Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/190 E. 2020/650 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/190 Esas
KARAR NO : 2020/650

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı bankanın ——-ile dava dışı kredi borçlusu—- —-tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların sözleşmede müteselsil kefil olduklarını, davalılar .——.şirketi ile dava dışı———– adına kayıtlı taşınmazlara da ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname gönderildiğini, yine ödeme yapılmaması nedeniyle kredi borçlusu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığını, bu arada davalı kefiller hakkında da İst. Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, borçluların borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, zorunlu arabuluculuk dosyasında anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, diğer icra takibindeki rehinlerin paraya çevrilmeden davacı bankanın davalılar hakkında icra takibi yapamayacağını, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı bankanın ———- yükselmesinden haksız olarak faydalanması nedeniyle TMK’nin 2. Maddesine aykırı davrandığını, takibe dayanak belgelerin tebilğ edilmediğini, bu nedenle geçerli bir ödeme emrinin bulunmadığını, davacıya yapılan ödemelerin düşülmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında, “davalıların, dava dışı —–. ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olarak imza attıkları” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davacı Bankanın, aynı borçla ilgili rehinlerin paraya çevrilmesi yoluyla takip tamamlanmadan, davalı kefiller hakkında işbu icra takibine başlayıp başlayamayacağı,
b-Temerrüt yönünden hesap kat ihtarının davalı borçlulara usulüne uygun tebliğ edilip edilmeidiği,
c-Hesap kat ihtarı tarihindeki kurun yüksek olması nedeniyle davacının bu kur üzçerinden kat ihtarı yapmasının TMK’nin 2. Maddesine aykırılık teşkil edip etmediği,
ç-Davacı bankanın, kefillere yönelik icra takibini başlatırken, dava dışı borçlunun yaptığı ödemeleri düşüp düşmediği,
d-Davalıların, varsa davacı bankaya olan borç miktarlarının ne kadar olduğu,
e-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likit olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
f-Davanın tam veya kısmen reddi halinde davalıların kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, yani davacının icra takibi yaparken ve itirazın iptali davası açarken kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2- İcra takibi: Davaya konu İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı ——-vekili tarafından davalı borçlular aleyhine —– asıl alacak,
—— asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren hesap tablosunda belirtilen oranlardan işleyecek yıllık %44,24 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsili talepli olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulardan …—-tarihinde,—— tarihinde tebliğ olunduğu, borçlular vekilinin 28.09.2018 tarihli itiraz dilekçesinde, geçerli bir kefalet olmadığını, İİK’nin 68/b maddesindeki takip şartı yerine getirilmeden tüm borçlular hakkında genel haciz yoluyla ilâmsız takip yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, ihtarnamenin usul ve yasaya aykırı tebliğ olunduğunu, ihtarname ekindeki hesap özetinin gerçeğe aykırı olduğunu, alacaklı Bankaya muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığını, bunların göz ardı edildiğini, alacaklının önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapması gerektiğini, takibin mesnedi belgelerin tebliğ edilmediğini, borcu ve temerrüt faizini kabul etmediklerini, faiz oranının fahiş olduğunu, —– adı altında talep edilen bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunduğu, itiraz üzerine takibin icra müdürlüğünce durdurulduğu anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
3-a)Sözleşmeler, kredilerin kat edilmesi ve temerrüdün oluşup oluşmadığı ile ilgili inceleme: Dava dosyasına sunulan sözleşmenin incelenmesinde, davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu—— tarihinde çerçeve niteliğinde, —- limitli Genel Kredi Sözleşmesinin düzenlendiği, diğer Davalıların da söz konusu sözleşmede, müteselsil kefil olarak toplam sözleşme limiti üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzalarının bulunduğu,
Kefalet sözleşmelerinde; kefalet türünün müteselsil kefil, kefalet tutarının; rakam ve yazı ile davalılar tarafından elle yazıldığı, tarih ve davalılara atfen atılı imzalara haiz olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin, davamızla ilgili;
