Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/199 E. 2020/495 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/199 Esas
KARAR NO: 2020/495
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket davalı şirketten ——— tarihli sözleşme ile miktar, birim fiyat ve detayı belirlenen ve toplam bedeli ——– olan bir kısım ürünler sipariş ettiğini ve siparişe konu ürünlerin bedeline mahsuben toplam sipariş bedelinin ————– nakit peşinat ödemesi olarak ödemiş olduğunu, davacı şirket tarafından sipariş edilen ve—— peşinat ödeme yapılan sözleşme konusu ürünler davalı şirket tarafından makul süre içerisinde davacı şirkete teslim edilmediğini, davacı şirket davalı şirkete gönderdiği ———–yevmiye numarasına kayıtlı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshederek ödediğini, ——- peşinatın iadesini talep ettiğini, ———- tarihinde davalı şirketin banka hesabına gönderdiğini, davalı şirketin peşinatın iadesini yapmaması nedeniyle davacı şirket, davalı şirkete ödediği ——– peşinatın İadesi için, paranın davacı şirket tarafından davalı şirketin hesabına gönderildiği tarihi olan ——— satış kuru üzerinden ———— asıl alacak üzerinden————– sayılı dosyası üzerinden davalı şirket hakkında icra takibi başlattığını, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrini tebliğ alan davalı şirket takip konusu borca yasal süresi içerisinde itiraz ederek takibin haksız yere durdurulmasına nedîn olduğunu, davalı şirketin itirazı üzerine duran icra takibine konu borcun ödenmesi için davacı şirket tarafından ——————arabuluculuk numarasına kayıtlı olarak dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmış, ancak arabuluculuk görüşmelerinde taraflar arasındaki ihtilafın çözümü hususunda anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle itirazının iptali ile takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında, ———– tarihinde, davacı şirketi siparişi üzerine bir ürün satışı sözleşmesi kurulduğunu, sözleşme gereği davacı şirket ürün, bedellerinin yarısını ————- tarihinde gönderdiğini, yine taraflar arasındaki sözleşme gereği ürünler teslim alındığında sözleşme bedelinin kalanı da ödeneceğini, davalı şirket sipariş üzerine satışa konu ürünleri hazırlamış, davacı şirket ile yapılan telefon görüşmelerinde, davacı şirket tarafından ürünlerin teslim alınması konusunda gecikme olacak öğrenildiğini, Davacı şirket —————–adlı projede taşeron olarak kapıları vs. üretim ve montaj işini yaptıklarını, otel sahibi ile görüşmediklerini bu nedenle ürünleri teslim almalarının bi süre gecikeceğini beyan ettiğini, davacı şirketin üçüncü şahıslara olan borçlarından dolayı, davalı şirkete ödedikleri peşinatın, alacaklıları tarafından, davalı şirketten talep edilebileceğini beyan ederek, üçüncü şahıslara hukuki sorun yaşamak yerine peşinatın kendilerine iade edilmesini talep ettiğini, sözleşmeye konu ürünlerin, davacı şirket tarafından teslim alınması için kendilerine, ————- Nolu ihtamamesiyle ihtar ve ihbarda bulunduğunu, sözleşmeye konu ürünlerin —- gün içerisinde teslim alınmasını ve bakiye bedelin ödenmesini talep ettiğini, aksi takdirde ürünlerle ilgili doğacak hasar ve ziyandan sorumlu olmayacağını bildirdiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ve delilleri arasında yer alan ——- ihtarnamesi de esasen ———Noterliğinin yukarıda konu edilen ihtarnamesine cevaben yazıldığını, davacı tarafın iyi niyetten yoksun ihtarına cevaben, davalı şirket —————- yev. Nolu ihtarnamesi ile cevap verdiğini beyan ve iddiaların gerçeklerden uzak olduğu, davacı şirketin, o güne kadar teslim almaktan imtina ettiği ürünlerin zamanımla teslim edilmediğini bahane ederek, haksız ve mesnetsiz ve kötü niyetli” olarak, sözleşmeye konu peşinatı iadesini talep ettiğini, davacı şirketin , sözleşmeye konu ürünlerin uzun