Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2021/72 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/181 Esas
KARAR NO : 2021/72
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— olan işbirliği anlaşmasından doğan alacaklarını davalı şirkete devrettiğini, —- teknik tanımlamaların değiştirilmesinin zorunluluğu nedeniyle sözleşmeden sonraki alacaklar müvekkili şirkete gelmeye devam ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği ödemelerin tamamını davalı tarafa aktardığını, dava dışı —-daha sonra yaptığı denetimlerde yanlış hesaplama yaparak fazla ödeme yaptığını tespit ettiğini, yapılan fazla ödemelerin müvekkilinden tahsil edildiğini, müvekkilinin bu ödemeyi para aktardığı davalı şirketten istediğini, davalının faturaları kabul ederek detay rapordan sonra ödeyeceğini belirttiğini, müvekkili ile davalı şirketin sözleşme ilişkisi içinde olduğunu, faturalara süresi içinde itiraz edilmediğini, müvekkilinin alacağını güvenceye almaya yeter miktar üzerinde davalı mal varlığı üzerinde 3.kişilere devrini engelleyecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının aktif mal varlığ üzerinde 3.kişilere devrini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında —–imzalandığını, davacı tarafından sunulan faturaların müvekkili tarafından fatura detayı olmadan faturanın yönetime sunulamayacağından dolayı kabul edilmediğini, fatura detaylarının gönderilmediğinden dolayı faturaların iade edildiğini, müvekkili ile davacı arasında akdi ilişkiden veya bir başka ilişkiden rücuen talep edilebilecek bir borcun bulunmadığını, herhangi bir borç var ise de davacı ile ——arasındaki borç ilişkisinden doğduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile rücuen bir alacak talebi var ise öncelikle davacının rücuen talebe konu borcu ödemesi gerektiğini, ödeme belgesinin sunulmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde müvekkilinin davacı şirkete bir borcunun bulunmadığının tespit edileceğini savunarak; davanın reddini, %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu,—- icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı vekili tarafından davalı aleyhine —- asıl alacak, — işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —-alacak için icra takibine giriştiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı vekilini “1” yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için mahkememizce—-Müzekkere yazılmıştır.
Talimat mahkemesi marifetiyle alının bilirkişi raporunda takibe konu edilen —–tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen — tarihli Marka Devir Sözleşmesi’nin incelenmesinde;
Sözleşmenin konusu; —- tarafından—- tarihli — içerir genel sözleşmedir.
Kısaca işbu sözleşme, —-tarihinde alıcılar tarafından yeni kurulacak olan—- yapılması ve toplamda —ödemenin satıcılara Yapılmasını içerir .
Genel Hükümler;
3.1 — tescilli markasının devrini —- tarihinden itibaren devir işlemlerini başlatır ve yasal süreci içinde devir işlemlerini yapar.
3.2 Alıcılar — tarihine kadar dev —- kurmakla mükelleftir. Bu Yeni kurulacak şirkete yukarıda kimlikleri verilmiş olan satıcıların ortakları yüzde yirmi olarak ortak olacaklardır. —- tarihine kadar kendi istedikleri yeni ortaklara devir etmek zorundadır.
——-bünyesinde —-dolayısı ile müşterilere kesilmiş faturaların operatör üzerinden elde edilecek tahsilatlarının, müşteri kampanyası sonuna kadar olanlarının bedelinin —–alacaktır.
İşbu ödemelerin herhangi bir şekilde—— bedelleri —- gecikme cezası ile birlikte ödemekle mükelleftir. Markanın devrinden sonraki dönemde —– keseceği fatura bedellerini alıcılar— alacaktır.
Davaya konu uyuşmazlık ; dava dışı —-tarafından davacı şirkete düzenlenen ve davacı tarafından ödenen fatura bedellerinin davacının davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda özetlendiği üzere davacı şirket ile davalı şirket arasında—-imzalanmak suretiyle araç takip işini davalı şirkete devretmiştir. Ancak araç takip işleri davalı tarafa devredilmiş olmasına rağmen —- — tarafından teknik tanımlamalar yapılıncaya kadar sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra da —- davalı hakkedişi olan ödemelerin davacı hesabına geldikçe davalı hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak dava dışı —- bilahare fazla ödeme yapmış olduğunu tespit etmesi üzerine fazladan yapmış olduğu ödemelere ilişkin davacıya fatura düzenlediği ve davacının detayları yukarıda açıklanan söz konusu fatura bedellerini ödediği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla davacı — aktardığı alacağın bir kısmını dava dışı — etmesi ile kendi varlığının azalması suretiyle davalı — varlığının artmasına ve —- zenginleşmesi sağlanmıştır.
Bu kapsamda davalı firmanın kendisine yapılan fazla ödeme nedeniyle davacının doğan zararını karşılaması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Faiz alacağı yönünden ise belirtilmelidir ki, haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt için ihtarın gerekmediği yolunda açık bir yasa hükmü yoktur. Ancak, müşterek hukukun —-şeklindeki genel ilkesi, günümüzde de uygulama yerine sahiptir. Bu ilkeye göre, haksız fiilin faili ve sebepsiz zenginleşen daima temerrüt halinde bulunduğu için, zaten gerçekleşmiş olan temerrüdü sağlamak üzere alacaklının bunlara ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmez. Bu nedenle davacını faiz alacağını talep etmesi için davalıyı ayrıca temerrüte düşürmesine gerek bulunmayıp takibe konu edilen faiz alacağını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davanı kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalı borçlunun ——- icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
2-Alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 20 oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.533,87 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 446,02 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.087,85 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 446,02 TL peşin harç ile 44,40 TL başvuru harcı toplamı olan 490,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.640,70 TL yargılma giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.564,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından dolayı bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Arabuluculuk gideri için sarf edilen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
9- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021