Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2020/118 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/183 Esas
KARAR NO : 2020/118

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalı şirketten alacağı ile ilgili olarak Bakırköy —. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasından 25/07/2018 tarihinde icra takibine geçtiğini, ödeme emrinin tasfiye— tarihinde tebliğ edildiğini, ancak şirketin 24.12.2018 tarihinde tasfiye edildiğini, bu nedenle —– Müdürlüğü’nün ——— sicil numarasında kayıtlı —- ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için—- atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, bu nedenle davalı … Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulamayacağını, davalı müvekkilini yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı …—- tarihinde TK 21/2. Maddesi uyarınca tebliğ olunmuş, davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen— sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının mahkemece verilen mehil gereğince açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulünde yapılan yargılamanın ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davaya konu şirketin davalı … Müdürlüğünce —— terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B-Davaya konu şirketin davalı tasfiye memurunca kasten tasfiye işlemleri tamamlanmadan tasfiye edilip edilmediği, davalı tasfiye memurunun Bakırköy —— İcra Dairesi’nin —– esas sayılı icra dosyasındaki icra takibindeki borçtan haberi olduğu halde şirketin tasfiyesini tamamlayıp tamamlamadığı,
C-Davacının başlattığı icra takibi nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği,
D-Davalı ——- yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat: TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) ——– kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, —-, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe:
Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. Maddesinde; limited şirketlere ilişkin olarak tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında — ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı Kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Buna göre, öncelikli olarak, hukuki yarar dava şartının oluşup oluşmadığının tespiti yönünden davacı vekilinden sorulmuş ve dava tarihinde, ihyası istenen ——- ihyası ile ilgili ilgili yargı merciinden ilgili şirketin ihyası için alınmış bir ara karar olmadığı tespit edilmiştir. Ancak hukuki yarara ilişkin dava şartı bu dava türünde tamamlanır dava şartı olduğundan davacı vekiline yetki verilmiş ve davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde yaptığı müracaat üzerine Bakırköy—–. İcra Dairesi’nin —- esas sayılı dosyası üzerinden davacıya ilgili şirketin ihyası için dava açmak üzere yetki verildiğine dair karar Mahkememize sunulmuştur.
Mahkememizce, davanın gerektirdiği şekilde,—- Memurluğu kayıtları, —- kayıtları ve Bakırköy —-. İcra Dairesi’nin— esas sayılı dosyasının takip talebi, ödeme emri ve tevzi formunun birer sureti —- sistemi üzerinden getirtilip incelenmiş olup, davacı ….———– istemine yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin——– tarihinde tebliğ olunduğu, ancak şirketin——- tarihinde tasfiye edildiği, davacı vekilinin de icra takibine devam edebilmek için işbu şirketin ihyası davasını açtığı, yukarıda belirtildiği gibi icra takibinin yapıldığı Bakırköy —-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasında şirketin ihyası için dava açmak üzere davacıya süre ve yetki verilmesine karar verildiği, bu şekilde davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay——sayılı ——tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet olayda, davacı tarafından———–, bu şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki döneme ilişkin alacakla ilgili olarak açılmış bir icra takibi mevcuttur. Bu takibin devam edebilmesi, infaz işlemleri, icra takibinin durması halinde açılacak itirazın iptali ve itirazın kaldırılması davalarının görülmesi, verilecek kararının infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle—— yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından —— Bakırköy —. İcra Müdürlüğü’nün —-esas sayılı dosyasının görülmesi, infaz işlemleri, icra takibinin durması halinde açılacak itirazın iptali ve itirazın kaldırılması davalarının görülmesi, verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere——- yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı … Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen limited şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının yetkili ve görevli icra dairesince verilen mehil gereğince açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası davası olup, bu davada husumet, tasfiyeyi sağlayan memur ile ———— Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru ilk celsede gelip davayı kabul etmediğinden(emsal alınan yüksek Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin—– Karar sayılı ilamı) davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile —— numarası ile kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan davalı —- ticaret sicil kaydının, Bakırköy —–. İcra Dairesi’nin —– esas sayılı icra dosyasının görülmesi, infaz işlemleri, icra takibinin durması halinde açılacak itirazın iptali ve itirazın kaldırılması davalarının görülmesi, verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —– yeniden tescil ve ilânına,
2- Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın, dava açılırken peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalı tasfiye memuru …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından sarf edilen 94,20 TL yargılama giderinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca tespit edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.