zaman teslim edilmediği gerekçesine dayalı olarak derdest davayı açtığını, ancak davalı şirketin, sözlesmeye konu ürünlerin teslimi konusunda gecikmeden dolayı temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir delil mevcut olmadığını, davacı şirketin beyan ve iddialarını, davayı kabul manasına gelmemek üzere, bir an için doğru kabul etsek dahi davalı şirketten, ürünlerin teslim edilmesi yönünde bir talepte bulunulduğu veya zaman verildiğine dair hiç bir delil olmadığını, davalı şirketin teslimde temerrüde düştüğü ispat edilemediğini, dava konusunda olayda sözleşmeye konu ürünlerin teslim alınması konusunda asıl temerrüde düşen tarafın davacı taraf olduğu açıkça görüldüğünü, dolayısıyla derdest davanın maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu açıkça ortada olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-Davacı imzasına havi Teklif Formu,
2- ————- sayılı takip dosyası,
3-Davacı ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki —- Kayıtları,
4——————Noterliği İhtarname Suretleri,
5-Taraf ticari defter ve kayıtları,
6———- Ödeme Dekontu,
6-Bilirkişi Raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,taraflar arasında akdedilen ticari satım sözleşmesi gereğince yapılan avans ödemesinin iadesi amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ikame edilen itirazın iptali davasının, girişilen icra takibinin şekli şartlarına sıkı sıkıya bağlı bulunması nedeni ile mahkememizce öncelikli olarak ———- sayılı takip dosyası,mahkememiz dava dosyası içersine alınmış ve takip dosyasının tetkikinde; Davacının, davalı aleyhine —-tarihinde icra takibine giriştiği,davalıya ödeme emrinin—- tarihinde tebliğ edildiği,———–tarihinde davalı borçlunun takibe karşı itirazlarını ileri sürdüğü , davacıya itirazın tebliğ edilmediği davacı tarafından itirazın iptali ile takibe devam edilebilmesi gayesi ile mahkememize mezkur davanın ——- tarihinde ikame edildiği görülerek davada dava şartlarının bütünü ile bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce HMK 320/2 maddesi uyarınca yasal zorunluluk arz eylemekle; uyuşmazlığın tespitinin yapılması cihetine gidilmiştir.
Taraflar arasında ticari hizmet akdinin mevcutiyeti ve davacının davalıya avans ödemesi yaptığı hususları sabit olup,çekişme davacıya teslimi gereken malların davacıya teslimin için teklif edilip edilmediği başka deyişle davacının alacaklı temerrütüne düşüp düşmediği yönlerinde uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Yargılamada da davalı vekili yazılı ve celselerdeki beyanlarında taraflar arasında bahsedilen mallarla ilgili sözleşme bulunduğunu, yapılan avans ödemesine karşılık davacının sözleşme gereğince üstlendiği hususları yerine getirmediğini ve davacının malları teslim almaktan imtina ettiğini, temerrüde düşenin davacı olduğunu bu nedenle davacının haksız bulunduğunun daimi olarak savunduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki akdi ilişkiye giren tarafların gerek akit öncesi hazırlık işlemlerinde ve gerekse akdin kurulmasından sonra ifa işlemlerinde birbirlerine karşı dürüstlük kuralına uygun olarak hareket etmeleri gerek doktrin gerek —– uygulaması ile kabul edilmiş temel hukuk kuralıdır.
Yine ——– kararları ve doktrinde de kabul edildiği üzere akdin kurulmasından sonra edimin ifası sırasında dahi tarafların beyanlarının dürüstlük kuralına uygun şekilde yorumlanması gerekir.
Akit taraflardan birinin karşı tarafta uyandırmış olduğu bir güven var ise bu güvene uygun şekilde hareket yükümlülüğü mevcuttur. Bir kimsenin karşı tarafta uyandırmış olduğu güvene aykırı hareket etmesi objektif hüsniyet kuralına aykırılık teşkil edecektir. Bir beyanın normal anlayışta ve dürüst bir zihniyetle uyandıracağı kanı objektif hüsniyet kuralının somutlaştırılmasında önemli bir kriterdir.
