Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/182 E. 2019/986 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/182 Esas
KARAR NO : 2019/986

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkil şirket bünyesinde ——- tarihinde öğretmen olarak çalışmaya başladığını, Şubat 2015’te müdür yardımcılığı görevine terfi ettirildiğini, 15.06.2015 tarihinde istifa ettiğini, davalı, müvekkil ile henüz iş ilişkisi devam ederken müvekkil şirket nezdindeki iş akdini, yeni bir kurum (———–) ile anlaşma görüşmeleri kapsamında aksattığını, davalı …, müvekkil kuruma sunduğu 25.05.2015 tarihli istifa dilekçesinde ve ayrıca ekte sunulacak— mesajlarından da anlaşılacağı üzere 24.05.2015 tarihinde, 12.06.2016 tarihi itibariyle istifa ettiğini bildirmiş ve 29.06.2016 tarihinde — işe başladığını, bu durum dahi tek başına göstermektedir ki; 17 gün sonra yeni bir işe başlanması daha önceden yapılan görüşmelere ve anlaşmalara karine oluşturduğunu, söz konusu iş yerinde işe giriş tarihi ve çalıştığı süreye ilişkin belgeler ilgili kurumdan celp edildiğinde, bu durumun ortaya çıkacağını, davalı, müvekkil kurumda müdür yardımcısı olarak çalışmakta iken, başka bir kurum olan ———— ile anlaşmış, anlaştığı yeni kurum nezdinde çalışmak üzere müvekkil okul öğretmenleriyle görüşmüş, makam odasını ikna odası gibi kullanarak müvekkil okul öğretmenlerini ——- çalışmaya davet ettiğini, davalının okuldaki nüfuzunu kötüye kullanarak daha sonra gizlice anlaştığı——- müvekkil okul çalışanlarını yönlendirerek kötü niyetli davrandığını ve —–ne katkı sağladığını, müvekkil şirketin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığın saygınlığın onun kişisel değerleri içerisinde yer almakta olduğunu, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız edimler neticesinde müvekkil şirketin ticari şeref ve haysiyetinin çiğnendiğini, şirketin ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarstığını ve müvekkil kurumun zarara uğradığını itibarının zedelendiğini belirterek 20.000,00 TL manevi tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalından tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı kurum nezdinde—- tarihleri arasında öğretmen ve müdür yardımcılığı görevini üstlendiğini, 24/05/2015 tarihinde yöneticilerin müvekkilini okula çağırması üzerine istifasının zorla alındığını, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak davanın açıldığını belirterek davanın öncelikle usulden mümkün olmaması halinde usulden reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş ve 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava şartları da istîm üzerinde davanın görülebilmesi için mutlaka dava tarihi itibariyle bulunması ya da davanın devamında tamam olabilmesi (giderilebilir dava şartı) yasa koyucu tarafından belirtilen ve benimsenen şartlardır.
Davanın açılmasının usul hukuku bakımından sonuçlarından birisi de yukarıda belirtilen esaslar dahilinde mahkemenin görev ve yetkisinin davanın açılması ile o anki hâle göre sabitlenmesi ve dava şartlarının var olup olmadığının değerlendirilmesinin bu tarih gözetilerek karara bağlanmasıdır.
Bu kapsamda Somut olayda :Davalının davacının sigortalı çalışanı olduğu ve bu çalışmasının 15/06/2015 tarihine kadar devam ettiği ——– kaydı ile anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından ileri sürülen iddiların hukuki nitelendirilmesi itibari ile ; davalının işçici olduğu dönemde iş akdinin kurulması ile doğan sadakat borcunun ihlal edildiği ; işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcuna aykırı davranıldığı tam aksine iş akdi devam eder iken başkaca şirketle anlaşılması ve diğer çalışanlarının da bu şirkete yönlendirilmesi bu kapsamda özellikle davacının 19/05/2015 tarihli semineri de —— tertip ettiğini,işçisi bulunduğu davacı şirketin seminerine de katılmadığını bu nedenlerle ile iş ilişkisi devamındaki davacı eylemleri ile manevi yönden zarara uğradığını beyan ederek eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas NO:————– Kararında da açıkça açıklandığı üzere  “İş Kanununa göre işçi sayılan kişilerle işverenler arasında iş akdinden ya da İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk davalarına iş mahkemelerinde bakılacağı benimsenmiştir. Davacının iddiasının ileri sürülüş biçimi itibari ile iddiaların gerek dilekçeler aşamasında gerekse de mahkememizin ön inceleme duruşmasında davacının iş akdinin devamındaki eylemelerinin uyuşmazlık konusu yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacının, işçisi bulunan davalının akdi ilişkinin devamında iddia ettiği aykırılıklarının sözkonusu bulunup bulunmadığı bulunuyor ise bu aykırılıkların sadakat borcu kapsamında değerlendirilip sonuçlandırılması gayesine matuf olup olmadığının araştırılması gerektiği anlaşılmış bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin, Mahkememizin görevli bulunduğu yönündeki gerekçesine itibar edilememiş, dava dosyasının taraf iddia ve savunmalarının ileri sürülüş biçimi itibari ile yukarıdaki düzenlemeler gereğince görev kurallarının dava tarihi itibari ile belirlenmesi gerektiğinden mahkememizin görevli olmadığı anlaşılarak görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İş mahkemelerine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 sayılı Kanunun 1.maddesine göre, görevli Mahkemenin İŞ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İŞ Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi İŞ Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin huzurunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.