“III. Bankanın Nakdi kredileri Her zaman sona Erdirme Hakkı” başlıklı maddesinde; “Banka dilediği anda Noter aracılığı ile ——–imza taşıyan kayıtlı —– sistemi veya —————— iadeli taahhütlü mektupla, bu sözleşmeye dayanan cari hesapların bir kısmını veya tamamını kesebilir yahut sözleşmeyi feshedebilir. Bankanın cari hesabın veya cari hesapların kesilmesi konusunda yapacağı ihbar, bu ihbar hangileri hakkında yapılmışsa o hesap veya hesapları muaccel kılacak, Müşteri’nin ilgili cari hesap borç bakiyelerini tamamen ödemesini gerektirecek, fakat cari hesapların kesilmesi,—— feshedilmesi veya diğer nedenlerle alacakların muaccel kılınması, Bankaca açıkça belirtilmedikçe Sözleşmenin de feshedileceği anlamına gelmeyecektir.” hükmünün yer aldığı,
“40.Kefalet” başlıklı maddesinde;
“40.1 Bu sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefil/kefiller, Müterinin lehine açılmış ve açılacak her türlü krediler ile bu kredilere ilişkin olarak doğmuş ve doğacak tüm borç ve taahhütlerden, bu sözleşmede belirtilen faiz, komisyon ve masraflar ile bunlara ilişkin vergilerden, işbu sözleşmenin “Temerrüt “ başlıklı maddesi ile diğer maddeler altında belirtilen faizler ile kanuni takip giderleri ve avukatlık ücretlerinden, mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından ve gerek yalnız olarak, diğer kişiler ile birlikte asaleten veya müteseslsil kefil sıfatıyla, krediler sebebiyle doğmuş veya doğacak bütün borçlarından, aşağıdaki imza bölümünde her bir kefil tarafından el yazısı ile belirtilen azami miktara kadar tutara müteselsil kefil olarak yükümlenir.” hükmünün yer aldığı,
“E. Temerrüt” başlıklı maddesinde,
“Müşteri ve kefiler aşağıda yazılı hususlardan herhangi birinin herhangi bir sebeple gerçekleşmesinin bir temerrüt hali oluşturacağını kabul ederler; Müşterinin ve/veya kefillerden herhangi birinin;
İşbu sözleşme kapsamında ödenmesi gereken herhangi bir tutarın vadesinde, öngörülen para birimi üzerinden ve öngörülen şekilde ödenmemesi veya sözleşme kapsamında ödenmesi ————- vadesinde ödememesi veya başka herhangi bir sözleşme kapsamında borçlu olduğu meblağları ödememesi; veya,
Müşterinin be kefillerin olumlu ve olumsuz genel yüklenimleri başlıklı maddesinde yer alan yükümlülüklerini, veya sözleşme kapsamındaki diğer yükümlülüklerinden veya taahhütlerinden herhangi birini gereği gibi veya hiç yerine getirmemesi,
Banka işbu sözleşmede belirtilen ve temerrüt sebebi olarak sayılan halerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, gerek gayri nakdi krediler, gerek diğer kredilerden kaynaklanan borçları ve taahhütleri için yeterli miktarda teminat verilmiş olması ve/veya Bankanın sorumluluğu ve talep hakkının bir vadeye veya şarta bağlı olduğu durumlarda dahi vadeden veya şartın gerçekleşmesinden önce, kredi —– aynı para cinsinden teminat olarak nakit yatırılmasını, ticari işletme rehni, senet, menkul kıymet veya gayrimenkul rehni verilmesini de her zaman ve herhangi bir sebep göstermeksizin Müşteriden isteyebilir.
Müşteri temerrüt halinde , muacceliyet tarihinden itibaren, borcun bankaya bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için kullanmış olduğu kredinin türü ne olursa olsun, temerrüt tarihinde Bankaca ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan kredi faiz oranına 20 puan ilavesi ile bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.
Banka, temerrüt konusu döviz borçlarını aynen veya TL olarak talep edebilir. TL olarak talep edilmesi halinde, ————- üzerinden bulunacak TL karşılığına yuk.belirtilen oranda; —— edilmesi halinde kullanılan —- olsun, ——-. Bankaca ilgili—– krediler için uygulanan en yüksek krdei faiz oranına 10 puan ilavesi ile bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi tatbik edilecek ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisi ayrıca bir ihtar ve —- kalmaksızın Müşteriden tahsil edilecektir.” hükmünün yer aldığı,
Banka alacağının takip ve tahsili ile ilgili hükümlerle ilgili olarak;
“46.Bankanın——– İsteme Hakkı:” başlıklı maddede, “Kendi menkul veya gayrimenkul rehinle sağlanmış olsa veya teminat olarak verilmiş olan senetlerin henüz vadeleri gelmemiş bile olsa, Banka her zaman alacağının kısmen veya tamamen muacceliyet kazanması halinde, Müşteri’ye karşı haciz yolu ile veya iflas yolu ile takibe geçebilir. Ayrıca Banka muaccel olsun veya olmasın, her türlü alacağı için ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı alabilir veya uygulayabilir. Müşterinin bu hususta hiçbir itirazı olmayacaktır. Bankanın ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir talebinde bulunması halinde teminat yatırmamasını da müşteri peşinen kabul eder ve bu konudaki itirazlarından peşinen vazgeçer.” hükmüne yer verildiği,
“52.İcra İnkar tazminatı ile —- başlıklı maddede; “52.1 Bankanın alacağını tahsil için icra yoluna başvurması halinde, kötü niyetle borca itiraz etmesi ve itirazında haksız çıkması halinde, Müşteri, mahkemenin hükmedeceği icra inkar tazminatından ayrı olarak, alacağın % 15’i oranında cazayı ödemeyi kabul eder.” hükmünün yer aldığı tespit edilmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan dava dışı —- çerçeve niteliğindeki ——- tarihinde yıllık % 7,5 akdi faiz oranı üzerinden —-şeklinde—- —nolu nakdi krediler kullandırılmıştır.