TBK m. 97 hükmü gereği, taraflardan biri kendi borcunu ifa etmez ya da ifasını teklif etmemiş ise karşı taraftan borcunu ifa etmesini isteyemez.
Bu eksenlerde somut olayda delillerin değerlendirilmesinde ; Davalı tarafından——- Noterliği’nden keşide olunan ———- yevmiye sayılı ihtarname de davalı edimini ifaya hazır olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu noktada da davacı tarafından dosya kapsamına ibraz edilen teklif formunun incelenmesi ile montaj ekibinin amaçsal yorum ile davalı tarafından üstlendildiği, davacı tarafından davalıya ———–tarihinde (eş söyleyiş ile davalı ilk ihtarı evveli 4 ay öncesi.)takibe konu tutarın döviz cinsinin ödendiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmeden dönme (fesih), mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır.
——————— Karar sayılı kararı gereğince dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir. Tek taraflı irade beyanı ile dönme (fesih) mümkün olmakla birlikte, sözleşmeyi haksız ya da kusuruyla fesheden taraf, fesih bildiriminin sonuçlarına da katlanmak durumundadır. Fesih sonucu zarara uğrayan kimse koşulları mevcutsa haksız fesih sebebiyle uğradığı zararlarının tazminini isteyebilir. Buna karşın somut olayda davacı tarafından feshedilen sözleşme gereğince yapılan semenin iadesini talep edebilmesi için sözleşmenin feshinin sonuca etkisi bulunmamaktadır.Nitekim davacı tarafından sözleşmenin——— tarihinde davacı tarafından feshedildiği ve davalı tarafından da davacı feshi nedeni ile ileri sürülen bir zarar iddiası da bulunmamaktadır.Bu nedenle dava da mahkememizce fesihte haklılık durumunun araştırılması cihetine gidilmesinin taraf iddia ve savunmaları ile davacı talebine göre usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği anlaşılmıştır. Yukarıda da değinildiği üzere TBK 97.maddesi gereğince kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini yerine getirmesi istenemeyeceğinden, davalı tarafından her ne kadar sipariş formuna konu ———- yevmiye sayılı ihtarname gereğince edimin teklif edildiği düşünülmüş ise de davalı tarafından ürünün teklif formunda kararlaştırılan evsafta bulunduğu ortaya konulamadığı gibi davacın artık eldeki davada davalının fatura konusu mallarını almayarak alacaklıyı temerrütüne düştüğünü iddia eylediğinden uyuşmazlık alacaklı temerrüdüne dair hükümlere göre çözümleneceğinden, TBK 106-110 maddeleri kapsamında yapılan değerlendirme de modüllerin alacaklısı davacının, haklı sebep bulunmaksızın ifayı reddediği hususunu davalı ispat edemediğinden ve davacı ile davalı ticari defter ve kayıtları ile uzantılarının davalının savunmalarını doğrulamaması bilakis tam aksi kayıtlar içermesine göre davacının alacaklı temerrüdüne düştüğünden de bahsedilemeyeceği anlaşılarak davacı tarafından ikame edilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nihai olarak davacı alacağının mevcutiyetinin çekişme arz eylediği düşünülebilir ise de davalı ticari defter ve kayıtları ile davacı imzasına havi sipariş formunun davalı kabulünde olması ve davalının davacının alacaklı temerrütüne düştüğünü ispat edememesi halinde alacağın miktarının çekişme konusu bulunmamasına göre davacı alacağının İİK 68/2 gereğince likit nitelikte kabul edilerek asıl alacağın %20 si nispetinde inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE ;
1-Davalının ———— sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Takipte,HMK 26 kapsamında taleple bağlı kalınarak 3095 sayılı yasa 1.maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin değişen oranlarda yasal faiz İŞLETİLMESİNE
3- Takip konusu asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının(12.264,35 TL )davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Alınması gerekli 4.182,74 TL harçtan peşin alınan 739,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.443,21 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 739,53 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama gideri olan toplam 916,50 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 8.760,13 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
8-Arabulucuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ————– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/10/2020