Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/214 E. 2020/652 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/214 Esas
KARAR NO : 2020/652

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı bankanın—– ile dava dışı kredi borçlusu——– arasında davalının müteselsil kefaletiyle genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini ve muhataplara ihtarname gönderildiği, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kefalet sözleşmesinin TBK madde 583 kapsamında geçerli olmadığını, istenen faizin fahiş olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu,bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında, “davacı ile dava dışı şirket arasında davalının müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinin imzalandığı” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Sözleşmenin TBK madde 583. kapsamında geçerli olup olmadığı,
b-Sözleşmede kefalete ilişkin olarak el yazısı ile yazılmış yazıların davalıya ait olup olmadığı,
c-Davacının fahiş faiz istemek suretiyle hesap kat ihtarı göndermesi ve icra takibi yapmasının TMK’nin 2. Maddesine aykırılık teşkil edip etmediği,
ç-Davalının, varsa davacı bankaya olan borç miktarlarının ne kadar olduğu,
d-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likit olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
e-Davanın tam veya kısmen reddi halinde davalıların kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, yani davacının icra takibi yaparken ve itirazın iptali davası açarken kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2- İcra Dosyası: Davaya konu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 12.12.2018 tarihinde genel haciz yolu ile;
Ticari Krediler Yönünden;
A) 3.708.227,24 TL asıl alacak,
20.457,26 TL hesap kat tarihinden tem tarihine kadar işlemiş akti faiz,
78.129,34 TL tem. tarihinden takip tarihine kadar işlemiş %40,50 tem. faizi,
3.906,46 TL faizin %5 gider vergisi
+ 1.018,91 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam;
3.811.739,21 TL,

Ticari Kredi Kartı ve ———– Yönünden;
B) 58.967,47 TL asıl alacak,
305,33 TL hesap kat tarihinden tem tarihine kadar işlemiş akti faiz,
1.012,93 TL tem. tarihinden takip tarihine kadar işlemiş % 33 tem. faizi,
+ 50,64 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam;
60.3360,37 TL’nin —- bendindeki alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %40,50 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi ile birlikte, B bendindeki alacak yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %33 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi ile birlikte İstanbul —. İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibiyle tahsilde tekerrür etmemek üzere tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, icra ödeme emrinin borçluya 18.12.2018 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekilinin 18.12.2018 tarihinde borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve borcun tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
3-a)Sözleşmede kefalete ilişkin olarak el yazısı ile yazılmış yazıların davalıya ait olup olmadığına ilişkin inceleme ve gerekçe: Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunu, ancak yazıların davalıya ait olmadığını savunmuştur.
Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesinde, davalı kefilin genel kredi sözleşmesinin 47. Sayfasında davalının kendi el yazısıyla, kefalet türü, kefalet tarihi ve kefalet tutarı kısımlarını kefalet hükümleri dahilinde doldurduğunu ve şube —– huzurunda imza altına alındığını iddia etmiştir.
Davacı vekili, davacı şirket tarafından haricen yaptırılan 14/11/2019 tarihli bilirkişi raporunu Mahkememize sunmuş olup, —belge inceleme şubesinden emekli uzman——– tarafından düzenlenen —- tarihli bilimsel mütalaada,——- Arasında düzenlenmiş, kefili … olan, — bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi, ——- Arasında düzenlenmiş,——–bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi ile 27.06.2016 tarihinde ——— bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesinin 41 ve 47. Sayfalarında … kefaletine ilişkin “kefalet limiti”, “kefalet türü”, “kefalet tarihi” hanelerindeki yazı ve rakamların ..—- ait olduğu yönünde kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce, sözleşmenin 41. Ve 47. Sayfalarındaki “kefalet limiti”, “kefalet türü”, “kefalet tarihi” hanelerindeki yazı ve rakamların ….—– ait olup olmadığının saptanması için davalının emsal ıslak yazı örnekleri ilgili yerlerden toplanmış ve davalı, vekili tarafından hazır edilmediğinden 15.01.2020 tarihli duruşmada, davacının ıslak yazı ve rakam örneklerinin alınması için isticvap edilmesine karar verilmiş, ancak davalıya 27.01.2020 tarihinde tebligat yapılmasına ve tebligatın geçerli olmasına rağmen, davalı isticvap davetiyesine icabet etmediğinden, taraflar arasındaki sözleşmenin 41 ve 47. Sayfalarında … kefaletine ilişkin “kefalet limiti”, “kefalet türü”, “kefalet tarihi” hanelerindeki yazı ve rakamların …’a ait olduğu kanaatine varılmıştır.