———tarihli ilk taksitinin ödendiği, sonraki taksitlerinin ise ödenmediği, —- kısmî tahsilat yapıldığı, hesap kat tarihi itibariyle kalan ana para tutarının—— cinsinden kredinin, ana para ve tahakkuk etmiş faiz bakiyesinin 482.363,31 TL olduğu, hesap kat ihtarnameleri ve noter masrafının 3.216,85 TL ve ipotekli gayrimenkulün ekspertiz masrafının 1.430 TL olduğu görülmüştür.
——– gösterge niteliğindeki — karşılığının —– olduğu, yukarıdaki tabloda gösterildiği şekilde toplam nakdi kredilerden olan alacağının — olduğu anlaşılmıştır.
Davacı Bankanın, muhataplara Kadıköy —Noterliği kanalıyla —- yevmiye no’lu ihtarnamesini keşide ettiği, ihtarnamede, özetle; “—hesaptan kredi tahsis edilerek kullandırıldığı, kullandırılan ticari — tarihi itibariyle kat edilerek muaccel hale geldiği, muaccel hale gelen ———— —faiz oranı ile bir(1) bir gün içinde ödenmesi, aksi takdirde alacaklarının tahsili için haklarında yasal yollara başvurulacağının” ihtar edildiği görülmüştür.
¸Kadıköy — yevmiye no’lu ihtarnamesinin tebligatları ve temerrüt tarihlerinin ——– olduğu ve verilen bir günlük mehil süresinin hitamı dikkate alınarak” aşağıdaki şekilde olduğu tespit olunmuştur.
¸Buna göre, davalıların 18.09.2018 tarihinde temerrüde düştükleri kanaatine varılmıştır.
3-b)Davacının isteyebileceği temerrüt faiz oranının saptanması: Temerrüt faiz oranı ile ilgili olarak, — tarihinde yürürlüğe giren——- sayılı Kararnameye ilişkin 29.03.2002 tarih,— sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan — sayılı Bankamız Tebliği.nin 2, 3 ve 4 üncü maddeleri ile 22.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren– sayılı Kararnameye ilişkin — sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan— sayılı Bankamız Tebliğinin 3 ve 4′ üncü maddelerinde, bankaların mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri ve bu faiz oranlarını Bankamıza bildirmeleri esası getirilmiştir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüt faiziyle ilgili; “Müşteri temerrüt halinde, muacceliyet tarihinden itibaren, borcun bankaya bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için kullanmış olduğu kredinin türü ne olursa ol-sun, temerrüt tarihinde Bankaca ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan kredi faiz oranına 20 puan ilavesi ile bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime —– kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.“ hükmü gereği, davacı banka “temerrüt tarihi itibariyle ticari kredi yönünden talep edebileceği temerrüt faizi oranını” — Azami Faiz Oranları Genelgesine göre, % 24,24 oranındaki faiz oranının 20 Puan fazlası olan (% 24,24 + % 20 =) % 44,24/yıllık olarak belirlemiş ise de, yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——— karar sayılı ilâmı uyarınca krediye fiilen uygulanmakta olan faiz oranının 20 puan fazlası uygulanabileceğinden, davacının isteyebileceği temerrüt faiz oranının (%,75+20=) % 27,5 olması gerektiği kanaatine varılmıştır.
3-c)Asıl borçlu şirketle ilgili inceleme: Davalılar vekilinin, icra dosyasına yaptığı itiraz ve cevap dilekçesindeki savunmaları gözönüne alınarak, asıl borçlu —– kimler olduğu, asıl borçlu şirketin dava konusu krediyle ilgili ödeme yapıp yapmadığı hususlarının tespiti amacıyla bir mali müşavir bilirkişi aracılığı ile —- ticari defterler ve kayıtlarının incelenmesi için — talimat yazılmasına karar verilmiş olup, talimat dosyasında mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda, dava dışı asıl ————– iflas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede; henüz – oluşturulamadığı,— tarihinde 3 sayfadan oluşan (ek-1)sorgulama tutanağın — tarafından TTK ve VUK gereğince tutulmakta olan defterlerin en yakın zamanda sunulacağının ifade edildiği, ancak sunulmadığı, şirketin ——- tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlara göre hisse devrine karar verildiği alınan kararların—– tescil edildiği, tescile ilişkin—– sayılı ———. sayfasında yayınlandığı, buna göre;
Şirket Ortakları
Hisse Adedi
Sermaye Tutarı
6.096 adet
6.096.000,00-TL
——————–
2 adet
2.000,00-TL
———–
3.902 adet
3.902.000,00-TL
Toplam
10.000 adet
10.000.000,00-TL
Olduğu, şirketin —– numaralı ortaklar kurulu kararlarının ——————- tarihinde ——– ile tescil edildiği, bu karar ve ilana göre; şirketi ——süre ile —- seçildiği tespit edilmiştir.
3-ç)Takip Tarihi itibariyle—–borçluların kefalet limiti 6.000.000.- TL olduğundan, bu tutar üzerinden hesap kat tarihinden takip tarihine kadar % 27,5 temerrüt faizi oranı üzerinden faiz yürütülmek suretiyle davacının alacağının saptanması için dosya bankacı bilirkişi—-edilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
————- tarihinden dava tarihine kadar davacı tarafından, borçlulardan herhangi bir tahsilat yapılmadığı görülmüş olup, buna göre, davacının alacağının, aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere, —– hesaplanan gider vergisi olmak üzere toplam 6.028.875 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi tarafından, denetime elverişli olması açısından, davacının talebi gibi %44,24 temerrüt faizi oranı üzerinden de hesaplama yapılmış olup, bu hesaplama bilirkişi raporunun —-. Sayfasında tablo halinde gösterilmiştir.
3-d)Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere, davacı —- süreli 6.000.000 TL limitli —- düzenlendiği, davalıların da söz konusu sözleşmeye, müteselsil kefil olarak toplam sözleşme limiti üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle imza attıkları, davacı bankanın takip tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu şirketten; 6.000.000 TL asıl alacak, 27.500 TL işlemiş faiz, 1.375 TL faizin %5‘ten hesaplanan gider vergisi olmak üzere toplam 6.028.875 TL alacaklı olduğu, İstanbul ——.İcra Dairesinin ————- esas sayılı dosyasından, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde herhangi bir tahsilat yapılmadığı, davalılar vekilinin “davalıların muhtelif tarihlerde ödemeler yaptığı, bu ödemelerin göz ardı edildiği, borcun muaccel olmadığı”na ilişkin savunmasının doğru olmadığı, alacakla ilgili davacı tarafça tahsilat yapılmadığı, davacı Bankanın, dava tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, davalı borçludan 6.000.000 TL asıl alacak üzerinden —– oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 —— talep edilebileceği kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulü ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı-borçluların İstanbul Anadolu —İcra Dairesinin — esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları itirazların kısmen iptaline ve takibin;—-alacak ile işleyecek faiz yönünden 6.000.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek —–azami faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile % 27,50 temerrüt faizi ve faizin %5—– uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
4-İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalılardan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar sözleşme ile kararlaştırılmış olup kabulüne karar verilen kısmı likit olduğundan ve davalıların icra takibine yaptığı itirazları haksız bulunduğundan daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmamakla, likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacak, —- toplamları üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı-borçluların İstanbul Anadolu —- İcra Dairesinin —– esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları itirazların kısmen iptaline ve takibin;
a) 6.000.000,00 TL asıl alacak, 27.500,00 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.375,00 TL—-olmak üzere toplam 6.028.875,00 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden 6.000.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek——faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile % 27,50 temerrüt faizi ve faizin %5 —- uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
b)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c)Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş —-toplamı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan 1.205.775,00 TL icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 411.832,45 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 73.018,34 TL peşin harç ve icra dosyasına yatan 30.229,08 TL harç olmak üzere toplam 103.247,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 308.585,03 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 73.018,34 TL peşin harç ve icra dosyasına yatan 30.229,08 TL harç olmak üzere toplam 103.247,42 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.399,20 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 2.393,42 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 5,78 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kabul edilen dava yönünden—- 13/1.maddesi gereğince hesaplanan 148.913,75 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen dava yönünden — 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı