının, davalının cari hesabına mahsuben— tarihinde banka havalesi ile gönderdiği —– tutarındaki ödemeyi davalının —– nolu yevmiye maddesi ile alacak vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.8) Davacıın, davalının —– nolu—– açıklaması ile değişik tarihlerde toplam—– tutarı davalının —— nolu cari hesabına virman yaptığı tespit edilmiştir.
4-a.1.9) Davacının ticari defter kayıtlarında—- tarihi itibarı ile davalının ——- nolu cari hesabının 396.917,45 TL borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir.
4-a.1.10) Davacının, davalının —– açıklaması ile—- tarih — nolu yevmiye maddesi ile —- nolu hesaba aktardığı tespit edilmiştir.
4-a.1.11) Davacının, davalının —– nolu cari hesabının —- borç bakiyesini —– nolu yevmiye maddesi ile—- Alacaklar hesabına aktardığı tespit edilmiştir.
4-a.1.12) Davacının, davalıdan 31.12.2018 tarihi itibarı ile 396.917,45 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
4-a.1.13) Davacının——- açıklaması ile —borç bakiyesini 128.157 nolu hesaptan —– nolu hesaba virman yaptığı tespit edilmiştir.
4-a.1.14) Davacının, 19.03.2019 tarih —–nolu yevmiye maddesi ile “İST.AND—-İCR.—— DOS” açıklaması ile — borç bakiyesini — nolu hesaba virman yaptığı tespit edilmiştir.
4-a.1.15) Davacının, davalıdan 13.07.2018 tarihinde teslim almış olduğu —– tutarındaki vadeli çekin karşılıksız çıkması üzerine, 20.03.2019 tarih —- nolu yevmiye maddesi ile çek tutarını davalının ———— nolu cari hesabına borç kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.16) Davacının, davalının karşılıksız çek bedeli ödemesini —- tarih —– nolu yevmiye maddesi ile davalının —– nolu hesabına alacak kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.1.17) Davacının, davalının “——- açıklaması ile yapmış olduğu 1.600,00 TL tutarındaki ödemeyi —– nolu yevmiye maddesi ile davalının——- nolu cari hesabına alacak kaydettiği, aynı gün— nolu yevmiye maddesi ile davalının ———Avansları Hesabına virman yaptığı tespit edilmiştir.
4-a.1.18) Davacının, 19.03.2019 tarihi itibarı ile davalıdan “Şüpheli Alacaklar Hesabı”ndan —– alacağı olduğu tespit edilmiştir.
4-a.1.19) Davacının 20.03.2019 tarihi itibarı ile davalıya —-“Alınan Sipariş Avansları Hesabı”ndan dolayı 1.600,00 TL borcu olduğu tespit edilmiştir.
4-a.2)Davalının ticari defter ve kayıtları: Davalının, inceleme günde sunmuş olduğu e-defter bilgili ile ilgili flash bellekte yer alan bilgiler ışığında yapılan inceleme sonucunda, davacının 2017-2018 yılları yevmiye defteri, defteri kebir e-defter beratlarının ve 2019 yılı Şubat dönemi yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının eksiksiz ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, 2017-2018-2019 yılları envanter defterlerinin noter onaylarının yasal süreleri içerisinde yapıldığı tespit edilmiştir.
Davalının 2017-218-2019 yılları ticari defter kayıtlarının davacının defterlerinin e-defter olarak tutulması ve kayıtların maliyeye bildirilerek şifre ile e-defter beratları oluşturulduğundan, HMK 222. Maddesine göre lehine delil niteliği taşıdığı kanaatine varılmıştır.
4-a.2.1) Davalının, 2017 yılında davacının tanzim etmiş olduğu KDV dahil toplam 290.169,57 TL tutarındaki faturaları, davacının —— nolu cari hesabına gününde ilgili yevmiye maddeleri ile alacak kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.2.2) Davalının, davacıya cari hesabına mahsuben yapmış olduğu —- tutarındaki avans ödemelerini —- yevmiye maddesi ile davacının —- nolu—– Sipariş Avansları hesabına borç kaydettiği, 08.12.2017 tarih —– nolu yevmiye maddesi ile avansların 53.093,21 TL’ sını davacının —–nolu cari hesabına borç vererek aktardığı tespit edilmiştir.
4-a.2.3) Davalının, davacıya —— tarihinde banka havalesi ile gönderdiği 50.000,00 TL tutarındaki ödemeyi davacının —- nolu —- Sipariş Avansları Hesabına ——-nolu yevmiye maddesi ile borç vererek yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.2.4) Davalının, 2018 yılında davacının tanzim etmiş olduğu KDV dahil 749.528,48 TL tutarındaki faturaları, davacının—– nolu cari hesabına alacak vererek, cari hesaba mahsuben yaptığı —avans düşümünü davacının ——— nolu cari hesabına borç vererek gününde ilgili yevmiye maddeleri ile yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.2.5) Davalının, 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre, davacının ——– nolu cari hesabının 395.318,08 TL alacak bakiyesi verdiği tespit edilmiştir.
4-a.2.6) Davalının, davacıya yapmış olduğu 100.036,26 TL tutarındaki banka havalesini 20.03.2019 tarih —- nolu yevmiye maddesi ile yevmiye defterine kaydettiği tespit edilmiştir.
4-a.2.7) Davalının, —– tarihi itibarı ile davacıya 295.281,82 TL borcu olduğu tespit edildi.
4-a.3)Asıl alacakla ilgili tespitler:
4-a.3.1) Davacı ile davalı arasında, 10.10.2017 tarihinde ——Sözleşmesi” imzalanmış olduğu, —— tarihinde 101.10.2017 tarihli Sözleşme maddeleri de geçerli olmak üzere “—– imzalanmış, davacının, davalıdan ——–temini ile ilgili olarak 01.11.2017 tarihli ————- ve teyit mektuplarının alındığı tespit edilmiştir.
4-a.3.2) ——- İdaresi Başkanlığı’nın——– sayılı yazısı ekinde yer alan davalıya——– formlarının tetkiki sonucunda, davacının tanzim ettiği faturaların tamamının davalı tarafından beyan edildiği, başka bir deyişle davacının davalı adına tanzim ettiği—- tutarlarındaki faturaları ticari defterlerine işlediği tespit edilmiştir.
4-a.3.3) Davacı ile davalı arasında —- formlarının olduğu, Temmuz- Ağustos aylarının —- davalı tarafından imza ve kaşeli olduğu tespit edilmiştir.
4-a.3.4) Davacının, dava dosyası ekinde sunmuş olduğu sevk irsaliyelerinde teslim eden ve teslim alanların imza ve adlarının olduğu tespit edilmiştir.
4-a.3.5) Davalının, davacının düzenlemiş olduğu faturalara TTK 21/ maddesinde belirtmiş olan 8 gün içerisinde içeriğine itiraz edildiğine dair bir delilin olmadığı tespit edilmiştir.
4-a.3.6) Davalı ve davacı ticari defter kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda faturalar yönünden mutabık oldukları tespit edilmiştir.
4-a.3.7) Dava dosyası içeriğindeki delillerin ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davalının, davacının tanzim ettiği——— tutarlarındaki faturaların muhteviyatı malları teslim aldığı tespit edilmiştir.
4-a.3.8) Davacının 19.03.2019 tarihi itibarı ile davalıdan “—- alacağı olduğu tespit edilmiştir.
4-a.3.9) Davacının —— tarihi itibarı ile davalıya —— nolu— borcu olduğu tespit edilmiştir.
4-a.3.10) Davalının 2019 yılı—- tarihi itibarı ile davacıya —– borcu olduğu tespit edilmiştir.
4-a.4)Asıl alacakla ilgili değerlendirme ve sonuç: Davacı ile davalı arasındaki cari hesap farkının —– olduğu, farkın 100.036,26 TL’sinin, davalının —- tarihinde davacının cari hesabına borç kaydettiği 100.036,26 TL tutarındaki çekin karşılıksız çıkması sonucu yaptığı ödemeyi davacının cari hesabına tekrar borç kaydetmesi sebebiyle mükerrer olmasından kaynaklandığı, —–davacının, davalının takip sonrası ödemeyi yapmış olduğu ödemeyi —- Avansları hesabında takip etmesinden ve 0,63 TL önemsiz küsurat farkının sıfırlanmasından kaynaklandığı kanaatine varılmıştır.