3-b)Sözleşmeler, kredilerin kat edilmesi ve temerrüdün oluşup oluşmadığı ile ilgili inceleme: Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinin tetkikinden; davacı Banka ile davalı asıl borçlu—- limitli çerçeve niteliğinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede davalı .— dava dışı ——..şirketinin de 5.100.000,- TL üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğu, ¸
Söz konusu sözleşmeye/sözleşmelere istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete kredi tahsisi yapılarak davaya ve icra takibine konu kredilerin kullandırılmakla borcun doğduğu kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin Kredinin Geri Ödeme Planına (Takside) Bağlanarak Kullandırılması Başlıklı 9.19 Maddesi: “ Müşteri bu maddeye istinaden Bankaca düzenlenen geri ödeme planlarında belirtilen anapara ve /veya faiz, fon, ve gider vegisinden oluşan taksitlerden herhangi birini ödemediği ve veya ödeme planındaki taksitler müşteri tarafından ihlal edilmeden ödeniyor olsa dahi müşterinin bu sözleşmedeki yükümlülüklerinden herhangi birini dahi yerine getirmemesi yada varsa diğer kredilerinden herhangi birinin kat edilmesi (kapatılması) halinde, başkaca hiçbir ihbar veya merasime gerek olmaksızın işbu kredi borcunun tamamının kendiliğinden muaccel olacağını ve bu nedenle bakiye borcunun tamamını derhal ve nakden ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve beyan eder.” şeklinde olduğu,
Sözleşmesinin 11.Maddesinde “…Sözleşmenin muaccel hale gelen borçlarda ise bu borcun kendiliğinden muaccel hale geldiği tarihten itibaren, bunları —- bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, — mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt t arihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 sinin ilavesi suretiyle bulunacak olan oran üzerinden temerrüt faizi ile fon ve onun gider vergisini ayrıca bir ihtar ve — kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.” hükmünün bulunduğu,
10.9 Müteselsil kefil/kefiller, … “ Bu maddeyi ve sözleşmeyi, müzakere etmek suretiyle, menfaate/mize aykırı olabilecek düzenlemeleri ve sonuçlarını bilerek ve anlayarak kabul ettiğimizi, bu suretle müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğimizi, ticari kararlarımın/mızın bu yönde olduğunu kabul ve beyan ederim/iz.” hükmünü haiz olduğu anlaşılmıştır.
Davacı Bankanın, davalı borçluya Gebze —.Noterliğinin —— Yevmiye No’lu İhtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede özetle; “—– lehine diğerlerinin müşterek ve müteselsil kefaletiyle Genel Kredi Teminat Sözleşmesine istinaden açılmış bulunan —— tarihi itibariyle 2.734.172,61 TL tutarında aşağıda belirtilen kredi alacaklarının bulunduğu, alacağın ödenmemesi halinde aleyhlerine yasal yollara başvurularak tahsili yoluna gidileceği, ve işbu ihtar tarihinden tahsil tar. kadar temerrüt faizi, bunun gider vergisi, vekalet ücreti, masraf ve tüm ferilerininde tahakkuk ettirilerek gayrimenkullerin satış bedelinin tahsil edileceği, masraf ve vekalet ücretinin muhataplara ait olacağı ihtarında bulunduğu görülmüştür.
