Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/171 E. 2019/933 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/171 Esas
KARAR NO : 2019/933

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu …’in müvekkili kooperatiften 13.04.2017 tarihinde istifa ettiğin, bu tarihe kadar müvekkilinin kooperatifin ortağı olduğunu, bir konut yapı kooperatifi olan müvekkilinin her ne kadar taşınmazlarının büyük çoğunluğunu ortaklarına teslim ve adlarına tescil edebilmiş ise de müvekkilinin halen arsa malikleri ile yaşanan uyuşmazlıklar nedeni ile konutunu teslim edemediğini 69 adet ortağı bulunduğunu, arsa malikleri ve bazı ortaklarıyla devam eden davaları nedeni ile müvekkilinin kooperatif tasfiyesini tamamlayamamakta olduğunu, davalı/borçlunun da müvekkilinin kooperatife ortak olup, kendi ortaklık hissesine düşen ——————- adresindeki taşınmazını devir ve teslim aldıktan sonra 3. Bir şahsa sattığını ve sonrasında da istifa ettiğini 13.04.2017 tarihinde ihtaren bildirdiğini, başta — ortağı bulunan müvekkilinin kooperatifin davalı/borçlu gibi bazı ortakları dairelerini teslim alabildiğini ancak arsa maliklerinin tutumu sebebiyle bir kısmı dairelerini teslim alamamış olduğunu ve mağdur olduklarını, bu nedenle de tasfiye süreci devam eden müvekkilinin kooperatifin tasfiyesini tamamlayabilmesi ve tüm konutları teslim edebilmesi için başta arsa malikleri ile olan dava süreci olmak üzere hukuki süreçleri tamamlaması gerektiğini, davalı/borçlu taraf ise ben istila ettiğim tarihten sonra alınan Genel Kurul kararlarına katılmam dediğini, borçları ödemem diyerek Kooperatifler Kanunu 23. Maddesinde yer alan eşitlik ilkesine ve ayrıca 81/2. Maddesinde yer alan açık hükme aykırı davrandığını, davalı/borçlunun bu tutumu haklı kabul edilir ise dairesini teslim alamayan 69 ortağın diğer kooperatif ortaklarınca kaderlerine terk edilmesi ve tüm masraflara bu kalan ortakların katlanması söz konusu olacağını ve bunun kabulünün mümkün olmadığını, İcra takibine konu borç miktarlarından 2.885-TL’lik borç müvekkili kooperatifin 27.05.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulunda 7. Maddede tahmini bütçeye göre belirlenen ödeme planı uyarınca tahakkuk ettirildiğini, müvekkili kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, davalı/borçlu da tasfiye sürecinde ortaya çıkan bu giderlerden diğer bütün kooperatif ortakları gibi sorumlu olduğunu, davalı/borçluya, işbu borcu Beyoğlu —-. Noterliğinin—– yevmiye nolu ihtarnamesi ile de bildirilmiş olduğunu, bu ihtarnamenin kendisine 27.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, Yargıtay—-. Hukuk Dairesi’nin 2015/6781 Esas, 2015/6671 Karar, 19.10.2015 tarihli kararı uyarıncada davalı/borçlunun takip miktarından sorumlu olduğunu, müvekkili kooperatifin alacağının likit ve muaccel olduğu, davalı/borçlu tarafça icra takibinden önce de bilinmekte olduğu dikkate alındığında, salt borcu ödeme süresinin uzatılması maksadıyla yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunun açık olduğunu, borçlunun haksız itirazı sebebiyle, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere takdir edilecek icra inkar tazminatının, davalı/borçludan alınarak kendilerine verilmesi gerektiğini, bu nedenler İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/29886 Esas sayılı takibine yaptığı haksız itirazının İPTALİ ile Takibin DEVAMINA, Asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere takdir edilecek icra inkâr tazminatının davalı/borçludan tahsili ile taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/borçlu tarafa yüklenilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, 31.10.1999 tarihinde üyesi olduğu —— olan tüm borçlarını ortağı olduğu———- ile birlikte eksiksiz ve zamanında ödemiş olduğunu ve sonuç olarak 2008 yılında ————-” no’lu dairesinin tapusunu teslim aldığını, akabinde 06.10.2011 tarihinde dairesini dava dışı —– isimli şahsa sattığını, satış sürecinde kooperatife ortaklıktan çıkma iradesini beyan ettiğini ve tahakkuk ettirilen ek aidatları ödediğini, kooperatif ile bu şekilde hesaplaşarak 31.12.2011 tarihli borcu yoktur yazısını aldığını, müvekkilinin iyiniyetli olarak, bu işlem ile kooperatif ortaklığının da artık sona erdiğini düşündüğünü, ortaklıktan çıkma için noter kanalıyla da bildirim yapması gerektiğini çok sonra öğrenmiş olduğunu ve davalı kooperatife Kadıköy —-. Noterliği’nin 12.04.2017 tarihli ve — yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek kooperatif ortaklığından çıktığını bildirdiğini, bu ihtarname davalı kooperatif tarafından 13.04.2017 tarihinde tebellüğ edildiğini ancak dikkate alınmadığıunı ve müvekkilinden aidat adı altında ödeme talep edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin çıkma hakkını daha önce kullanmış olduğunu Kadıköy —- Noterliği’nin — tarihli ve — yevmiye numaralı ihtarnamesini göndermek suretiyle davalı kooperartife hatırlattığını, davalı kooperatif bu ihtarnameye Beyoğlu —. Noterliği’nin 25.07.2018 tarihli — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vererek “kooperatif üyeliğinden istifanın, istifa öncesi doğan ödeme yükümlülüklerinden ve istifa sonrası doğacak tasfiye giderlerinden sorumluluğu ortadan kaldırmayacağını” gerekçe göstererek —– tarihinden sonra doğmuş 2885.-TL aidat ve 100.-TL arttırılmış sermaye payı alacağı olmak üzere toplam ——- ödeme talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Beyoğlu —. Noterliği’nin 31.08.2018 tarihli — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gerek Kooperatifler Kanunu gerekse Kooperatif Ana Sözleşmesi uyarınca çıkma hakkının tek taraflı yenilik doğrucu bir hak olduğu ve usulüne uygun kullanıldığı cevaben ihtar edildiğini, bu ihtardan sonra da davalı kooperatif tarafından aidat talep edilmeye devam edildiğini, ödenmediği taktirde müvekkile icra takibi açılacağının belirtildiğini, bu nedenle icra takibi tehdidi altında bulunan müvekkil tarafından davacı kooperatife borcu bulunmadığına dair mahkememizin — Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açmış olduğun ve dosyanın derdest olduğunu, müvekkili tarafından menfi tespit davası açıldıktan sonra davacı kooperatif tarafından müvekkiline karşı dava konusu İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün 2018/29886 Esas sayılı dosyası ile 2885.-TL aidat alacağının tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin kooperatif ortaklığından çıktığını 13.04.2017 tarihinden sonra doğmuş bulunan bu aidat borcundan sorumlu olmaması nedeniyle müvekkil tarafından icra takibine itiraz edildiğini, dava konusu edilen icra takibine konu alacak talebi esasen müvekkili tarafından açılan menfi tespit davasıyla borçlu bulunmadığının tespiti talep edilen alacak ile aynı olduğunu bu nedenle tarafları aynı ve konusu irtibatlı davalar olduğunu bu nedenlerle öncelikle hukuki ve fiili irtibat bulunan bu dosyanın İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1213 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, aksi taktirde 2018/1213 Esas sayılı dosya sonucunun beklenmesini, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli açılan icra takibi nedeniyle İİK md.67/2 uyarınca davacının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif alacağından kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
-Davacı vekili, dava dosyasının yine mahkememizin esasına kayıtlı —- esas sıyılı dosya ile aralarında bağlantı bulunması ve usul ekonomisi de dikkate alınarak HMK. 166.maddesi uyarınca birleştirlmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin — esas sayılı dosyası incelenmiş, her iki dosyanın taraflarının ve ihtilaf konularının aynı olduğu anlaşılmış olup, dosyalar hakkında verilecek hükümler arasında çelişki oluşmaması, ödenmesi gerektiği iddia edilen alacak miktarlarının kabul veya ret durumuna göre tekerrüre sebebiyet vermemesi gerektiği değerlendirilmekle, her iki dava arasında bağlantı bulunması sebebiyle HMK 166. maddeye göre birleştirilmesine karar vermek gerekmiş olup mahkememizce aşağıdaki hüküm tesis edilmişti
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İş bu davanın, aralarındaki irtibat nedeni ile HMK 166/1 maddesi uyarınca birleştime talep edilen İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin——Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Harç, masraf, ücreti vekalet tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla değerlendirilmesine,
3-Esasın derhal kapatılarak birleştirme kararıyla birlikte dosyanın İstanbul Anadolu —–.Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyası üzerinden DEVAMINA,
4-Tebliğ işlemlerinin Mahkememizin —–Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılmasına,
Dair esas hakkında hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık bu aşamada kanun yolu kapalı olmak üzere karar verildi