Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 E. 2021/113 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/207 Esas
KARAR NO: 2021/113
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— ekipmanları üretimi ve ticareti alanında dünyanın Önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, müvekkili şirket ile davalı firma arasında —- görülen menfi tespit istemli davanın sonuçlanarak karara bağlandığını, ilgili kararın kesinleştiğini, anılan kararın — tanınması amacıyla dava ikame edildiğini, İlgili davanın ——— dosyasında görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından tanınması istenen karara İlişkin yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesine yönelik bir dava daha ikame edildiğini, ilgili davanın ——– sonuçlandırıldığını, söz konusu karar üzerine yapılan yargılama giderlerinin davalı şirket tarafından ödenmesinin ihtar edilmesi maksadıyla davalı firmaya —— ihtarnamesinin keşide edildiğini, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri kararların —- icraya konulabilmesi için —– tarafından verilen bir tenfız kararına ihtiyaç duyulduğunu belirterek—– tarafından gayri adli masrafların hesaplandığı her iki kararın —–sayfalarında belirtilen hükmün tenfız edilmesini, müvekk tarihinden itibaren uygulanacak temel faiz oranı üzerinden —- faiz tutarı uygulanarak tahsiline ve yine müvekkili şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin karşılığı olan —- tarihinden itibaren uygulanacak temel faiz oranı üzerinden —– faiz tutarı üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından tenfızi talep edilen kararın —— dosyası üzerinden tanınmasının istendiğini, müvekkili şirket tarafından derdestlik itirazında bulunulduğunu, davacı şirket tarafından derdest davanın konusu haline getirilen yabancı mahkeme kararlarının yalnızca alacak kısmının tenfız edilmeye çalışıldığını, yabancı mahkeme kararlarının hem inşai tesiri hem de eda hükmü bulunması halinde ilgili kararların yalnız başına tenfızinin istenemeyeceğini, davacı şirketin iki ayrı mahkemede dava açarak kanunu dolanmaya çalıştığını, tenfız davalarının nispi harca tabi olduğunu, davacı tarafından harcın eksik yatırıldığını, davacı şirkete harcın tamamlattırılması gerektiğini, derdest ———-dosyasında verilecek kararın huzurdaki davayı doğrudan etkilediğinden söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasının uygun olacağını, yabancı mahkeme kararında bahsedilen ihtilafın müvekkili şirket tarafından davacı şirketin yabancı mahkemeye başvurma tarihinden daha önceki bir tarihte ———-sayılı dosyasına konu edildiğini, ilgili davanın halen derdest olduğunu, davacı tarafından tanınması istenen davanın kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, ilgili uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması noktasında —– Mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, ——–Asliye Mahkemesi tespit kararının tenfizi talebine ilişkindir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir.
Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri tenfize, 58 ile 59.maddeleri ise tanımaya ilişkindir.
5718 sayılı Kanun’un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların —— icra olunabilmesi yetkili —- mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”Anılan Kanunun “Tenfiz Şartları” başlıklı 54.maddesine göre; “(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) ——- ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette —– verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması,
b) İlâmın, —— münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması,
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı ——— itiraz etmemiş olması”. Öte yandan 5718 sayılı Kanun’un “Tebliğ ve İtiraz” başlıklı 55. maddesi uyarınca; “(1) Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tâbidir. Hasımsız ihtilâfsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır. (2) Karşı taraf ancak bu bölüm hükümlerine göre tenfiz şartlarının bulunmadığını veya yabancı mahkeme ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu öne sürerek itiraz edebilir.”
“Karar” başlıklı 56.maddesine göre, “Mahkemece ilâmın kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Bu karar yabancı mahkeme ilâmının altına yazılır ve hâkim tarafından mühürlenip imzalanır.” ve “Yerine Getirme ve Temyiz Yolu” başlıklı 57.maddeye göre, “(1) Tenfizine karar verilen yabancı ilâmlar Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmlar gibi icra olunur. (2) Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere tâbidir. Temyiz, yerine getirmeyi durdurur.”Şeklindedir.
Somut olayda da davacı tarafından davalı aleyhine —– tarihinde ikame edilen menfi tespit davasında verilen hükmün tanınması ve tenfizi için —– kayıtlı davanın ikame edildiği;
——- nezdinde tenfizi istenen karara ilişkin dava dosyasında yapılan masraflar için —– ikame edilen ve yargılama giderlerini hüküm altına alan Mahkeme kararının ise mahkememizde tenfizinin istenildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlık nedeni ile davalının ise —— kayıtlı davayı ikame ettiği davacı şirketin ise yukarıda da değinildiği üzere —- tespit ve tespit kararına dayalı yargılamanın giderleri için ayrı ayrı yargı yoluna başvurduğu, —– kayıtlı olduğu ve dava dosyasının da halen derdest olduğu, bu davanın gerek Mahkememiz yargılama giderleri dosyasının gerekse de —— kayıtlı dava dosyalarına konu tenfiz istemine ilişkin —- ikame edildiği davalardan önce açılmış bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda değinilen MÖHUK Tenfiz Şartları” başlıklı 54.maddesine göre de gerek mahkememiz gerek ———- Mahkemelerinde tenfiz istemine konu edilen aynı taraflar arasında ve aynı ilişkiden doğan uyuşmazlıklarda davaların tenfizi itibari ile de değerlendirmenin aynı esaslara (özellikle kamu düzenine aykırılık) tabi olduğu anlaşıldığından, Mahkememizde tespit kararı yargılama giderlerine yönelen davanın tenfizi isteminin ——–Asliye Ticaret Mahkemesinde tespit isteminin tenfizi dava dosyası ile birleştirilmesinin ( davanın bekletici mesele yapılmasından ziyade ) HMK 166. Lafzına ve amacına uygun düşeceği anlaşılarak davaların birleştirilmesine cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İşbu Mahkememizin —- dosyasının, ——- dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Her iki dosyanın yargılamasının önce açılan ——- sayılı dosyası üzerinden sürdürülmesine,
3-Harç, masraf ücreti, vekalet tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair, HMK’nın 168. maddesi gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte, sadece birleştirme kararının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından istinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.18/02/2021