Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/210 E. 2019/585 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/210 Esas
KARAR NO : 2019/585
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ: 30/04/2019
KARAR TARİHİ: 24/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ,dava dışı borçlu——— alacağından dolayı Bursa 10.İcra Müdürlüğünün —— E.sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve takibin kesinleşmesi üzerine 06.01.2017 tarihinde,satışa konu mallar üzerine haciz koydurduğunu, davalılardan——– ise, dava dışı borçludan alacağı için İstanbul Anadolu 22.İcra Müdürlüğünün ——–E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını ve satışa konu mallara 11.08.2017 tarihinde haciz koyduğunu ve dosyaya ticari İşletme rehni olduğuna dair belgeleri sunarak aynı zamanda rehin alacaklısı olduğunu beyan ettiğini, ——– Bankası her ne kadar rehin hakkı olduğunu iddia etmişsede icra takibini ilamsız olarak başlattığını, Ticari İşletme rehninin hukuka aykırı olduğunu, davalı ——–Bankasının rehin hakkı hükümsüz olduğundan derecelendirme kararında,alacaklı müvekkilim şirketin haczi daha önce olduğundan,sıra cetvelinde önünde yer alması hukuka aykırı olduğunu, davalılardan ———–. ise dosyaya sunduğu belge ile dava dışı borçlu ile satışa konu malları üzerinde rehin hakkı sahibi olduğuna dair Noterde yapılan rehin sözleşmesini sunduğunu ve bu belgeler üzerinde İcra Müdürlüğünün davalının rehin hakkı olduğu inancıyla sıra cetveline alındığını, bu rehin sözleşmesinin tamamen mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, bahsi geçen davalının finansal bir kurum olmadığını,yapılan işlem tamamen muvazzaalı olduğunu, İcra dosyasında inceleme yapıldığında zilyetliğin esasen alacaklıya devrinin söz konusu olmadığını, muvazzayı açıkça ortaya çıkardığını, aynı gün yapılan rehin sözleşmesine yediemin tutanağı yapılarak borçluya yediemin olarak bırakıldığını, Aynı gün hem rehin sözleşmesi yapıldığını ve aynı gün yediemin olarak malların bırakılmasının koca fabrikanın tüm makinalarının sökülmesi mümkün olmadığını aynı gün yediemin olarak dava dışı borçluya bırakılmasının malların zilyetliğinin hiç bir zaman alacaklıya devir edilmediğinin kanıtı olduğunu, sıra cetvelinde rehin alacağı tarihi olarak 21.09.2017 tarihi olarak belirtildiğini ,bu tarihin müvekkili şirketin haczinden sonra olduğunu, bu durumda zilyetlik devir edilmediğinden ortada adi rehin sözleşmesi bulunmadığını ve geçersiz olduğunu açıklanan durumlar karşısında sıra cetveli tamamen hukuka aykırı olup iptalini talep etmiştir
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğü ———- Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinin iptaline ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile, artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, görevin 6100 sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığının yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi, mahkemenin görevsiz olduğunun tespiti halinde ise dosya üzerinde inceleme yapılarak bu konuda bir karar verilmesi gereği ortaya çıkmıştır.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerde bulunması yahut özel bir yasal düzenleme ile dava Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi şarttır.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, sıra cetveline itiraz davalarını düzenleyen İİK.’nun 142. maddesine göre genel mahkemenin görevli olduğu, uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasa hükmünün de bulunmadığı, bu itibarla davanın ; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken ve genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ——- Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır). Bu nedenle görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının huzurunda verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı 24/05/2019