Sözkonusu İhtarnamenin tebliğine ilişkin ——-; “Muhataplardan dava dışı borçlu şirkete—- tarihinde tebliğ edildiği, davalı kefil …—— dağıtım saatlerinde bulunmadığından işyerinde yetkilisi —- imzasına tebliğ edildi,——- tebliğ mazbatasından anlaşıldı“ yazılı şekilde 22.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ertesi günün resmi hafta sonu tatili olduğu dikkate alındığında, ihtarname ile verilen 24 saatlik mehil süresinin hitamı olan 26.11.2018 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu kanaatine varılmıştır.
¸3-c)Davacının isteyebileceği temerrüt faiz oranının saptanması: Temerrüt faiz oranı ile ilgili olarak, ——– Tebliğinde “Bilindiği üzere, —– tarihinde yürürlüğe giren —— sayılı Kararname ve bu Kararnameye ilişkin —— sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan 91/1 no.lu Bankamız Tebliği.nin 2 ve 4 üncü maddeleri, —–tarihinde yürürlüğe giren 04.02.2002 tarih, —- sayılı Kararnameye ilişkin 29.03.2002 tarih,—sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan —– sayılı Bankamız Tebliği.nin 2, 3 ve 4 üncü maddeleri ile —— yürürlüğe giren ——— sayılı Kararnameye ilişkin—— sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan ——- sayılı Bankamız Tebliğinin 3 ve 4′ üncü maddelerinde, bankaların mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri ve bu faiz oranlarını Bankamıza bildirmeleri esası getirilmiştir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki Genel Kredi Ve Teminat Sözleşmesinin 45.Maddesinde; “…Sözleşmenin muaccel hale gelen borçlarda ise bu borcun kendiliğinden muaccel hale geldiği tarihten itibaren, bunları — bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, — mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 sinin ilavesi suretiyle bulunacak olan oran üzerinden temerrüt faizi ile fon ve onun gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmeye atıfta bulunarak bankalarınca uygulanmakta olan en yüksek akdi faiz oranı olan 27 oranının % 50 Fazlası tutarında ( 27,00*1,50) = 40,50 oranında temerrüt faizi talep edebileceği, belirtilen nedenlerle % 40,50 Oranındaki temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu, talebe konu diğer Kredili Mevduat Hesabı ve —– için davacı Bankanın talep ettiği % 33 oranındaki temerrüt faiz oranı —- yayınlanan faiz oranları (Ek No: 5) doğrultusunda belirlenmesi gerektiğinden ve bu oranı yıllık % 33,00 oranında olduğundan talebin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
3-ç)Temerrüt Tarihi İtibariyle Alacak Tutarının Tespiti: Davacı banka tarafından dosyaya sunulan hesap ekstreleri ve—– üzerinde yapılan incelemede, dava dışı asıl borçlu—Borçlandırma Kredisi— — ile Kredili Mevduat hesabı ile Ticari Kredi Kartı kullandırıldığı, kullandırılan Kredi hesaplarının hesap kat tarihi itibariyle bakiyelerinin aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde olduğu görülmüştür.¸
Ticari Krediler, Kredili Mevduat Hesabı————- Kart borcundan oluşan alacaklara hesap kat tarihinden Temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranları üzerinden faiz yürütülmek suretiyle aşağıda gösterilmiştir.
3-d)Takip Tarihi itibariyle Alacak Tutarının Tespiti: Temerrüt tarihinden takip tarihine tarihine kadar Ticari krediler ve Diğer (masraf) Yönünden % 40,50, Tic.KMH ve Ticari Kredi Kartı Yönünden ise % 33 Temerrüt fazi ve faiz üzerinden % 5 BSMV’i tahakkuk ettirilerek hesaplanan toplam alacak tutarı aşağıda gösterildiği gibidir:
Buna göre, taleple bağlılık ilkesi gereğince, takip tarihi itibariyle davacı bankanın kredi hesaplarından dolayı davalı-borçludan, ticari krediler yönünden; 3.708.227,24 TL asıl alacak, 20.457,26 TL işlemiş akdi faiz, 66.748,09 TL temerrütten takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ve 3.337,40 TL işlemiş faizlerin % 5 —- 1.018,91 TL Noter İhtar Gideri olmak üzere toplam 3.799.788,89 TL, ticari kredi kartı———- yönünden ise; 58.967,47 TL asıl alacak, 305,33 TL işlemiş akdi faiz, 864,86 TL temerrüt faizi, 43,24 TL % 5 ——- olmak üzere toplam 60.180,90 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
3-e)Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere, davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu ——Arasında muhtelif tarihlerde —–Niteliğinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede, davalı — yine dava dışı ——- üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğu, bilirkişi tarafından davacı Banka kayıtları üzerinden yapılan inceleme sonucunda, dava dışı asıl borçlu Şirkete ———-hesabı ile Ticari Kredi Kartı kullandırıldığı, kullandırılan Kredi hesaplarından dolayı davacı bankanın, davalı borçludan, ticari krediler yönünden; 3.708.227,24 TL asıl alacak, —- işlemiş akdi faiz, —-temerrütten takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ve– işlemiş faizlerin —–olmak üzere toplam——— yönünden ise; 58.967,47 TL asıl alacak, 305,33 TL işlemiş akdi faiz, 864,86 TL temerrüt faizi, 43,24 TL —– olmak üzere toplam 60.180,90 TL alacaklı olduğu, davacının ticari krediler——–asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren tahsiline kadar yıllık % 40,50 oranında, —— asıl alacak üzerinden——- faiz oranları genelgeleri doğrultusunda yıllık % 33 oranında temerrüt faizi talep edebileceği kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulü ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı-borçlunun İst. Anadolu —İcra Dairesi’nin —–esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin, ticari krediler yönünden; ——- işlemiş temerrüt faizi, —- işlemiş faizlerin ———–noter ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.799.788,89 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden ——– asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40,50 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar işleyecek ——azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin ———- uygulanmak suretiyle devamına, —— asıl alacak, 305,33 TL işlemiş akdi faiz, 864,86 TL işlemiş ——- işlemiş faizlerin ———–olmak üzere toplam 60.180,90 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden 58.96747 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar işleyecek ———–azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin ———uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
4-İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalılardan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar sözleşme ile kararlaştırılmış olup kabulüne karar verilen kısmı likit olduğundan ve davalının icra takibine yaptığı itirazları haksız bulunduğundan daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmamakla, likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacak, işlemiş faiz ve ——- toplamları üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı-borçlunun İst. Anadolu —– İcra Dairesi’nin ——— esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile; takibin,
a)Ticari krediler yönünden; 3.708.227,24 TL asıl alacak, 20.457,26 TL işlemiş akdi faiz, 66.748,09 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.337,40 TL işlemiş faizlerin %5 BSMV’si, 1.018,91 TL noter ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.799.788,89 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden 3.708.227,24 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40,50 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar işleyecek —–azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin ———uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
b)———- asıl alacak, 305,33 TL işlemiş akdi faiz, 864,86 TL işlemiş temerrüt faizi, 43,24 TL işlemiş faizlerin ————-olmak üzere toplam 60.180,90 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden 58.96747 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33 oranında olmak üzere tahsil tarihine kadar işleyecek —– azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5 ——uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
c)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
d)Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş faiz ve——-toplamı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan 771.790,19 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 263.674,53 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken Mahkememiz dava dosyasına yatırılan 47.066,68 TL peşin harç, davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 19.058,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 66.125,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 197.549,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 47.066,68 TL peşin harç, davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 19.058,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 66.125,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen toplam 940,80 TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranına göre hesaplanan 937,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 2,95 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— Tarifesi 13/1.maddesi uyarınca 127.224,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- Tarifesi 13/2.maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.