Davalının ticari defter kayıtlarına göre; mükerrer olarak girdiği 100.036,26 TL tutarındaki çekin davalı ticari defterlerindeki 295.281,82 TL tutarındaki davacı alacağına eklenmesi sonucunda, davacının alacağının 395.318,08 TL, önemsiz küsurat 0,63 TL düzeltmesi ile 395.317,45 TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Davalının karşılıksız çıkan —- tutarındaki çek için ödenen 1.600,00 TL tutarın Kanundan kaynaklanan ödeme olduğu, 5941 sayılı Kanuna İlişkin—-sayılı Tebliğ Uyarınca Bastırılan (TL) çekler ile ilgili olarak bankaların süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için karşılığının bulunmaması halinde ödemekle yükümlü oldukları tutarın 1.600,00 TL olduğu (Yürürlük Dönemi— tutarın TTK’nin 783/3 maddesinde belirtilen çek tazminatı olmadığı anlaşılmıştır.
08.11.2018 tarihinde ödenen 1.600,00 TL tutarın davacı hesaplarına icra takibine başlanılan 19.03.2019 tarihinden bir gün sonra, 20.03.2019 tarihinde kaydedildiği, çek tutarının 1.600,00 TL mahsup edilmeden tamamının hesabına aktarıldığı tespit edilmiştir.
Buna göre sonuç olarak, davacının 2019 yılı ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibarı ile 396.917,45 TL alacağı olduğu, ancak 08.11.2018 tarihinde ödenen 1.600,00 TL tutarın davacı takip alacağından mahsup edilmesi halinde davacının alacağının 395.317,45 TL olacağı ve davacının, bu miktar üzerinden itirazın iptalini istemekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili, bu 1.600 TL’nin icra takibine başladıktan bir gün sonra yattığını, paranın ihtirazi kayıtla kabul edildiğini ve bu 1.600 TL’nin başka davanın konusu olduğunu, bu nedenle davacının itirazının tümüyle iptali gerektiğini iddia etmiş ise de, davacının işbu 1.600 TL’lik ödemeyi icra takibinden çok önce 08.11.2018 tarihinde Bankadan aldığı, ancak ticari defterlerine icra takibinden sonra kaydettiği, ödeme icra takibinden önce alındığına göre, davacının bu 1.600 TL’yi davalıdan isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, her ne kadar her iki taraf da tacir ve yapılan iş de ticari olduğundan, davacının TL alacağı için isteyebileceği faiz türü 3095 sayılı Kanun’un 2. Maddesinde belirtilen şekilde ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi olan avans faizi olduğundan, davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun İstanbul Anadolu —. İcra Dairesi’nin —— esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 395.317,45 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesi uyarınca avans esasına göre değişen oranlarda hesaplanan temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin 1.600 TL’lik isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
4-b)İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar tarafların ticari defter kayıtlarına göre likit olduğundan ve daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan 395.317,45 TL asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
4-c)Kötü niyet tazminatı ile ilgili gerekçe: Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklı-davacının, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Yani davalının, davacının takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlattığını veya dava açtığını ispatlaması gerekir.
Olayımızda davacı ile davalı arasında hukuki ilişki mevcut olup, davacı, davaya konu alacağının küçük bir kısmının varlığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı taraf, davacının icra takibini yaparken veya dava açarken kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı borçlunun İstanbul Anadolu —— İcra Dairesi’nin —– esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 395.317,45 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesi uyarınca avans esasına göre değişen oranlarda hesaplanan temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına,
2- Davacının fazlaya ilişkin 1.600 TL’lik isteminin reddine,
3- Likit ve muayyen nitelikte bulunan ve kabulüne karar verilen asıl alacağın % 20’si oranındaki 79.063,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Alacaklının, reddedilen alacakla ilgili takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı yararına ayrıca tazminat takdirine yer olmadığına,
5-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 27.004,13 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 4.793,77 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.984,59 TL harç olmak üzere toplam 6.778,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.225,77 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 4.793,77 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.984,59 TL harç olmak üzere toplam 6.778,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen toplam 1.130,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.125,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 4,56 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——–13/1.maddesi uyarınca 36.122,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——-Tarifesi 13/2.maddesi uyarınca 1.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı